97 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe ve Ahmed b. Abde ed-Dabbî, onlara Hammâd b. Zeyd, ona Ğaylân b. Cerîr, ona Abdullah b. Ma'bed, ona da Ebu Katâde (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'e (sav), 'Ey Allah'ın Rasülü! Günlerinin tamamını oruçlu geçiren kimsenin durumu nasıldır?' diye sorulduğunda, Nebî (sav) 'O ne oruç tutmuş ne de iftar etmiş sayılır" veya 'Oruç da tutmamış iftar da etmemiştir' buyurdu." Bu konuda Abdullah b. Amr, Abdullah b. Şıhhîr, İmrân b. Husayn ve Ebu Musa'dan da hadis nakledilmiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Ebu Katâde hadisi, hasen bir hadistir. İlim ehlinden bazıları senenin tamamını oruçlu geçirmeyi kerih görmüş, bir kısım ise caiz kabul edip şöyle demişlerdir: 'Hadiste zikredilen sene boyu oruç tutmanın oruç sayılmayacağı hükmü, kişinin ramazan ve kurban bayramları ile teşrîk günlerinde de oruç tutması durumu için geçerlidir. Bu günlerde oruç tutmayan kimse, söz konusu mekruhluk dairesinden çıkmış olup, senenin tamamını oruçlu geçiren kimse gibi olmaz.' Mâlik b. Enes'ten de böyle bir görüş nakledilmiş olup, bu aynı zamanda Şâfiî'nin de görüşüdür. Ahmed (b. Hanbel) ve İshâk (b. Râhûye) de buna benzer hüküm vermiş ve şöyle demişlerdir: 'Ramazan ve kurban bayramı ile teşrik günleri olmak üzere Rasulullah'ın (sav) yasakladığı beş gün dışında (kişinin) orucunu bozması şart değildir.'
Açıklama: Hadiste 'O ne oruç tutmuş ne de iftar etmiş sayılır' ifadesini, 'tuttuğu oruçların da yapmış olduğu iftarların da sevabını elde edememiştir' şeklinde anlamak mümkündür.
Bana Züheyr b. Harb ve Muhammed b. Hatim, onlara İbn Mehdî, ona Süleym b. Hayyan, ona Said b. Mînâ, ona da Abdullah b. Amr, Hz. Peygamber'in (sav) kendisine şöyle dediğini nakletmiştir: " Ey Abdullah b. Amr! Bana senin gündüzleri oruç tuttuğun ve geceleri de sürekli namaz kıldığın haberi geldi. Böyle yapma! Bedeninin sende hakkı vardır. Gözünün sende hakkı vardır. Eşinin de sende hakkı vardır. Dolayısıyla sen bazen oruç tut, bazen tutma. Her ay üç gün oruç tutarsan bütün ömrünü oruç tutmuş gibi olursun." Ey Allah'ın Rasulü! Benim daha fazlasına gücüm yeter deyince şöyle buyurdu: "O zaman Davud'un (sav) orucunu tut. Yani bir gün oruç tut, bir gün tutma!" [Abdullah b. Amr sonraları şöyle hayıflanırdı: Keşke Hz. Peygamber'in (sav) ruhsatını kabul etseydim.]
Bize Musa, ona Ebu Avâne, ona Muğire, ona Mücahid, ona da Abdullah b. Amr şöyle rivayet etmiştir: Babam beni soylu bir kadın ile evlendirdi. Düzenli olarak gelinine gelip kocasını sorar, karısı da “(kocam) ne iyi bir adam, ona vardığımdan beri ne yatağa geldi ne de örtüyü araladı” derdi. Bu sıkça tekrarlanınca, babam, durumu Hz. Peygamber'e (sav) bildirdi. Hz. Peygamber (sav) de "Onu bana yolla" buyurdu. Sonra kendisi ile karşılaştım bana "nasıl oruç tutuyorsun?" buyurdu. “her gün” dedi. "Kur'an'ı nasıl hatmediyorsun" buyurdu. “her gece” dedi. Nebî (sav), "Her ay üç gün oruç tut ve ayda bir hatim indir" buyurdu. Abdullah der ki: Ben “daha fazlasına gücüm yeter” dedim. O, "her hafta üç gün oruç tut" buyurdu. Ben “Bundan daha fazlasını yapabilirim” dedim. O, "İki gün oruçsuz geçir, bir gün oruç tut" buyurdu. Ben “Bundan daha fazlasını yapabilirim” dedim. O, "En faziletli orucu, Davud orucunu tut. Bir gün oruç tut, bir gün tutma. Hafta da bir hatim indir" buyurdu. Keşke Rasulullah'ın (sav) ruhsatını kabul etseydim. Zira ben yaşlandım ve zayıf düştüm. Ailesinden biri Kur'an'ın yedide birini kendisine gündüz okurdu. Kendisine gündüz okudukları geceleyin kolaylık olması içindi. Güç toplamak istediğinde günlerce oruç tutmaz, sonra hesaplar ve Nebî'ye verdiği sözden dönme endişesinden dolayı misliyle onları tutardı. Ebu Abdullah der ki: Bazı râviler üç bazıları beş gün, ama çoğunluğu 7 gün demiştir.
Bize Süleyman b. Harb ve Müsedded, onlara Hammad b. Zeyd, ona Ğaylan b. Cerir, ona Abdullah b. Mabed ez-Zimmanî, ona da Ebu Katade (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam Nebî'ye (sav) gelip 'Ya Rasulullah! Nasıl oruç tutuyorsun?' dedi. Hz. Peygamber (sav) adamın sorusuna öfkelendi. Ömer bunu görünce 'Rab olarak Allah'tan, din olarak İslâm'dan, peygamber olarak da Muhammed'den (sav) razı olduk! Allah'ın gazabından ve Rasulü'nün öfkesinden yine Allah'a sığınırız' dedi. Rasulullah'ın (sav) öfkesi dinene dek Ömer (ra) bu sözleri tekrar etti. (Soruyu soran adam) 'Ey Allah'ın Rasulü! Senenin tamamını oruçlu geçiren kimsenin durumu nasıldır?' dedi. Hz. Peygamber 'O kimse ne oruç tutmuş ne de iftar etmiş sayılır' buyurdu. Müsedded rivayetinde 'O kimse oruç tutmamış iftar da etmemiştir' veya 'Ne oruç tutmuş ne de iftar etmiştir' demiştir. Bu şüphe hadisin râvisi Ğaylan'dan kaynaklanmaktadır. (Adam) ;Ey Allah'ın Rasulü! İki gün oruç tutup bir gün tutmayanın durumu nasıldır?' diye sorunca, Hz. Peygamber 'Bu oruca kim güç yetirebilir ki?' buyurdu. (Adam) Ey Allah'ın Rasulü! Peki bir gün oruç tutup bir gün tutmayanın hali nasıldır?' dedi. Hz. Peygamber 'Bu, Davud'un (as) orucudur' buyurdu. (Adam), Ey Allah'ın Rasulü! Bir gün oruç tutup iki gün tutmayanın durumu nasıldır?' deyince, Hz. Peygamber "Buna gücümün yeteceğini umuyorum' dedi ve şöyle ekledi 'Her aydan üç gün ve ramazan ayından ramazan ayına tutulan oruç, senenin tamamını oruçlu geçirmek gibidir. Allah'tan, arefe günü orucunu önceki ve sonraki senenin günahlarına kefaret kılacağını ümit ediyorum. (Aynı şekilde) Allah'ın, Aşure orucunu da önceki senenin günahlarına kefaret kılacağını ümit ederim."
Bana Züheyr b. Harb ve Muhammed b. Hatim, o ikisine (Abdurrahman) b. Mehdi, ona Selim b. Hayyan, ona Said b. Mina, ona da Abdullah b. Amr, Hz. Peygamber'in (sav) kendisine şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Ey Abdullah b. Amr! Bana senin gündüzleri oruç tuttuğun, geceleri de namaz kıldığın haberi geldi. Böyle yapma. Zira bedeninin senin üzerinde hakkı vardır. Gözünün senin üzerinde hakkı vardır. Eşinin de senin üzerinde hakkı vardır. Bazen oruç tut, bazen tutma. Her ay üç gün oruç tutarsan bütün ömrünü oruç tutmuş gibi olursun. Ben de 'Ey Allah'ın Resulü! Buna gücüm yetiyor' deyince şöyle buyurdu: 'O zaman Davud'un (as) orucunu tut. Yani bir gün oruç tutup bir gün tutma.' Abdullah b. Amr sonraları şöyle derdi: 'Keşke Hz. Peygamber'in verdiği ruhsatı kabul etseydim.'"
Bize Hasan b. Ali, ona Abdürrezzak (b. Hemmâm), ona Mamer (b. Raşid), ona (İbn Şihâb) ez-Zührî, ona (Said) İbn Müseyyeb ve Ebu Seleme, onlara da Abdullah b. Amr b. Âs (r.anhumâ) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) karşıma çıktı ve bana 'Senin, geceleri (sürekli) namaz kılacağım ve gündüzleri de (daima) oruç tutacağım dediğin bana ulaştı' buyurdu. (Abdullah) 'Evet ey Allah'ın Rasulü! Bunu dedim' karşılığını verdi. Hz. Peygamber (sav) '(Geceleri hem) namaz kıl (hem) uyu. Oruç tut ama (bazı günler de) tutma. Her aydan üç gün oruç tut. Bu, tüm seneyi oruçlu geçirmek gibidir' buyurdu. Ben 'Ey Allah'ın Rasulü! Bundan daha fazlasını yapabilirim' deyince, 'O halde, bir gün oruç tut, iki gün tutma' buyurdu. Ben tekrar 'Bundan daha fazlasını yapabilirim' deyince, 'O zaman, bir gün oruç tut, bir gün tutma. Bu orucun orta yoludur ve Davud'un (as) orucudur' buyurdu. Ben 'Bundan da fazlasını yapabilirim' deyince, Rasulullah (sav) 'Bundan daha faziletli bir oruç yoktur' buyurdu.
Bize İshak, ona Halid; (T) Bana Abdullah b. Muhammed, ona Amr b. Avn, ona Halid, ona Halid, ona da Ebu Kılâbe şöyle söylemiştir: Ebu Melih bana şöyle dedi: Baban Zeyd ile birlikte Abdullah b. Amr'ın yanına girdim, bize, şöyle anlattı: Rasulullah'a (sav) benim orucumdan bahsedilmiş, O da benim yanıma girdi, kendisine, dışı lifli deriden bir yastık sundum, ama O yere oturdu ve yastık benimle onun arasında kalıverdi. Hz. Peygamber (sav) "her aydan üç gün (oruç tutmak) sana yetmiyor mu" buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü, (daha fazlasını yapabilirim)” dedim. "beş gün?" buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü, (daha fazlasını yapabilirim)” dedim. Hz. Peygamber (sav) "yedi gün?" buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü, (daha fazlasını yapabilirim)” dedim. O "dokuz gün?" buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü, (daha fazlasını yapabilirim)” dedim. Hz. Peygamber (sav) "on bir gün" buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü, (daha fazlasını yapabilirim)” dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Davud orucunun üzerinde oruç yoktur. Öyleyse sen bir gün oruç tutup bir gün iftar ederek senenin yarısını oruçlu geçir" buyurdu.
Bize Hallâd b. Yahya, Mis'ar, ona Habib b. Ebu Sabit, ona Ebu Abbas, ona da Abdullah b. Amr b. Âs şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bana "senin geceleri namaz kılıp, gündüzleri oruç tuttuğun haberi bana ulaştı, doğru mu?" buyurdu, ben de “Evet” dedim. Rasulullah "sen bunu yaptığın zaman, gözler içeri çöker, beden de yorulup zayıf düşer. En iyisi her aydan üç gün oruç tut. Bu da bütün yıl orucu yahut bütün yıl orucu gibidir" buyurdu. Ben “kendimde daha fazla buluyorum” dedim. Mıs'ar der ki: Kuvvet buluyorum demek istemiştir. Rasulullah "öyleyse Davud Peygamber orucu tut. O, bir gün oruç tutar, bir gün yerdi ve düşmanla karşılaştığı zaman kaçmazdı" buyurdu.
Bize İshak, ona Halid; (T) Bana Abdullah b. Muhammed, ona Amr b. Avn, ona Halid, ona Halid, ona da Ebu Kılâbe şöyle söylemiştir: Ebu Melih bana şöyle dedi: Baban Zeyd ile birlikte Abdullah b. Amr'ın yanına girdim, bize, şöyle anlattı: Rasulullah'a (sav) benim orucumdan bahsedilmiş, O da benim yanıma girdi, kendisine, dışı lifli deriden bir yastık sundum, ama O yere oturdu ve yastık benimle onun arasında kalıverdi. Hz. Peygamber (sav) "her aydan üç gün (oruç tutmak) sana yetmiyor mu" buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü, (daha fazlasını yapabilirim)” dedim. "beş gün?" buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü, (daha fazlasını yapabilirim)” dedim. Hz. Peygamber (sav) "yedi gün?" buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü, (daha fazlasını yapabilirim)” dedim. O "dokuz gün?" buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü, (daha fazlasını yapabilirim)” dedim. Hz. Peygamber (sav) "on bir gün" buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü, (daha fazlasını yapabilirim)” dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Davud orucunun üzerinde oruç yoktur. Öyleyse sen bir gün oruç tutup bir gün iftar ederek senenin yarısını oruçlu geçir" buyurdu.