1671 Kayıt Bulundu.
Bize Hüseyin, ona Halef, ona da Hafs b. Ömer, Enes'in (r.a.) şöyle dediğini rivayet etti: “Bir toplulukta Rasûlullah (s.a.v.) ile birlikte oturuyordum. Bir adam geldi, Hz. Peygamber'e (s.a.v.) ve topluluğa selam verdi. Adam 'es-Selamu aleyküm ve rahmetullah' dedi. Hz. Peygamber (s.a.v.); 'Ve aleykümü’s-selam ve rahmetullahi ve berekâtüh' diyerek selamı aldı. Adam oturunca; 'el-Hamdü lillahi hamden kesiren tayyiben mübareken fih' dedi. Peygamber (s.a.v.) ona; “Ne söyledin?” diye sordu. Adam söylediği sözü tekrar etti. Hz. Peygamber (s.a.v.); 'Hayatım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, bu sözleri yazmak için son derece istekli on melek ileri atıldı, fakat ne kadar sevap yazacaklarını bilemediler. Sonunda bunu izzet sahibi olana (Allah'a) götürdüler, 'Kulumun söylediği gibi yazın' buyurdu.”
Açıklama: isnadı kavidir.
Açıklama: mütabileriyle sahihtir.
Açıklama: 1. Çocuklara selam vermek caiz, hatta İslam adabınca bir görevdir. Zira çocuklar selam alıp verme adabını bu şekilde öğrenirler. 2. Çocukların oyun oynuyor olmaları kendilerine selam verilmesine mani değildir. 3. Sahabiler Hz. Peygamber'den öğrendikleri hususları bizzat tatbik etmek suretiyle kendi talebelerine öğretmişlerdir. Bu olayda Enes (r.a.) kendi başından geçen ve bizzat yaşayarak öğrendiği bir hususu, talebesi Sabit el-Bünânî'ye öğretmiş, o da bu öğrendiğini uygulamıştır.
Bize Abdürrezak, ona Ma‘mer, ona da Zührî, Enes b. Mâlik'in (r.a.) şöyle dediğini rivayet etti: “Hz. Peygamber (s.a.v.), namaz kılarken (eliye veya başıyla) işaret ederek selam alıyordu."
Açıklama: Mütabileri ile sahihtir.
Açıklama: 1. Hz. Peygamber (s.a.v.) hizmetçisinin yanına geldiğinde o ve yanındakiler çocuk oldukları halde kendilerine selam vermeyi ihmal etmemiştir. Bu da çocukların selam alıp verme adabını öğrenmeleri için kendilerine selam verilmesinin uygun ve hatta gerekli olduğunu göstermektedir. 2. Bir grup insanın yanına gelindiğinde içlerinden sadece birine değil, tamamına selam verilir. 3. Sır saklamak önemli bir adabdır. Hele Hz. Peygamber'in (s.a.v.) sırrını saklamak çok daha büyük önem arz eder. Bu sebeple Enes (r.a.) bu sırrı en yakınlarından dahi saklamıştır. Bazı alimlere göre sır sahibinin vefatından sonra onu açıklamak caiz olmakla birlikte, bu durumun sırrın içeriğine göre değiştiğini söylemek daha doğrudur. Zira Enes (r.a.) Hz. Peygamber'in hayatında bu sırrı annesine söylemediği gibi, Hz. Peygamber'in vefatından yıllar sonra da en yakın talebesi olan Sabit el-Bünânî'ye dahi bu sırrı ifşa etmemiştir.
Açıklama: 1. Hz. Peygamber (s.a.v.) hizmetçisinin yanına geldiğinde o ve yanındakiler çocuk oldukları halde kendilerine selam vermeyi ihmal etmemiştir. Bu da çocukların selam alıp verme adabını öğrenmeleri için kendilerine selam verilmesinin uygun ve hatta gerekli olduğunu göstermektedir. 2. Bir grup insanın yanına gelindiğinde içlerinden sadece birine değil, tamamına selam verilir. 3. Sır saklamak önemli bir adabdır. Hele Hz. Peygamber'in (s.a.v.) sırrını saklamak çok daha büyük önem arz eder. Bu sebeple Enes (r.a.) bu sırrı en yakınlarından dahi saklamıştır. Bazı alimlere göre sır sahibinin vefatından sonra onu açıklamak caiz olmakla birlikte, bu durumun sırrın içeriğine göre değiştiğini söylemek daha doğrudur. Zira Enes (r.a.) Hz. Peygamber'in hayatında bu sırrı annesine söylemediği gibi, Hz. Peygamber'in vefatından yıllar sonra da en yakın talebesi olan Sabit el-Bünânî'ye dahi bu sırrı ifşa etmemiştir.
Açıklama: mütabileriyle sahihtir.
Açıklama: 1. Çocuklara selam vermek caizdir, hatta selamlaşma adabını öğrenmeleri için kendilerine selam verilmesi daha güzeldir. 2. Çocukların oyun oynuyor olmaları kendilerine selam verilmesine mani değildir. Bunu lehviyyat ile meşgul olana selam verilmez kabilinden değerlendirmek doğru değildir.