Giriş


Açıklama: mütabileriyle sahihtir.

    Öneri Formu
71664 HM014786 İbn Hanbel, III, 346


    Öneri Formu
72117 HM014971 İbn Hanbel, III, 363


    Öneri Formu
60952 HM013192 İbn Hanbel, III, 207


    Öneri Formu
61094 HM009938 İbn Hanbel, II, 461


    Öneri Formu
62745 HM015127 İbn Hanbel, III, 380


    Öneri Formu
71768 HM014848 İbn Hanbel, III, 352


Açıklama: Hz. Peygamber'in üç kere selam vermesi üç kere peşpeşe selamlaması anlamına gelmemektedir. Onun üç kere selam vermesi, 1. bir eve geldiğinde giriş için izin istemek üzere, 2. İçeri girdikten sora evdekileri selamlamak amacıyla, 3. kalkarken ev halkını selamlamlamak olarak anlaşılmıştır (Aynî, Umde, III, 176 -Şamile-). Allah Resûlü önemli olan ifadeleri ise iyice anlaşılsın diye üç kere tekrar etmiştir.

    Öneri Formu
61165 HM013253 İbn Hanbel, III, 213


Açıklama: mütabileriyle sahihtir.

    Öneri Formu
62751 HM013413 İbn Hanbel, III, 228


Açıklama: 1. Hz. Peygamber (s.a.v.) hizmetçisinin yanına geldiğinde o bir çocuk olduğu halde kendisine selam vermeyi ihmal etmemiştir. Bu da çocukların selam alıp verme adabını öğrenmeleri için kendilerine selam verilmesinin uygun ve hatta gerekli olduğunu göstermektedir. 2. Sır saklamak önemli bir adabdır. Hele Hz. Peygamber'in (s.a.v.) sırrını saklamak çok daha büyük önem arz eder. Bu sebeple Enes (r.a.) bu sırrı en yakınlarından dahi saklamıştır. Bazı alimlere göre sır sahibinin vefatından sonra onu açıklamak caiz olmakla birlikte, bu durumun sırrın içeriğine göre değiştiğini söylemek daha doğrudur. Zira Enes (r.a.) Hz. Peygamber'in sağlığında annesine bu sırrı haber vermediği gibi, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) vefatı üzerinden yıllar geçtiği halde en yakın talebesi olan Sabit el-Bünânî dahil olmak üzere bu sırrı yine hiç kimseye söylememiştir.

    Öneri Formu
62928 HM013503 İbn Hanbel, III, 236


Açıklama: 1. Hz. Peygamber (s.a.v.) hizmetçisinin yanına geldiğinde o bir çocuk olduğu halde kendisine selam vermeyi ihmal etmemiştir. Bu da çocukların selam alıp verme adabını öğrenmeleri için kendilerine selam verilmesinin uygun ve hatta gerekli olduğunu göstermektedir. 2. Sır saklamak önemli bir adabdır. Hele Hz. Peygamber'in (s.a.v.) sırrını saklamak çok daha büyük önem arz eder. Bu sebeple Enes (r.a.) bu sırrı en yakınlarından dahi saklamıştır. Bazı alimlere göre sır sahibinin vefatından sonra onu açıklamak caiz olmakla birlikte, bu durumun sırrın içeriğine göre değiştiğini söylemek daha doğrudur. Zira Enes (r.a.) Hz. Peygamber vefat edeli yıllar olduğu halde en yakın talebesi olan Sabit el-Bünânî'ye dahi bu sırrı ifşa etmemiştir.

    Öneri Formu
63270 HM013689 İbn Hanbel, III, 253