4992 Kayıt Bulundu.
Açıklama: Ravilerden Sabbah b. Yahya el-Müzeni münkerul hadis olmakla tenkid edilmektedir.( İbn Hacer, Lisan, IV, 182; Buhari, Tarih, IV, 314; İbn Ebû Hâtim, el-Cerh, IV, 442) Ubeyd b. Muhammed el-Muharibi münkerul-hadis, zayıf bir ravidir.(Mizzi, tehzibul-kemal, XIX, 231) 1. Rivayette meleklerin kula aksırdığında "elhamdülillah" dediğinde teşmitte bulunmadığına, 2. Kul aksırdığında "elhamdülilahi rabbil alemin" dediğinde meleklerinde teşmitte bulunarak "Allah sana rahmet etsin" diyecekleri ifade edilmektedir. Allah'ın Rab sıfatının zikrilmesi bir gereklilik olsaydı Hz. Peygamber (sav) akasırana "elhamdülillah" dediğinde teşmitte bulunmaz veya uyarırdı. Bu yorumun sonraki dönemde ravilerce ilave edildiğini gösteren bir husustur.
Açıklama: Esbat b. Azre hakkında Buhari bir şey demezken( Tarihul-kebir, II, 53), İbn Ebu Hatim meçhul (hal) olduğunu ifade etmektedir. (İlel, II, 231). 1.Teşmit edenlere aksıran yerine orada bulunan dini veya resmi büyük birinin karşılık vermesi mümkündür. 2. Teşmitte bulunanlara dua olarak "Allah size hidayet etsin ve halinizi ıslah etsin" denilebilir.
Açıklama: Ravilerden Yahya b. Abdullah el-Bablutî zayıf bir ravidir. (Zehebî, Siyer, XIX, 298) 1. Hata yapan bilgisiz birine gösterilen tepki daha olumsuz tepkiler vermesine sebep olmaktadır. 2. Eğitimci hata yapana veya hataya eleştiri getirmek yerine doğru olanı öğretmesi daha uygun yöntemdir. 3.İbadet esnasında huzuru kaçıracak davranış ve dünya kelamı olmaması gerekir. 4. Namazda aksırana teşmitte bulunulmaz.
Açıklama: Abdullah b. Lehia ihtilat etmiş bir ravidir.(İbn Hacer, Lisan, VI, 277)
Bize Muhammed b. Abdül'a'lâ es-San'ânî, ona Ömer b. Ali el-Mukaddemî, ona Nâfi b. Ömer el-Cumahî, ona Bişr b. Âsım, ona babası, ona da Abdullah b. Amr (ra) Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: "Yüce Allah, sığırların dilleriyle yalandıkları gibi, dilleriyle yalanan belâğatçıdan hoşlanmaz Ebû İsa şöyle demiştir: Bu şekliyle bu hadis hasen-garîbdir. Bu konuda Sa'd'dan da hadis rivayet edilmiştir.
Açıklama: İnsanın diliyle yalanması ifadesinden maksat, güzel konuştuğunu göstermek için avurdunu çatlata çatlata konuşmak, sığırın otları ağzına doldurduğu gibi kelimeleri ağzına doldurarak konuşmaktır. Burada maksat; hayra hizmet amacı taşımayan, gereksiz ve zorlama olarak edebiyat ve belâğat gösterisine kalkışan, laf cambazlığı yapan, lügat paralayan ve bunu da geçim vasıtası hâline getiren insanlardır. Hiç şüphesiz ki burada mutlak olarak güzel söz, edebî kelâm, fasîh ve belîğ konuşma zemmedilmemektedir. Çünkü bizzat Kur’ân-ı Kerîm, insanların benzerini söylemekten âciz kaldıkları bir belâğat şaheseridir. Hz. Peygamber de insanların en güzel, en edebî ve en fasîh konuşanı idi. Dolayısıyla belâğat ve edebiyat, mutlak olarak kötülenemez. Aksine burada böyle sözlerle zihinleri çelmek, insanları etkileyip meşrû olmayan hedeflere yöneltmek kötülenmektedir. Şüphesiz ki bu tür konuşmalarda yalan çokça bulunduğu gibi, riyâ ve gösteriş de ana gâyelerden biridir. Bu rivâyette hayvanların otla beslendiği gibi, o insanların da laf cambazlığı ile beslendikleri şeklinde bir teşbihten de söz edilebilir.