8977 - وحَدَّثَنا عَمْرُو بْنُ عَلِيٍّ، قَال: حَدَّثنا أَبُو داود، قَال: حَدَّثنا عَبد العزيز بن أبي سَلَمَة عن عَبد الله بن دينار، عَن أبي صالح، عَن أَبِي هُرَيرة، عَن النَّبِيّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيه وَسَلَّم قَالَ: إِذَا عَطَسَ أَحَدُكُمْ فَلْيَقُلِ الحمد لله وليقل له أخوه، أو صاحبه يرحمكم الله وليقل هو يهديكم الله ويصلح بالكم.
وَهَذَا الْحَدِيثُ لاَ نعلمُهُ يُرْوَى عَن أَبِي هُرَيرة إلاَّ من هذا الوجه، ولاَ نَعلم يُرْوَى عَنِ النَّبِيّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيه وَسَلَّم في يهديكم الله ويصلح بالكم أصح من هذا الحديث.
Açıklama: Bezzâr'ın Ebû Davud et-Tayalisî'den naklettiği bu rivayet Müsned'inde yer almamaktadır. Tayalisinin Müsnedinde bu konuda iki rivayet yer almaktadır. Bunlardan biri Şube, Abdurrahman b. Leyla, babası, Eyyub el-Ensârî isnadıyla Hz. Peygamber (sav) isnadıyla nakledilmektedir: "Biriniz aksırdığında her durumda Allah'a hamd olsun desin. Ona teşmitte bulunan kişi ona "Allah sana rahmet etsin" desin. O da teşmitte bulunan kişiye Allah beni de sizi de bağışlasın desin. (Tayalisi, Müsned, I, 156 H.no: 81) ve ikinci rivayet Verkâ, Hilal b. Yesaf, Halid el-Arfece el-Eşcâî, Salim b. Ubeydullah el-Eşcaî ile yürüyorlardı bir adam aksırdı ve: "es-Selamu aleykum" dedi. Salim ona şöyle dedi: "Sana ve annene selam olsun". Bir saat yürüdükten sonra adama herhalde dediğimden hoşlanmadın"dedi. Adam: "Keşke annemi iyiliği veya kötülüğü ile anmamanı isterdim" dedi. Salim: "-Ben sana Hz. Peygamber (sav) gördüğüm şekilde konuştum. Bir adam Hz. Peygamber (sav)'in yanında aksırdı ve selamun aleykum dedi. Hz. Peygamber (sav) ona: " sana ve annene de, sizden biri aksırdığında "elhamdülillahi rabbil alemin" desin. Kardeşi de ona "yerhamukellah" desin. o da ona: "Allah hidayet etsin, kalbini ve halini ıslah etsin" desin." (Tayalisi, Müsned, I, 320 H.no: 167) rivayetleri zikredilmektedir. Bu durum basılan nüshanın ya eksik olduğuna veya Bezzâr'ın Tayalisî'nin bir başka eserinden bu rivayeti naklettiğine işaret eder. Bununla birlikte Buhari, Bezzar'ın naklettiği bu rivayeti Tayalisi yerine Malik b. İsmail vasıtasıyla Abdilaziz b. Seleme'den aynı isnadla nakletmektedir. Buharî'nin tarikinde rivayet metininde فإذا قال له يرحمك الله فليقل (el-Buharî, Sahih, 1987-1407, V, 298 H.no: 5870)şeklinde verdiği ifadeyi, Bezzâr muhtasar bir ifade ile وليقل هو şeklinde vermektedir.
-...Genel olarak rivayetlerde aksıran ve Allaha hamd edene teşmit emredilmekle birlikte bazı rivayetlerde aksıranın teşmit edenlere karşılık olarak farklı dualar yapacağı zikredilmemektedir. Rivayetlerde "yehdikumullah ve yuslih balekum"= "Allah hidayet etsin ve düşünce ve kalbinizi ve halinizi ıslah eylesin" veya "yağfirullahu lena ve lekum"= "Allah sizi de bizi de bağışlasın" ifadesi yer almakta veya bir karşılık vereceği zikredilmemektedir.
Rivayette yer alan "hidayet", "ıslah" ve "bâl" kelimelerine kullanıldığı yer ve kişiler açısından Kuran ve hadislerde farklı anlamlar yüklemek mümkündür. Hidayet kelimesi gayrı müslim için imana gelmesi, mümin için sıratı müstakimde kalmasıdır. Islah kelimesi bâl kelimesi ile düşünce sisteminin ıslahı, kalbin ıslahı, halin ıslahı gibi anlamlar yüklenebilir. Allah'ın kızdığı veya delalet halinden kurtulmasını dilemektir. Mü'min için cennetle nimetlenenlerin makamlarında ameller konusunda doğrudan en doğruya yönelmektir. Zihnin ve kalbin sefası ile İslam fıtratı üzere kalabilmektir.
Hidayet ve ıslah ifadesinin Kuran-ı Kerim'de inananlar için de kullanıldığı bilinmektedir. Muhammed suresi 47/4-5. ayette: وَالَّذِينَ قُتِلُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَلَنْ يُضِلَّ أَعْمالَهُمْ (4) سَيَهْدِيهِمْ وَيُصْلِحُ بالَهُمْ Allah yolunda savaşanların amellerinin boşa gitmeyeceği ve onları Allah'ın hidayet edeceği (sıraatı müstakime) ve fikirlerini (kalblerini ve hallerini islam üzere sabit kılarak) ıslah edeceğini, düzelteceğini beyan etmektedir. Ayrıca Muhammed suresi 47/2 وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحاتِ وَآمَنُوا بِما نُزِّلَ عَلى مُحَمَّدٍ وَهُوَ الْحَقُّ مِنْ رَبِّهِمْ كَفَّرَ عَنْهُمْ سَيِّئاتِهِمْ وَأَصْلَحَ بالَهُمْ ayetinde inanıp salih amel işleyen ve Hz. Peygamber'e Kurana'ın Rableri tarafından indirildiğinin gerçek olduğuna iman edenlerin günahlarını bağışlayacağı ve fikirlerini (hal ve gönüllerini) ıslah edeceğini haber vermektedir. Bu iki ayette hidayet ve İslah kelimesi müminler için kullanılmaktadır. Gayrı müslim için hidayet dilemek imana gelmesini için dua; Kuran'a göre mü'min için hidayet dilemek sıratı müstakim üzere bir hayat dilemektir. Bu sebeble namazda her rekatta sıratı müstakıme hidayet olmak için dua edilir. Fatiha suresini "ihdinassıratal müstakim..." ayetini okuyarak Allah'a sıratı müstakim üzere bizi tutması için istekte bulunuruz.
-..Hadisten çıkarlacak hükümler:
1- Aksırmak dinçlik ve sağlık nişanesi olarak Allah'a hamdi gerektirecek bir durumdur.
2-Her halükarda aksıranın "elhamdulillah"= "Alah'a hamd ederim" demesi gerekir.
3- İnananlara teşmitte "yerhamukellah" ="Allah size rahmeti ile muamele eylesin" duası esastır.
4-Yahudiler ve gayrı müslimlere teşmitte "Yehdiku mullahu ve yuslihu bâlekum" ="Allah size iman nasip etsin ve yanlışta direnen düşünce dünyanızı ıslah eylesin" denilmesi esastır.
5- Aksıran teşmitte bulunanlara "Yedikumullahu ve yuslihu bâlekum" = "Allah sizi sıratı müstakm üzere kılsın ve kalbinizi islam dini üzere sabit eyleyerek halinizi düzeltsin" anlamınadır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
228085, BM008977
Hadis:
8977 - وحَدَّثَنا عَمْرُو بْنُ عَلِيٍّ، قَال: حَدَّثنا أَبُو داود، قَال: حَدَّثنا عَبد العزيز بن أبي سَلَمَة عن عَبد الله بن دينار، عَن أبي صالح، عَن أَبِي هُرَيرة، عَن النَّبِيّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيه وَسَلَّم قَالَ: إِذَا عَطَسَ أَحَدُكُمْ فَلْيَقُلِ الحمد لله وليقل له أخوه، أو صاحبه يرحمكم الله وليقل هو يهديكم الله ويصلح بالكم.
وَهَذَا الْحَدِيثُ لاَ نعلمُهُ يُرْوَى عَن أَبِي هُرَيرة إلاَّ من هذا الوجه، ولاَ نَعلم يُرْوَى عَنِ النَّبِيّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيه وَسَلَّم في يهديكم الله ويصلح بالكم أصح من هذا الحديث.
Tercemesi:
....- Ebû Hureyre (ra)'dan Hz. Peygamber (sav)'in şöyle dediği nakledildi:
"-Biriniz aksırdığında; "elhamdülillah" "Allah'a hamd olsun", deyiniz.
Kardeşi de ya da arkadaşı ona şöyle desin: - "yerhamukellah" (Allah size rahmet etsin)
O da karşılık olarak ona şöyle desin: "yehdikumullahu ve yuslihu bâlekum" (Allah sizi hidayet etsin (sıratı müstakım üzere dosdoğru kılsın), kalbinizi ve halinizi (düşünce ve fiillerinizi islam dini üzere sabit kılsın dalalete düşürmesin) ıslah eylesin) desin."
-...Bezzâr bu hadis Ebû Hureyre'den ancak bu tarikle nakledildiğini biliyoruz. Hz. Peygamber (sav)'den Allah hidayet etsin ve fikrinizi (kalbinizi, halinizi) ıslah eylesin sözünün bu hadisten daha sahih bir tarikini bilmiyoruz demektedir.
Açıklama:
Bezzâr'ın Ebû Davud et-Tayalisî'den naklettiği bu rivayet Müsned'inde yer almamaktadır. Tayalisinin Müsnedinde bu konuda iki rivayet yer almaktadır. Bunlardan biri Şube, Abdurrahman b. Leyla, babası, Eyyub el-Ensârî isnadıyla Hz. Peygamber (sav) isnadıyla nakledilmektedir: "Biriniz aksırdığında her durumda Allah'a hamd olsun desin. Ona teşmitte bulunan kişi ona "Allah sana rahmet etsin" desin. O da teşmitte bulunan kişiye Allah beni de sizi de bağışlasın desin. (Tayalisi, Müsned, I, 156 H.no: 81) ve ikinci rivayet Verkâ, Hilal b. Yesaf, Halid el-Arfece el-Eşcâî, Salim b. Ubeydullah el-Eşcaî ile yürüyorlardı bir adam aksırdı ve: "es-Selamu aleykum" dedi. Salim ona şöyle dedi: "Sana ve annene selam olsun". Bir saat yürüdükten sonra adama herhalde dediğimden hoşlanmadın"dedi. Adam: "Keşke annemi iyiliği veya kötülüğü ile anmamanı isterdim" dedi. Salim: "-Ben sana Hz. Peygamber (sav) gördüğüm şekilde konuştum. Bir adam Hz. Peygamber (sav)'in yanında aksırdı ve selamun aleykum dedi. Hz. Peygamber (sav) ona: " sana ve annene de, sizden biri aksırdığında "elhamdülillahi rabbil alemin" desin. Kardeşi de ona "yerhamukellah" desin. o da ona: "Allah hidayet etsin, kalbini ve halini ıslah etsin" desin." (Tayalisi, Müsned, I, 320 H.no: 167) rivayetleri zikredilmektedir. Bu durum basılan nüshanın ya eksik olduğuna veya Bezzâr'ın Tayalisî'nin bir başka eserinden bu rivayeti naklettiğine işaret eder. Bununla birlikte Buhari, Bezzar'ın naklettiği bu rivayeti Tayalisi yerine Malik b. İsmail vasıtasıyla Abdilaziz b. Seleme'den aynı isnadla nakletmektedir. Buharî'nin tarikinde rivayet metininde فإذا قال له يرحمك الله فليقل (el-Buharî, Sahih, 1987-1407, V, 298 H.no: 5870)şeklinde verdiği ifadeyi, Bezzâr muhtasar bir ifade ile وليقل هو şeklinde vermektedir.
-...Genel olarak rivayetlerde aksıran ve Allaha hamd edene teşmit emredilmekle birlikte bazı rivayetlerde aksıranın teşmit edenlere karşılık olarak farklı dualar yapacağı zikredilmemektedir. Rivayetlerde "yehdikumullah ve yuslih balekum"= "Allah hidayet etsin ve düşünce ve kalbinizi ve halinizi ıslah eylesin" veya "yağfirullahu lena ve lekum"= "Allah sizi de bizi de bağışlasın" ifadesi yer almakta veya bir karşılık vereceği zikredilmemektedir.
Rivayette yer alan "hidayet", "ıslah" ve "bâl" kelimelerine kullanıldığı yer ve kişiler açısından Kuran ve hadislerde farklı anlamlar yüklemek mümkündür. Hidayet kelimesi gayrı müslim için imana gelmesi, mümin için sıratı müstakimde kalmasıdır. Islah kelimesi bâl kelimesi ile düşünce sisteminin ıslahı, kalbin ıslahı, halin ıslahı gibi anlamlar yüklenebilir. Allah'ın kızdığı veya delalet halinden kurtulmasını dilemektir. Mü'min için cennetle nimetlenenlerin makamlarında ameller konusunda doğrudan en doğruya yönelmektir. Zihnin ve kalbin sefası ile İslam fıtratı üzere kalabilmektir.
Hidayet ve ıslah ifadesinin Kuran-ı Kerim'de inananlar için de kullanıldığı bilinmektedir. Muhammed suresi 47/4-5. ayette: وَالَّذِينَ قُتِلُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَلَنْ يُضِلَّ أَعْمالَهُمْ (4) سَيَهْدِيهِمْ وَيُصْلِحُ بالَهُمْ Allah yolunda savaşanların amellerinin boşa gitmeyeceği ve onları Allah'ın hidayet edeceği (sıraatı müstakime) ve fikirlerini (kalblerini ve hallerini islam üzere sabit kılarak) ıslah edeceğini, düzelteceğini beyan etmektedir. Ayrıca Muhammed suresi 47/2 وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحاتِ وَآمَنُوا بِما نُزِّلَ عَلى مُحَمَّدٍ وَهُوَ الْحَقُّ مِنْ رَبِّهِمْ كَفَّرَ عَنْهُمْ سَيِّئاتِهِمْ وَأَصْلَحَ بالَهُمْ ayetinde inanıp salih amel işleyen ve Hz. Peygamber'e Kurana'ın Rableri tarafından indirildiğinin gerçek olduğuna iman edenlerin günahlarını bağışlayacağı ve fikirlerini (hal ve gönüllerini) ıslah edeceğini haber vermektedir. Bu iki ayette hidayet ve İslah kelimesi müminler için kullanılmaktadır. Gayrı müslim için hidayet dilemek imana gelmesini için dua; Kuran'a göre mü'min için hidayet dilemek sıratı müstakim üzere bir hayat dilemektir. Bu sebeble namazda her rekatta sıratı müstakıme hidayet olmak için dua edilir. Fatiha suresini "ihdinassıratal müstakim..." ayetini okuyarak Allah'a sıratı müstakim üzere bizi tutması için istekte bulunuruz.
-..Hadisten çıkarlacak hükümler:
1- Aksırmak dinçlik ve sağlık nişanesi olarak Allah'a hamdi gerektirecek bir durumdur.
2-Her halükarda aksıranın "elhamdulillah"= "Alah'a hamd ederim" demesi gerekir.
3- İnananlara teşmitte "yerhamukellah" ="Allah size rahmeti ile muamele eylesin" duası esastır.
4-Yahudiler ve gayrı müslimlere teşmitte "Yehdiku mullahu ve yuslihu bâlekum" ="Allah size iman nasip etsin ve yanlışta direnen düşünce dünyanızı ıslah eylesin" denilmesi esastır.
5- Aksıran teşmitte bulunanlara "Yedikumullahu ve yuslihu bâlekum" = "Allah sizi sıratı müstakm üzere kılsın ve kalbinizi islam dini üzere sabit eyleyerek halinizi düzeltsin" anlamınadır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Bezzâr, Müsned-i Bezzâr, Ebu Hureyre 8977, 15/379
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Dinar el-Kuraşî (Abdullah b. Dinar)
4. Ebu Abdullah Abdülaziz b. Ebu Seleme el-Macişun (Abdülaziz b. Abdullah b. Meymun)
5. Ebû Dâvûd et-Tayâlîsî (Süleyman b. Davud b. Cârûd)
6. Ebu Hafs Amr b. Ali el-Fellâs (Amr b. Ali b. Bahr b. Kenîz)
Konular:
Adab, hapşıran kişiye hayır duada bulunulmalı
KTB, ADAB
Açıklama: Ebu Yahya Fuleyh b. Süleymân saduk çok hata yapan bir ravidir.(Zehebî, Siyer, XIII, 399)
Öneri Formu
Hadis Id, No:
140166, BS003394
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَلِىٍّ الرُّوذْبَارِىُّ أَخْبَرَنَا أَبُو بَكْرٍ : مُحَمَّدُ بْنُ بَكْرٍ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُونُسَ النَّسَائِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ عَمْرٍو حَدَّثَنَا فُلَيْحٌ عَنْ هِلاَلِ بْنِ عَلِىٍّ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ مُعَاوِيَةَ بْنِ الْحَكَمِ السُّلَمِىُّ قَالَ : لَمَّا قَدِمْتُ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- عُلِّمْتُ أُمُورًا مِنْ أُمُورِ الإِسْلاَمِ ، فَكَانَ فِيمَا عُلِّمْتُ أَنْ قِيلَ لِى إِذَا عَطَسْتَ فَاحْمَدِ اللَّهَ ، وَإِذَا عَطَسَ الْعَاطِسُ فَحَمِدَ اللَّهَ فَقُلْ يَرْحَمُكَ اللَّهُ - قَالَ - فَبَيْنَا أَنَا قَائِمٌ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فِى الصَّلاَةِ إِذْ عَطَسَ رَجُلٌ فَحَمِدَ اللَّهَ فَقُلْتُ : يَرْحَمُكَ اللَّهُ رَافِعًا بِهَا صَوْتِى ، فَرَمَانِى النَّاسُ بِأَبْصَارِهِمْ حَتَّى احْتَمَلَنِى ذَلِكَ فَقُلْتُ : مَا لَكُمْ تَنْظُرُونَ إِلَىَّ بِأَعْيُنٍ شُزْرٍ؟ قَالَ فَسَبَّحُوا ، فَلَمَّا قَضَى النَّبِىُّ -صلى الله عليه وسلم- الصَّلاَةَ قَالَ :« مَنِ الْمُتَكَلِّمُ؟ ». قِيلَ : هَذَا الأَعْرَابِىُّ فَدَعَانِى رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فَقَالَ :« إِنَّمَا الصَّلاَةُ لِقِرَاءَةِ الْقُرْآنِ وَذِكْرِ اللَّهِ ، فَإِذَا كُنْتَ فِيهَا فَلْيَكُنْ ذَلِكَ شَأْنَكَ ». فَمَا رَأَيْتُ مُعَلَّمًا قَطُّ أَرْفَقَ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم-.
Tercemesi:
Muaviye b. el-Hakem es-Sülemî'nin şöyle dediği nakledildi: "-Hz. Peygamber (sav)'e geldiğimde İslam'ın emirlerinden bazılarını öğrendim. Bu öğrendiklerimden birisi de aksırdığında "elhamdülillah" de, biri aksırdığında ve hamdettiğinde ona "yerhamukellah" demekti. Ben Hz. Peygamber (sav) ile beraber namazda idim o esnada bir adam aksırdı ve Allah'a hamd etti. Ben de yüksek bir sesle: "yerhamukellah" dedim. Cemaat gözleri ile beni öyle uyardılar ki bu beni şöyle demeye sevketti: "-Bana niçin öyle göz ucuyla bakıyorsunuz." O şöyle dedi: "Onlar subhanallah dediler. Hz. Peygamber (sav)namazı bitirdiğinde şöyle dedi: "Kim konuştu? -Denildi ki bu A'rabî. Hz. Peygamber (sav) beni çağırdı ve şöyle dedi: "Namaz Kuran kıraatıdır ve Alahı zikirdir. Namazda olduğunda durumun bu şekilde olsun." Ben Hz. Peygamber (sav)'den daha merhametli bir öğretici görmedim."
Açıklama:
Ebu Yahya Fuleyh b. Süleymân saduk çok hata yapan bir ravidir.(Zehebî, Siyer, XIII, 399)
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Salât 3394, 4/269
Senetler:
1. Muaviye b. Hakem es-Sülemi (Muaviye b. Hakem b. Malik b. Halid b. Sahr)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. İbn Ebu Meymune Hilal b. Ebu Meymune el-Kuraşî (Hilal b. Ali b. Üsame)
4. Ebu Yahya Füleyh b. Süleyman el-Eslemi (Abdülmelik b. Süleyman b. Râfi')
5. Ebu Âmir Abdülmelik b. Amr el-Kaysî (Abdülmelik b. Amr)
6. Muhammed b. Yunus en-Nesai (Muhammed b. Yunus)
7. Ebû Dâvûd es-Sicistânî (Süleyman b. el-Eş'as b. İshak es-Sicistâni)
8. Ebû Bekir Muhammed b. Dâse el-Basrî (Muhammed b. Bekir b. Muhammed b. Abdurrezzak b. Dâse)
9. Ali b. Ahmed eş-Şîrâzî (Ali b. Ahmed b. Abdân b. Muhammed b. el-Ferec b. Said)
Konular:
Adab, hapşıran kişiye hayır duada bulunulmalı
KTB, ADAB
KTB, NAMAZ,
Namaz, namaz esnasında hapşırmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
140394, BS003619
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو حَازِمٍ الْحَافِظُ أَخْبَرَنَا أَبُو سَهْلٍ : بِشْرُ بْنُ أَحْمَدَ بْنِ مَحْمُودٍ التَّمِيمِىُّ ح وَأَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ أَخْبَرَنَا مَخْلَدُ بْنُ جَعْفَرٍ الْبَاقَرْحِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى بْنِ سُلَيْمَانَ الْمَرْوَزِىُّ حَدَّثَنَا عَاصِمُ بْنُ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى ذِئْبٍ عَنِ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :« إِنَّ اللَّهَ تَعَالَى يُحِبُّ الْعُطَاسَ وَيَكْرَهُ التَّثَاؤُبَ ، فَإِذَا عَطَسَ أَحَدُكُمْ وَحَمِدَ اللَّهَ كَانَ حَقًّا عَلَى كُلِّ مُسْلِمٍ يَسْمَعُهُ أَنْ يَقُولَ : يَرْحَمُكَ اللَّهُ ، وَأَمَّا التَّثَاؤُبُ فَإِنَّمَا هُوَ مِنَ الشَّيْطَانِ ، فَإِذَا تَثَاوَبَ أَحَدُكُمْ فَلْيَرُدَّ مَا اسْتَطَاعَ ، فَإِنَّ أَحَدَكُمْ إِذَا قَالَ هَاهْ ضَحِكَ الشَّيْطَانُ مِنْهُ ».
Tercemesi:
Ebu Hureyre (ra) Hz. Peygamber (sav)'in şöyle dediğini nakletti:
"-Yüce Allah aksırmayı sever, esnemeden hoşlanmaz.Bir kişi aksırır ve Allah'a hamd ederse, duyan her müslüman üzerinde ona "Allah sana rahmet etsin" demek hakkıdır. Esnemeye gelince o şeytandır. Biriniz esnediğinde gücünüz nispetinde onu geri çevirin. Biriniz ha dediğinde şeytan ona güler."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Salât 3619, 4/391
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Said Keysan el-Makburî (Keysan Ebu Said)
3. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
4. İbn Ebu Zi'b Muhammed b. Abdurrahman el-Amiri (Muhammed b. Abdurrahman b. Muğîre el-Kureşî el-Âmirî)
5. Asım b. Ali el-Vasitî (Asım b. Ali b. Asım)
6. Muhammed b. Yahya el-Verrak (Muhammed b. Yahya b. Süleyman b. Zeyd)
7. Ebu Ali Mahled b. Cafer el-Bâkarhî (Mahled b. Cafer b. Mahled b. Süheyl)
7. Ebu Sehl Bişr b. Ahmed el-İsferâînî (Bişr b. Ahmed b. Bişr b. Mahmud)
8. Ebu Hazim Amr b. Ahmed el-A'rec (Ömer b. Ahmed b. İbrahim b. Abdûye)
8. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
Konular:
Adab, hapşıran kişiye hayır duada bulunulmalı
KTB, ADAB
Öneri Formu
Hadis Id, No:
140167, BS003395
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ وَأَبُو عَبْدِ اللَّهِ : إِسْحَاقُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ يُوسُفَ السُّوسِىُّ وَأَبُو سَعِيدِ بْنُ أَبِى عَمْرٍو قَالُوا أَخْبَرَنَا أَبُو الْعَبَّاسِ : مُحَمَّدُ بْنُ يَعْقُوبَ أَخْبَرَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ الْوَلِيدِ بْنِ مَزْيَدٍ أَخْبَرَنِى أَبِى حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِىُّ حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ أَبِى كَثِيرٍ عَنْ هِلاَلِ بْنِ أَبِى مَيْمُونَةَ قَالَ حَدَّثَنِى عَطَاءُ بْنُ يَسَارٍ حَدَّثَنِى مُعَاوِيَةُ بْنُ الْحَكَمِ السُّلَمِىُّ قَالَ قُلْتُ لِرَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- : إِنَّا كُنَّا حَدِيثَ عَهْدٍ بِجَاهِلِيَّةٍ ، فَجَاءَ اللَّهُ بِالإِسْلاَمِ ، وَإِنَّ رِجَالاً مِنَّا يَتَطَيَّرُونَ . قَالَ :« ذَلِكَ شَىْءٌ يَجِدُونَهُ فِى صُدُورِهِمْ فَلاَ يَصُدَّنَّهُمْ ». قَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ وَرِجَالٌ مِنَّا يَأْتُونَ الْكَهَنَةَ. قَالَ :« فَلاَ يَأْتُوهُمْ ». قَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ وَرِجَالٌ مِنَّا يَخُطُّونَ. قَالَ :« كَانَ نَبِىٌّ مِنَ الأَنْبِيَاءِ يَخُطُّ ، فَمَنْ وَافَقَ خَطَّهُ فَذَاكَ ».قَالَ : وَبَيْنَا أَنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فِى الصَّلاَةِ إِذْ عَطَسَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ فَقُلْتُ : يَرْحَمُكَ اللَّهُ فَحَدَقَنِى الْقَوْمُ بِأَبْصَارِهِمْ ، قَالَ فَقُلْتُ : وَاثُكْلَ أُمِّيَاهُ مَا لَكُمْ تَنْظُرُونَ إِلَىَّ؟ فَضَرَبَ الْقَوْمُ بِأَيْدِيهِمْ عَلَى أَفْخَاذِهِمْ فَلَمَّا رَأَيْتُهُمْ يُسَكِّتُونِى لَكِنِّى سَكَتُّ ، فَلَمَّا انْصَرَفَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- دَعَانِى فَبِأَبِى هُوَ وَأُمِّى مَا رَأَيْتُ مُعَلِّمًا قَبْلَهُ وَلاَ بَعْدَهُ أَحْسَنَ تَعْلِيمًا مِنْهُ ، وَاللَّهُ مَا ضَرَبَنِى وَلاَ كَهَرَنِى وَلاَ سَبَّنِى فَقَالَ :« إِنَّ صَلاَتَنَا هَذِهِ لاَ يَصْلُحُ فِيهَا شَىْءٌ مِنْ كَلاَمِ النَّاسِ ، وَإِنَّمَا هِىَ التَّسْبِيحُ وَالتَّكْبِيرُ وَتِلاَوَةُ الْقُرْآنِ ». وَذَكَرَ بَاقِىَ الْحَدِيثِ.
Tercemesi:
Muaviye b. el-Hakem es-Sülemî (ra) şöyle dedi: "- Hz. Peygamber (sav)'e şöyle dedim: Biz cahiliye dönemi olayları içindeydik. Allah İslam'ı getirdi. Bizden insanlar cahiliyyede teşeumda bulunuyorlardı ve ok çekiyorlardı. O şöyle açıkladı:"- Onlar gönüllerinde olanı buluyorlardı ve onu geri çevirmiyorlardı." Arkasından şöyle dedi: "-Ey Allah'ın elçisi bizden bazı adamlar kahnette bulunuyorlardı. Hz. Peygamber dediki "- Onlar geleceği bilemiyorlardı". O şöyle dedi: "-Ey Allah'ın elçisi bizden bazı adamlar plan çiziyorlardı." Hz. Peygamber şöyle dedi: "-Peygamberlerden bazıları da plan çiziyorlar ve bu planları çizdikleri plana uyuyor."
Ben Hz. Peygamber (sav) ile namazda iken topluluktan bir adam aksırdı ve bende hemen Allah sana rahmet etsin dedim. Topluluk beni gözleri ile uyardılar. Ben de şöyle dedim: "- Anası yok olasılar niçin bana dik dik bakıyorsunuz? Topluluk bunun üzerine dizlerine vurmaya başladı. Fakat ben onların beni susturmak istediklerini anladım ve sustum. Hz. Peygamber (sav)namazdan ayrıldığında beni çağırdı. Annem babam feda olsun onun gibi bir öğretmen ne ondan önce ne de daha sonra ondan daha güzel öğreten görmedim. O bana ne vurdu, ne küçümsedi ve ne de kötü söz söyledi ve Şöyle buyurdu:
"- Bizim bu namazımızda insan sözlerinden bir şey söylemek uygun olmaz. Namaz Allah'ı tesbih, tekbir ve Kuran okumaktan ibarettir." Hadisin geri kalan kısmını zikretti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Salât 3395, 4/270
Senetler:
1. Muaviye b. Hakem es-Sülemi (Muaviye b. Hakem b. Malik b. Halid b. Sahr)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. İbn Ebu Meymune Hilal b. Ebu Meymune el-Kuraşî (Hilal b. Ali b. Üsame)
4. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
5. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
6. Velid b. Mezyed el-Uzri (Velid b. Mezyed b. Yezid)
7. Abbas b. Velid el-Uzri (Abbas b. Velid b. Mezyed b. Yezid)
8. Muhammed b. Yakub el-Ümevî (Muhammed b. Yakub b. Yusuf b. Ma'kil b. Sinan b. Abdullah)
9. Ebu Abdullah İshak b. Muhammed es-Sûsî (İshak b. Muhammed b. Yusuf b. Yakub)
9. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
9. Ebu Said Muhammed b. Musa b. Şazan (Muhammed b. Musa b. Fadl b. Şâzân)
Konular:
Adab, hapşıran kişiye hayır duada bulunulmalı
Eğitim, Hz. Peygamber'in Müslümanları Eğitmesi
Hz. Peygamber, eğitim metodu
KTB, ADAB
Namaz, namazda konuşmak
حدثنا غندر عن شعبة عن الحكم وحماد في الرجل يدخل المسجد يوم الجمعة وقد خرج الإمام قال يسلم ويردون عليه وإذا عطس شمتوه وردوا عليه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
104741, MŞ005303
Hadis:
حدثنا غندر عن شعبة عن الحكم وحماد في الرجل يدخل المسجد يوم الجمعة وقد خرج الإمام قال يسلم ويردون عليه وإذا عطس شمتوه وردوا عليه
Tercemesi:
Bize Ğunder, ona da Şu’be, imam cuma günü hutbe okumak için minbere çıktığı sırada mescide giren adam hakkında, el-Hakem ile Hammâd‘ın şöyle fetva verdiklerini rivâyet etti: “O kişi (namaz kılanlara) selam verir, onlar da ona karşılık verirler; aksırırsa/hapşırırsa da ona “yerhamükellah” (Allah sana merhametiyle muamele eylesin) derler, karşılık verirler”.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Ebî Şeybe, Musannef-i İbn Ebû Şeybe, Salât 5303, 4/95
Senetler:
0. Maktu' (Maktu')
1. Ebu İsmail Hammad b. Ebu Süleyman el-Eş'arî (Hammad b. Müslim)
1. Ebu Abdullah Hakem b. Uteybe el-Kindî (Hakem b. Uteybe)
Konular:
Adab, hapşıran kişi hamdetmeli
Adab, hapşıran kişiye hayır duada bulunulmalı
Hutbe, Hapşırma, hutbe esnasında hapşırmak
KTB, ADAB
Selam, hutbe okunurken selamlaşmak