حدثنا محمد بن الصباح قال حدثنا شريك عن مهاجر هو الصائغ قال : كنت أجلس إلى رجل من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم ضخم من الحضرميين فكان إذا قيل له كيف أصبحت قال لا نشرك بالله
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165958, EM001134
Hadis:
حدثنا محمد بن الصباح قال حدثنا شريك عن مهاجر هو الصائغ قال : كنت أجلس إلى رجل من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم ضخم من الحضرميين فكان إذا قيل له كيف أصبحت قال لا نشرك بالله
Tercemesi:
Muhacir'den (bu adam kuyumcudur) rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Peygamber (S&lhlkhü Aleyhi ve SeUcm)'in ashabından olan Hadrarnût'lu kaba bir adamla oturuyordum. Ona:
— Nasıl sabahladın? dendiği zaman şöyle derdi;
— Allah'a ortak koşmuyoruz, (Elhamdü Lillâh).[998]
En kötü durum hiç şüphe yok ki, Allah'a ortak koşmak ve küfür üzere bulunmaktır. Bunun dışında iman sahibi olduktan sonra her haide hamd ve şükretmek elbette bir vazifedir. Bazı dünyevî kederler ve çekilen musî-better geçici olduğundan ve bunlara katlanmanın sevabı bulunduğundan bunlara sabrederek hamd ve şükrü eksik etmemelidir.
(Bu haber için başka bir kaynak bulunamamıştır.).[999]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1134, /861
Senetler:
()
Konular:
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
حدثنا إسماعيل قال حدثني مالك عن نافع عن عبد الله أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : إذا كانوا ثلاثة فلا يتناجى اثنان دون الثالث
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166270, EM001168
Hadis:
حدثنا إسماعيل قال حدثني مالك عن نافع عن عبد الله أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : إذا كانوا ثلاثة فلا يتناجى اثنان دون الثالث
Tercemesi:
— AbduIIah'dan rivayet edildiğine göre, Resûîüllah (Sallallahü aleyhi ve selem):
«İnsanlar üç kişi oldukları zaman, iki ikisi aralarında gizli konuşup üçüncüyü ayrı bırakmasınlar.»[1068]
Üç arkadaştan ikisinin aralarında gizli konuşmaya başlayarak üçüncü-, yü dışta bırakmaları,\bİr ayrılık ve nefret belirtisi olur. Bu hareket üçüncüyü hem üzer, hem de ürkütür. Üçüncü şahsın bilmediği bîr dille de aralarında konuşmaları aynryasak içine girer, üçüncü şahıstan izin ve rıza almadıkça böyle davranışlarda bulunmamalıdır. Kalabalık bîr halde, üçten ziyade kimselerin teşkil ettiği gruplar içinde İkİ kişinin gizlice aralarında konuşmasında mahzur yoktur. Bundan sonra gelecek Hadîs-Î Şerifte bu husus belirtilmiş olacaktır.[1069]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1168, /886
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
4. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
Konuşma, birilerinin yanında gizli konuşmak
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
حدثنا عمر بن حفص قال حدثني أبي قال حدثنا الأعمش قال حدثني شقيق عن عبد الله قال قال النبي صلى الله عليه وسلم : إذا كنتم ثلاثة فلا يتناجى اثنان دون الثالث فإنه يحزنه ذلك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166271, EM001169
Hadis:
حدثنا عمر بن حفص قال حدثني أبي قال حدثنا الأعمش قال حدثني شقيق عن عبد الله قال قال النبي صلى الله عليه وسلم : إذا كنتم ثلاثة فلا يتناجى اثنان دون الثالث فإنه يحزنه ذلك
Tercemesi:
— Abdullah'dan rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«Üç kişi olduğunuz zaman, üçüncüyü bırakıp iki kişi liralarında gizli konuşmasın; çünkü böyle hareket onu üzer.»[1070]
Bundan önceki Hadîs-i Şerife ve açıklamasına bakılsın.[1071]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1169, /887
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Ömer Hafs b. Gıyas en-Nehaî (Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muaviye b. Malik)
5. Ebu Hafs Ömer b. Hafs en-Nehaî (Ömer b. Hafs b. Giyas b. Talk b. Muaviye)
Konular:
Konuşma, birilerinin yanında gizli konuşmak
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
وحدثني أبو صالح عن بن عمر عن النبي صلى الله عليه وسلم : مثله قلنا فإن كانوا أربعة قال لا يضره
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166272, EM001170
Hadis:
وحدثني أبو صالح عن بن عمر عن النبي صلى الله عليه وسلم : مثله قلنا فإن كانوا أربعة قال لا يضره
Tercemesi:
— îbni Ömer, Peygamber (SaîîallahüÂleykiveSeltemj'dçn (önceki hadîsin) aynını rivayet etti. Biz dedik ki:
— Arkadaşlar dört ki§i olunca (da mı, iki kişinin fısıldaşması yasaktır)? İbni Ömer:
— Bu ona zarar vermez, dedi.[1072]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1170, /887
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
Konular:
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
حدثنا عثمان قال حدثنا جرير عن منصور عن أبي وائل عن عبد الله عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : لا يتناجى اثنان دون الآخر حتى يختلطوا بالناس من أجل أن ذلك يحزنه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166273, EM001171
Hadis:
حدثنا عثمان قال حدثنا جرير عن منصور عن أبي وائل عن عبد الله عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : لا يتناجى اثنان دون الآخر حتى يختلطوا بالناس من أجل أن ذلك يحزنه
Tercemesi:
— Abdullah'dan rivayet edildiğine göre, Peygamber (Saİlailahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«Kalabalığa karışmadıkça, iki kişi üçüncü arkadaşı bırakıp aralarında gizli konuşmasın; çünkü bu, onu üzer.»[1074]
Bu Hadîs-i Şeriften de anlaşılıyor ki, kalabalık İnsanlar içinde İken, iki kişinin kendi aralarında fısıldaşarak konuşmalarında yasaklık yoktur.[1075]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1171, /888
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
4. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
5. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
حدثنا قبيصة قال حدثنا سفيان عن الأعمش عن أبي صالح عن بن عمر قال : إذا كانوا أربعة فلا بأس
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166275, EM001172
Hadis:
حدثنا قبيصة قال حدثنا سفيان عن الأعمش عن أبي صالح عن بن عمر قال : إذا كانوا أربعة فلا بأس
Tercemesi:
îbni Ömer'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: «Arkadaşlar dört kişi oldukları zaman, (iki kişinin gizlice konuşmalarında) beis yoktur.»[1076]
1170 sayılı Hadîs-i Şerife bakılsın. Dört arkadaş içinden iki kişinin aralarında gizli konuşmalarında kerahet yoktur.[1077]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1172, /888
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Amir Kabisa b. Ukbe es-Süvaî (Kabisa b. Ukbe b. Muhammed)
Konular:
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا هشيم عن إسماعيل بن سالم عن حبيب بن أبي ثابت قال : كانوا يحبون إذا حدث الرجل أن لا يقبل على الرجل الواحد ولكن ليعمهم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166549, EM001304
Hadis:
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا هشيم عن إسماعيل بن سالم عن حبيب بن أبي ثابت قال : كانوا يحبون إذا حدث الرجل أن لا يقبل على الرجل الواحد ولكن ليعمهم
Tercemesi:
Ebû Sabit'in oğlu Hubeyb'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir :
«Bir insan konuştuğu zaman bir kimseye teveccüh etmesini ashab sevmezlerdi, umuma teveccühünü isterlerdi.»[1344]
Bir topluma karşı konuşurken bunlar arasından herhangi bir şahsı mu-hatab edinip, ona dönerek söz s&ylemek edebe aykırıdır. Dİğer İnsanlara kıymet vermemek veya onları hiçe saymak hissini uyandırır. İtimad ve sevgi bağlarını zedeler, nezaket kaidelerine aykırı düşer.[1345]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1304, /976
Senetler:
0. Maktu' (Maktu')
1. Habib b. Ebu Sabit el-Esedî (Habib b. Kays b. Dinar)
Konular:
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا وهب بن جرير قال حدثنا قرة بن خالد قال حدثني قرة بن موسى الهجيمي عن سليم بن جابر الهجيمي قال : أتيت النبي صلى الله عليه وسلم وهو محتب في بردة وإن هدابها لعلي قدميه فقلت يا رسول الله أوصني قال عليك باتقاء الله ولا تحقرن من المعروف شيئا ولو أن تفرغ للمستسقي من دلوك في إنائه أو تكلم أخاك ووجهك منبسط وإياك وإسبال الإزار فإنها من المخيلة ولا يحبها الله وإن امرؤ عيرك بشيء يعلمه منك فلا تعيره بشيء تعلمه منه دعه يكون وباله عليه وأجره لك ولا تسبن شيئا قال فما سببت بعد دابة ولا إنسانا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166285, EM001182
Hadis:
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا وهب بن جرير قال حدثنا قرة بن خالد قال حدثني قرة بن موسى الهجيمي عن سليم بن جابر الهجيمي قال : أتيت النبي صلى الله عليه وسلم وهو محتب في بردة وإن هدابها لعلي قدميه فقلت يا رسول الله أوصني قال عليك باتقاء الله ولا تحقرن من المعروف شيئا ولو أن تفرغ للمستسقي من دلوك في إنائه أو تكلم أخاك ووجهك منبسط وإياك وإسبال الإزار فإنها من المخيلة ولا يحبها الله وإن امرؤ عيرك بشيء يعلمه منك فلا تعيره بشيء تعلمه منه دعه يكون وباله عليه وأجره لك ولا تسبن شيئا قال فما سببت بعد دابة ولا إنسانا
Tercemesi:
— Süleym ibni Cabir El-Hüceymî!deıı rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
— Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seltem)'e gittim; o bir hırka içinde ihtiba etmişti: dizlerini dikerek oturmuştu. Hırkanın saçakları ayakları üzerindeydi. Ben dedim ki ;
— Ey Allah'ın Resulü bana öğüt ver. Peygamber buyurdu:
«Allah'dan korkup tafevaya sarıl; ve iyilikten hiç bir şeyi küçümseme, kuyudan su çekmek isteyene kendi kovandan onun kabına su boşaltmış olsan bile... Yahut yüzün güler olduğu halde kardeşinle konuşmuş olsan bile... Elbiseni yere sarkıtıp sürtmekten salan; çünkü bu kibirdendir ve Allah Sbunu sevmez. Eğer bîr kimse sende bildiği bir kusurla seni ayıplarsa, sen ona bildiğin bir şeyle onu ayıplama, ona kötü söyleme. Seni kötüleyeni bırak, (söylediğinin) günahı onundur, mükâfatı ise senindir. Asla hiç bir şeye de (insan olsun, hayvan olsun veya başka bir şey olsun.) sövme,»
demiştir ki; Bundan sonra ne bir insana sövdüm, ne de bir hayvana.[1096]
Oturmakla ilgili hallere dair bilgi için 1175 ve 1178 sayılı Hadîs-i Şeriflere müracaat edilsin. Burada oynca öğüt alınması gereken tavsiyeler vardır. Başta Allah korkusu gelmektedir. Zaten diğer bir Hadîs-i Şerifte :
«Hikmetin başı Allah, korkusudur.»
Buyurulmaktadır. İnanarak içten gelen Allah korkusu bütün fenalıkların kapısını kapar ve herkese iyilik kapılarını açar. Yeter ki, bu haşyet samimî olarak duyulmuş ve yaşanmış'olsun. İyiliğin küçüğü olmaz, mutlak surette iyilik etmeyi dinimiz emretmektedir. Bir kardeşin kovasına su boşaltmak, yüzüne karşı gülümser oirnak birer iyilik sayılır. Buniar dahi küçümsenmemelidir.
Entari ve etek gibi giyilen elbiseleri uzatıp yerde sürüterek dolaşmak büyüklük ve kibir alâmetidir. Ululuk ancak Allah'a mahsustur, Allah Tealâ kibirlenip böbürlenenleri sevmez ve onları sonunda hor ve hakîr durumda bırakır. Tevazu gösterenlerin de şanını yüceltir.
İnsan başkasının kusur ve ayıplarını araştırmamalı, .kendi noksanlarını düzeltmeye çalışmalıdır. Kendisini ayıplayana karşı da aynen mukabele etmeyip, onun kusurlarını açığa vurmarnalıdır. Böyle hareket eden sevap kazanır, ayıplayıcıya da vebal kalır.
Kötü söz söylemeyi Hz. Peygamber Efendimiz yasaklamışlardır. Hayvan, İnsarr ve eşya dahil hiç bir varlığa sövmek caiz değildir Sövmek ye kötü söylemek İsİâm edebi İle bağdaşmaz.[1097]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1182, /894
Senetler:
1. Ebu Cürey Süleym b. Cabir el-Hüceymi (Cabir b. Süleym)
2. Kurra b. Musa el-Hüceymi (Kurra b. Musa)
3. Ebu Halid Kurra b. Halid es-Sedûsî (Kurra b. Halid)
4. Ebu Abbas Vehb b. Cerir el-Ezdi (Vehb b. Cerir b. Hazim b. Zeyd b. Abdullah b. Şuca')
5. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Adab, oturma adabı
Allah İnancı, sevdiği ve sevmediği davranışlar
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Hz. Peygamber, tavsiyeleri
Kibir, elbiseyi yerde sürüyerek
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
KTB, LİBAS, GİYİM-KUŞAM
Müslüman, kardeşini küçük görmez
Müslüman, müslümana sövmek, hakaret etmek
Takva, ulaşmanın yolları
حدثنا موسى قال حدثنا ربعي بن عبد الله بن الجارود الهذلي قال حدثنا سيف بن وهب قال قال لي أبو الطفيل كم أتى عليك قلت أنا بن ثلاث وثلاثين قال أفلا أحدثك بحديث سمعته من حذيفة بن اليمان : أن رجلا من محارب خصفة يقال له عمرو بن صليع وكانت له صحبة وكان بسني يومئذ وأنا بسنك اليوم أتينا حذيفة في مسجد فقعدت في آخر القوم فانطلق عمرو حتى قام بين يديه قال كيف أصبحت أو كيف أمسيت يا عبد الله قال أحمد الله قال ما هذه الأحاديث التي تأتينا عنك قال وما بلغك عني يا عمرو قال أحاديث لم أسمعها قال إني والله لو أحدثكم بما أسمع ما انتظرتم بي جنح هذا الليل ولكن يا عمرو بن صليع إذا رأيت قيسا توالت بالشام فالحذر الحذر فوالله لا تدع قيس عبدا لله مؤمنا إلا أخافته أو قتلته والله ليأتين عليهم زمان لا يمنعون فيه ذنب تلعة قال ما نصرك على قومك يرحمك الله قال ذلك الي ثم قعد
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165959, EM001135
Hadis:
حدثنا موسى قال حدثنا ربعي بن عبد الله بن الجارود الهذلي قال حدثنا سيف بن وهب قال قال لي أبو الطفيل كم أتى عليك قلت أنا بن ثلاث وثلاثين قال أفلا أحدثك بحديث سمعته من حذيفة بن اليمان : أن رجلا من محارب خصفة يقال له عمرو بن صليع وكانت له صحبة وكان بسني يومئذ وأنا بسنك اليوم أتينا حذيفة في مسجد فقعدت في آخر القوم فانطلق عمرو حتى قام بين يديه قال كيف أصبحت أو كيف أمسيت يا عبد الله قال أحمد الله قال ما هذه الأحاديث التي تأتينا عنك قال وما بلغك عني يا عمرو قال أحاديث لم أسمعها قال إني والله لو أحدثكم بما أسمع ما انتظرتم بي جنح هذا الليل ولكن يا عمرو بن صليع إذا رأيت قيسا توالت بالشام فالحذر الحذر فوالله لا تدع قيس عبدا لله مؤمنا إلا أخافته أو قتلته والله ليأتين عليهم زمان لا يمنعون فيه ذنب تلعة قال ما نصرك على قومك يرحمك الله قال ذلك الي ثم قعد
Tercemesi:
Seyf ibni Vehb anlatıp demiştir ki, Ebu't-Tufeyl bana:
— Kaç Yaşındasın? diye sordu. Ben:
— Otuz üç yaşındayım, dedim. O şöyle dedi:
— Huzeyfe ibıü'l-Yeman'dan işittiğim bir hadîsi sana anlatayım, olmaz mı? Kendisine Amr ibni Suley' denen Muharib Hasafe Oğullarından bir adam — bu adam sahabî idi ve benim bugünkü yaşımda idi. Ben de bugünkü senin yaşında idim —, (onunla beraber) Mescid'de Huzeyfe'ye gittik. Ben insanların en.-arka tarafında oturdum. Amr îse yürüdü, Hu-zeyfe'nin önüne kadar gidip durdu. Dedi kî;
— Ey Abdullah (Huzeyfe)! Nasıl sabahladın? Yahut: Nasıl geceledin? Huzeyfe:
— Allah'a hamd ederim, dedi, Arnr;
— Senden bize gelen bu hadîsler nedir? dedi. Huzeyfe:
— Benden sana ulaşan nedir? Ey AmrS dedi. Amr:
— İşitmediğim hadîsler, dedi. Huzeyfe :
— Ben Allah'a yemin ederim ki, eğer işittiğim her şeyi size anlatsay-dım, beni bu geçenin bir kısmında beklemezdiniz, (benden daha işiteceğiniz şeyler var). Ancak ey Amr îbni Suley' (şunu biî) : «Kays (arab) kabilesini, Şam'ı istilâ etmiş gördüğün zaman, büsbütün sakın, (ihtiyatlı ol). Allah'a yemin ölsün Kays kabilesi, korkutmadık mümin bir Allah kulu bırakmıyacaktır, yahut onu öldürecektir. Yine Allah'a yemin olsun, müminler üzerine Öyle bir zaman gelecek ki, o vakit en küçük bir şeyi engeli ey emiye çeklerdir.» dedi. Amr:
— Allah sana merhamet etsin (ey Huzeyfe), senin -kavmine yardımın nedir? (Ne tavsiye edersin?) diye sordu. Huzeyfe dedi ki:
— Bu bana aittir, sonra da oturdu.[1000]
Nasıl sabahladın? Veya geceyi nasıl geçirdin? ifadesiyle hatır sormanın edebe uygun bir hareket olduğunu belirtmek için bir delil mahiyetinde getirilen buradaki haberin, diğer muhaddisler tarafından Hz. Peygamber (SalldllahüAleyhiveSellemye kadar yükseltildiği görülmektedir.
Müslüman Arablann Şam beldesini istilâ etmeleri zamanında birçok mümin kanlarının döküleceği, KerbeJâ vak'ası gibi korkunç ve üzücü olayların cereyan edeceği önceden haber verilmiş bulunmaktadır. Bu da Hz. Peygamberin birçok mucizeleri gibi, ayrı bîr mucizesi demektir. Bu Hadîs-i Şerifi biraz değişik lâfızla H â k i m 'in rivayet ettiğini Fa d I u ' 1 I a h ha-şİyesİnde kaydetmektedir. Fadlu'llah : C. II, s. 552.
Huzeyfe'nin hal tercemesi için 233 sayılı Hadîs-i Şerife müracaat edilsin. Amr ibni Suley'in sahabî olup olmadığı ihtilaflıdır. Bu haber için başka bir kaynak bulunamamıştır.[1001]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1135, /862
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ebu Abdullah Huzeyfe b. Yeman el-Absî (Huzeyfe b. Huseyl b. Cabir)
2. Ebu Tufeyl Amir b. Vasile el-Leysi (Amir b. Vasile b. Abdullah b. Umeyr b. Cabir)
3. Seyf b. Vehb et-Teymi (Seyf b. Vehb)
4. Rib'i b. Abdullah el-Hüzeli (Rib'i b. Abdullah b. Carud b. Salim)
5. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Kıyamet, alametleri, Gelecek Tasavvuru
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
حدثنا مسدد قال حدثنا معتمر عن ليث عن عطاء عن أبي هريرة قال : لا خير في فضول الكلام
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166556, EM001307
Hadis:
حدثنا مسدد قال حدثنا معتمر عن ليث عن عطاء عن أبي هريرة قال : لا خير في فضول الكلام
Tercemesi:
Ebû Hüreyre {Radiyallahu anh)'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
«Boş sözde hayır yoktur.»[1350]
Söz, insanın İçinde saklı duygulcrin ve gizli kuruntuların tercümanıdır. Ağıidcn çıkan söz yakalanmaz, geriye çevrilmesi de mümkün olmaz.'Onun İçin akıllı kimseye yaraşan, diünİ tutmakla söz sürçmelerinden sakınmak, zarar doğuracak düşüşlerden korunmaktır. İnsan konuşmadığı zaman durum daima lehinedir. Fakat konusunca ya lehine olur yahut aleyhine olur. Peygamber (Sahaifahü Aleyhi ve Seliem)"\n Hz. Muaz'o şöyle buyurduğu rivayet edilir:
«Ey Muaz! Seri sustuğun müddet selâmettesin. Konuştuğun zaman aleyhine olur Veya lehine olur.->
Bu itibarla bir faydo sağlamayan, ilim ve edeble ilgili bulunmayan boş sözlerde hayır yoktur. Bunlar zarar getirtr. Konuşmalarda noksanlık ve hatalardan kurtulmak için gözetilmesi gereken bazı şartlar vardır ;
1— Söz., ya bir fayda temin etmek, ya da bir zararı kaldırmak maksadıyla söylenmelidir.
2— Söz yerinde söylenmeli ve fırsatı kaçırmaktan sakınmalıdır.
3— Söz ihtiyaç miktarı olmalı, ziyade yapmamalıdır.
4— Konuşulan açık ve sade bir dille söz söylemelidir.
Bir sebebe ve maksada bağlanmayıp rastgele konuşulan sözler hezeyan kabilinden olacağı için, bunlarda hayır yoktur. Hayır olmayan şeyden de kaçınmak gerektir.[1351]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1307, /976
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Leys b. Ebu Süleym el-Kuraşi (Leys b. Eymen b. Züneym)
4. Ebu Muhammed Mu'temir b. Süleyman et-Teymi (Mu'temir b. Süleyman b. Tarhân)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
Takva, eline ve diline sahip olmak