4991 Kayıt Bulundu.
Bize Ubeydullah, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona el-Haris, Hz. Ali’nin şöyle dediğini rivayet etti: “Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı altıdır. Karşılaştığında ona selam verir, aksırdığında ‘yerhamukellah’ diyerek hayır duada bulunur, hastalandığında onu ziyaret eder, davet ettiğinde davetine icabet eder, öldüğünde (cenaze namazında) hazır bulunur, kendisi için sevdiği şeyi onun için de sever ve gıyabında dahi ona karşı samimi ve dürüst olur.”
Açıklama: Hadisi Hz. Ali'den rivayet eden Haris b. Abdullah el-Aver bazı hadis münekkitleri tarafından yalancılıkla ve aşırılığa kaçan bir Ali sevgisi ile itham edilmiştir. Ancak onun hadis rivayetinde değil Hz. Ali'yi sevmekte aşırıya kaçan bir taraftarı olduğu için onun hakkındaki görüşlerinde yalan söylediği de zikredilmiştir.(İbn Hacer, Takrib, I, 172; a.g.mlf., Tehzib, II, 126).
Açıklama: isnadı kavidir.
Açıklama: Rivayetin ravilerinden Muhammed b. Ahmed el-Kantari leyyin olmakla tenkit edilmiştir. (İbn Hacer, Lisanul-Mizan, V, 49). Ebû Kılabe Abdulmelik er-Rakkaşî saduktur.(Zehebî, Kâşif, I, 669). Rivayette Allah'ın hoşlandığı aksırma ve hoşlanmadığı esnemeden şeytanın esnemenin belirtisi ile gülmesi ve neşelenmesi kulun gaflet halinden hoşlanmasındandır. Aslında bu iki insani fiilin temsili anlatımında insanın şuur halinde Allah'ı zikir ve amele engel olan her şey şeytanla ilgilendirilmektedir. İnsanın esnemenin oluşmasına sebeb olacak çok yemek, çok uyumak ve tembellik hallerinden kaynaklanır Na hoş görüntü ve faydasız her şey şeytanın hoşuna gidecek bir durumdur. Allah ise Şeytanın sevinmesinden hoşlanmayacaktır.