5014 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî', ona İkrime b. Ammar, ona İyas b. Seleme b. Ekva', ona babası (Seleme b. Ekva'ın) naklettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Aksırana üç defa 'yerhamukellah' (Allah sana merhamet etsin) denir. Bundan fazla aksırırsa o kişi nezle olmuş demektir."
Açıklama: İkrime b. Ammar b. Akabe İkrime b. Ammar el-Iclî, Saduk, hataları bulunmakla tenkid edilmiştir.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ali b. Müshir, ona İbn Ebu Leyla, ona İsa, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Hz. Ali'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle demiştir: "Sizden biri aksırdığında 'Elhamdülillah' (Allah'a hamd olsun) desin. Yanında bulunanlar ona 'yerhamukallah' (Allah sana merhamet etsin) diye karşılık versin. O da onlara cevaben 'yehdikumullahu ve yuslihu bâlekum' (Allah size hidayet etsin, fikrinizi, kalbinizi ve halinizi ıslah etsin) desin."
Açıklama: İbn Ebu Leyla Muhammed b. Abdurrahman zaiful-hadistir.
Bize Ebu Hasen b. Seleme ve Ebû Said Umeyr b. Mirdâs ed-Devnekî, ona Abdurrahman b. İbrahim Ebu Yahya El-Basrî, ona İbn Lehîa, ona Ebu Zübeyir, ona da Cabir'den rivayet edildiğine göre Ebu Saîd el-Hudrî şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) bana ayakta su içmeyi ve kıbleye doğru bevl etmeyi yasakladı.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Yezid b. Harun, ona da Süleyman et-Teymî'nin rivayet ettiğine göre Enes b. Malik şöyle demiştir: Hz. Peygamber'in (sav) yanında iki adam aksırdı. Hz. Peygamber (sav) birine 'yerhamükellah' (Allah sana merhamet etsin) dediği halde diğerine demedi. Bunun üzerine 'Ey Allah'ın Rasulü! Yanınızda iki adam aksırdı birine yerhamükellah dediğiniz halde diğerine niçin demediniz?' diye soruldu. Hz. Peygamber şöyle cevap verdi: '(Yerhamükellah dediğim) bu adam (aksırdıktan sonra) Allah'a hamd etti, diğeri ise Allah'a hamd etmedi."
Bize Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe, ona Abdullah b. İdris, ona Davud, ona da Şa'bî'nin rivayet ettiğine göre Ebû Cebira b. Dahhâk (ra) şöyle demiştir: "Birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayınız" (Hucurat, 49/11) âyeti biz Ensâr hakkında indi. Hz. Peygamber (sav) bize (yani Medine'ye) geldi. O zaman bizim her birimizin iki veya üç adı vardı. Hz. Peygamber (sav) bazen bu adları kullanarak insanlara hitap ederdi de kendisine 'Ey Allah'ın Rasulü! O adam bu isimle çağırılmaktan hoşlanmaz' diye söylenirdi. Bunun üzerine 'birbirinizi kötü lakaplarIa çağırmayınız' ayeti indi."
Bana Malik, ona Abdullah b. Ebu Bekir, ona da babasının naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Birisi hapşırırsa ona dua et, sonra tekrar hapşırırsa yine dua et, sonra tekrar hapşırırsa yine dua et, sonra tekrar hapşırırsa 'Sen üşütmüşsün' de." Abdullah b. Ebu Bekir: “Üçüncüden sonra mı dördüncüden sonra mı (böyle söyle dedi), bilmiyorum.” dedi.
Bana Malik'in, ona da Nafi'in naklettiğine göre Abdullah b. Ömer (ra) aksırdığı zaman ona “Yerhamükallah/Allah sana rahmet etsin” dediklerinde “Yerhamünallahü ve iyyaküm ve yağfiru lenâ ve leküm/Allah bize de size de rahmet etsin ve bizi de sizi de bağışlasın.” derdi.
Bize Ahmed b. Abdullah, ona Züheyr, ona Süleyman, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir: “Rasulullah’ın (sav) yanında iki adam aksırdı. Rasulullah (sav) onlardan birine dua etti -Enes b. Malik hapşırana dua etmek anlamında شَمَّتَ yahut سَمَّتَ kelimesini kullandı- diğerine etmedi. Rasulullah'a (sav): 'Ey Allah'ın (cc) Rasulü! Birine dua ettiniz de diğerine niçin etmediniz?' diye sorulunca Rasulullah (sav): "Dua ettiğim adam Allah'a hamd etti/Elhamdülillah dedi, diğeri ise etmedi." buyurdu. Ebu Muhammed dedi ki: (İsnaddaki) Süleyman, nisbesi Teymî olan Süleyman'dır.”
Bize Sadaka, ona İbn Uleyye ve Yahya b. Said, onlara Haccâc es-Savvâf, ona Yahya, ona Hilal, ona Atâ, ona da Muaviye bu hadisin bir benzerini rivayet etti.
Bize Ebu Muğire, ona Evzâî, ona Yahya, ona Hilal b. Ebu Meymune, ona Atâ b. Yesâr, ona da Muaviye b. Hakem es-Sülemî şöyle rivayet etmiştir: “Ben Rasulullah (sav) ile beraber namaz kılarken içimizden bir adam aksırdı. Ben de 'Yerhamükallah/Allah sana rahmet etsin' demiş bulundum. Bunun üzerine oradaki herkes dik dik bana baktılar. Ben 'Vah bana! Niye öyle bakıyorsunuz?' deyince insanlar bu defa (vah vah edercesine) elleriyle baldırlarına vurdular. Beni susturmaya çalıştıklarını görünce 'Niye beni susturmaya çalışıyorsunuz, ne oldu ki?' diye sordum ama yine de sustum. Rasulullah (sav) namazı bitirince -babam ve annem üzerine yemin ederim ki ne öncesinde ne de sonra O’ndan daha güzel bir eğitimci gördüm- bana vurmadı, beni azarlamadı ve bana kötü söz söylemedi. Sadece şöyle buyurdu: “Bizim bu namazımızda insan kelamı edilmesi uygun değildir. Bilakis namaz tesbih, tekbir ve Kur’an okumaktan ibarettir.”