Giriş

Bize Mâlik, ona da Yahya b. Saîd'in rivayet ettiğine göre Ömer b. el-Hattâb, yağ ile ekmek yerken bir bedeviyi davet etmişti. Bedevi, yemekten yemeye ve bir ekmekle tabağın dibindeki yağı almaya başlamıştı. Ömer, ona "Sen yoksul birine benziyorsun" dedi. Adam, "Vallahi, bu güne kadar hiç yağ yemedim ve onun yendiğini de görmedim" dedi. Bunun üzerine Ömer, "İnsanlar bolluğa kavuşana kadar artık ben de yağ yemeyeceğim" dedi.


Açıklama: Yahya b. Said ile Ömer b. Hattab arasında inkıta' vardır.

    Öneri Formu
38626 MU001702 Muvatta, Sıfatu'n-Nebî, 10

Bize Mâlik, ona Süheyl b. Ebu Sâlih, ona babası [Ebû Salih es-Semmân], ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah'a (sav) bir kafir misafir olmuştu. Rasulullah (sav), onun için koyun sağılmasını emretti. Koyun sağıldı, misafir sütü içti. Sonra başka bir koyun daha sağıldı. Misafir onu da içti. Sonra bir tane daha derken tam yedi tane koyunun sütünü içti. Sabah vakti bu misafir müslüman oldu. Rasulullah (sav) yine onun için koyun sağılmasını emretti. Bir kere sağıldı, sütü içti. Bir koyun daha sağıldı. Ancak bu koyunun sütünü bitiremedi. Rasulullah (sav), şöyle buyurdu: "Mümin bir mideyi, kafir ise yedi mideyi [doyurmak için] içer."


    Öneri Formu
38607 MU001683 Muvatta, Sıfatu'n-Nebî, 6

Bize Ubeydullah b. Muâz el-Anberî, Hâmid b. Ömer el-Bekrâvî ve Muhammed b. Abdüla'lâ el-Kaysî, -lafız İbn Muâz'a ait olmakla birlikte- hepsi Mu'temir'den rivayet ettiler. Ona Mu'temir b. Süleyman, ona babası [Süleyman b. Tarhân], ona Ebu Osman, ona Abdurrahman b. Ebu Bekir şöyle rivayet etmiştir: Ashâb-ı suffe fakir insanlardı. Rasulullah (sav) bir keresinde şöyle demişti: "Kimin yanında iki kişilik yemek varsa üç kişiyi; kimin yanında dört kişilik yemek varsa beşinci ve altıncıyı götürsün." Yahut buyurduğu gibidir. [Babam] Ebu Bekir de üç kişi getirmişti. Hz. Peygamber (sav) on kişi götürmüş, Ebu Bekir ise üç kişi götürmüştü. Ben, babam ve annem üç kişiydik. -'Eşim de' deyip demediğini bilmiyorum. Bizim evimizle Ebu Bekir'in evi arasında hizmet gören bir kişi de vardı.- Ebu Bekir, Hz. Peygamber'in (sav) yanında akşam yemeği yemişti ve yatsı namazını kılana kadar orada kalmıştı. Hz. Peygamber (sav) uykuya daldıktan bir süre sonra [Ebu Bekir] [evine] gelmişti. Hanımı ona [Ebu Bekir'e] 'Misafirlerinin yanına gelmekten yahut misafirinin yanına gelmek­ten seni alıkoyan ne idi?' diye sordu. Ebu Bekir [hanımına] 'Sen onlara akşam yemeği vermedin mi?' diye sordu. Hanımı, 'Sen gelinceye kadar yemek istemediler. [Evdekiler] Onlara yemek arzettiler; ancak onlar yememekte ısrar ettiler.' Abdurrahman, 'Ben gidip saklandım.' (Babam) Ebu Bekir: 'Cahil!' diye seslendi, beddua ve sitem etti. "Yeyin, afiyet olmasın! Vallahi ben bu yemekten asla yemem!" dedi. Bu yemekten bir lokma aldığımızda altından yenisi geliyor, yemek artıyordu. Sonunda doyana kadar yedik ama yemek daha fazla oldu. Ebu Bekir, yemeğe baktı. Yemek ilk geldiği kadar hatta daha fazlaydı. Karısına "Firâsoğullarının kızı! Bu ne böyle?" diye sordu. "Gözümün nuruna yemin olsun! İlk getirdiğim yemekten üç kat daha fazla" dedi. Bunun üzerine Ebu Bekir yemekten yedi ve "Ettiğim yemin şeytandanmış" dedi. Yemekten bir lokma aldı ve onu Rasulullah'a (sav) götürdü. Yemek, Rasulullah'ın [sav] evinde kaldı. Bizimle bir topluluk arasında bir akit vardı. Akit zamanı gelmişti. On iki kişiden her biriyle birlikte başka adamlar da vardı. Sayısını Allah bilir. Onların hepsi, gelip bu yemekten yediler. Yahut dediği gibidir.


    Öneri Formu
278923 M005365-3 Müslim, Eşribe, 176

Bize Ubeydullah b. Muâz el-Anberî, Hâmid b. Ömer el-Bekrâvî ve Muhammed b. Abdüla'lâ el-Kaysî, -lafız İbn Muâz'a ait olmakla birlikte- hepsi Mu'temir'den rivayet ettiler. Ona Mu'temir b. Süleyman, ona babası [Süleyman b. Tarhan], ona Ebu Osman, ona Abdurrahman b. Ebu Bekir şöyle rivayet etmiştir: Ashâb-ı suffa fakir insanlardı. Rasulullah (sav) bir keresinde şöyle demişti: "Kimin yanında iki kişilik yemek varsa üç kişiyi; kimin yanında dört kişilik yemek varsa beşinci ve altıncıyı götürsün." Yahut buyurduğu gibidir. [Babam] Ebu Bekir de üç kişi getirmişti. Hz. Peygamber (sav) on kişi götürmüş, Ebu Bekir ise üç kişi götürmüştü. Ben, babam ve annem üç kişiydik. -'Eşim de' deyip demediğini bilmiyorum. Bizim evimizle Ebu Bekir'in evi arasında hizmet gören bir kişi de vardı.- Ebu Bekir, Hz. Peygamber'in (sav) yanında akşam yemeği yemişti ve yatsı namazını kılana kadar orada kalmıştı. Hz. Peygamber (sav) uykuya daldıktan bir süre sonra [Ebu Bekir] [evine] gelmişti. Hanımı ona [Ebu Bekir'e] 'Misafirlerinin yanına gelmekten yahut misafirinin yanına gelmek­ten seni alıkoyan ne idi?' diye sordu. Ebu Bekir [hanımına] 'Sen onlara akşam yemeği vermedin mi?' diye sordu. Hanımı, 'Sen gelinceye kadar yemek istemediler. [Evdekiler] Onlara yemek arzettiler; ancak onlar yememekte ısrar ettiler.' Abdurrahman, 'Ben gidip saklandım.' (Babam) Ebu Bekir: 'Cahil!' diye seslendi, beddua ve sitem etti. "Yeyin, afiyet olmasın! Vallahi ben bu yemekten asla yemem!" dedi. Bu yemekten bir lokma aldığımızda altından yenisi geliyor, yemek artıyordu. Sonunda doyana kadar yedik ama yemek daha fazla oldu. Ebu Bekir, yemeğe baktı. Yemek ilk geldiği kadar hatta daha fazlaydı. Karısına "Firâsoğullarının kızı! Bu ne böyle?" diye sordu. "Gözümün nuruna yemin olsun! İlk getirdiğim yemekten üç kat daha fazla" dedi. Bunun üzerine Ebu Bekir yemekten yedi ve "Ettiğim yemin şeytandanmış" dedi. Yemekten bir lokma aldı ve onu Rasulullah'a (sav) götürdü. Yemek, Rasulullah'ın [sav] evinde kaldı. Bizimle bir topluluk arasında bir akit vardı. Akit zamanı gelmişti. On iki kişiden her biriyle birlikte başka adamlar da vardı. Sayısını Allah bilir. Onların hepsi, gelip bu yemekten yediler. Yahut dediği gibidir.


    Öneri Formu
278924 M005365-2 Müslim, Eşribe, 176

Bize Mâlik, ona Saîd b. Ebu Saîd el-Makburî, ona da Ebu Şüreyh el-Ka'bî'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa ya hayır söylesin yahut sussun. Her kim Allah'a ve âhiret gününe iman ediyorsa komşusuna iyi davransın. Her kim Allah ve âhiret gününe iman ediyorsa misafirine ikram etsin. Misafir bir gün izzet ve ikramla ağırlanır. Normal bir şekilde ağırlanması ise üç gündür. Üç günden sonrası [ev sahibinden misafirine] sadakadır. Misafirin ev sahibini sıkıntıda bırakacak kadar uzun süre kalması helal olmaz."


    Öneri Formu
38619 MU001695 Muvatta, Sıfatu'n-Nebî, 10

Bize Mâlik, ona Muhammed b. Amr b. Halhale, ona da Humeyd b. Mâlik b. Huseym şöyle rivayet etmiştir: Ebu Hüreyre ile birlikte el-Akîk'teki arazisinde oturuyordum. Ona Medine ahalisinden bir topluluk bineklerinin üzerinde geldiler. Onun yanında konakladılar. Ebu Hüreyre, "Anneme git ve oğlun sana selam söylüyor ve bize yiyecek bir şeyler hazırlasın diyor de." dedi. Bir tepsiye üç parça ekmek, biraz yağ ve tuz koydu. Tepsiyi başımın üzerine alıp onlara getirdim. Tepsiyi önlerine koyunca Ebu Hüreyre, tekbir getirdi ve "Biz hurma ve sudan başka şey bulamazken ekmek nimetiyle bizi doyuran Allah'a hamd olsun" dedi. Gelenler yemekten hiç yemediler ve oradan ayrıldılar. Ebu Hüreyre, bana şöyle dedi: "Yeğenim! Koyunlarına iyi bak. Burun akıntılarını sil. Ağılını temizle. Namazını ağılın bir tarafında kıl. Koyun cennet hayvanlarındandır. Nefsim kudretinde olan Allah'a yemin olsun ki insanlara öyle bir zaman gelecek ki üç beş koyun, insana Mervan'ın evinden bile kıymetli gelecek."


    Öneri Formu
38629 MU001705 Muvatta, Sıfatu'n-Nebî, 10

Bize Osman b. Muhammed, ona Süfyân b. Uyeyne, ona Amr b. Dînâr, ona Nâfi b. Cübeyr, ona da Ebû Şurayh el-Huzâî'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'a ve âhiret gününe iman ediyorsa misafirine ikram etsin. Her kim Allah'a ve âhiret gününe iman ediyorsa komşusuna iyi davransın. Her kim Allah'a ve âhiret gününe iman ediyorsa ya hayır söylesin ya da sussun."


    Öneri Formu
43444 DM002079 Darimi, Et'ıme, 11

Bize Yezîd b. Hârun, ona Şu'be, ona Ebu'l-Cûdî, ona Sa'îd b. el-Muhâcir, ona da Mikdâm b. Ma'dîkerib Ebu Kerime, Resul-i Ekrem’in (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: “Herhangi bir müslüman, bir topluluğa misafir olur da bu misafir (yemekten) mahrum kalırsa,- (misafir olarak kaldığı) gecesinin misafir yemeğini (konuk sahibinin) ekininden ve malından alması için - her müslümanın ona yardım etmesi gerekir.”


    Öneri Formu
43445 DM002080 Darimi, Et'ıme, 11

Bize Mâlik, ona Yahyâ b. Saîd, ona da Saîd b. Müseyyeb şöyle söylemiştir: İlk misafir kabul eden, ilk sünnet olan, ilk bıyık kesen ve saçında ilk ak gören insan, İbrahim’dir (as). Hz. İbrahim saçının ağardığını görünce “Allah'ım! Bu, neye alamettir?” dedi. Yüce Allah (cc), “Kemal işareti, ya İbrahim” buyurdu. O (as) da “Kemalimi artır, ya Rabbi” diye dua etti. Yahya dedi ki: İmam Malik’in şöyle söylediğini işittim: Bıyık, dudağı çevreleyen et görününceye kadar kısaltılır. Bir müslüman bıyığın diğer yerlerini kesmeyerek kendi haline bırakır.


    Öneri Formu
38601 MU001677 Muvatta, Sıfatu'n-Nebî, 3

Bize Muhammed b. Yahya el-Ezdî, ona Musa b. Dâvud ve Halid b. Ebu Yezid, onlara Ebu Bekir el-Medenî, ona Hişâm b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe Rasul-i Ekrem’in (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: “Bir kimse bir kavme (misafir veya davetli olarak) gittiği zaman, onların izni olmadıkça oruç tutmasın!”


    Öneri Formu
271903 İM001763-2 İbn Mâce, Sıyâm, 54