4991 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve İbn Nümeyr ve İshâk b. İbrahim, onlara İbn Uyeyne, ona Süfyân, İbn Ebu Necîh, ona babası (Yesar el-Mekkî), ona da Ubeyd b. Umeyr şöyle rivayet etmiştir: Ümmü Seleme, Ebu Seleme vefat edince, 'bir garip aynı zamanda gurbette ölen bir garip! Ona öyle bir ağlayacağım ki, dillere destan olsun', demiştir. (Ümmü Seleme anlatmaya şöyle devam etmiştir)Tam ona ağlamak için hazırlanmıştım ki, birden bire Medine'nin köylerinden bir kadın çıka geldi. (Benimle birlikte ağlayarak) bana yardım etmek istiyordu. O anda kendisini Rasulullah (sav) karşıladı ve iki defa "Sen şeytanı, Allah'ın çıkardığı eve tekrar sokmak mı istiyorsun?" dedi. Bunu üzerine ben de ağlamaktan vazgeçtim ve ağlamadım.
Açıklama: Ebu Seleme (ra) Mekkeli olduğu halde Medine'de vefat etmiştir. Ümmü Seleme'nin ona garip demesi bu sebepledir.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve İbn Nümeyr ve İshâk b. İbrahim, onlara İbn Uyeyne, ona Süfyân, İbn Ebu Necîh, ona babası (Yesar el-Mekkî), ona da Ubeyd b. Umeyr şöyle rivayet etmiştir: Ümmü Seleme, Ebu Seleme vefat edince, 'bir garip aynı zamanda gurbette ölen bir garip! Ona öyle bir ağlayacağım ki, dillere destan olsun', demiştir. (Ümmü Seleme anlatmaya şöyle devam etmiştir) Tam ona ağlamak için hazırlanmıştım ki, Medine'nin köylerinden bir kadın çıka geldi. (Benimle birlikte ağlayarak) bana yardım etmek istiyordu. O anda kendisini Rasulullah (sav) karşıladı ve iki defa "Sen şeytanı, Allah'ın çıkardığı eve tekrar sokmak mı istiyorsun?" dedi. Bunu üzerine ben de ağlamaktan vazgeçtim ve ağlamadım.
Açıklama: Ebu Seleme (ra) Mekkeli olduğu halde Medine'de vefat etmiştir. Ümmü Seleme'nin ona garip demesi bu sebepledir.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. Abdullah b. Numeyr (el-Hemdânî), onlara (Muhammed) b. Bişr el-Abdî, ona Ubeydullah b. Ömer (el-Adevî), ona Nâfi' (mevlâ Abdullah b. Ömer), ona da Abdullah'ın (b. Ömer el-Adevî) rivayet ettiğine göre (Hz. Peygamber'in (sav) eşi ve Hz. Ömer'in kızı) Hafsa, Hz. Ömer'in başında ağlamış; bunun üzerine Hz. Ömer ona şöyle demiştir: 'Dur, sakin ol sevgili kızım! Rasulullah'ın (sav); "Ölen kişi, ailesinin kendisine (kadere isyan edercesine feryat ederek) ağlaması sebebiyle azap görür." buyurduğunu bilmez misin?'
Açıklama: Buhârî, bu hadiste geçen tehdidin, hayattayken ailesini bu konuda eğitmeyen kimseler için geçerli olduğunu belirtir. "Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun" (Tahrim 6) ve "Hepiniz çobansınız..." hadisini bu hususta delil olarak gösterir. Buhârî, hayatta iken ailesine gerekli uyarı ve bilgilendirmeyi yaptığı halde ailesi yine de arkasından ağlarsa böyle bir kimse için bu hadisteki tehdidin söz konusu olmadığını kaydeder. Bu hususta da "Kimse kimsenin günahını yüklenmez" (En'am 164) ayetini delil gösterir. Bkz. Buhârî, Cenâiz, 32.
Bize Hişam b. Ammar, ona Hammad b. Abdurrahman, ona Ebu Kerib el-Ezdî, ona, ona da Abdullah b. Ömer (r.anhüma), Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kim ilmi, cahillerle çekişmek, alimlere karşı övünmek ya da insanların dikkatlerini kendisine çekmek için tahsil ederse, o (Cehennem) ateşindedir."
Bize Ebu Eş'as Ahmed b. Mikdâm el-Iclî el-Basrî, ona Ümeyye b. Halid, ona İshak b. Yahya b. Talha, ona İbn Ka'b b. Mâlik, ona da babası (Ka'b b. Mâlik), Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim ilmi, alimlere karşı övünmek, cahillerle çekişmek ya da insanların dikkatlerini kendisine çekmek için tahsil ederse Allah onu (Cehennem) ateşine sokar." [Ebu İsa şöyle demiştir: Bu hadis, sadece bu tarikten bildiğimiz garîb bir hadistir. İshak b. Yahya b. Talha, (muhaddisler) nezdinde zayıftır (leyse bi-zâlike'l-kavî); hafızası sebebiyle tenkide maruz kalmıştır.]
Bize Muhammed b. Cabir el-Muharibî ve Muhammed b. Kerame, onlara Ebu Üsame, ona Abdurrahman b. Yezid b. Cabir, ona Mekhül ve Kasım, onlara da Ebu Ümame (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) yüzünü tırmalayan, yakasını yırtan ve 'helak oldum' diyerek dövünen kadına lanet etti."
Bize Ahmed b. Osman b. Hakim el-Evdî, ona Cafer b. Avn, ona Ebu Umeys, ona Ebu Sahra, ona da Abdurrahman b. Yezid ve Ebu Bürde (r.anhüma) şöyle rivayet etmişlerdir: Ebu Musa'nın hastalığı ağırlaşınca karısı Ümmü Abdullah ağlayarak feryat etmeye başladı, (Ebu Musa) ayılıp kendisine gelince karısına şöyle dedi: 'Rasulullah'ın (sav) kendilerinden uzak olduğu kimselerden benim de uzak olduğumu bilmiyor musun?' Nitekim, Ebu Musa karısına, Rasulullah'ın (sav), "(Musibete uğradığında) saçını başını yolandan, bağırıp çağırandan ve üstünü başını yırtandan uzağım" dediğini anlatırdı.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ali b. Muhammed, onlara Veki', ona Hişam b. Urve, ona Vehb b. Keysan, ona Muhammed b. Amr b. Ata, ona da Ebu Hüreyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) bir cenazede idi. Ömer (b. Hattab) (ağlayan) bir kadın gördü ve ona (ağlamaması için) seslendi .Bunun üzerine Rasulullah (sav), "Ey Ömer! Onu bırak (ağlasın). Hiç şüphesiz göz yaşarır; kalbe hüzün isabet eder; (ölen kişiden ayrılık) zamanı yakındır." buyurdu. Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Affan, ona Hammad b. Seleme, ona Hişam b. Urve, ona Vehb b. Keysan, ona Muhammed b. Amr b. Ata, ona Seleme b. Ezrak, ona da Ebu Hüreyre Hz. Peygamber'den (sav) benzer manada bir hadis rivayet etmiştir.
Bize Ahmed b. Osman b. Hakim, ona Cafer b. Avn, ona Ebu Umeys, ona Ebu Sahra, ona da Abdurrahman b. Yezid ve Ebu Bürde (r.anhüma) şöyle rivayet etmişlerdir: Ebu Musa'nın hastalığı ağırlaşınca karısı feryat etmeye başladı, (Ebu Musa) ayılıp kendisine gelince şöyle dedi: 'Rasulullah'ın (sav) kendilerinden uzak olduğu kimselerden ben de uzak olduğumu sana bildirmemiş miydim?' (Abdurrahman b. Yezid ve Ebu Bürde) dediler ki: 'Ebu Musa karısına, Rasulullah'ın (sav), "(Musibete uğradığında) saçını başını yolandan, üstünü başını yırtandan ve bağırıp çağırandan uzağım" dediğini anlatırdı.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ali b. Muhammed, onlara Veki', ona Hişam b. Urve, ona Vehb b. Keysan, ona Muhammed b. Amr b. Ata, ona da Ebu Hüreyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) bir cenazede idi. Ömer (b. Hattab) (ağlayan) bir kadın gördü ve ona (ağlamasını yasaklamak için) seslendi. Bunun üzerine Rasulullah (sav), "Ey Ömer! Onu bırak (ağlasın). Hiç şüphesiz göz yaşarır; kalbe hüzün isabet eder; (ölen kişiden ayrılık) zamanı yakındır." buyurdu. Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Affan, ona Hammad b. Seleme, ona Hişam b. Urve, ona Vehb b. Keysan, ona Muhammed b. Amr b. Ata, ona Seleme b. Ezrak, ona da Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber'den (sav) benzer manada bir hadis rivayet etmiştir.