5002 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir, ona Hasan b. Musa, ona Hammâd b. Seleme, ona Ubeydullah, ona Nâfi', İbn Ömer'in şöyle anlattığını rivayet etti: "Ömer'in kızının adı Âsiye idi. Resulullah (sav) ona Cemile ismini verdi."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb, bu ikisine el-Mukri, -Ebu Bekir, adı geçen el-Mukri'i Ebu Abdurrahman el-Mukri şeklinde tanıttı- ona Said b. Ebu Eyyub, ona Ubeydullah b Ebu Cafer, ona Abdurrahman b. el-A'rec, ona Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Bir kimseye reyhan takdim (hediye) edilirse onu geri çevirmesin. Zira reyhan hafif, kokusu güzeldir."
Bize Osman b. Mehdî, ona Muhammed b. Halife Ebu Abdullah Basrî ve Amr b. Ali, bu ikisine Yezid b. Zürey', ona Haccac es-Savvâf, ona Hanân, ona Ebu Osman en-Nehdî Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Herhangi birinize reyhan verilirse onu reddetmesin, çünkü o cennetten çıkmıştır." Tirmizî şöyle demiştir: Bu hadis garib olup, onu sadece bu tarikle bilmekteyiz. Henân isimli raviyi sadece bu hadisle tanıyoruz. Ebû Osman en Nehdî'nin ismi Abdurrahman b. Müllin'dir. Hz. Peygamber'in (sav) zamanına yetişmiş, fakat Hz. Peygamber'i (sav) görmemiş ve ondan hadis duymamıştır.
Bize Ebu Velid Ahmed b. Abdullah el-Herevî, ona Muâz b. Muâz, ona İbn Avn, ona Amr b. Saîd, ona da Ebu Zür'a b. Amr b. Cerîr, Hayye bt. Ebu Hayye'nin şöyle anlattığını nakletti: Öğle vaktinin tam sıcağında bir adam yanımıza girdi. Ben de "Ey Allah'ın kulu! Nereden geldin?" dedim. Şöyle karşılık verdi: "Ben ve bir arkadaşım, aradığımız bir şey için geldik. Arkadaşım, aradığımız şeyin peşine gitti. Ben de gölgelenmek ve içecek bir şey içmek için (buraya) girdim. Bunun üzerine kalktım, biraz ekşi süt (lübeyne) aldım, -Hayye belki de "Bunun üzerine kalktım, ekşi ayran (dayha) aldım" dedi. -Ve ona (adama) ikram ettim. O da içti, ben de içtim. (Hayye) şöyle devam etti: "Onu dikkatle inceledim [Onu büyük bir ihtimal tanıdım]. Akabinde "Ey Allah'ın kulu! Sen kimsin?" dedim. O da "Ben Ebu Bekir'im" dedi. "Sen, Rasulullah'ın (sav) (namını) duymuş olduğum arkadaşı Ebu Bekir misin?" dedim "Evet" dedi. (Hayye) dedi ki: O zaman ben, Has'am [Benî Has'am yani Adnânîler'e mensup bir Arap kabilesi] ile yaptığımız savaşı, cahiliye döneminde birbirimizle yaptığımız harbi, Allah'ın getirdiği birliği, uyumu ve çadırların iplerini (bağlamasını, yani cemiyette birliği sağlamasını) zikrettim. -(Ahmed dedi ki; rivayetin bu yerinde) İbn Avn parmaklarını birbirine kenetlemiş, Muâz anlatmış, Ahmed de (parmaklarını) kenetlemişti. Sonra şöyle dedim: "Ey Allah'ın kulu! İnsanların bu durumunun ne zamana kadar (böyle devam edeceğini) sanıyorsun?" O da "Önderler dosdoğru yolda oldukları sürece!" diye cevap verdi. "Önderler ne (demek?)" diye sordum. O da "Seyyid görmedin mi? Hani obada olur da, (oba halkı) ona uyup itaat ederler. İşte bunlar dosdoğru yolda oldukları sürece." diye cevap verdi.
Bize Yakub b. İbrahim ed-Devrakî ve Ebu Bekir Muhammed b. Beşşâr ve başka bir kişi, onlara Yahya b. Said el-Kattân, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Nâfi', İbn Ömer'in şöyle anlattığını rivayet etti: "Hz. Peygamber (sav), Âsiye'nin ismini değiştirdi ve ona Cemile ismini verdi." Tirmizî: Bu hadisin hasen-garib olduğunu söylemiştir. Yahya b. Said el Kattân bu hadisi Ubeydullah ve Nafi' vasıtası ile İbn Ömer'den müsned olarak rivayet etmiştir. Bazıları da bu hadisi Ubeydullah ve Nafi'den 'Muhakkak ki, Ömer…' şeklinde rivayet etmişlerdir. Bu konuda Abdurrahman b. Avf, Abdullah b. Selam, Abdullah b. Muti', Aişe, el-Hakem b. Sa'd, Müslim, Üsâme b. Ahderî, Şüreyh b. Hâni, Şüreyh'in babası Hâni, Hayseme b. Abdurrahman ve babası Abdurrahman'dan hadis rivayet edilmiştir.
Bize İshâk b. İbrahim, ona Cerîr (T) Bize Ümeyye b. Bistâm, ona Yezid b. Zürey', ona Ravh b. el-Kâsım (T) Bize Muhammmed b. Müsennâ ve İbn Beşşâr, bu ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, onların hepsine Mansur, Züheyr isnadıyla rivayet etmiştir. Cerîr ve Ravh'ın hadislerinin konusu Züheyr'in hadisi gibidir. Şu'be'nin hadisinde ise, sadece çocuğa isim koyma zikredilmiş, yasaklanan dört isim zikredilmemiştir.
Bize Ahmed b. Hanbel ve Züheyr b. Harb ve Muhammed b. Müsennâ ve Ubeydullah b. Said ve Muhammed b. Beşşar, onlara Yahya b. Said, ona Ubeydullah, ona Nâfi', ona İbn Ömer şöyle rivayet etti: "Rasulullah (sav) Âsiye'nin adını değiştirdi ve ona Cemile ismini verdi." Ahmed, hadisi 'ahberanî'” yerine 'an' lafzıyla rivayet etmiştir.
Bize Ahmed b. Hanbel ve Züheyr b. Harb ve Muhammed b. Müsennâ ve Ubeydullah b. Said ve Muhammed b. Beşşar, onlara Yahya b. Said, ona Ubeydullah, ona Nâfi', ona İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Âsiye'nin adını değiştirdi ve ona Cemile ismini verdi." Ahmed, hadisi !ahberanî' yerine 'an' lafzıyla rivayet etmiştir.
Bize Ahmed b. Hanbel ve Züheyr b. Harb ve Muhammed b. Müsennâ ve Ubeydullah b. Said ve Muhammed b. Beşşar, onlara Yahya b. Said, ona Ubeydullah, ona Nâfi', ona İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Âsiye'nin adını değiştirdi ve ona Cemile ismini verdi." Ahmed, hadisi 'ahberanî' yerine 'an' lafzıyla rivayet etmiştir.
Bize Ahmed b. Hanbel ve Züheyr b. Harb ve Muhammed b. Müsennâ ve Ubeydullah b. Said ve Muhammed b. Beşşar, onlara Yahya b. Said, ona Ubeydullah, ona Nâfi', ona İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Âsiye'nin adını değiştirdi ve ona Cemile ismini verdi." Ahmed, hadisi 'ahberanî' yerine 'an' lafzıyla rivayet etmiştir.