5008 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Saîd b. Ebu Saîd el-Makburî, ona da Ebu Şurayh el-Ka'bî'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa misafirine ikram etsin. Misafir bir gün izzet ve ikramla ağırlanır. Misafirlik üç gündür. Üç günden fazla (olan misafirlik) ise (ev sahibi için misafire yapılan) bir sadakadır. Misafirin ev sahibini sıkana kadar misafirliği uzatması, helal değildir." Bize İsmail, ona Mâlik benzer bir hadisi nakletmiş ve şu ifadeyi ilave etmiştir: "Her kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa ya hayır söylesin yahut sussun."
Açıklama: Hadiste geçen "câize" kelimesi, misafire özel olarak hazırlanan hediye (câize) mahiyetindeki bir gün ve bir gecelik yemek/ikram anlamına gelir.
Bize Abdan, ona Abdullah, ona ez-Zührî, ona Ebu Ümame ona da babasının (Sehl b. Huneyf) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Sakın sizden biriniz 'nefsim habis oldu' demesin. Bunun yerine 'nefsim kötüleşti' desin." (Buhârî:) Ukayl da (bu hadisi ez-Zührî'den rivayet ederek) Yunus ibn Yezîd'e mütabaat etmiştir.
Açıklama: Hadiste geçen "habise" ve "lakise" kelimeleri "kirlenme" açısından aynı anlama gelse de Hz. Peygamber (sav) müslümanın nefsine habislik izafe etmesini hoş görmediği için aynı anlama gelen başka bir kelime kullanılmasını tavsiye etmiştir. Bir bakıma "habis" kelimesini çağrışımları açısından kullanmayı uygun görmemiştir. Hadis Hz. Peygamber'in (sav) hassasiyetleri hakkında bize bilgi vermesi açısından önemlidir. Kötü çağrışımları olan kelimeleri benzer çağrışımları olmayan diğer kelimelerle değiştirmek Hz. Peygamber'in âdetleri arasındadır (bk. Aynî, Umdetü'l-kārî, [Beyrut, ts], 22/201-2).
Bize Abdan, ona Abdullah, ona ez-Zührî, ona Ebu Ümame ona da babasının (Sehl b. Huneyf) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Sakın sizden biriniz 'nefsim habis oldu' demesin. Bunun yerine 'nefsim kötüleşti' desin." (Buhârî:) Ukayl da (bu hadisi ez-Zührî'den rivayet ederek) Yunus ibn Yezîd'e mütabaat etmiştir.
Açıklama: Hadiste geçen "habise" ve "lakise" kelimeleri "kirlenme" açısından aynı anlama gelse de Hz. Peygamber (sav) müslümanın nefsine habislik izafe etmesini hoş görmediği için aynı anlama gelen başka bir kelime kullanılmasını tavsiye etmiştir. Bir bakıma "habis" kelimesini çağrışımları açısından kullanmayı uygun görmemiştir. Hadis Hz. Peygamber'in (sav) hassasiyetleri hakkında bize bilgi vermesi açısından önemlidir. Kötü çağrışımları olan kelimeleri benzer çağrışımları olmayan eş anlamlı diğer kelimelerle değiştirmek Hz. Peygamber'in âdetleri arasındadır (bk. Aynî, Umdetü'l-kārî, [Beyrut, ts], 22/201-2).
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Saîd b. Ebu Saîd el-Makburî, ona da Ebu Şurayh el-Ka'bî'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa misafirine ikram etsin. Misafir bir gün izzet ve ikramla ağırlanır. Misafirlik üç gündür. Üç günden fazla (olan misafirlik) ise (ev sahibi için misafire yapılan) bir sadakadır. Misafirin ev sahibini sıkana kadar misafirliği uzatması, helal değildir." Bize İsmail, ona Mâlik benzer bir hadisi nakletmiş ve şu ifadeyi ilave etmiştir: "Her kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa ya hayır söylesin yahut sussun."
Açıklama: Hadiste geçen “câize”, bir evde misafir olarak kalan kimseye ikram edilen yiyecek-içecek demektir. Bunun ölçüsü, bir gün bir gece misafiri elden geldiğince ağırlamak, ikinci ve üçüncü günlerde ise misafirin bulunmadığı normal günlerde evde yenilen-içilen şeyi ikram etmektir.
Bize İshak b. Nasr, ona Abdurrezzak, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona da babası (Müseyyeb b. Hazn) şöyle rivayet etti: Said'in dedesi Hazn, (Bir gün) Hz. Peygamber'in (sav) yanına geldi. Rasulullah (sav) ona "Adını sordu. O da, isminin Hazn olduğunu söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Senin adın Sehl olsun." buyurdu. O da, ben babamın bana verdiği ismi değiştiremem dedi. Said b. Müseyyeb, "O günden sonra ailemizde sürekli bir karamsarlık/kasavet vardı" demiştir. Bize Ali b. Abdullah ve Mahmud, bu ikisine Abdurrazzak, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona babası (Müseyyeb b. Hazn) ona da dedesi (Hazn b. Ebu Vehb) bu geçen hadisi rivayet etti.
Bize İshak b. Nasr, ona Abdurrezzak, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona da babası (Müseyyeb b. Hazn) şöyle rivayet etti: Said'in dedesi Hazn, (Bir gün) Hz. Peygamber'in (sav) yanına geldi. Rasulullah (sav) ona "Adını sordu. O da, isminin Hazn olduğunu söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Senin adın Sehl olsun." buyurdu. O da, ben babamın bana verdiği ismi değiştiremem dedi. Said b. Müseyyeb, "O günden sonra ailemizde sürekli bir karamsarlık/kasavet vardı" demiştir. Bize Ali b. Abdullah ve Mahmud, bu ikisine Abdurrazzak, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona babası (Müseyyeb b. Hazn) ona da dedesi (Hazn b. Ebu Vehb) bu geçen hadisi rivayet etti.
Bize Abdullah b. Abdülvehhab, ona Halid b. Haris, ona Şube, ona Vâkıd b. Muhammed b. Zeyd, ona babası (Muhammed b. Zeyd) ona da İbn Ömer'in (r.anhüma) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurdu: "Vay halinize veya size yazık 'Şube, ravinin bu iki kelimede şüpheye düştüğünü belirtmiştir'. Benden sonra birbirinizin boynunu vuran kâfirlere dönmeyin." Nadr, Şube'nin "size yazık (vayhake)" lafzıyla; Ömer b. Muhammed ise babasının (Muhammed b. Zeyd) "vay halinize (veyleküm)" veya "size yazık (veyhaküm)" lafızlarıyla rivayet ettiğini söylemişlerdir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Nadr b. Şümeyl arasında inkıta vardır.
Bize Abdullah b. Abdülvehhâb, ona İbn Uleyye, ona Eyyûb, ona da Abdullah b. Ebu Müleyke şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber’e (sav) dîbâc kumaşından altın düğmeli birçok kaftan hediye edilmişti. Hz. Peygamber, bu kaftanları sahabilerinden bazıları arasında taksim etti. Ve onlardan birini Mahrame için ayırdı. Mahrame yanına gelince "Bunu senin için sakladım" dedi. Ravi Eyyûb kendi elbisesiyle işaret edip “Hz. Peygamber bu sözü söylerken kaftanı Mahrame'ye böyle gösteriyordu. Mahrame'nin huyunda bir sertlik vardı” demiştir. Bu hadîsi Hammad b. Zeyd, Eyyûb'dan rivayet etti. Hâtim b. Verdân da şöyle dedi: Bize Eyyûb’un İbn Ebu Muleyke’den nakline göre Misver rivayetine şu cümle ile başlamıştır: "Hz. Peygamber'e (sav) birçok kaftan gelmişti."
Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır. Hammad b. Zeyd ile Buhari arasında inkita' vardır.
Bize Abdullah b. Abdülvehhab, ona Halid b. Haris, ona Şube, ona Vâkıd b. Muhammed b. Zeyd, ona babası (Muhammed b. Zeyd) ona da İbn Ömer'in (r.anhüma) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurdu: "Vay halinize veya size yazık 'Şube, ravinin bu iki kelimede şüpheye düştüğünü belirtmiştir'. Benden sonra birbirinizin boynunu vuran kâfirlere dönmeyin." Nadr, Şube'nin "size yazık (vayhake)" lafzıyla; Ömer b. Muhammed ise babasının (Muhammed b. Zeyd) "vay halinize (veyleküm)" veya "size yazık (veyhaküm)" lafızlarıyla rivayet ettiğini söylemişlerdir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ömer b. Muhammed arasında inkıta vardır.
Bize Abdullah b. Abdülvehhab, ona Halid b. Haris, ona Şube, ona Vâkıd b. Muhammed b. Zeyd, ona babası (Muhammed b. Zeyd) ona da İbn Ömer'in (r.anhüma) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurdu: "Vay halinize veya size yazık 'Şube, ravinin bu iki kelimede şüpheye düştüğünü belirtmiştir'. Benden sonra birbirinizin boynunu vuran kâfirlere dönmeyin." Nadr, Şube'nin "size yazık (vayhake)" lafzıyla; Ömer b. Muhammed ise babasının (Muhammed b. Zeyd) "vay halinize (veyleküm)" veya "size yazık (veyhaküm)" lafızlarıyla rivayet ettiğini söylemişlerdir.