5008 Kayıt Bulundu.
Bize Abdan, ona Abdullah, ona ez-Zührî, ona Ebu Ümame ona da babasının (Sehl b. Huneyf) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Sakın sizden biriniz 'nefsim habis oldu' demesin. Bunun yerine 'nefsim kötüleşti' desin." (Buhârî:) Ukayl da (bu hadisi ez-Zührî'den rivayet ederek) Yunus ibn Yezîd'e mütabaat etmiştir.
Açıklama: Hadiste geçen "habise" ve "lakise" kelimeleri "kirlenme" açısından aynı anlama gelse de Hz. Peygamber (sav) müslümanın nefsine habislik izafe etmesini hoş görmediği için aynı anlama gelen başka bir kelime kullanılmasını tavsiye etmiştir. Bir bakıma "habis" kelimesini çağrışımları açısından kullanmayı uygun görmemiştir. Hadis Hz. Peygamber'in (sav) hassasiyetleri hakkında bize bilgi vermesi açısından önemlidir. Kötü çağrışımları olan kelimeleri benzer çağrışımları olmayan diğer kelimelerle değiştirmek Hz. Peygamber'in âdetleri arasındadır (bk. Aynî, Umdetü'l-kārî, [Beyrut, ts], 22/201-2).
Bize Abdan, ona Abdullah, ona ez-Zührî, ona Ebu Ümame ona da babasının (Sehl b. Huneyf) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Sakın sizden biriniz 'nefsim habis oldu' demesin. Bunun yerine 'nefsim kötüleşti' desin." (Buhârî:) Ukayl da (bu hadisi ez-Zührî'den rivayet ederek) Yunus ibn Yezîd'e mütabaat etmiştir.
Açıklama: Hadiste geçen "habise" ve "lakise" kelimeleri "kirlenme" açısından aynı anlama gelse de Hz. Peygamber (sav) müslümanın nefsine habislik izafe etmesini hoş görmediği için aynı anlama gelen başka bir kelime kullanılmasını tavsiye etmiştir. Bir bakıma "habis" kelimesini çağrışımları açısından kullanmayı uygun görmemiştir. Hadis Hz. Peygamber'in (sav) hassasiyetleri hakkında bize bilgi vermesi açısından önemlidir. Kötü çağrışımları olan kelimeleri benzer çağrışımları olmayan eş anlamlı diğer kelimelerle değiştirmek Hz. Peygamber'in âdetleri arasındadır (bk. Aynî, Umdetü'l-kārî, [Beyrut, ts], 22/201-2).
Bize İshak b. Nasr, ona Abdurrezzak, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona da babası (Müseyyeb b. Hazn) şöyle rivayet etti: Said'in dedesi Hazn, (Bir gün) Hz. Peygamber'in (sav) yanına geldi. Rasulullah (sav) ona "Adını sordu. O da, isminin Hazn olduğunu söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Senin adın Sehl olsun." buyurdu. O da, ben babamın bana verdiği ismi değiştiremem dedi. Said b. Müseyyeb, "O günden sonra ailemizde sürekli bir karamsarlık/kasavet vardı" demiştir. Bize Ali b. Abdullah ve Mahmud, bu ikisine Abdurrazzak, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona babası (Müseyyeb b. Hazn) ona da dedesi (Hazn b. Ebu Vehb) bu geçen hadisi rivayet etti.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik; (T) Bize İsmail, ona Mâlik, ona Nâfi' ona da Abdullah'ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Üç kişi (bir arada) bulunduğunda, (bunlardan) ikisi, üçüncüyü bırakıp da (kendi aralarında) gizlice konuşmasın."
Bize İshak b. Nasr, ona Abdurrezzak, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona da babası (Müseyyeb b. Hazn) şöyle rivayet etti: Said'in dedesi Hazn, (Bir gün) Hz. Peygamber'in (sav) yanına geldi. Rasulullah (sav) ona "Adını sordu. O da, isminin Hazn olduğunu söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Senin adın Sehl olsun." buyurdu. O da, ben babamın bana verdiği ismi değiştiremem dedi. Said b. Müseyyeb, "O günden sonra ailemizde sürekli bir karamsarlık/kasavet vardı" demiştir. Bize Ali b. Abdullah ve Mahmud, bu ikisine Abdurrazzak, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona babası (Müseyyeb b. Hazn) ona da dedesi (Hazn b. Ebu Vehb) bu geçen hadisi rivayet etti.
Bize İshak b. Nasr, ona Abdurrezzak, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona da babası (Müseyyeb b. Hazn) şöyle rivayet etti: Said'in dedesi Hazn, (Bir gün) Hz. Peygamber'in (sav) yanına geldi. Rasulullah (sav) ona "Adını sordu. O da, isminin Hazn olduğunu söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Senin adın Sehl olsun." buyurdu. O da, ben babamın bana verdiği ismi değiştiremem dedi. Said b. Müseyyeb, "O günden sonra ailemizde sürekli bir karamsarlık/kasavet vardı" demiştir. Bize Ali b. Abdullah ve Mahmud, bu ikisine Abdurrazzak, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona babası (Müseyyeb b. Hazn) ona da dedesi (Hazn b. Ebu Vehb) bu geçen hadisi rivayet etti.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik; (T) Bize İsmail, ona Mâlik, ona Nâfi' ona da Abdullah'ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Üç kişi (bir arada) bulunduğunda, (bunlardan) ikisi, üçüncüyü bırakıp da (kendi aralarında) gizlice konuşmasın."
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Yezid b. Husayfe, ona Büsr b. Saîd, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Ensarın oturduğu meclislerden birindeydim. Birden Ebu Musa çıkageldi. Korkmuş gibiydi. Dedi ki; 'Ömer'in huzuruna girmek için üç kez izin istedim. Bana izin verilmedi. Ben de geri döndüm. Ömer; 'Seni bizden engelleyen şey nedir?' diye sordu. 'Üç kez izin istedim, bana izin verilmedi, ben de döndüm. Zira Rasulullah (sav); 'Biriniz üç kez izin ister de kendisine izin verilmezse geri dönsün.' buyurdu.' dedim. Bunun üzerine Ömer; 'Vallahi, bu hadisle ilgili mutlaka bir delil getireceksin.' dedi. Aranızda bu hadisi Hz. Peygamber'den (sav) duyan biri var mı?' Bunun üzerine Übey b. Ka'b; 'Seninle birlikte ancak bu topluluğun en küçüğü kalkıp gelebilir.' dedi. Oradaki topluluğun en küçüğü bendim. Onunla birlikte kalkıp Ömer'e gittik. Ardından Ömer'e, Hz. Peygamber'in (sav) bunu söylediğini haber verdim." İbn Mübarek dedi ki: Bana bu hadisi, İbn Uyeyne, ona Büsr, ona da Ebu Said (ra) rivayet etmiştir.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Yezid b. Husayfe, ona Büsr b. Saîd, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Ensarın oturduğu meclislerden birindeydim. Birden Ebu Musa çıkageldi. Korkmuş gibiydi. Dedi ki; 'Ömer'in huzuruna girmek için üç kez izin istedim. Bana izin verilmedi. Ben de geri döndüm. Ömer; 'Seni bizden engelleyen şey nedir?' diye sordu. 'Üç kez izin istedim, bana izin verilmedi, ben de döndüm. Zira Rasulullah (sav); 'Biriniz üç kez izin ister de kendisine izin verilmezse geri dönsün.' buyurdu.' dedim. Bunun üzerine Ömer; 'Vallahi, bu hadisle ilgili mutlaka bir delil getireceksin.' dedi. Aranızda bu hadisi Hz. Peygamber'den (sav) duyan biri var mı?' Bunun üzerine Übey b. Ka'b; 'Seninle birlikte ancak bu topluluğun en küçüğü kalkıp gelebilir.' dedi. Oradaki topluluğun en küçüğü bendim. Onunla birlikte kalkıp Ömer'e gittik. Ardından Ömer'e, Hz. Peygamber'in (sav) bunu söylediğini haber verdim." İbn Mübarek dedi ki: Bana bu hadisi, İbn Uyeyne, ona Büsr, ona da Ebu Said (ra) rivayet etmiştir.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Yezid b. Husayfe, ona Büsr b. Saîd, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Ensarın oturduğu meclislerden birindeydim. Birden Ebu Musa çıkageldi. Korkmuş gibiydi. Dedi ki; 'Ömer'in huzuruna girmek için üç kez izin istedim. Bana izin verilmedi. Ben de geri döndüm. Ömer; 'Seni bizden engelleyen şey nedir?' diye sordu. 'Üç kez izin istedim, bana izin verilmedi, ben de döndüm. Zira Rasulullah (sav); 'Biriniz üç kez izin ister de kendisine izin verilmezse geri dönsün.' buyurdu.' dedim. Bunun üzerine Ömer; 'Vallahi, bu hadisle ilgili mutlaka bir delil getireceksin.' dedi. Aranızda bu hadisi Hz. Peygamber'den (sav) duyan biri var mı?' Bunun üzerine Übey b. Ka'b; 'Seninle birlikte ancak bu topluluğun en küçüğü kalkıp gelebilir.' dedi. Oradaki topluluğun en küçüğü bendim. Onunla birlikte kalkıp Ömer'e gittik. Ardından Ömer'e, Hz. Peygamber'in (sav) bunu söylediğini haber verdim." İbn Mübarek dedi ki: Bana bu hadisi, İbn Uyeyne, ona Büsr, ona da Ebu Said (ra) rivayet etmiştir.