5008 Kayıt Bulundu.
Bize Adem b. Ebu İyâs, ona Şube b. Haccâc , ona da Abdülaziz b. Suheyb'in rivayet ettiğine göre Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav), tuvalete gireceğinde: "Allahüme eûzü bike mine'l-hubusi ve'l-habâis (Allah’ım, pislikten ve pis olmaktan sana sığınırım)" derdi. (Buhârî dedi ki): Muhammed b. Arare, bu hadîsi Şube'den rivayet etmekte Âdem b. Ebî İyâs'a mutâbaat etti. Ve Gunder, Şube'den naklinde: "Helaya geldiği zaman" dedi. Musa b. İsmaîl ise, Hammad b. Seleme'den olan rivayetinde: "Helaya girdiği zaman" dedi. Said b. Zeyd de şöyle dedi: Bize Abdülaziz b. Suheyb şöyle rivayet etti: "Helaya girmek istediği zaman"
Açıklama: Hubs ve habais kelimelerinin anlamları hakkında çeşitli yorumlar yapılmıştır. Hattâbî, hubus (hubs) erkek şeytan; habâis ise dişi şeytandır şeklinde bir açıklama yapmıştır. İbnü'l-A'râbî'ye göre ise hubus (hubs) Arap kelamında mekrûha karşılık gelmektedir. Diğer bir yorumda hubs ile Şeytan'ın; habâis ile günahların ifade edildiği belirtilmiştir. (Bk. Nevevî, Şerhu Sahih-i Müslim, IV, 71).
Bize Adem b. Ebu İyâs, ona Şube b. Haccâc , ona da Abdülaziz b. Suheyb'in rivayet ettiğine göre Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav), tuvalete gireceğinde: "Allahüme eûzü bike mine'l-hubusi ve'l-habâis (Allah’ım, pislikten ve pis olmaktan sana sığınırım)" derdi. (Buhârî dedi ki): Muhammed b. Arare, bu hadîsi Şube'den rivayet etmekte Âdem b. Ebî İyâs'a mutâbaat etti. Ve Gunder, Şube'den naklinde: "Helaya geldiği zaman" dedi. Musa b. İsmaîl ise, Hammad b. Seleme'den olan rivayetinde: "Helaya girdiği zaman" dedi. Said b. Zeyd de şöyle dedi: Bize Abdülaziz b. Suheyb şöyle rivayet etti: "Helaya girmek istediği zaman"
Açıklama: Hubs ve habais kelimelerinin anlamları hakkında çeşitli yorumlar yapılmıştır. Hattâbî, hubus (hubs) erkek şeytan; habâis ise dişi şeytandır şeklinde bir açıklama yapmıştır. İbnü'l-A'râbî'ye göre ise hubus (hubs) Arap kelamında mekrûha karşılık gelmektedir. Diğer bir yorumda hubs ile Şeytan'ın; habâis ile günahların ifade edildiği belirtilmiştir. (Bk. Nevevî, Şerhu Sahih-i Müslim, IV, 71).
Bize Adem b. Ebu İyâs, ona Şube b. Haccâc , ona da Abdülaziz b. Suheyb'in rivayet ettiğine göre Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav), tuvalete gireceğinde: "Allahüme eûzü bike mine'l-hubusi ve'l-habâis (Allah’ım, pislikten ve pis olmaktan sana sığınırım)" derdi. (Buhârî dedi ki): Muhammed b. Arare, bu hadîsi Şube'den rivayet etmekte Âdem b. Ebî İyâs'a mutâbaat etti. Ve Gunder, Şube'den naklinde: "Helaya geldiği zaman" dedi. Musa b. İsmaîl ise, Hammad b. Seleme'den olan rivayetinde: "Helaya girdiği zaman" dedi. Said b. Zeyd de şöyle dedi: Bize Abdülaziz b. Suheyb şöyle rivayet etti: "Helaya girmek istediği zaman"
Açıklama: Mütâbaat, rivayetlerin birbirini desteklemesidir. Istılah olarak mütabaat; bir hadisin lafız veya manasına uygun başka bir hadisin farklı bir ravi tarafından tamamen veya kısmen aynı senedle rivayet edilmesidir. Bk. Abdullah Aydınlı, Hadis Istılahları Sözlüğü, s. 228, İstanbul, 2011).
Bize Adem b. Ebu İyâs, ona Şube b. Haccâc , ona da Abdülaziz b. Suheyb'in rivayet ettiğine göre Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav), tuvalete gireceğinde: "Allahüme eûzü bike mine'l-hubusi ve'l-habâis (Allah’ım, pislikten ve pis olmaktan sana sığınırım)" derdi. (Buhârî dedi ki): Muhammed b. Arare, bu hadîsi Şube'den rivayet etmekte Âdem b. Ebî İyâs'a mutâbaat etti. Ve Gunder, Şube'den naklinde: "Helaya geldiği zaman" dedi. Musa b. İsmaîl ise, Hammad b. Seleme'den olan rivayetinde: "Helaya girdiği zaman" dedi. Said b. Zeyd de şöyle dedi: Bize Abdülaziz b. Suheyb şöyle rivayet etti: "Helaya girmek istediği zaman"
Açıklama: Hubs ve habais kelimelerinin anlamları hakkında çeşitli yorumlar yapılmıştır. Hattâbî, hubus (hubs) erkek şeytan; habâis ise dişi şeytandır şeklinde bir açıklama yapmıştır. İbnü'l-A'râbî'ye göre ise hubus (hubs) Arap kelamında mekrûha karşılık gelmektedir. Diğer bir yorumda hubs ile Şeytan'ın; habâis ile günahların ifade edildiği belirtilmiştir. (Bk. Nevevî, Şerhu Sahih-i Müslim, IV, 71).
Bize Müsedded, ona Abdullah b. Davud, ona A'meş, ona Münzir es-Sevrî, ona Muhammed b. Hanefiyye, ona da Ali şöyle rivayet etmiştir: Ben, mezisi çok gelen bir adamdım. Mikdâd'tan, (bu durumu) Nebî'ye (sav) sormasını istedim. O da sordu. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): "Abdest almak gerekir" buyurdu.
Bize Adem, ona İbn Ebu Zi’b, ona Zuhrî, ona Ata b. Yezid el-Leysî, ona da Ebu Eyyüb el-Ensari'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav)şöyle buyurdu: "Sizden biriniz tuvalete girdiğinde kıbleye doğru yüzünü çevirmesin, sırtını da dönmesin. O halde siz doğu ya da batı yönüne dönünüz."
Bize Muhammed b. İbrahim el-Basrî, ona Bişr b. el-Mufaddal, ona İbn Avn, ona Amir es-Şa'bî, ona Urve b. el-Mugîra ve Muhammed b. Sirîn, ona da Muhammed b. Sirîn'e bir adam nakletmiş ve bu vasıtayla da hadisi Muğîra'ya ulaştırmıştır. İbn Avn: Bu kişinin bu kişiden naklettiği hadisi bilmiyorum demiştir. Rivayete göre Mugîre şöyle demiştir: "Bir yolculuğunda Rasulullah (sav) ile birlikteydim. Yanındaki bir sopayla sırtımı hafifçe dürttü ve yolunu değiştirdi. Ben de onu takip ettim. Sonra falanca yere gelip devesini çökertti ve uzaklaştı. Gözden kayboluncaya kadar gitti. Ardından geldi ve yanında su var mı? diye sordu. Yanımda bir kırba su vardı. Onu getirip kendisi için döktüm. Ellerini ve yüzünü yıkadı. Ardından kollarını yıkamak istedi. Üzerinde kolları dar bir Şam cübbesi vardı. Ellerini cübbenin altından çıkardı ve yüzünü ve kollarını yıkadı. Hadisin ravisi Hz. Peygamber'in alın ve sarığından da bahsetmiştir. İbn Avn, Bunları tam olarak ezberleyemedim, demiştir. Sonra mestleri üzerine mesh etti. Sonra senin de ihtiyacın varsa sen de gör, dedi. Benim bir hacetim yok dedim ve kervanın yanına geldik. İnsanlar Abdurrahman b. Avf'ı imam yapmışlardı. Sabah namazının birinci rekatını kıldırmıştı. Onu uyarmak istediysem de Hz. Peygamber (sav) buna izin vermedi. Yetiştiğimiz rekâtı (onun arkasında), yetişemediğimizi ise kendimiz kıldık."
Bize Muhammed b. Alâ, ona Ebu Üsâme, ona Büreyd, ona Ebu Bürde, ona da Ebu Musa el-Eş'arî şöyle rivayet etmiştir: Bir gün Hz. Peygamber'e (sav) hoşuna gitmeyen bazı şeyler soruldu. Sorular artınca öfkelendi. Sonra insanlara "Bana istediğinizi sorun" buyurdu. Bir adam "Benim babam kim?" diye sordu. Hz. Peygamber "Senin baban Hüzâfe'dir" buyurdu. Başka birisi kalktı ve "Ey Allah'ın resulü! Ya benim babam kim?" diye sordu. Hz. Peygamber "Şeybe'nin azatlısı Sâlim'dir" buyurdu. Ömer b. Hattâb Hz. Peygamber'in (sav) yüzündeki öfke izini görünce "Ey Allah'ın resulü! Allah'tan (ac) af dileriz" dedi.
Bize İsa b. Hammad, ona Leys, ona Said el-Makburî, ona da Şerik b. Abdullah b. Ebu Nemir'in rivayet ettiğine göre Enes b. Malik şöyle demiştir: Bir adam, devesinin üzerinde mescide girdi. Deveyi ıhtırıp bağladıktan sonra Muhammed hanginiz? diye sordu. O sırada Hz. Peygamber (sav) ashabıyla birlikte oturuyordu. Adama işte şuradaki, yaslanıp oturan ak yüzlü zat! diye cevap verdik. Adam, Ey Abdülmuttalib'in oğlu! diye seslendi. Hz. Peygamber (sav), "buradayım, seni dinliyorum," buyurdu. Adam Ey Muhammed, sana bir şeyler soracağım dedi. (Bundan sonra ravi), hadisin kalan kısmını rivayet etti.