5045 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir Ahmed b. Mansur, ona Yunus b. Muhammed, ona Füleyh b. Süleyman, ona Saîd b. Hâris, ona Câbir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) ensardan bir adamın yanına girdi. Adam bu sırada bostanındaki suyu çeviriyordu. Rasulullah (sav) ona "Eğer tulumda, geceden kalma su varsa bize ver, yoksa eğilip ağzımızla şu sudan içelim" buyurdu. Adam 'Yanımda tulumda suyum var' dedi ve çardağa doğru yürüdü. Bizde onunla birlikte gittik. Adam tulumdaki geceden kalma suyun üzerine koyundan süt sağdı. Hz. Peygamber (sav) bundan içti. Adam, Hz. Peygamber'in (sav) yanında bulunan sahabî için de aynısını yaptı.
Açıklama: Ağzı açık bir kaptan başa dikerek, ya da bir akarsudan eğilerek doğrudan içmek, ağzımıza sudan istenmeyen bir nesnenin kaçma ihtimali gibi bazı sakıncaları beraberinde getirmektedir. Bu yüzden elimizi ve ya başka bir kabı varsa kullanmak emniyet ve tedbir açısından daha iyidir.
Bize Ebu Bişr b. Halef ve Muhammed b. Beşşâr, bu ikisine Yahya b. Sa’id, ona Abdulhamid b. Cafer, ona babası, ona Hakim b. Eflah ona Ebu Mes’ud Resulullahın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Müslümanın, Müslüman üzerindeki hakkı dörttür: Aksırdığında (Yerhamukellah diyerek) hayır duada bulunmak, davet ettiğinde icabet etmek, öldüğünde cenazesine katılmak, hastalandığında ziyaret etmek."
Açıklama: Hakim b. Eflah makbul bir ravidir.
Bize Ahmed b. Abde, ona Osman b. Abdurrahman, ona Humeyd et-Tavîl, ona da Enes b. Malik rivayet etmiş ve şöyle demiştir: (Annem) Ümmü Süleym, Hz. Peygamber (sav) için bir ekmek yaptı ve içerisine biraz yağ koydu. Sonra da; Nebî'ye (sav) git ve kendisini davet et.' dedi. Rasulullah'a (sav) gelip, 'Annem sizi davet ediyor.' dedim. Rasulullah (sav) kalktı ve yanındaki insanlara, "Kalkın." dedi. Onlardan önce hareket edip, anneme geldim, durumu kendisine haber verdim. Derken Nebî de (sav) geldi ve "Yaptığın ekmeği getirebilirsin." buyurdu. Annem, 'Ekmeği sadece sana yetimlik yapmıştım' dedi. Nebî (sav) "Ekmeği getir." buyurdu. Sonra da, "Ey Enes! (Benimle beraber gelen insanları) onar onar yanıma al." buyurdu. Onları onar onar Hz. Peygamber'in huzuruna aldım. Öyle ki hepsi o ekmekten doyuncaya kadar yedi. Onlar seksen kişiydiler.
Bize Ahmed b. Abdullah, ona Züheyr, ona Süleyman, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir: “Rasulullah’ın (sav) yanında iki adam aksırdı. Rasulullah (sav) onlardan birine dua etti -Enes b. Malik hapşırana dua etmek anlamında شَمَّتَ yahut سَمَّتَ kelimesini kullandı- diğerine etmedi. Rasulullah'a (sav): 'Ey Allah'ın (cc) Rasulü! Birine dua ettiniz de diğerine niçin etmediniz?' diye sorulunca Rasulullah (sav): "Dua ettiğim adam Allah'a hamd etti/Elhamdülillah dedi, diğeri ise etmedi." buyurdu. Ebu Muhammed dedi ki: (İsnaddaki) Süleyman, nisbesi Teymî olan Süleyman'dır.”
Bize Muhammed b. Sabbah, ona Süfyan (T) Bize Amr b. Râfi', ona Cerir, ona Müslim el-Mülâî, Enes b. Malik'i şöyle derken duyduğunu rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), kölelerin davetine icabet ederdi."
Bana Ebü'r-Rabi' ve Ebu Kâmil, onlara Hammad, ona Eyyub; (T) Bize Kuteybe, ona Hammmad, ona Eyyüb, ona Nafi’, ibn Ömer Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Davet edildiğinizde icabet edin."
Bana Ebü'r-Rabi' ve Ebu Kâmil, onlara Hammad, ona Eyüb (T) Bize Kuteybe, ona Hammad, ona Eyüb, ona Nafi, ona da İbn Ömer Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Davet edildiğinizde icabet edin."
Bize Amr b. Râfi, ona Cerir, ona Müslim el-A’ver, Enes b. Malik’in şöyle anlattığını rivayet etti: Rasulullah (sav) hastayı ziyaret eder, cenazeye katılır, kölenin davetine icabet eder ve eşeğe binerdi. O, Beni Kurayza ve Beni Nadir'le (muharebe) gününde bir eşek üstünde idi. Hayber'in (fethi) günü de başında hurma lifinden mamul yuları, sırtında da hurma lifinden mamul semeri olan bir eşek üstünde idi.
Bana Züheyr b. Harb ve Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr (hadis Züheyr'in lafızlarıyla rivayet edilmiştir), onlara Kasım b. Malik, ona da Asım b. Küleyb'in rivayet ettiğine göre Ebu Bürde şöyle demiştir: (Babam) Ebu Musa, Fadl b. Abbas'ın kızının evindeyken onun yanına girdim. Bir ara hapşırdım. Ebu Musa bana dua etmedi/Yerhamükallah demedi. Derken Fadl'ın kızı da hapşırınca, ona dua etti/Yerhamükallah dedi. Annemin yanına dönüp olanları anlatım. Ebu Musa annemin yanına gelince annem ona 'Oğlum yanında hapşırmış ama sen ona dua etmemişsin. Fadl'ın kızı hapşırınca dua etmişsin!' dedi. Bunun üzerine Ebu Musa: 'Oğlun hapşırdı ama Allah’a hamd etmedi/Elhamdülillah demedi. Ben de ona dua etmedim. Fadl'ın kızı ise hapşırdı ve Elhamdülillah dedi. O sebeple ben de ona dua ettim. Zira ben Rasulullah'ın (sav) 'Biriniz hapşırır da Elhamdülillah derse, siz de ona dua edin/Yerhamükallah deyin. Elhamdülillah demezse siz de ona dua etmeyin/Yerhamükallah demeyin!' buyurduğunu işittim.' dedi.
Bana Haccâc b. Şâir ile Ahmed b. Saîd b. Sahr -Her iki ravinin lafızları birbirine yakındır- onlara Ebu Numan, ona Sâbit, -Haccâc b. Yezîd rivayetinde Ebu Zeyd el-Ahvel şeklinde yer almaktadır- ona Âsım, ona Abdullah b. el-Hâris, ona da Ebu Eyyûb'un (el-Ensarî) azatlısı Eflah, Ebu Eyyûb'un şöyle anlattığını nakletti: "Peygamber (sav) ona misafir olmuş ve Efendimiz (sav) alt kata Ebu Eyyûb da üst kata yerleşmiştir. Derken Ebu Eyyûb, bir gece "Biz, Resul-i Ekrem'in (sav) başının üzerinde yürüyoruz" demiş. Bunun üzerine [ailece] bir kenara çekilip gecelemişler. Sonra Ebu Eyyûb, (bu durumu) Peygamber'e (sav) söylemiş. Efendimiz (sav) "Alt kat daha uygun" buyurmuştur. Ebu Eyyûb, "Sen alt katta iken ben üstte oturamam” demiş. Bunun üzerine Peygamber (sav) üst kata, Ebu Eyyûb da alt kata geçmiştir. Ebu Eyyûb, Peygamber'e (sav) yemek yaparmış. Sofra (kaldırılıp geri) getirildiği vakit onun parmaklarının (yemek kabında değdiği) yeri sorar, (onun yediği yerden yemek amacıyla) parmaklarının [değdiği] yeri araştırırmış. Bir gün ona sarımsaklı bir yemek yapmış. Sofra geri getirildiği vakit Peygamber'in (sav) parmaklarının [değdiği] yerleri sormuş. Kendisine "O [sav] yemedi” denilmiş. Bu duruma şaşırmış ve hemen [Rasulullah'ın (sav) yanına çıkarak "Sarımsak haram mıdır?" diye sormuş. Peygamber (sav) "Değildir! Lâkin ben ondan hoşlanmıyorum" buyurmuştur. Ebu Eyyûb "Öyle ise senin hoşlanmadığından yahut senin kerih gördüğünden ben de hoşlanmam" demiş. Ebu Eyyûb "Peygamber'e (sav) [vahiy sebebiyle] gelinirdi [yani melek gelirdi]" demiştir.