5045 Kayıt Bulundu.
Bize Mâlik, ona da Yahya b. Saîd'in rivayet ettiğine göre Ömer b. el-Hattâb, yağ ile ekmek yerken bir bedeviyi davet etmişti. Bedevi, yemekten yemeye ve bir ekmekle tabağın dibindeki yağı almaya başlamıştı. Ömer, ona "Sen yoksul birine benziyorsun" dedi. Adam, "Vallahi, bu güne kadar hiç yağ yemedim ve onun yendiğini de görmedim" dedi. Bunun üzerine Ömer, "İnsanlar bolluğa kavuşana kadar artık ben de yağ yemeyeceğim" dedi.
Açıklama: Yahya b. Said ile Ömer b. Hattab arasında inkıta' vardır.
Bize Ebû Bekir b. Ebû Şeybe, Ebû Said el-Eşec ve Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, onlara Vekî (T) Bize Ebû Küreyb, ona Muâviye (T) Bize Ebû Saîd el-Eşec, ona Hafs -b. Giyâs- hepsine el-A'meş (T) Bize Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim -hadis onların lafzıyla aktarılmıştır-, onlara Cerîr, ona el-A'meş, ona Temîm b. Seleme, ona Abdurrahman b. Hilal el-Absî, ona da Cerîr rivayet ettiğine göre Rasulullah'ı şöyle derken işitmiştir: "Yumuşaklıktan mahrum olan her türlü hayırdan mahrum olur."
Bize Yahya b. Yahya, ona Abdülvahid b. Ziyâd, ona Muhammed b. Ebû İsmail, ona Abdurrahman b. Hilâl, ona da Cerîr b. Abdullah (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Yumuşaklıktan mahrum olan her türlü hayırdan mahrum olur."
Bize Ubeydullah b. Muâz el-Anberî, ona babası Muâz, ona Şu'be, ona Mikdâm -b. Şürayh b. Hânî-, ona babası Şurayh, ona da Hz. Peygamber'in (sav) eşi Hz. Aişe (r.anha) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki, yumuşaklık bir şeyde olduğu zaman onu süsler ve güzelleştirir; bir şeyden alındığında ise onu lekeler."
Bize Muhammed b. el-Müsennâ ve İbn Beşşâr, onlara Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona el-Mikdâm b. Şureyh b. Hânî bu isnatla [yani ona babası, ona da Hz. Peygamber'in (sav) eşi Hz. Aişe (r.anha) şöyle nakletmiştir:] Hadiste 'Hz. Aişe (r.anha) zorlu ve hırçın bir deveye binmişti ve onu ileri geri çevirmeye başladı. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Ey Aişe! Yumuşak davranmalısın" buyurdu' şeklinde bir ilave yapmış, sonra hadisin benzerini zikretmiştir: "Bir şeyde yumuşaklık olursa onu süsler. Eğer bir şeyden yumuşaklık çekilip alınırsa onu lekeler."
Bize Mâlik, ona Süheyl b. Ebu Sâlih, ona babası [Ebû Salih es-Semmân], ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah'a (sav) bir kafir misafir olmuştu. Rasulullah (sav), onun için koyun sağılmasını emretti. Koyun sağıldı, misafir sütü içti. Sonra başka bir koyun daha sağıldı. Misafir onu da içti. Sonra bir tane daha derken tam yedi tane koyunun sütünü içti. Sabah vakti bu misafir müslüman oldu. Rasulullah (sav) yine onun için koyun sağılmasını emretti. Bir kere sağıldı, sütü içti. Bir koyun daha sağıldı. Ancak bu koyunun sütünü bitiremedi. Rasulullah (sav), şöyle buyurdu: "Mümin bir mideyi, kafir ise yedi mideyi [doyurmak için] içer."
Bize Mâlik, ona Saîd b. Ebu Saîd el-Makburî, ona da Ebu Şüreyh el-Ka'bî'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa ya hayır söylesin yahut sussun. Her kim Allah'a ve âhiret gününe iman ediyorsa komşusuna iyi davransın. Her kim Allah ve âhiret gününe iman ediyorsa misafirine ikram etsin. Misafir bir gün izzet ve ikramla ağırlanır. Normal bir şekilde ağırlanması ise üç gündür. Üç günden sonrası [ev sahibinden misafirine] sadakadır. Misafirin ev sahibini sıkıntıda bırakacak kadar uzun süre kalması helal olmaz."
Bize Mâlik, ona Muhammed b. Amr b. Halhale, ona da Humeyd b. Mâlik b. Huseym şöyle rivayet etmiştir: Ebu Hüreyre ile birlikte el-Akîk'teki arazisinde oturuyordum. Ona Medine ahalisinden bir topluluk bineklerinin üzerinde geldiler. Onun yanında konakladılar. Ebu Hüreyre, "Anneme git ve oğlun sana selam söylüyor ve bize yiyecek bir şeyler hazırlasın diyor de." dedi. Bir tepsiye üç parça ekmek, biraz yağ ve tuz koydu. Tepsiyi başımın üzerine alıp onlara getirdim. Tepsiyi önlerine koyunca Ebu Hüreyre, tekbir getirdi ve "Biz hurma ve sudan başka şey bulamazken ekmek nimetiyle bizi doyuran Allah'a hamd olsun" dedi. Gelenler yemekten hiç yemediler ve oradan ayrıldılar. Ebu Hüreyre, bana şöyle dedi: "Yeğenim! Koyunlarına iyi bak. Burun akıntılarını sil. Ağılını temizle. Namazını ağılın bir tarafında kıl. Koyun cennet hayvanlarındandır. Nefsim kudretinde olan Allah'a yemin olsun ki insanlara öyle bir zaman gelecek ki üç beş koyun, insana Mervan'ın evinden bile kıymetli gelecek."
Bize Malik, ona Nâfi, ona da Ömer b. Hattab'ın azatlısı Eslem şöyle rivayet etti: Hz. Ömer, [gayri müslimlerden] altın [para] sahiplerine dört dinar, gümüş [para] sahiplerine de kırk dirhem cizye [vergisi] koydu. Ayrıca onları (yolculuk halindeki) müslümanlara yardım etmekle ve (evlerine misafir olarak gelen Müslümanları) üç gün süreyle ağırlamakla yükümlü tuttu.
Bize Mâlik, ona Yahyâ b. Saîd, ona da Saîd b. Müseyyeb şöyle söylemiştir: İlk misafir kabul eden, ilk sünnet olan, ilk bıyık kesen ve saçında ilk ak gören insan, İbrahim’dir (as). Hz. İbrahim saçının ağardığını görünce “Allah'ım! Bu, neye alamettir?” dedi. Yüce Allah (cc), “Kemal işareti, ya İbrahim” buyurdu. O (as) da “Kemalimi artır, ya Rabbi” diye dua etti. Yahya dedi ki: İmam Malik’in şöyle söylediğini işittim: Bıyık, dudağı çevreleyen et görününceye kadar kısaltılır. Bir müslüman bıyığın diğer yerlerini kesmeyerek kendi haline bırakır.