5045 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe b. Saîd, Ebû Bekir b. Ebû Şeybe, Amr en-Nâkid, Züheyr b. Harb ve İbn Nümeyr, onlara İbn Uyeyne, -lafız Züheyr'e aittir-, ona Süfyan -b. Uyeyne, ona İbnü'l-Münkedir, ona Urve b. Zübeyr rivayet ettiğine göre Hz. Aişe (r.anha) şöyle demiştir: Bir adam Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna gelmek için izin istemişti. Hz. Peygamber (sav) "Ona izin verin. Kavminin ne kötü oğlu veya ne kötü adamı" buyurdu. Adam huzuruna gelince ise ona yumuşak sözler söyledi. "Ey Allah'ın Resûlü! Önce onun hakkında söylediğini söyledin (adamı kötüledin), sonra yanına gelince ise onu yumuşak sözlerle karşıladın" dedim. (Resûlullah (sav) bunun üzerine bana cevâben) Dedi ki: "Ey Aişe! İnsanların kıyamet günü Allah katında en kötü yerde olanı, diğer insanların, çirkin söz ve davranışlarından korktukları için kendisinden uzak durduğu kimsedir."
Bize Muhammed b. Rumh, ona Leys b. Sa'd, ona Yezîd b. Ebu Habîb, ona Ebu'l-Hayr, ona da Ukbe b. Âmir şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'a (sav) "Siz bizi bazı topluluklara gönderiyorsunuz. Onlara konuk oluyoruz ama bize ikramda bulunmuyorlar. Bu konuda ne dersiniz?" diye sorduk. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Eğer bir topluluğa konuk olur da onlar size gerektiği gibi misafirperverlik gösterir ve ikramda bulunurlarsa bunu kabul edin. Eğer bunu yapmazlarsa onların üzerindeki misafirlik hakkınızı alın."
Bana Muhammed b. Râri ve Abd b. Humeyd, her ikisine Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona İbnü'l-Münkedir bu isnadla [yani, Urve b. Zübeyr, Hz. Aişe'den (r.anha)] (bir önceki rivayetle) aynı manada rivayet etmişlerdir: Bir adam Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna gelmek için izin istemişti. Hz. Peygamber (sav) "Ona izin verin. Kavminin ne kötü oğlu veya ne kötü adamı" buyurdu. Adam huzuruna gelince ise ona yumuşak sözler söyledi. "Ey Allah'ın Resûlü! Önce onun hakkında söylediğini söyledin (adamı kötüledin), sonra yanına gelince ise onu yumuşak sözlerle karşıladın" dedim. (Resûlullah (sav) bunun üzerine bana cevâben) Dedi ki: "Ey Aişe! İnsanların kıyamet günü Allah katında en kötü yerde olanı, diğer insanların, çirkin söz ve davranışlarından korktukları için kendisinden uzak durduğu kimsedir." Ancak İbn Münkedir bu hadisi manen rivayet etmiş ve "Bu kavmin kardeşi ve aşiretin oğlu ne fenadır" demiştir.
Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî', ona Süfyân, ona Mansûr, ona Şa'bî, ona da Mikdâm Ebu Kerîme, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Misafirin (birinci) gecesinde onu ağırlamak her müslümanın üzerine düşen bir görevdir. Her kim misafir olarak bir kimsenin evinin önünde sabahlarsa, bu kimseye ikramda bulunmak ev sahibi üzerine bir borçtur. Kişi dilerse borcunu öder ve kurtulur, dilerse ödemez ve borçlu olarak kalır."
Bize Muhammed b. el-Müsennâ, ona İbn Ebu Adî, ona Humeyd, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir: Ümmü Süleym benimle birlikte içinde yaş hurma bulunan bir sepeti Rasulullah'a (sav) göndermişti. Onu evinde bulamamıştım. Kendisini yemeğe davet eden bir dostunun evine gitmişti. Oraya vardığımda yemek yiyordu. Beni de yemek yemem için [sofraya] davet etti. Etli ve kabaklı tirit yapılmıştı. Baktım Rasulullah (sav), kabaktan hoşlanıyor, ben de [tiridin içindeki] kabak parçalarını toplayıp O'na (sav) yaklaştırmaya başladım. Biz yemeği bitirip doyunca Rasulullah (sav), evine döndü. [Hurma] Sepetini önüne koydum. Hz. Peygamber (sav) hurmayı yemeye ve taksim etmeye başladı ve böylece [sepetteki] hurmayı bitirdi.
Bize Cübâre b. Muğallis, ona Kesîr b. Süleym, ona da Enes b. Malik, Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: “Hayır, içerisinde yemek yenen eve, bıçağın deve hörgücüne ulaşmasından daha hızlı ulaşır.”
Bize [Yahya], ona Malik, ona Musa b. Ukbe, ona da Abdurrahman b. Zeyd el-Ensârî'nin rivayet ettiğine göre Enes b. Malik, Irak'tan dönmüştü. Ebu Talha ve Übey b. Ka'b onun yanına girdiler. Enes, onlara ateşte pişirilmiş yemek ikram etti. Hep birlikte yemekten yediler. Ardından Enes, kalkıp abdest aldı. Ebu Talha ve Übey b. Ka'b "Ey Enes! [Ateşte pişirilmiş yemek yedikten sonra abdest almak] Iraklılar'ın bir uygulaması mıdır?" diye sordular. Bunun üzerine Enes, "Keşke abdest almasaydım." dedi. Ebu Talha ve Übey b. Ka'b abdest almaksızın namazlarını kıldılar.
Bize Kuteybe b. Saîd, Ebû Bekir b. Ebû Şeybe, Amr en-Nâkid, Züheyr b. Harb ve İbn Nümeyr, onlara İbn Uyeyne, -lafız Züheyr'e aittir-, ona Süfyan b. Uyeyne, ona İbnü'l-Münkedir, ona Urve b. Zübeyr rivayet ettiğine göre Hz. Aişe (r.anha) şöyle demiştir: Bir adam Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna gelmek için izin istemişti. Hz. Peygamber (sav) "Ona izin verin. Kavminin ne kötü oğlu veya ne kötü adamı" buyurdu. Adam huzuruna gelince ise ona yumuşak sözler söyledi. "Ey Allah'ın Resûlü! Önce onun hakkında söylediğini söyledin (adamı kötüledin), sonra yanına gelince ise onu yumuşak sözlerle karşıladın" dedim. (Resûlullah (sav) bunun üzerine bana cevâben) Dedi ki: "Ey Aişe! İnsanların kıyamet günü Allah katında en kötü yerde olanı, diğer insanların, çirkin söz ve davranışlarından korktukları için kendisinden uzak durduğu kimsedir."
Bize Cübâre b. Muğallis, ona el-Muhâribî, ona Abdurrahman b. Nehşel, ona Dahhâk b. Müzâhim, ona da İbn Abbâs, Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: “Hayır, içerisinde yemek yenen eve, bıçağın deve hörgücüne ulaşmasından daha hızlı ulaşır.”
Bize Yezîd b. Hârun, ona Müsennâ b. Sa'îd, ona Ebu Süfyân Talha b. Nâfi, ona da Câbir b. Abdullah’ın şöyle anlattığını nakletti: Resul-i Ekrem (sav) bir gün elimi tutup (beni) evine götürdü ve “Hiç sabah yemeği” -veya “hiç akşam yemeği” -(Şüphe eden Talha’dır)- var mı?” diye sordu. (Câbir) sözüne şöyle devam etti: Bunun üzerine (eşi) [Hz. Peygamber'e (sav)] ekmek parçaları çıkarttı. O (sav) da “Hiç katık yok mu?” diye sordu. (Evdekiler) “Hayır, sadece biraz sirke var!” cevabını verdiler. O zaman [Hz. Peygamber (sav)] “Onu getirin. Sirke ne güzel katıktır!” buyurdu. Câbir, sözünün devamında şöyle dedi: Artık ben bunu Rasulullah’tan (sav) duyduğumdan beri sirkeyi sevmekteyim. Ebu Süfyân, şöyle dedi: Ben de bunu Câbir'den duyduğumdan beri onu (sirkeyi) sevmekteyim.