5016 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe b. Sa'îd, ona Yahya b. Zekeriyya b. Ebu Zâide, ona Muhammed b. İshak, ona Zührî, ona da Urve, Üsâme b. Zeyd'in şöyle dediğini rivayet etti: (Baş münafık) Abdullah b. Übeyy'in hastalığı esnasında Resul-i Ekrem (sav) ile birlikte onu ziyarete gittik. Hz. Peygamber (sav) ona "Yahudileri sevmeyi sana yasak edip dururdum" buyurdu. Bunun üzerine Abdullah (b. Übeyy) de şöyle dedi: "Es'ad b. Zürâre [Medineliler'den İslâmiyet'i kabul eden ilk sahâbî] kendilerine kin besledi de (kendisine ne yararı oldu, yine de) öldü."
Açıklama: Es'ad b. Zürâre, Medine'de İslâm'ın yayılması hususunda çokça çaba harcayan ve fedakârlıkta bulunan sahâbîlerdendir. Ayrıca kendisi Medineliler'den İslâmiyet'i kabul eden ilk sahâbîdir. Mescid-i Nebevî'nin inşası sırasında rahatsızlanan Es'ad b. Zürâre, zebha/zibha (difteri) veya şevke (kızıl) hastalığına yakalandı. Es'ad b. Zürâre’nin tedavisiyle bizzat Hz. Peygamber (sav) ilgilendi; fakat farklı tedâvî yöntemleri uygulanmasına rağmen iyileşmedi. Bunun üzerine Yahudiler "Şayet Muhammed peygamberse arkadaşını iyileştirir!" şeklinde fitne çıkardılar. Yahudiler'in bu sözleri karşısında Hz. Peygamber (sav) ona doğrudan fayda veya zarar veremeyeceğini, kendisinde insanüstü bir güç bulunmadığını, görevinin sadece risâlet olduğunu belirtmiştir. Ahmed b. Hanbel, el-Müsned (I-VI, Kahire 1313), 4/138.
Bize Yahya b. Saîd, ona Abdulhamîd b. Cafer, ona babası (Cafer b. Abdullah), ona Hakim b. Eflah, ona da Ebu Mes'ûd, Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Mülümanın Müslüman üzerinde dört hakkı vardır. (Bunlar) davet ettiği zaman davetine icabet etmek, aksırdığında (elhumdulillah derse) (yerhamukellah diyerek) hayır duasında bulunmak, hastalandığında ziyaret etmek ve vefat ettiğinde cenaze törenine katılmaktır."
Açıklama: Hakim b. Eflah hakkında tenkit vardır. (İbn Hacer, Lisan, IX, 287)
Bize Vekî ve Abdurrahman, onlara Süfyân, ona Mansûr, ona Ebu Vâil, ona da Ebu Musa, Hz. Peygamber'in (sav) "Aç olanı doyurun, esiri özgürlüğüne kavuşturun, hastayı ziyaret edin" buyurduğunu rivayet etti. Abdurrahman [b. Mehdî] hadisteki 'hasta' kelimesini 'hastaları' şeklinde nakletti.
Bize Yahyâ b. Saîd, ona Süfyân, ona Mansûr, ona Ebu Vâil, ona da Ebu Musa, Hz. Peygamber'in (sav) "Esiri özgürlüğüne kavuşturun, aç olanı doyurun, hastayı ziyaret edin" buyurduğunu rivayet etti.
Bize Yahyâ b. Saîd, ona Avf, ona Kasâme b. Züheyr, ona da Ebu Musa, Hz. Peygamber'in (sav) "Esiri özgürlüğüne kavuşturun, aç olanı doyurun, hastayı ziyaret edin" buyurduğunu rivayet etti.
Bize Halef b. el-Velîd, ona İbnü'l-Mübârek ve Ali b. İshak, ona (İbnü'l-Mübârek'e) Yahya b. Eyyûb, ona Ubeydullah b. Zahr, ona Ali b. Yezîd, ona el-Kasım ona da Ebu Ümâme, Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Herhangi birinizin elini hastanın alnına veya eline koyması, 'Nasılsın?' diye sorması, hasta ziyaretini tam kılan hareketlerdendir. Aranızda selamı tamamlayan da musâfaha (el sıkışma)dır."
Bize Ali b. İshak, ona Abdullah b. el-Mübârek, ona Yahya b. Eyyûb, ona Ubeydullah b. Zahr, ona Ali b. Yezîd, ona Kasım, ona da Ebu Ümâme Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Hasta ziyaret eden rahmete gark olur." Rasul-i Ekrem (sav) elini onun [Sahâbî Ebu Ümâme'nin] baldırı üzerine koydu, sonra eliyle baldırını aşağı yukarı ovdu ve "Kişi, hastanın yanında oturursa onu rahmet bürür" buyurdu.
Biz Abdullah b. Yusuf, ona İbn Vehb, ona Saîd b. Ebu Eyyûb, ona Ebu Akîl şöyle rivayet etmiştir: Ebu Akîl, dedesi Abdullah b. Hişâm'la beraber, (daha sonra satmak üzere) gıda maddesi satın almak için (gittikleri) çarşıdan çıkıyorlardı. (veya satış yapmak için çarşıya giriyorlardı.) Bu sırada Ebu Akîl'in dedesi yiyecek bir şey satın aldı. Aniden İbnu'z-Zubeyr ve İbn Ömer karşısına çıktı ve "Bizi de ticaretine ortak et! Çünkü Allah'ın Resulü, senin bereketli bir hayat sürdürmen için dua etmişti" dediler. Gerçekten dedem bazen tam bir deve yükü kâr elde eder ve evine gönderirdi.
Bize Muhammed b. Abdullah b. Ebu's-Selc – Bu kişi Bağdatlıdır. Künyesi Ebu Abdullah'tır ve Ahmed b. Hanbel’in arkadaşıdır-, ona Yunus b. Muhammed, ona Said b. Zerbî, ona da Asım el-Ahvel ve Sabit, Enes’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav), mescide girdi ve bir adam namaz kılmış duâ ediyor ve şöyle diyordu: 'Ey Allah’ım senden başka ilah yoktur, ancak sen varsın! Sen bol bol verensin. Ey göklerin ve yerin yoktan var edicisi, Ey celal ve ikram sahibi'. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Onun Allah’a ne ile duâ ettiğini biliyor musunuz? Bu kişi Allah’a ism-i azamıyla duâ etmiştir. Bununla duâ edildiğinde Allah kabul eder ve bir şey istenildiğinde Allah verir" buyurdu. Ebu İsa (et-Tirmizî), Sabit'in Enes’den naklettiği bu hadisin garîb olduğunu ve hadisin başka isnadla Enes'ten rivayet edildiğini söylemiştir.