5045 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr ve Ebu Said el-Eşec ve Muhammed b. el-Müsannâ el-Anezî -lafız İbn Nümeyr'e aittir-, onlara İbn İdris, ona babası, ona Simak b. Harb, ona Alkame b. Vâil, ona Muğîre b. Şu'be şöyle demiştir: Necrân'a geldiğim zaman (Hıristiyanlar) bana şunu sordular: 'Siz (Kur'an'da Meryem için) 'Ey Harun'un kız kardeşi' diye okuyorsunuz. Halbuki Musa, İsa'dan şu kadar sene öncedir. Rasulullah'ın (sav) yanına gelince bunu kendisine sordum. Bana "Onlar, önceki peygamberlerin ve salihlerin isimlerini koyarlardı." diyerek cevap verdi.
Bize Muhammed b. Ahmed b. Ebu Halef, ona Ravh, ona İbn Cüreyc, ona Ebu Zübeyr, ona Câbir b. Abdullah şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) Ya'lâ, Bereke, Eflah, Yesâr, Nâfi' ve buna benzer isimleri koymayı yasaklamak istedi. Sonra bu konuda sessiz kalıp, bir şey söylemediğini gördüm. Rasulullah (sav) bu isimleri yasaklamadan vefat etti. Daha sonra Ömer, bunları yasaklamak istedi, o da vazgeçti."
Bize Said b. Amr el-Eş'asî, Ahmed b. Hanbel ve Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, -Hadisin lafzı, Ahmed'e aittir- el-Eş'asî 'Ahberana', diğerleri 'Haddesenâ' ifadesini kullandılar- onlara Süfyân b. Uyeyne, ona Ebü'z-Zinâd, ona A'rec, ona Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Allah katında en zelil isim, melikü'l-emlâk diye isimlendirilen adamın ismidir." İbni Ebu Şeybe, kendi rivayetine 'Allah'tan (cc) başka mâlik yoktur.' cümlesini ekledi. Eş'asî, Süfyân'ın, melikü’l-emlâk kullanımının şâhân şah gibi olduğunu söylediğini nakletmiştir. Ahmed b. Hanbel, 'Ebû Amr'a 'أَخْنَعَ''ahna'' kelimesinin anlamını sorduğunu, onun da bu kelimenin 'en aşağılık' anlamına geldiğini söylediğini, ifade etmektedir.
Bize Osman b. Mehdî, ona Muhammed b. Halife Ebu Abdullah Basrî ve Amr b. Ali, bu ikisine Yezid b. Zürey', ona Haccac es-Savvâf, ona Hanân, ona Ebu Osman en-Nehdî Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti. "Herhangi birinize reyhan verilirse onu reddetmesin, çünkü o cennetten çıkmıştır." Tirmizî şöyle demiştir: Bu hadis garib olup, onu sadece bu tarikle bilmekteyiz. Henân isimli raviyi sadece bu hadisle tanıyoruz. Ebû Osman en Nehdî'nin ismi Abdurrahman b. Müllin'dir. Hz. Peygamber'in (sav) zamanına yetişmiş, fakat Hz. Peygamber'i (sav) görmemiş ve ondan hadis duymamıştır.
Bize Abdurrahman b. el-Esved Ebu Amr el-Varrâk el-Basrî, ona Ma'mer b. Süleyman er-Rakkî, ona Ali b. Salih el-Mekkî, ona Abdullah b. Osman, ona Nâfi, ona İbn Ömer, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Allah katında isimlerin en sevimlisi Abdullah ve Abdurrahman'dır." Tirmizî, hadisin bu tarikten hasen garip olduğunu söylemiştir.
Bize Ukbe b. Mükrem el-Ammî el-Basrî, ona Ebu Asım, ona Abdullah b. Ömer el-Umerî, ona Nâfi', ona İbn Ömer, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Allah katında isimlerin en sevimlisi Abdullah ve Abdurrahman'dır." Hadis, bu tarikle garibtir.
Bize Yakub b. İbrahim ed-Devrakî ve Ebu Bekir Muhammed b. Beşşâr ve başka bir kişi, onlara Yahya b. Said el-Kattân, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Nâfi', İbn Ömer'in şöyle anlattığını rivayet etti: "Hz. Peygamber (sav), Âsiye ismini değiştirip, Cemile ismini verdi." Tirmizî, bu hadisin hasen-garib olduğunu söylemiştir. Yahya b. Said el Kattân bu hadisi Ubeydullah ve Nafi' vasıtası ile İbn Ömer'den müsned olarak rivayet etmiştir. Bazıları da bu hadisi Ubeydullah ve Nafi'den 'Muhakkak Ömer…' şeklinde rivayet etmişlerdir. Bu konuda Abdurrahman b. Avf, Abdullah b. Selam, Abdullah b. Muti', Aişe, el-Hakem b. Sa'd, Müslim, Üsâme b. Ahderî, Şüreyh b. Hâni, Şüreyh'in babası Hâni, Hayseme b. Abdurrahman ve babası Abdurrahman'dan hadis rivayet edilmiştir.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, Ebu Said el-Eşec, Muhammed b. Müsannâ el-Anberî -lafız İbn Nümeyr’e aittir-, onlara İbn İdris, ona babası, ona Simak b. Harb, ona Alkame b. Vâil, ona Muğîre b. Şu'be şöyle demiştir: Necrân'a geldiğim zaman (Hıristiyanlar) bana şunu sordular: 'Siz (Kur'an'da Meryem için) 'Ey Harun'un kız kardeşi' diye okuyorsunuz. Halbuki Musa, İsa'dan şu kadar sene öncedir. Rasulullah'ın (sav) yanına gelince bunu kendisine sordum. Bana "Onlar, önceki peygamberlerin ve salihlerin isimlerini koyarlardı." diyerek cevap verdi.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, Ebu Said el-Eşec, Muhammed b. Müsannâ el-Anberî -lafız İbn Nümeyr’e aittir-, onlara İbn İdris, ona babası, ona Simak b. Harb, ona Alkame b. Vâil, ona Muğîre b. Şu'be şöyle demiştir: Necrân'a geldiğim zaman (Hıristiyanlar) bana şunu sordular: 'Siz (Kur'an'da Meryem için) 'Ey Harun'un kız kardeşi' diye okuyorsunuz. Halbuki Musa, İsa'dan şu kadar sene öncedir. Rasulullah'ın (sav) yanına gelince bunu kendisine sordum. Bana "Onlar, önceki peygamberlerin ve salihlerin isimlerini koyarlardı." diyerek cevap verdi.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, Ebu Said el-Eşec, Muhammed b. Müsannâ el-Anberî -lafız İbn Nümeyr'e aittir-, onlara İbn İdris, ona babası, ona Simak b. Harb, ona Alkame b. Vâil, ona Muğîre b. Şu'be şöyle demiştir: Necrân'a geldiğim zaman (Hıristiyanlar) bana şunu sordular: Necrân'a geldiğim zaman (Hıristiyanlar) bana şunu sordular: 'Siz (Kur'an'da Meryem için) 'Ey Harun'un kız kardeşi' diye okuyorsunuz. Halbuki Musa, İsa'dan şu kadar sene öncedir. Rasulullah'ın (sav) yanına gelince bunu kendisine sordum. Bana "Onlar, önceki peygamberlerin ve salihlerin isimlerini koyarlardı." diyerek cevap verdi.