5045 Kayıt Bulundu.
Bize Said b. Amir, ona Şu'be, ona Muhammed b. Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona kardeşi İsa, ona babası Abdurrahman b. Ebu Leyla'nın rivayet ettiğine göre Ebu Eyyub el-Ensârî şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Hapşıran 'Elhamdülillâhi alâ külli hâl/Her halim için Allah'a hamd olsun!' desin. Onun bu duasına mukabele eden de 'Yerhamükallah/Allah seni bağışlasın' desin. Hapşıran kişi bu duaya karşılık 'Yehdîkümüllahu ve yuslihu bâleküm/Allah seni hidayet üzere kılsın ve halini İslam’a uygun eylesin' diye karşılık versin."
Açıklama: İbn Ebu Leyla Muhammed b. Abdurrahman el-Ensârî zaifü'l-hadis olarak tenkit edilmektedir. (İbn Ebi Hatim, Cerh, VII, 322; Ukayli, Duafa, VIII, 16).
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Üsame, ona Avf, ona da Zürâre b. Evfâ, Abdullah b. Selam'ın şöyle dediğini rivayet etti "Rasulullah (sav) Medine'ye geldiğinde, insanlar hızla Ona (sav) doğru koşturdular ve 'Rasulullah (sav) geldi, Rasulullah (sav) geldi, Rasulullah (sav) geldi' (diye) üç kez seslenildi. İnsanlar arasında, Onu (sav) görmek için, ben de geldim. Rasulullah'ın (sav) yüzünü gördüğümde bu yüzün yalancı yüzü olmadığını anladım. Ondan (sav) ilk işittiğim konuşması şu sözleri oldu; 'Ey insanlar! Selamı yayınız, yemek yediriniz, sıla-i rahim yapınız ve insanlar uyurken gece namaz kılınız ki selamet içerisinde cennete giresiniz'."
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân b. Uyeyne, ona Ubeydullah b. Ebu Yezid, ona da babası (Ebu Yezid el-Mekkî) Ümmü Eyyûb'un (bt. Kays) şöyle anlattığını nakletti "Rasulullah (sav) bize konuk olmuştu. Biz de içinde şu sebzelerden bazılarının bulunduğu bir yemek yapmaya çalışmıştık. Sonra bu (yemeği Hz. Peygamber'e (sav)) getirdiğimizde, O (sav) hoşlanmadı ve ashâbına şöyle buyurdu 'Siz yiyin. Çünkü ben sizden biriniz gibi değilim [yani bana vahiy gelir]. Doğrusu ben arkadaşımı [yani Cebrail'i] incitmekten endişe ediyorum!” Ebu Muhammed (ed-Darimî) dedi ki: “(Sarımsak yiyen kimse) Hiç kimseyi rahatsız etmediğinde, onun yenmesinde bir mahzur yoktur.”
Bize Said b. Süleyman, ona Süleyman b. Muğîra, ona da Sâbit, Enes’in şöyle anlattığını nakletti "Yemek yapmış olan bir adam Rasulullah'a (sav) geldi. Ey Allah’ın Rasulü dedi ve eliyle işaret ederek (O'nu (sav) yemeğe davet etti.) Rasul-i Ekrem (sav) de adama işaretle (birlikte gelebilir miyiz manasında) Aişe'yi gösterdi. Adam 'Hayır!' deyince, Rasulullah (sav) (adamın) davetini kabul etmedi. Adam daveti aynı şekilde ikinci kez tekrarladı, Rasulullah (sav) aynı şekilde kabul etmedi. Ancak adam üçüncü kez işaretle davetini tekrarlayınca, Rasulullah (sav) yine Aişe'yi işaret ederek (birlikte olur mu?) dedi. Adam evet deyince; Rasulullah (sav) Aişe ile birlikte gidip adamın (ikram ettiği) yemeği yediler."
Bize Abdurrahman b. Abdullah el-Cezerî, ona Affân b. Müslim, ona Hammâd b. Seleme, ona da Saîd b. Cümhân, Ebu Abdurrahman Sefîne’nin şöyle anlattığını nakletti "Bir adam Ali b. Ebu Talib’in misafiri oldu. Ali, ona yemek ikram etti. Fâtıma 'Keşke Peygamber’i (sav) davet etseydik de O (sav) da bizimle beraber yeseydi.' dedi. Bunun üzerine Rasulullah'ı (sav) davet ettiler. Rasulullah (sav) onların evine geldi ve kapının iki yanına ellerini koydu. (İçeri gireceği sırada) evin içinde bir örtü görüp, geri döndü. Bunun üzerine Fâtıma, Ali'ye 'Rasulullah'a (sav) yetiş de niçin geri döndüğünü sor' dedi. Rasulullah (sav), Ali'ye 'Nakışlarla süslenmiş bir örtünün bulunduğu eve girmem!' buyurdu."
Bize Yahya b. Eyyub, Kuteybe ve İbn Hucr, onlara İsmail –İbn Cafer-, ona Alâ, ona babası, ona da Ebu Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Sadaka malı eksiltmez. Bir kul birisini affettiğinde Allah bu yüzden onun değerini artırır. Bir kimse Allah için tevazu gösterirse Allah onun derecesini yükseltir."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdülvehhâb es-Sekafî, Muhammed b. Cafer, İbn Ebu Adî ve Yahya b. Saîd, onlara Avf b. Ebu Cemîle, ona Zürâre b. Evfâ, ona Abdullah b. Selâm şöyle rivayet etmiştir "Rasulullah (sav) Medîne'ye geldiği zaman insanlar Ona (sav) koştular. 'Rasulullah geldi! Rasulullah geldi! Rasulullah geldi!' denilmişti. Ben de Onu (sav) görmek için insanlarla birlikte geldim. Rasulullah'ın (sav) yüzünü gördüğümde Onun (sav) yüzünün yalancı yüzü olmadığını anladım. Söylediği ilk şey şuydu 'Ey insanlar! Selamı yayın, yemek yedirin, insanlar uyurken namaz kılın ki Cennete selamet içinde girin'." Ebu İsâ (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, sahîh bir hadistir.
Bana Muhammed b. Râfi' ile Abd b. Humeyd her ikisi Abdürrrezzâk'tan, ona Ma'mer, ona Zührî Enes b. Mâlik'in şöyle dediğini haber vermiştir: 'Pazartesi günü olunca...' diyerek diğer ikisinin hadisinin aynısını zikretmiştir: (Ebu Bekir (ra), Hz. Peygamber’in (sav) vefatı ile sonuçlanan hastalığında onlara namaz kıldırıyordu. Pazartesi günü olunca cemaat saflar halinde namazda iken Rasulullah (sav) odanın perdesini açarak ayakta bize baktı. Mübarek yüzü mushaf yaprağı gibi pırıl pırıl ve güzeldi. Sonra Rasulullah (sav) gülerek tebessüm etti. Biz namazda iken Rasulullah’ın (sav) çıkmasına sevincimizden şaşırdık. Ebu Bekir ilk safa ulaşacak şekilde geri çekildi. Zira Rasulullah’ın (sav) namaz için çıktığını zannetmişti. Peygamber (sav) cemaate ‘namazınızı tamamlayın’ diye işaret etti. Rasulullah (sav) sonra içeri girdi ve perdeyi indirdi. Allah Rasulü (sav) işte o gün vefat etti.)
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdülvehhâb es-Sekafî, Muhammed b. Cafer, İbn Ebu Adî ve Yahya b. Saîd, onlara Avf b. Ebu Cemîle, ona Zürâre b. Evfâ, ona Abdullah b. Selâm şöyle rivayet etmiştir "Rasulullah (sav) Medîne'ye geldiği zaman insanlar ona koştular. 'Rasulullah geldi! Rasulullah geldi! Rasulullah geldi!' denilmişti. Ben de Onu (sav) görmek için insanlarla birlikte geldim. Rasulullah'ın (sav) yüzünü gördüğümde Onun (sav) yüzünün yalancı yüzü olmadığını anladım. Söylediği ilk şey şuydu: "Ey insanlar! Selamı yayın, yemek yedirin, insanlar uyurken namaz kılın ki Cennete selamet içinde girin." Ebu İsâ (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, sahîh bir hadistir.
Bana bu hadîsi Amr Nâkid ile Züheyr b. Harb, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona Zührî, ona da Hz. Enes (ra) rivayet etti: Rasulullah'ı (sav) son görüşüm, Pazartesi günü perdeyi açtığı zamandır, diyerek Hz. Enes kıssayı anlatmıştır. Salih'in (aşağıdaki) hadisi daha noksansız ve kapsamlıdır: (Ebu Bekir (ra), Hz. Peygamber’in (sav) vefatı ile sonuçlanan hastalığında onlara namaz kıldırıyordu. Pazartesi günü olunca cemaat saflar halinde namazda iken Rasulullah (sav) odanın perdesini açarak ayakta bize baktı. Mübarek yüzü mushaf yaprağı gibi pırıl pırıl ve güzeldi. Sonra Rasulullah (sav) gülerek tebessüm etti. Biz namazda iken Rasulullah’ın (sav) çıkmasına sevincimizden şaşırdık. Ebu Bekir ilk safa ulaşacak şekilde geri çekildi. Zira Rasulullah’ın (sav) namaz için çıktığını zannetmişti. Peygamber (sav) cemaate ‘namazınızı tamamlayın’ diye işaret etti. Rasulullah (sav) sonra içeri girdi ve perdeyi indirdi. Allah Rasulü (sav) işte o gün vefat etti.)