5045 Kayıt Bulundu.
Leys b. Sa'd şöyle dedi: Bana Cafer b. Rabî'a, ona Abdurrahman b. Hürmüz, na da Ebu Hureyre şöyle rivayet etti: "Rasulullah'ın (sav), İsrailoğulları'ndan birisi ihtiyaçları için deniz yolculuğuna çıkmış ve ihtiyaçlarını karşılamıştır..." (Ravi Cafer b. Rabî'a), söz konusu (B001498) hadisi aktardı. (Buhari şöyle dedi:) "Bu hadisi bana Abdullah b. Salih, ona da Leys b. Sa'd rivayet etti."
Açıklama: Söz konusu rivayet için bkz. B001498 numaralı hadis. Buhari burada, kendisi ile Leys b. Sa'd arasında inkita bulunan bir senedle rivayet ettiği B001498 numaralı muallak hadisin, Abdullah b. Salih el-Cühenî üzerinden mevsul olduğunu tasrih etmektedir.
Bize Muhammed b. Beşşar, ona İbnu Ebi Adiy, ona Şu’be, ona Süleyman, ona Ebu Hazim, ona Ebu Hureyre Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etti: "Ben incik veya paça yemeye davet edilsem mutlaka icabet ederim. Bana incik veya ayak paça ikram edilse mutlaka kabul ederim."
Açıklama: Hediyeleşmede ihtiyaçların giderilmesini esas alan peygamberimiz bu hayvanın ön kolu veya hayanın kelle-paçasını hediye edilmesini küçümsememesi ve ihmal edilmemesini istemiştir. Hediyeyi alan ve verenin bu şekilde küçük de olsa yapılan hediyeyi sürdürmelerini istemiştir. bkz. İbnü'l-Mülakkîn, Şiracüddin Ebu'l-Hafs Ömer b. Ali b. Ahmed eş-Şâfîî, et-Tevdıh li câmi'is-sahih, thk. Dârü'l-fellah (Dımaşk: Dârü'n-nevâdir, 1428/2009), 16/282.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, Enes b. Malik’in şöyle anlattığını rivayet etti: "Terzinin biri yapmış olduğu bir yemeğe Rasulullah’ı (sav) davet etmişti. Enes b. Malik şöyle devam etti: 'Bu yemeğe Rasul-i Ekrem (sav) ile birlikte ben de gittim. Terzi Rasulullah’a ekmek, içinde kabak ve kurutulmuş ince et parçaları olan bir çorba sundu. (Yemek yerken) Peygamber’i (sav) çanağının içindeki kabakları araştırırken gördüm. Enes, 'artık o günden itibaren kabağı çok severim' dedi."
Bize Kuteybe, ona Abdulaziz, ona Ebu Hazım, ona da Sehl b. Sa'd (ra) şunu rivayet etti: "Rasulullah'a (sav) bir bardak (içecek) getirilmiş ve o da bundan içmişti. Allah Rasulu'nün solunda yaşlılar, sağında ise orada bulunanların en küçüğü olan bir çocuk vardı. Rasulullah, çocuğa: 'Ey delikanlı! Kalan içeceği yaşlılara vermeme izin verir misin?' deyince çocuk: 'Yâ Rasulallah! Sen'den bana gelen bir payda kimseyi kendime tercih etmem' dedi. Bunun üzerine Rasulullah, kalan içeceği çocuğa verdi."
Bize Saîd b. Rebi‘, ona Şu‘be, ona Eş‘as b. Süleym, ona da Muaviye b. Süveyd, Bera b. Azib (ra)’ın şöyle dediğini rivayet etti: "Hz. Peygamber (sav) bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı. Hastayı ziyaret etmeyi, cenazelere katılmayı, aksırana يرحمك الله (Allah sana rahmet etsin) demeyi, selamı almayı, mazluma yardım etmeyi ve yeminle istenilen şeyi yapmayı emretti."
Bize Müsedded, ona İsa b. Yunus, ona Evzaî, ona Hassan b. Atiyye, ona Ebu Kebşe es-Selûli, ona da Abdullah b. Amr'ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Kırk haslet vardır ki, bunların en üstünü (muhtaç bir mü'mine) sağmal bir keçi hediye etmektir. Kim bu kırk hasletten herhangi birini sevabını umarak ve vaad edileni tasdik ederek yaparsa, bu sayede Allah onu mutlaka cennete sokar.” Hassan dedi ki: “Biz sağmal keçi hediyesi dışında kalan hasletleri saydık; selam almak, aksırana يرحمك الله (Allah sana merhamet eylesin) demek, yoldan eziyet veren şeyleri kaldırmak ve benzeri amelleri saydık; fakat bütün bunları onbeş haslete bile ulaştıramadık.”
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Yakûb b. Abdurrahman, ona Ebu Hâzim, ona Sehl b. Sa'd (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Bizler Cuma günleri çok sevinirdik. Yaşlı bir ninemiz vardı. O, bizim su kenarına ektiğimiz pazıların köklerinden toplar, bir çömleğin içine koyar, sonra içine biraz da arpa tanesi koyardı. -Ravi Yakub şöyle demiştir: Tam bilemiyorum ama Sehl şöyle demiştir: Bu yemeğin içinde ne iç yağı ne de et olurdu-. Cuma namazını kıldıktan sonra nineyi ziyaret ederdik, o da bu yemeği bize ikram ederdi. Bu sebeple cumaları çok sevinirdik. Kuşluk yemeğini cumadan sonra yer, öğlen uykusunu da cumadan sonra uyurduk."
Bize Âdem, ona Şu'be, ona Hakem, ona da İbrahim'in naklettiğine göre Esved şöyle demiştir: Hz. Aişe, Berîre’yi âzad etmek için satın almak istedi. Efendileri de Berîre'nin velâsı (mirasa sebep olmaya elverişli hükmî yakınlık) kendilerine ait olması şartını koşmak istediler. Aişe, bu meseleyi Hz. Peygamber'e (sav) anlattı. Hz. Peygamber (sav) ona "Berîre'yi satın al! Velâ ancak âzad edene aittir." buyurdu. Aişe dedi ki: (Bir kere) Hz. Peygamber'e bir parça et getirildi. Ben "Bu et, âzadlım Berîre'ye sadaka olarak verilmiştir." dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Bu et, Berîre'ye sadakadır; bize ise hediyedir." buyurdu.
Bize Müsedded, ona Yezid b. Zuray', ona Ma'mer, ona Zuhri, ona Saîd, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den (sav) şöyle rivayet etmiştir: "Şehirli köylü adına satış yapamaz. (Fiyatı artırmak için) müşteri kızıştırmayın. Kardeşinin (bitmek üzere olan) ticaretine (fazla vererek) kimse müdahale etmesin. Kimse kardeşinin talip olduğu birine (talebinden vazgeçmediği sürece) talip olmasın. Hiçbir kadın kendi kabını doldurmak (yerine geçmek) için kardeşinin boşanmasını istemesin."