Giriş

Bize Behz ve Affân, onlara Hemmâm, ona da Katâde, Enes'in şöyle dediğini rivayet etti: Bir Yahudi Nebi (sav) ve ashabının yanına geldi ve (onlara): 'es-Sâmü aleyküm (Ölüm üzerinize olsun)' diyerek selam verdi. Peygamber'in (sav) ashabı da onun selamını aldılar. Bunun üzerine Rasulullah (sav): 'O ancak 'es-Sâmü aleyküm (Ölüm üzerinize olsun)' dedi' buyurdu. Bunun üzerine Yahudi yakalanıp O'nun (sav) huzuruna getirildi ve ve adam yaptığını itiraf etti. Peygamber (sav) de: "Onlara söylediklerini karşılık olarak verin." buyurdu.


    Öneri Formu
60347 HM013026 İbn Hanbel, III, 192

Bize Ma'mer Katade'nin şöyle dediğini rivayet etti: İbn Ömer tanımadığı bir Yahudiye selam verdi. Kendisine (adamın Yahudi olduğu) haber verilince ona dönüp 'selamımı bana iade et' dedi. Yahudi de 'ettim' karşılığını verdi.


    Öneri Formu
87414 MA019458 Musannef-i Abdurrezzak, X, 392

Bize Muhammed b. Sabbâh, ona Velid b. Ebû Sevr ona Simâk ona da İkrime, Abdullah b. Abbas'ın şöyle dediğini bildirmiştir: "Yahudi, Hristiyan ve Mecusi olanların selamına karşılık verin. Zira Allah (cc), 'Size bir selâm verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı selâmla karşılık verin. [Nisâ, 4/86] ' buyurmuştur."


    Öneri Formu
165930 EM001107 Buhari, Edebü'l-Müfred, 515

Bize Behz ve Affân, onlara Hemmâm, ona da Katâde, Enes'in şöyle dediğini rivayet etti: Bir Yahudi Nebi (sav) ve ashabının yanına geldi ve (onlara): 'es-Sâmü aleyküm (Ölüm üzerinize olsun)' diyerek selam verdi. Peygamber'in (sav) ashabı da onun selamını aldılar. Rasulullah (sav): 'O ancak 'es-Sâmü aleyküm (Ölüm üzerinize olsun)' dedi' buyurdu. Bunun üzerine Yahudi yakalanıp O'nun (sav) huzuruna getirildi ve ve adam yaptığını itiraf etti. Peygamber (sav) de: 'Onlara söylediklerini karşılık olarak verin' buyurdu.


    Öneri Formu
271256 HM013026-2 İbn Hanbel, III, 192

Bize Yahya, ona Şu'be, ona da Katâde; (T) Bize İbn Ca'fer, ona Şu'be, ona Katâde, ona da Enes şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber'in (sav) ashabı O'na (sav): 'Ehl-i kitap bize selam veriyor. Onların selamını nasıl alalım?' diye sordu. Rasulullah da (sav): 'Onlara 'Ve aleyküm (Sizin üzerinize olsun)' deyin' buyurdu. [Haccâc da (bu rivayetin) aynısını nakletmiştir. Şu'be: 'Katâde'ye bu hadisi Enes'ten işitip işitmediğini sormadım' demiştir.]


    Öneri Formu
271562 HM012165-2 İbn Hanbel, III, 115

Bize Ebu Bekir, ona Abde b. Süleyman ve Muhammed b. Bişr, onlara Said, ona Katâde, ona da Enes, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Ehl-i kitaptan bir kimse size selam verdiği zaman, 'Ve aleyküm (Senin üzerine olsun)' deyin."


    Öneri Formu
271593 İM003697-2 İbn Mâce, Edeb, 13

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Heyseme, ona da Ebu Huzeyfe, Huzeyfe'nin şöyle dediğini rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) ile birlikte yemek yemek üzere aynı sofrada bulunduğumuzda Rasulullah (sav) yemeğe başlamak üzere elini uzatmadıkça biz de uzatmazdık. Bir keresinde Hz. Peygamber (sav) ile birlikte aynı sofrada bulunuyorduk. Küçük bir kız çocuğu arkasından itelenircesine geldi. Elini yemeğe uzattı. Rasulullah da (sav) elini tuttu. (Yemeğe başlamasına mani oldu.) Sonra aynı şekilde bir bedevi geldi. Hz. Peygamber (sav) onun da elini tuttu (yemesine mani oldu.) "Sonra da şeytan Allah'ın ismi anılmamak suretiyle yemeği kendisine helal kılmaya çalışır. O, (önce) yemeği kendisine helal kılmak için şu kız çocuğu ile geldi. Ben de onun elini tutup bırakmadım. Sonra aynı yemeği helal kılmak için şu bedevi ile geldi. Onun da elini tuttum. Canım kudret elinde olan Allah'a yemin olsun ki kız çocuğunun eliyle birlikte şeytanın eli de elimdeydi" buyurdu.


Açıklama: Hadiste geçen cariye kelimesinden kasıt küçük kız çocuğudur. Hadislerde geçen cariye kelimesi çoğunlukla küçük kız çocuğu anlamında kullanılmaktadır. Bazı çevirilerde bu hususa dikkat edilmeden köle kadın (أمة- إماء) anlamında tercüme edilmektedir. Bu da hadislerin yanlış anlaşılmasına neden olmaktadır.

    Öneri Formu
4697 M005259 Müslim, Eşribe, 102

Bize İshak b. İbrahim el-Hanzalî, ona İsa b. Yunus, ona el-A'meş, ona Hayseme b. Abdurrahman, ona Ebu Huzeyfe el-Erhabi, ona da Huzeyfe b. Yeman'ın şöyle dediğini rivayet etti: "Hz. Peygamber (sav) ile yemeğe davet edildiğimizde." (Sonra) Ebu Muaviye'nin rivayet ettiği hadisin manasını zikretti. Ravi, bedevinin yemeğe atıldığını anlatırken "keennemâ yutradu" kız çocuğunun atıldığını anlatırken "keennemâ tutradu" ifadesini kullandı ve bedevinin gelişini kız çocuğunun gelişinden önce zikretti. Hadisin sonunda da sonra besmele çekti ve yedi cümlesini ekledi.


    Öneri Formu
4698 M005260 Müslim, Eşribe, 102

Bize Ebu Bekir b. Nafi', ona Abdurrahman, ona Süfyan, ona da A'meş bu hadisi aynı isnad ile rivayet etti. Ravi bu rivayette, kız çocuğunun gelişini bedevinin gelişinden önce zikretti.


    Öneri Formu
4701 M005261 Müslim, Eşribe, 102

Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr, ona Velid b. Sa'lebe et-Tai, ona İbn Büreyde, ona da babası (Büreyde b. Husayb)'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim sabaha ulaştığında veya akşama eriştiğinde şöyle der de sonra o gece veya gündüz ölürse cennete girer: Allah'ım! Sen benim Rabbimsin. Senden başka ilah yoktur. Beni sen yarattın. Ben senin kulunum. Gücümün yettiği kadar senin ahdin ve vaadin üzereyim. Yaptığım şeylerin şerrinden sana sığınırım. Üzerimdeki nimetini ve günahımı itiraf ederim. Beni affet, günahları senden başka affeden yoktur."


    Öneri Formu
34150 D005070 Ebu Davud, Edeb, 100, 101