5045 Kayıt Bulundu.
Bize Hasan, ona İbn Lehîa, ona Abdullah b. Hübeyre, ona Ebu Salim el-Ceyşânî, ona da Abdullah b. Amr Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Bir kişinin, bir başkasını boşaması şartıyla bir kadın ile evlenmesi helal değildir. Bir kişinin bir başkasının alışverişi bitmeden o alışverişe müdahil olması helal değildir. Üç kişinin, içlerinden birini başkan yapmadan açık arazide yolculuk etmesi helal değildir. Üç kişi açık bir alanda bir arada iken, iki kişinin diğer arkadaşlarından ayrı bir şekilde kendi aralarında fısıldaşması helal değildir."
Açıklama: Sahih li-gayrihî'dir. Ancak el-İmâre'nin hadisi hasendir. Bu isnad ise zayıftır. İbn Lehî'a'nın su-i hıfzı vardır.
Bize Muhammed b. Ubeyd ve Yezîd, onlara Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Sahabe "ey Allah'ın Rasulü, aklımıza öyle şeyler (vesveseler) geliyor ki söylemekten çekiniyoruz. Güneş doğduğundan beri durumumuz bu şekilde" dediler. Hz. Peygamber (sav) "gerçekten içinizde böyle düşünceler var mı?" diye sordu. "evet" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "işte bu gerçek imandır" buyurdu.
Açıklama: Hadis sahih isnad ise hasendir. Sebebi Muhammed b. Amr'ın sadûk hasenü'l-hadis olmasıdır.
Açıklama: Şeyhayn'ın şartlarına göre sahihtir.
Bize İshak b. Yusuf, ona A'meş, ona Ebu Salih, ona da Abdullah b. Ömer Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "(Üç kişi bir arada iken), iki kişi, arkadaşlarından ayrı bir şekilde, kendi aralarında fısıldaşmasın"
Bize İbn Nümeyr, ona Abdullah, ona Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Üç kişi bir arada iken, iki kişi, üçüncüden ayrı bir şekilde, kendi aralarında fısıldaşmasın"
Bize Abdurrezzak, ona Ma'mer, ona Eyyûb, ona Nâfi, ona da İbn Ömer Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Üç kişi bir arada iken, iki kişi arkadaşlarından ayrı bir şekilde kendi aralarında fısıldaşmasın. Çünkü bu durum üçüncü kişiyi üzer."
Bize Yezîd, ona Nâfi b. Ömer, ona Bişr b. Asım b. Süfyân, ona Babası (Asım b. Süfyân), ona da Abdullah b. Amr Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ağzındaki otu dili ile döndürmeye çabalayan sığır gibi ağzında kelimeleri dolandıran (laf kalabalığı yaparak) süslü konuşan kimseden Allah (ac) hoşlanmaz."
Bize Hâşim, ona Süleyman, ona Sabit, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: (Ey iman edenler! Sesinizi Peygamberin sesinden fazla yükseltmeyin; birbirinize bağırdığınız gibi ona bağırmayın. Yoksa yaptığınız iyilikler mahvolur gider de farkına bile varmazsınız.) -Hucurat, 2- ayeti indiğinde sesi gür olan Sabit b. Kays b. Şemmâs "ben sesi, Allah Rasulü'nün (sav) sesinden daha yüksek çıkan biriyim, amelim boşa gitti. Ben cehennemliğim" dedi ve üzüntülü bir şekilde evinde oturdu (dışarı çıkmadı). Allah Rasulü (sav) onun yokluğunun farkına varıp soruşturdu. toplumdan bazı kişiler onun yanına varıp "Allah Rasulü (sav) seni soruyor, ne oldu sana" dediler. Sabit "ben sesi, Allah Rasulü'nün (sav) sesinden daha gür ve yüksek çıkan biriyim, amelim boşa gitti ve ben cehennemliğim" dedi. Gelip Hz. Peygamber'e (sav) durumu bildirdiler. Hz. Peygamber "aksine o cennetliktir" buyurdu. Enes der ki: "Biz onu aramızda yürürken görüyor ve onun cennetlik olduğunu biliyorduk. Yemâme günü olunca hezimete uğrar gibi olduk. Sabit b. Kays b. Şemmâs geldi, kokulu yağlar süründü, kefenini giydi ve 'size denk düşmanın karşısında kaçışınız ne kötü' dedi. Sonra öldürülene kadar savaştı."
Bize Ebu Kamil ve Yunus, onlara Nâfi b. Ömer, ona Bişr b. Asım es-Sakafî, ona Babası (Asım b. Süfyân), ona da Abdullah b. Amr Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ağzındaki otu dili ile döndürmeye çabalayan sığır gibi ağzında kelimeleri dolandıran (laf kalabalığı yaparak) süslü konuşan kimseden Allah (ac) hoşlanmaz."