5008 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir, ona Abdullah b. Nümeyr, ona Ubeydullah, ona Said b. Ebu Said, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizden biriniz yatağına yatmak istediği zaman alt elbisesinin içiyle döşeğini silkelesin. Çünkü kalktıktan sonra yatağın içine nelerin girdiğini bilemez. Sonra sağ tarafına yatsın ve şöyle desin: Rabbim, senin adınla yatar, senin adınla kalkarım. Eğer canımı alırsan ona merhamet et. Eğer canımı almazsan onu sâlih kullarını koruduğun gibi koru."
Bize Müsedded, ona Abdullah b. Davud, ona Fudayl b. Gazvân, ona Ebu Hâzim, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Bir adam Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna geldi. Hz. Peygamber (sav) hanımlarına o adama verecek yemek olup olmadığını sordurdu. Ancak "Yanımızda sudan başka bir şey yoktur" dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) yanında bulunan kişilere "Bu adamı kim misafir edecek?" diye sordu. Ensâr'dan bir adam kalkıp "Ben ederim" dedi ve onu evine eşinin yanına götürdü. "Rasulullah'ın (sav) misafirine ikram et" dedi. Kadın "Evimizde sadece çocukların azığı kaldı" deyince adam, "Yemeğini hazırla, kandili yak, akşam yemeği istediklerinde çocukları uyut. [Kadın] Yemeği hazırladı, kandili yaktı ve çocuklarını uyuttu. Sonra kandili düzeltir gibi yapıp söndürdü. Misafirin önünde yiyormuş gibi yaptılar. Aç gecelediler. Sabah olunca ev sahibi Rasulullah'a (sav) gitti. Rasulullah (sav) "Bu gece Allah (cc), yaptığınız güzel iş için güldü veya bu Onun (cc) hoşuna gitti" buyurdu. Allah (cc) bu hadise üzerine "Onlar kendileri ihtiyaç halinde olsalar bile başkalarını kendilerine tercih ederler. Nefislerinin cimriliğinden sakınanlar var ya işte kurtuluşa erenler onlardır." (Haşr, 9/59)
Bize Muhammed b. el-Müsenna el-Anezî, ona İbn Ebu Adî, ona İbn Avn, ona Humeyd b. Hilaâl, ona Abdullah b. es-Samit'in rivayet ettiğine göre Ebu Zer (ra); ey kardeşimin oğlu! Hz. Peygamber'in gönderilmesinden önce iki sene namaz kıldım demişti. Ben de öyleyse o zaman nereye dönüyordun diye sordum. Allah'ın beni döndürdüğü yere diye cevap verdi. Hadisi Süleyman b. el-Muğîra'nın anlattığı gibi anlattı. Hadiste şunları da söyledi: Bunun üzerine ikisi kahinlerden birine gittiler. Kardeşim Üneys ona galip gelene kadar kahini methetmeye devam etti. Bunun üzerine onun develerine alıp kendi develerimize kattık. Hadisinde şunu da söyledi: Hz. Peygamber (sav) geldi, Kabe'yi tavaf etti ve makamın arkasında iki rekat namaz kıldı. Onun yanına geldim. Ben ona İslam selamı ile selam veren ilk kişiydim. Dedim ki: es-Selamu aleyke / Selam sana ey Allah'ın Rasulü! Hz. Peygamber; "ve aleyke's-selam / Sana da selam olsun, sen kimsin" buyurdu. Hadisinde şu da bulunmaktadır. "Ne zamandır sen buradasın" diye sordu. On beş gündür dedim. Yine hadiste şu da bulunur: Ebu Bekir şöyle dedi: Bu gecenin misafirliği için onu bana bağışla.
Bize Abdullah b. Abdurrahman, ona Hayve b. Şürayh b. Yezid el-Hımsî, ona Bakıyye b. Velîd, ona Müslim b. Ziyâd, ona da Enes, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Her kim sabaha kavuştuğunda 'Allah'ım! Seni, arşını taşıyanları, tüm meleklerini ve bütün yarattıklarını şahit kılarak derim ki senden başka ilah yoktur. Senin ortağın yoktur. Muhammed (sav) senin kulun ve resulündür' derse Allah (cc) onun o günkü günahlarını bağışlar. Her kim de bu duayı akşama eriştiğinde yaparsa, Allah (cc) onun o gece işleyeceği günahları bağışlar." [Ebu İsa (Tirmizî), bu hadisin garîb olduğunu söylemiştir.]
Bize Abdân, ona Ebu Hamza, ona Mansûr, ona Rib'î b. Hirâş, ona Hareşe b. Hurr, ona da Ebu Zer (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) geceleyin yatağına girdiğinde 'Allah'ım! Senin adınla ölür ve dirilirim' der, uyandığında da 'Bizi öldürdükten sonra dirilten Allah'a (cc) hamd olsun. Yeniden dirilip dönüş O'nadır' diye dua ederdi."
Bize Hasan b. Arefe, ona İsmail b. Ayyâş, ona Abdullah b. Abdurrahman b. Ebu Hüseyin, ona Şehr b. Havşeb, ona da Ebu Ümâme el-Bâhilî, Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Her kim yatağına abdestli olarak girer, uyuyana kadar zikirle meşgul olur ve gecenin herhangi bir vaktinde Allah’tan dünya ve ahiret hayrına dair bir istekte bulunursa, Allah o kimseye bunu mutlaka verir." [Tirmizî şöyle demiştir: Bu hasen-garîb bir hadistir. Bu hadisi aynı zamanda Şehr b. Havşeb, Ebu Zabye’den, o Amr b. Abese’den o da Hz. Peygamber’den (sav) rivayet etmiştir.]
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muâviye b. Hişâm, ona Şeybân, ona Yahya, ona Ebu Seleme, ona Rabîa b. Ka'b el-Eslemî şöyle haber vermiştir: "Kendisi (Rabîa b. Ka'b) Rasulullah'ın (sav) kapısının eşiğinde yatardı. O geceleyin, Rasullah'ın (sav) 'Sübhânallâhi Rabbi’l-âlemîn' dediğini, sonra biraz susup, ardından 'Sübhânallâhi ve bihamdihî' dediğini duyardı."
Bize Ahmed b. Salih, ona Yahya b. Hassan ve İsmail, o ikisine Süleyman b. Bilal, ona Rabîa b. Ebu Abdurrahman, ona Abdullah, ona Anbese, ona Abdullah b. Ğannam el-Beyâzî'den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim sabahladığında 'Allah’ım! Sabah üzerimde bulunan her türlü nimet yalnızca Sendendir. Senin hiçbir ortağın yoktur. O halde, hamd Sana mahsustur, şükür de Sanadır.' derse o günün şükrünü yerine getirmiş olur. Her kim bu sözün benzerini geceleyin söylerse o gecenin şükrünü yerine getirmiş olur."
Bana Abdullah b. Muhammed, ona Abdurrezzâk, ona Ma’mer, ona Hemmâm, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Allah Âdem’i yarattı. Boyu atmış arşın idi. Sonra Allah Teâlâ, Âdem’e, ‘Git! Şu meleklere selam ver! Senin selamına nasıl karşılık vereceklerine iyice kulak ver. Bu selam, senin ve neslinin selam şekli olacak’ dedi. Âdem (as) onlara ‘es-selâmu aleyküm’ dedi. Onlar da ‘es-selâmu aleyke ve rahmetüllâhi’ dediler. ‘ve rahmetüllâhi’ kelimesini ilave ettiler. Cennete giren herkes Âdem’in suretindedir. Ancak yaratılmışların boyu şu ana kadar hep kısalmaya devam etti.
Bize Ahmed b. Salih, ona Yahya b. Hassan ve İsmail, o ikisine Süleyman b. Bilal, ona Rabîa b. Ebu Abdurrahman, ona Abdullah, ona Anbese, ona Abdullah b. Ğannam el-Beyâzî'den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim sabahladığında 'Allah’ım! Sabah üzerimde bulunan her türlü nimet yalnızca Sendendir. Senin hiçbir ortağın yoktur. O halde, hamd Sana mahsustur, şükür de Sanadır.' derse o günün şükrünü yerine getirmiş olur. Her kim bu sözün benzerini geceleyin söylerse o gecenin şükrünü yerine getirmiş olur."