5045 Kayıt Bulundu.
Bize Müsedded, ona Abdulvâris, ona Eyyüb, ona Hafsa, ona da Ümmü Atiyye şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bizi (ölüm karşısında) yüksek sesle ağlamaktan nehyetti."
Açıklama: Bu yasağın sebebi, bu tarz feryatların kadere razı olmama manası taşımasındandır.
Bize Yezid b. Halid er-Ramli, ona İbn Vehb, ona Huyey b. Abdullah, ona Ebu Abdurrahman el-Hubulî, ona da İbn Amr'ın rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu: "Bir adam bir hastayı ziyarete geldiği zaman Ey Allah'ım (bu) kuluna şifa ver. Senin (rızan) için düşmanla savaşır ve senin için cenazeye (namazı kılmaya) gider diye dua etsin." [Ebû Davud der ki: (Şeyhim) İbnü's-Serh, "(hadisteki إِلَى جَنَازَةٍ yerine) “إِلَى صَلاَةٍ / namaza (gider)" şeklinde rivayet etti.]
Bize Şeyban b. Ferruh, ona Süleyman b. Muğîra, ona Sabit el-Bünanî, ona da Enes b. Malik (ra) Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Bu gece bir oğlum oldu. Ona babam İbrahim'in adını verdim." (Daha sonra Hz. Enes) hadisin geri kalan kısmını da rivayet ederek şöyle dedi: Ben o çocuğu Rasulullah'ın (sav) huzurunda can çekişirken gördüm. (Bunun üzerine) Rasulullah'ın (sav) gözlerinden yaşlar boşandı ve şöyle buyurdu: "Göz yaşarır, kalp üzülür, fakat biz Rabbimizin razı olacağı sözlerden başkasını söylemeyiz. Ey İbrahim, biz senin (ölümün)le gerçekten üzgünüz" dedi.
Bize Ka'neb, ona Malik, ona Abdullah b. Abdullah b. Cabir b. Atîk, ona Abdullah b. Abdullah'ın anne tarafından dedesi Atik b. el-Haris b. Atik, ona da amcası Cabir b. Atik’in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav), (bir gün) Abdullah b. Sabit’i hasta iken ziyaretine geldi. Onu kendinden geçmiş bir halde buldu. Bunun üzerine ona seslendi (fakat o kendinde olmadığı için) karşılık veremedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber "İnna lillahi ve inna ileyhi raciun" dedi ve şöyle devam etti: "Ey Ebu'r-Rabi! Biz (Allah’ın kaza ve kaderine) boyun eğdik." Bunun üzerine kadınlar feryad edip ağlaşmaya başladılar. İbn Atik de onları susturmaya çalıştı. Derken Rasulullah (sav) "onları (kendi hallerine) bırak. Fakat vacib olunca hiçbir kadın ağlamasın" buyurdu. (Orada bulunanlar) Ey Allah'ın Rasulü vacib olmak nedir? dediler. Rasul-i Ekrem, "ölmektir" buyurdu. (O sırada Abdullah b. Sabit'in) kızı (babası hakkında) ben senin şehit olacağını ümid ediyordum. Çünkü sen (cihad için) gereken şeyleri hazırlamıştın diye söylenmeye başladı. Rasulullah da (sav) "Aziz ve Celil olan Allah ona niyeti ölçüsünde şehid sevabı verecektir."(buyurdu ve) "Siz neyi şehitlik sayıyorsunuz?" diye sordu. (Onlar da) Allah yolunda öldürülmeyi dediler. Rasulullah (sav) "Allah yolunda öldürülmekten başka yedi (tane daha) şehidlik vardır. Vebadan (taun) ölen şehiddir. Boğularak ölen şehiddir. Akciğer zarı iltihabından (zatülcenb) ölen şehiddir. Yanarak ölen şehiddir. Göçük altında kalarak ölen şehiddir. Doğum yaparken ölen kadın şehiddir" buyurdu. [Ebû Davud hadis metninde geçen cum kelimesinin, kadının çocuğu karnında iken onunla ölmesi anlamına geldiğini söylemiştir.]
Bize İbrahim b. Musa, ona Muhammed b. Rabî'a, ona Muhammed b. Hasan b. Atiyye, ona babası (Hasan Atiyye b. Sa'd), ona dedesi (Ebu Hasan Atiyye b. Sa'd), ona da Ebu Said el-Hudrî (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) ölünün iyiliklerini söyleyerek yüksek sesle ağlayan kadın (lar)a ve (onu) dinleyen kadın (lar)a lanet etmiştir."
Bize Muhammed b. Süleyman el-Enbari, ona Muhammed b. Ubeyd (et-Tenafisî), ona Yazid b. Keysan (el-Yeşküri), ona Ebu Hazim'in (Selman Mevla Azze) rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre şöyle demiştir: Rasulullah (sav), annesinin kabrine geldi, ağladı ve çevresindekileri de ağlattı. Ardından Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Yüce Rabbi'mden onu (annemi) bağışlaması için dua etmek üzere izin istedim; ancak bana izin verilmedi. Bunun üzerine kabrini ziyaret etmek için izin istedim, buna izin verildi. Kabirleri ziyaret ediniz. Kuşkusuz kabir ziyareti, ölümü hatırlatır."