Giriş

Bize Kuteybe b. Said, ona Yahya b. Süleym, ona İsmail b. Kesir, ona da Asım b. Lakît b. Sabira, babası Lakît b. Sabira'nın şöyle dediğini nakletti: Ben Müntefik oğullarının Rasulullah'a (sav) giden elçileri, ya da Müntefik oğulları heyeti içerisinde idim. Ravi (Lakît sözlerine devam ederek) hadisi (tamamıyla) nakletti. Sonra da (şöyle) dedi: Peygamber (sav) kelimesini (sin'in esresiyle) "lâ tahsibenne" diye telafuz etti, velâ tahsebenne diye telaffuz etmedi.


Açıklama: İlgili hadis, Âl-i İmrân Suresi’nde yer alan “لَا تَحْسَبَنَّ ٱلَّذِينَ يَفْرَحُونَ بِمَآ أَتَوا۟ وَّيُحِبُّونَ أَن يُحْمَدُوا۟ بِمَا لَمْ يَفْعَلُوا۟ فَلَا تَحْسَبَنَّهُم بِمَفَازَةٍ مِّنَ ٱلْعَذَابِ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ” (Ettiklerine sevinen ve yapmadıkları şeylerle övünmeyi seven kimselerin, sakın azaptan kurtulacaklarını sanma. Onlar için elem dolu bir azap vardır. Âl-i İmrân, 3/188) ayetinin okunuşuyla ilgili olup, bu ayetteki “تَحْسَبَنَّ” kelimesindeki sin harfinin (سِ) esre ile okunması kastedilmiştir.

    Öneri Formu
28008 D003973 Ebu Davud, Huruf ve Kıraat, 1

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ebu Ahmed, ona Süfyan, ona Yezid Ebu Halid ed-Dâlânî, ona da bir adamın anlattığına göre Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: Ebu'l-Heysem b. Teyhân Peygamber Efendimiz (sav) için bir yemek hazırlamış ve Rasul-i Ekrem (sav) ile sahabelerine davet etmişti. Yemeği bitirdikleri zaman Efendimiz (sav) sahabelerine "kardeşinizi (bu ziyafetten dolayı) mükâfatlandırınız," buyurdu. (Sahabeler) Ey Allah'ın Rasulü! Onu nasıl mükâfatlandırabiliriz? dediler. Hz. Peygamber de (sav) "bir adamın evine gidilir, yemeği yenir, içeceği içilir sonra (davetliler) ona dua ederlerse, işte bu onu mükâfatlandırmaktır," buyurdu.


    Öneri Formu
27326 D003853 Ebu Davud, Eti'me, 54


    Öneri Formu
27324 D003852 Ebu Davud, Eti'me, 53


    Öneri Formu
28721 D004018 Ebu Davud, Hammam, 2


    Öneri Formu
30543 D004049 Ebu Davud, Libas, 8


    Öneri Formu
33514 D004610 Ebu Davud, Sünne, 6


    Öneri Formu
99609 MŞ001214 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Taharat, 135

Bize el-Ka'neb, ona Yezid b. İbrahim et-Tüsteri, ona Abdullah b. Ebu Müleyke, ona da Kasım b. Muhammed, Aişe'nin (r.anha) şöyle dediğini anlattı: Rasulullah (sav) "sana kitabı indiren O'dur. Onun (Kur'an) bir kısım ayetleri muhkemdir, ki bunlar kitabın esasıdır, diğerleri ise müteşâbihtir. Kalplerinde sapma meyli bulunanlar, fitne çıkarmak ve onu (kişisel arzularına göre) te'vil etmek için ondaki müteşâbihlerin peşine düşerler. Hâlbuki onun te'vilini ancak Allah bilir; bir de ilimde yüksek pâyeye erişenler. Derler ki: Ona inandık, hepsi rabbimiz katındandır. (Bu inceliği) yalnız aklıselim sahipleri düşünüp anlar" (Âl-i İmran 3/7) mealindeki ayeti okudu. Aişe (r.anha) şöyle devam etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Sen Kur'an'ın yalnız müteşâbih ayetlerinin peşine düşenleri gördüğünüzde (şunu bilin ki) Allah'ın (bu ayette) kalplerinde sapma olanlar şeklinde nitelediği kimseler işte bunlardır, artık hepiniz onlardan sakınınız (onlarla oturup konuşmayınız.)."


    Öneri Formu
33502 D004598 Ebu Davud, Sünne, 2

Bize Abdulvehhab b. Necde, ona Ebu Amr b. Kesir b. Dinar, ona Harîz b. Osman, ona Abdurrahman b. Ebu Avf, ona da Mikdam b. Ma'dikerib Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Şunu iyi biliniz ki bana Kur'an-ı Kerim ile (onun bir) benzeri de verilmiştir. Dikkatli olun! Koltuğuna kurulan tok bir adamın size (sadece) şu Kur'an lazımdır. Onda bulduğunuz helali helal, haramı da haram kabul ediniz (yeter) diyeceği (günler) yakındır. Şunu iyi biliniz ki ehli eşek eti, yırtıcı (hayvanlar)dan köpek dişli olanlar ve (İslam topraklarına müsaade ile giren) gayri müslimlerin kaybettiği mallar size helal değildir. Ancak sahibinin kendisine ihtiyaç duymadığı [için almadığı] yitik mallar, bu hükmün dışındadır. Kim bir kavme misafir olursa o kavmin onu ağırlaması gerekir. Eğer ağırlamazlarsa, o misafir ağırlama hakkını (kendisi) alarak onları cezalandırabilir."


    Öneri Formu
33508 D004604 Ebu Davud, Sünne, 5


    Öneri Formu
98781 MŞ007924 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Salavât, 702