5013 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Amr en-Nakıd, Züheyr b. Harb ve İbn Nümeyr, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona Eyyüb, ona Muhammed b. Sirin, ona Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Benim ismimi verin, künyemi kullanmayın." [Amr, bu hadisi an Ebu Hureyre (Ebu Hureyre'den) şeklinde nakletmiş semi'tu (işittim) ifadesini kullanmamıştır.]
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. Müsenna ve Muhammed b. Beşşâr, onlara Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Ata b. Ebu Meymune, ona Ebu Râfi', ona Ebu Hureyre; (T) Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası, ona Şube, ona Ata b. Ebu Meymune, ona Ebu Râfi', ona Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Zeyneb'in ismi Berre idi. O kendisini temize çıkarıyor denildi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) ona Zeyneb ismini verdi." [Hadisin lafzı, İbn Beşşâr'ın dışındaki adı geçen diğer ravilere aittir. İbn Ebu Şeybe de bize Muhammed b. Cafer, ona Şube rivayet etti demiştir.]
Bize Said b. Amr el-Eş'asî, Ahmed b. Hanbel ve Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona Ebu Zinad, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Allah katında en zelil isim, melikü'l-emlâk diye isimlendirilen adamın ismidir." [İbn Ebu Şeybe kendi rivayetine; "Allah'tan (cc) başka mâlik yoktur" cümlesini ekledi.] [Eş'asî, Süfyan'ın, melikü'l-emlâk kullanımının şâhân şah gibi olduğunu söylediğini nakletmiştir.] [Ahmed b. Hanbel, Ebu Amr'a أَخْنَعَ ahna kelimesinin anlamını sorduğunu, onun da bu kelimenin en aşağılık anlamına geldiğini söylediğini ifade etmektedir.]
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. Müsennâ ve Muhammed b. Beşşâr, onlara Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Ata b. Ebu Meymûne, ona Ebu Râfi', ona Ebu Hureyre, (T) Bize Ubeydullah b. Muâz, ona babası, ona Şu'be, ona Ata b. Ebu Meymûne, ona Ebu Râfi', ona Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Zeyneb'in ismi Berre idi. O kendisini temize çıkarıyor/övüyor, denildi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) ona Zeyneb ismini verdi." Hadisin lafzı, İbn Beşşâr'ın dışındaki adı geçen diğer ravilere aittir. İbn Ebu Şeybe 'Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu'be rivayet etti.' demiştir.
Bize Said b. Amr el-Eş'asî, Ahmed b. Hanbel ve Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, -Hadisin lafzı, Ahmed'e aittir- el-Eş'asî 'Ahberana' diğerleri 'Haddesenâ' ifadesini kullandılar- onlara Süfyân b. Uyeyne, ona Ebü'z-Zinâd, ona A'rec, ona Ebu Hureyre Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Allah katında en zelil isim, adı melikü'l-emlâk olan adamın ismidir." İbn Ebu Şeybe'nin rivayetinde 'Allah’tan (cc) başka Mâlik yoktur.' cümlesini ziyadedir. Eş'asî şöyle demiştir: 'Süfyân, melikü’l-emlâk kullanımının Şâhân Şah gibi olduğunu söyledi.' Ahmed b. Hanbel şöyle demiştir: 'Ebû Amr'a 'أَخْنَعَ' kelimesinin anlamını sordum. Bana 'en aşağılık' manasına geldiğini söyledi.
Bize Said b. Amr el-Eş'asî ve Ahmed b. Hanbel ve Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, -Hadisin lafzı, Ahmed'e aittir- el-Eş'asî 'Ahberana' diğerleri 'Haddesenâ' ifadesini kullandılar- onlara Süfyân b. Uyeyne, ona Ebü'z-Zinâd, ona A'rec, ona Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Allah katında en zelil isim, adı melikü'l-emlâk olan adamın ismidir." İbni Ebu Şeybe'nin rivayetinde 'Allah'tan (cc) başka Mâlik yoktur' cümlesi ziyadedir. Eş'asî şöyle demiştir: 'Süfyân, melikü’l-emlâk kullanımının Şâhân Şah gibi olduğunu söyledi.' Ahmed b. Hanbel şöyle demiştir: 'Ebû Amr'a 'أَخْنَعَ' kelimesinin anlamını sordum. Bana 'en aşağılık' anlamına geldiğini söyledi.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. Müsennâ ve Muhammed b. Beşşâr, onlara Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Ata b. Ebu Meymûne, ona Ebu Râfi', ona Ebu Hureyre, (T) Bize Ubeydullah b. Muâz, ona babası, ona Şu'be, ona Ata b. Ebu Meymûne, ona Ebu Râfi', ona Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Zeyneb'in ismi Berre idi. O kendisini temize çıkarıyor/övüyor, denildi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) ona Zeyneb ismini verdi." Hadisin lafzı, İbn Beşşâr'ın dışındaki adı geçen diğer ravilere aittir. İbn Ebu Şeybe 'Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu'be rivayet etti.' demiştir.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. Müsennâ ve Muhammed b. Beşşâr, onlara Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Ata b. Ebu Meymûne, ona Ebu Râfi', ona Ebu Hureyre, (T) Bize Ubeydullah b. Muâz, ona babası, ona Şu'be, ona Ata b. Ebu Meymûne, ona Ebu Râfi', ona Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Zeyneb'in ismi Berre idi. O kendisini temize çıkarıyor/övüyor denildi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) ona Zeyneb ismini verdi." Hadisin lafzı, İbn Beşşâr'ın dışındaki adı geçen diğer ravilere aittir. İbn Ebu Şeybe 'Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu'be rivayet etti.' demiştir.
Bize Adem (b. Ebu İyas), ona Şu'be (b. Haccac), ona da Ebu Teyyah (Yezid b. Humeyd), Enes b. Malik'in (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Allah Rasulü (sav) bizimle hep iç içe olmuştur. O kadar ki, küçük kardeşime: 'Ey Ebu Umeyr! Ne yaptı Nuğayr (bülbülcük)?' derdi."
Bize Müsedded, ona Abdülvaris, ona da Ebu’t-Teyyâh, Enes’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) insanların en güzel ahlaklısıydı. Benim bir kardeşim vardı; ona Ebu Umeyr denilirdi. -Ravi (hadisin lafzında şüphe ederek) 'zannediyorum sütten kesilmişti' dedi-. Rasulullah bize ne zaman gelse: 'Ey Ebu Umeyr! Ne yaptı nuğayr (bülbülcük)?' derdi. (Hadiste geçen Nuğayr) çocuğun oynadığı bir kuştu. Bazen Rasulullah (sav) bizim evimizde iken namaz vakti girerdi. O zaman altındaki serginin süpürülmesini emreder, (süpürülmesinin) ardından üzerine biraz su serpilirdi. Sonra Rasulullah (sav) namaza durur, biz de onun arkasında (saf tutarak) dururduk ve bize namaz kıldırırdı."