5008 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Vekî (b. Cerrâh) ve Gunder (Muhammed b. Cafer), onlara Ş'ube (b. Haccâc); (T) Bize Muhammed b. Müsennâ, -hadisin lafzı Muhammed b. Müsenna'ya aittir- ona Şu'be b. Haccâc, ona Atâ b. Ebu Meymûne ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: "Allah Rasulü (sav) helaya girer, ben ve benim gibi bir çocuk da bir su kabı ile ucu demirden bir değnek taşırdık. (Hz. Peygamber de) bu su ile istincâ ederdi (taharetlenirdi)."
Açıklama: عنزة ucu demirli mızrak anlamındadır. Hadiste değnek kastedilmiştir. Anlaşılan o ki, Enes ya da onun yaşlarında herhangi bir çocuk, Hz. Peygamber'e suyu göremeyecekleri bir yerden böyle bir değnek ile uzatıyorlardı. Hadiste bahsedilen olay, Hz. Peygamber'in o günkü şartlarda bile mümkün olduğunca su ile taharetlendiğini ve setr-i avrete azami önem verdiğini göstermektedir (İbn Battâl, Şerhu Sahîhi'l-Buhârî, Riyad 1423, II, 131).
Bize Züheyr b. Harb ve Ebu Küreyb (Muhammed b. Alâ), -hadisin lafzı Ebu Küreyb'e aittir- onlara İsmail b. Uleyye, ona Ravh b. Kasım, ona Ata b. Ebu Meymûne ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) def-i hacet için uzaklaşırdı. Ben kendisine su getirirdim, o da bununla taharetlenirdi (temizlenirdi)."
Açıklama: Bazı rivayetlerde Enes'in getirdiği suyu Hz. Peygamber'in elini yıkaması ya da abdest alması için eline döktüğü ifade edilmektedir. البراز kelimesi açık geniş alan manasındadır. Tuvaletini yapmak için, insanlar görmesin diye uzak yerler gitmeyi ifade eder.Buna bağlı olarak büyük tuvalet anlamında da kullanılır. (Şerhu'n-Nevevî,III, 162-163)
Bir önceki hadisin senediyle rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Eğer kendisine izin vermediğin bir kişi, evinin içine bakacak olur da kendisine bir taş atar ve gözünü çıkarırsan senin üzerine bir günah yoktur."
Açıklama: B006887 numaralı hadisin senedi kast edilmektedir.
Bize Zuheyr b. Harb ve İbn Nümeyr, onlara Süfyan b. Uyeyne; (T) Bize Yahya b. Yahya –ki lafız ona aittir-, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Zührî, ona Atâ b. Yezid el-Leysî, ona da Ebu Eyyûb, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Tuvalete gittiğinizde, küçük ve büyük tuvalet ihtiyacınızı giderirken önünüzü ne de arkanızı da kıbleye dönmeyiniz. Fakat doğu veya batıya dönünüz." [Ebu Eyyûb 'Şam'a gittiğimizde tuvaletlerin kıbleye doğru inşa edildiğini gördük. Biz (mümkün olduğunca) kıbleden farklı tarafa yönümüzü çeviriyor ve Allah'tan af diliyorduk' şeklinde sorunca, Hz. Peygamber (sav) 'Evet, mahsuru olmaz' diye cevapladı.]
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muhammed b. Bişr el-Abdî, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Muhammed b. Yahya b. Habbân, ona da amcası Vâsi b. Habbân, Abdullah b. Ömer'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Kız kardeşim Hafsa'nın evinin damına çıkmıştım. Rasulullah'ı (sav) Şam tarafına yüzünü, kıble tarafına da arkasını dönmüş halde abdest bozmak için otururken gördüm."
Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb, ona Süleyman b. Bilal, ona Yahya b. Said, ona da Muhammed b. Yahya, amcası Vâsi b. Habbân'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Mescitte namaz kılıyordum. Abdullah b. Ömer de sırtını kıble tarafına doğru dayamış oturuyordu. Namazımı bitirince, bir tarafımdan dönerek onun yanına gittim. Abdullah b. Ömer şöyle dedi: 'Birtakım insanlar diyorlar ki abdest bozmak için oturduğun vakit ne kıbleye ne de Beyt-i Makdis'e doğru oturma.' Vallahi ben bir evin damına çıktım ve Rasulullah'ı (sav) Beyt-i Makdis'e doğru abdest bozmak için iki kerpiç üzerine oturmuş bir halde gördüm."
Bize Abdülazîz b. Abdullah, ona İbrahim b. Sa'd, ona İbn Şihâb, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden, ya hayır söylesin ya da sussun. Allah'a ve ahiret gününe iman eden, komşusuna eziyet etmesin. Allah'a ve ahiret gününe iman eden, misafirine ikram etsin."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzim), ona Vekî (b. Cerrâh), ona A'meş (Süleyman b. Mihrân); (T) Bize Yahya b. Yahya -hadisin lafızları ona aittir-, ona Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzim), ona İbrahim (en-Nehaî), ona Abdurrahman b. Yezid, ona da Selman (Farisî) şöyle rivayet etmiştir: "Selman'a 'Peygamberiniz size, tuvalet adabına varıncaya kadar her şeyi öğretiyormuş, öyle mi?' diye sorulduğunda, o 'Evet. Hz. Peygamber (sav) bize, büyük ya da küçük abdest bozarken kıbleye doğru dönmemizi, sağ elle taharetlenmemizi, üç taştan daha azıyla taharetlenmemizi, tezek ya da kemikle de taharetlenmemizi yasakladı' şeklinde cevap vermiştir."
Bize Züheyr b. Harb, ona Ravh b. Ubâde, ona Zekeriyya b. İshak, ona da Ebu Zübeyr (Muhammed b. Müslim), Cabir (b. Abdullah)'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bize kemik veya hayvan tezeği ile taharetlenmeyi yasakladı."
Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona Mâlik, ona Said b. Ebu Said el-Makburî, ona da Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizden biriniz yatacağı zaman, elbisesinin kenarıyla üç kere yatağını silkeleyip şöyle desin: Rabbim! Senin adınla yatağa uzanır senin adınla kalkarım. Eğer benim canımı alacak olursan beni bağışla. Eğer tekrar hayata gönderecek olursan beni salih kullarını koruduğun gibi koru." Yahya ve Bişr b. Mufaddal, onlara Ubeydullah, ona Said, ona Ebu Hüreyre, ona da Hz. Peygamber tarikiyle Abdülaziz b. Abdullah'a mütâbaat etmişlerdir. Züheyr, Ebu Damra, İsmail b. Zekeriyya, Ubeydullah'tan, o Said'den, o babasından, o Ebu Hüreyre'den, o da Hz. Peygamber'den (sav) naklederek isnada bir kişi ilave etmişlerdir. Bu hadisi İbn Aclân, Said, ona Ebu Hüreyre, ona Hz. Peygamber tarikiyle nakletmiştir.