4991 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Süfyân, ona da Muhammed b. Münkedir, Cabir'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), hastalandığım zaman katıra ve ata binmeden gelir beni ziyaret ederdi."
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Şu'be, ona Hakem, ona da Abdullah b. Nâfi, Hz. Ali’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Geceleyin bir hastayı ziyaret eden kimseyle birlikte yetmiş bin melek daha yola çıkar. Bu melekler, sabaha kadar o ziyaretçi için Allah'tan (cc) af dilerler. Ayrıca o kimse için cennette hazırlanmış meyveler vardır. Sabahleyin hasta ziyaretinde bulunan kimseyle birlikte de yetmiş bin melek yola çıkar. Bu melekler de akşama kadar o ziyaretçi için Allah'tan (cc) af dilerler. O kimse için de cennette hazırlanmış meyveler vardır."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Hakem, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Hz. Ali, Hz. Peygamber'den (sav) önceki hadisle aynı manada bir hadis nakletmiştir. Fakat bu rivayetinde, o hadisin metninde geçen 'harîf' kelimesini zikretmemiştir. [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Şu'be'nin rivayet ettiği gibi, Hakem Ebu Hafs'tan Mansur da rivayet etmiştir.]
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerîr, ona Mansur, ona da Hakem, Ebu Cafer Abdullah b. Nâfi'in (ki bu Nâfi, Hasan b. Ali’nin kölesidir demiştir) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "(Bir gün) Ebu Musa, Hz. Ali’nin oğlu Hasan'ı hastalandığı için ziyarete gelmişti." [Ebû Davud, hadisin devamını Osman b. Ebu Şeybe'nin rivayetine benzer şekilde (mana yoluyla) nakletmiş ve bu rivayetin, Hz. Ali vasıtası ile sahih olmayan bir yolla Hz. Peygamber’e (sav) isnat edildiğini belirtmiştir.]
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeylî, ona Haccâc b. Muhammed, ona Yunus b. Ebu İshak, ona da babası, Zeyd b. Erkam’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: 'Gözlerimde bulunan bir ağrıdan dolayı hastayken, Hz. Peygamber (sav) benim ziyaretime gelmişti."
Bize Harun b. Abdullah, ona Mekkî b. İbrahim, ona Ca'd (b. Evs), ona da Aişe b. Sa'd, babasının şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Mekke'de hastalanmıştım. Hz. Peygamber (sav) beni ziyarete gelmişti. Elini alnıma koydu. Sonra göğsümü ve karnımı sıvazlayıp 'Allah'ım! Sa'd'a şifa ver ve onun hicretini tamamla' diye dua etti."
Bize İbn Kesîr, ona Süfyân, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona da Ebu Musa el-Eş'arî, Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Aç olanı doyurunuz, hastayı ziyaret ediniz ve esiri de özgürlüğüne kavuşturunuz." [Süfyan hadiste geçen 'el-ânî' kelimesinin esir anlamına geldiğini söylemiştir.]
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Süfyân, ona da Muhammed b. Münkedir, Câbir b. Abdullah'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), (ben hastayken) katıra ve beygire binmediği halde (yürüyerek) beni ziyarete gelmişti." [Ebu İsa (et-Tirmizî), bu hadisin hasen sahih olduğunu söylemiştir.]
Bize Kuteybe b. Said, ona Cerîr, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona da Ebu Musa (ra), Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Esirleri özgürlüklerine kavuşturun, açları doyurun, hastaları da ziyaret edin."
Bize Muhammed, ona Abdulvahhâb es-Sekafî, ona Halid el-Hazzâ, ona da İkrime, İbn Abbas’ın (r.anhuma) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), hasta olan bir bedeviyi ziyaret etmek üzere yanına gitmişti. Ona 'Üzülme, bu hastalık inşallah günahlarına kefarettir' buyurdu. Bedevi 'Kefaret mi? Tam aksine! O yaşlı bir adamın tepesinde kaynayan ve onu mezara götürecek olan humma hastalığıdır' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Peki o zaman, öyle olsun' buyurdu."