5008 Kayıt Bulundu.
Bize İbn Râfi', ona Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona da Hemmam b. Münebbih 'bunlar bize Ebu Hureyre'nin Rasulullah'tan (sav) naklettiği hadislerdir' diyerek, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: Sizden biriniz üzüme kerm demesin. Çünkü gerçek kerem sahibi Müslüman kişidir.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb, bu ikisine el-Mukri, -Ebu Bekir, adı geçen el-Mukri'i Ebu Abdurrahman el-Mukri şeklinde tanıttı- ona Said b. Ebu Eyyub, ona Ubeydullah b Ebu Cafer, ona Abdurrahman b. el-A'rec, ona Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Bir kimseye reyhan takdim (hediye) edilirse onu geri çevirmesin. Zira reyhan hafif, kokusu güzeldir."
Bize Muhammed b. Ebu Ömer el-Mekkî, ona Mervan b. Muaviye el-Fezârî, ona Yezid b. Keysan, ona Ebu Hazim el-Eşcaî, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Hz. Peygamber (sav); bugün sizden kim oruç tutmaya niyetlendi diye sorduğunda, Ebu Bekir, ben dedi. Bugün sizden kim bir cenazeye katıldı diye sorduğunda, Ebu Bekir, ben cevabını verdi. Bugün sizden kim bir fakiri doyurdu diye sorduğunda, Ebu Bekir, ben diye cevap verdi. Peki bugün hanginiz bir hastayı ziyaret etti dediğince, Ebu Bekir yine ben cevabını verdi. Bunun üzerine Rasulullah (sav); bunlar kimde bir araya gelirse, o kişi mutlaka cennete girer" buyurdu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb, bu ikisine el-Mukri, -Ebu Bekir, adı geçen el-Mukri'i Ebu Abdurrahman el-Mukri şeklinde tanıttı- ona Said b. Ebu Eyyub, ona Ubeydullah b Ebu Cafer, ona Abdurrahman b. el-A'rec, ona Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Bir kimseye reyhan takdim (hediye) edilirse onu geri çevirmesin. Zira reyhan hafif, kokusu güzeldir."
Bize Kuteybe b. Said ve Ali b. Hucr, o ikisine İsmail b. Cafer, ona el-Alâ, ona babası, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre bir gün Rasulullah (sav) şöyle sormuş: "Müflis kimdir, bilir misiniz" diye sordu. İnsanlar da bize göre müflis parası ve malı kalmayan adamdır dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber şunları söyledi: "Müflis, kıyamet günü namaz, oruç ve zekâtla mahşere gelecek, ama aynı zamanda şuna sövmüş, buna iftira etmiş, ötekinin malını yemiş, berikinin kanını dökmüş, öbürünü de dövmüş olarak gelecek olan adamdır. Bu durumda onun sevapları (canını yaktığı) o adamlara dağıtılır. Eğer borcu bitmeden sevapları biterse, bu sefer onların günahları alınıp bunun sırtına vurulur ve sonra da kendisi cehenneme atılır."
Bize Kuteybe b. Said, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Alâ, ona babası (Abdurrahman b. Yakub), ona da Ebu Hureyre Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Üç günden fazla küskünlük olmaz."
Bize Şeyban b. Ebu Şeybe, ona Süleyman b. Muğîra, ona Humeyd b. Hilal, ona da Ebu Râfi', Ebu Hureyre'nin (ra) şöyle dediğini rivayet etti: "Cüreyc bir manastırda ibadet ediyordu. Derken annesi geldi. Humeyd demiş ki: Rasulullah'ın (sav) (Cüreyc'in) annesi onu çağırdığı vakit, elini nasıl kaşının üstüne koyduğunu, sonra başını ona kaldırarak çağırdığını göstermesini Ebu Hureyre'nin nasıl gösterdiğini bize Ebu Râfi' tarif etti. Annesi şöyle demiş: Ey Cüreyc! Ben senin annenim, benimle konuş. Annesi (annesinin sözleri) o namazda bulunduğu ana denk gelmişti. Cüreyc, Allah'ım! Biri annem, biri namazım demiş ve namazını tercih etmiş. Bunun üzerine annesi dönmüş. Sonra ikinci defa tekrar gelerek; ya Cüreyc! Ben senin annenim. Benimle konuş demiş. Cüreyc; Allah'ım! Biri annem, biri namazım demiş ve (yine) namazını tercih etmiş. Annesi de Allah'ım! Şüphesiz bu Cüreyc benim oğlumdur. Kendisiyle konuştum fakat o benimle konuşmayı kabul etmedi. Allah'ım! Ona fahişeleri göstermedikçe canını alma demiş. Humeyd; annesi onun fahişe fitnesine düşmesi için dua etseydi, bu fitneye düşerdi demiştir. Bir koyun çobanı onun (Cüreyc'in) manastırına sığınırmış. Derken köyden bir kadın çıkmış ve çoban bu kadınla zina etmiş. Kadın hamile kalmış ve bir oğlan doğurmuş. Kendisine bu ne demişler. Şu manastırın sahibindendir demiş. Bunun üzerine köylüler baltalarıyla, bel kürekleriyle gelmişler ve Cüreyc'e seslenmişler. Fakat onu namaz kılarken bulmuşlar. Bu sebeple onlarla konuşmamış. (Köylüler) Manastırını yıkmağa başlamışlar. Bunu görünce yanlarına inmiş. Kendisine; şu kadına sor demişler. O da gülümsemiş. Sonra bebeğin başını sıvazlayarak; senin baban kim demiş. Bebek; benim babam koyun çobanıdır demiş. Köylüler çocuktan bunu işitince (Cüreyc'e); senin manastırından yıktığımız yeri altın ve gümüşle bina edelim demişler. O; hayır! Fakat siz onu eskisi gibi toprakla yapın demiş. Sonra manastıra çıkmış."
Bize Muhammed b. Hatim b. Meymun, ona Behz, ona Hammad b. Seleme, ona Sabit, ona Ebu Râfi’, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir. "Şüphesiz Allah Teâlâ kıyamet gününde; ey ademoğlu! Ben hasta oldum da sen beni ziyaret etmedin diyecek. Ademoğlu; ya Rab! Sen alemlerin Rabbisin! Ben seni nasıl ziyaret edebilirim ki cevabını verecek. Cenab-ı Hak; bilmez miydin ki falan kulum hastalandı, ziyaretine gitmedin. Oysa onu ziyaret etmiş olsaydın, beni onun yanında bulurdun diyecek. Sonra; ey ademoğlu! Senden yiyecek istedim de bana yiyecek vermedin diyecek. Ademoğlu; ya Rab! Sen alemlerin Rabbisin! Sana nasıl yiyecek verebilirim ki diyecek. Allah Teala da bilmez misin ki, falan kulum senden yiyecek istedi, sen ona yiyecek vermedin. Bilmez miydin ki, ona yiyecek vermiş olsaydın onu benim nezdimde bulacaktın diyecek. Cenâb-ı Hak; ey ademoğlu! Senden su istedim de bana su vermedin diyecek. Ademoğlu; ya Rab! Sen alemlerin Rabbisin! Ben sana nasıl su verebilirim ki cevabını verecek. Cenab-ı Hak; falan kulum senden su istedi, ona su vermedin! Onu su vermiş olsaydın bunun karşılığını benim nezdimde bulurdun diyecektir."