4991 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, -Ebu Bekir hocasıyla rivayet ilişkisini ifade etmek için 'haddesenâ' lafzını kullanmıştır- ona A'meş, ona Müslim, ona Mesruk, ona de Mugîre b. Şube şöyle nakletmiştir: Bir seferde Hz. Peygamber (sav) ile birlikteydim. Bana 'Ey Mugîre, İbriği al' dedi. İbriği aldım ve onunla çıktım. Rasulullah (sav) yanımdan ayrıldı ve göremeyeceğim bir yere gitti. Orada ihtiyacını gördü. Sonra geri geldi. Üzerinde yenleri dar Şam işi bir cübbe vardı. Elini (cüppenin) yeninden çıkarmaya çalıştı fakat dar olduğu için (başaramadı) ve cüppenin alt tarafından çıkardı. O'na (sav) su döktüm; namaz abdesti aldı. (Abdest alırken) Mestleri üzerine meshetti. Daha sonra namaz kıldı.
Bize Amr b. Abbas, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be b. İsmail b. Ebu Halid, ona Kays b. Ebu Hazim, ona da Amr b. As şöyle söylemiştir: Ben, Rasulullah'ı (sav) açıkça "Ebu Fulan ailesi benim dostlarım değildir. Benim dostum Allah ve müminlerin salihleridir." buyururken işittim. (Amr; Muhammed b. Cafer'in kitabında silinmiş bir yer olduğunu belirtmiştir) Anbese b. Abdülvahid, Beyan b. Kays'tan, o da Amr b. As'dan şu ziyadeyi yapmıştır: Rasulullah şöyle buyurdu: "Fakat onlarla benim akrabalık bağım vardır ki; bu akrabalık bağı sebebiyle onlarla olan ilişkimi sürdürüyorum."
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyân, ona A'meş ve Hasan b. Amr ve Fıtr, onlara Mücahid, ona da Abdullah b. Amr'ın söylediğine -(Süfyân, Ameş'in bu hadisi merfu olarak nakletmediğini bildirdi. Bu hadisi Hasan ve Fıtr merfu olarak nakletti.)- göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Akrabası ile ilişkisini karşılıklı sürdüren kimse gerçekten akrabalık ilişkisini sürdürmüş sayılmaz. Akrabalık ilişkisini gerçekten sürdüren kişi; akrabalık bağları kesildiği halde bu ilişkiyi sürdüren kimsedir."
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyân, ona A'meş ve Hasan b. Amr ve Fıtr, onlara Mücahid, ona da Abdullah b. Amr'ın söylediğine -(Süfyân, Ameş'in bu hadisi merfu olarak nakletmediğini bildirdi. Bu hadisi Hasan ve Fıtr merfu olarak nakletti.)- göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Akrabası ile ilişkisini karşılıklı sürdüren kimse gerçekten akrabalık ilişkisini sürdürmüş sayılmaz. Akrabalık ilişkisini gerçekten sürdüren kişi; akrabalık bağları kesildiği halde bu ilişkiyi sürdüren kimsedir."
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammâd, ona Sabit, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) bir yolculuktaydı. İsmi Enceşe olan siyahi bir köle de şarkı söyleyerek kadınların bindikleri develeri (hızlı hızlı) sürüyordu. Rasulullah (sav) ona "Kristalleri (kadınları) taşıyan develeri sürerken yavaş ol, Ey Enceşe!" dedi. Ravi Ebu Kilâbe, Kristallerle kastedilenin kadınlar olduğunu söyledi.
Açıklama: Şişelerden maksat develerin üzerindeki narin ve zarif kadınlardır.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Hişâm, ona babası, ona da Abdullah b. Zem'a şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) bir kimseye vücudundan çıkan herhangi bir şeyden (gaz kaçırmak) dolayı gülünmesini yasakladı ve şöyle buyurdu: "Biriniz karısını erkek deveyi döver gibi dövdükten sonra ona nasıl sarılabilir?" Sevrî, Vüheyb ve Ebu Muaviye'nin Hişâm'dan nakillerinde "Köle döver gibi" ifadesi geçmektedir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Süfyan es-Sevrî arasında inkıta vardır.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Hişâm, ona babası, ona da Abdullah b. Zem'a şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) bir kimseye vücudundan çıkan herhangi bir şeyden (gaz kaçırmak) dolayı gülünmesini yasakladı ve şöyle buyurdu: "Biriniz karısını erkek deveyi döver gibi dövdükten sonra ona nasıl sarılabilir?" Sevrî, Vüheyb ve Ebu Muaviye'nin Hişâm'dan nakillerinde "Köle döver gibi" ifadesi geçmektedir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Vüheyb b. Halid arasında inkıta vardır.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Hişâm, ona babası, ona da Abdullah b. Zem'a şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) bir kimseye vücudundan çıkan herhangi bir şeyden (gaz kaçırmak) dolayı gülünmesini yasakladı ve şöyle buyurdu: "Biriniz karısını erkek deveyi döver gibi dövdükten sonra ona nasıl sarılabilir?" Sevrî, Vüheyb ve Ebu Muaviye'nin Hişâm'dan nakillerinde "Köle döver gibi" ifadesi geçmektedir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Hâzim arasında inkıta vardır.
Bize Yahya, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Müslim, ona Mesruk, ona da Muğire b. Şu'be şöyle rivayet etmiştir: Bir seferde Hz. Peygamber (sav) ile birlikteydim. Bana 'Ey Mugîre, İbriği al' dedi. Ben de ibriği aldım. Rasulullah (sav) yanımdan ayrıldı ve göremeyeceğim bir yere gitti. Orada ihtiyacını gördü. Üzerinde Şam işi bir cübbe vardı. Elini (cüppenin) yeninden çıkarmaya çalıştı fakat dar gelince cüppenin alt tarafından çıkardı. O'na (sav) su döktüm; namaz abdesti aldı. (Abdest alırken) Mestleri üzerine meshetti. Daha sonra namaz kıldı.
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammâd, ona Sabit, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) bir yolculuktaydı. İsmi Enceşe olan siyahi bir köle de şarkı söyleyerek kadınların bindikleri develeri (hızlı hızlı) sürüyordu. Rasulullah (sav) ona "Kristalleri (kadınları) taşıyan develeri sürerken yavaş ol, Ey Enceşe!" dedi. Ravi Ebu Kilâbe, Kristallerle kastedilenin kadınlar olduğunu söyledi.