Giriş

Bize Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Üsame, ona Hişam, ona babası, Ebu Humeyd es-Sâidî’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Rasulullah (sav) İbnü’l- Lutebiyye isimli birisini Süleym oğulları’nın zekâtlarını toplamak üzere görevlendirdi. İbnü’l- Lutebiyye, vazifesini yapıp geldiğinde, Rasul-i Ekrem (sav) onu hesaba çekti. İlgili memur, 'Şu sizin (zekât) malınızdır, bu da (bana verilen) hediyedir!' dedi. Rasul-i Ekrem, cevaben "Sen doğru söyleyen bir adam isen, babanın ve ananın evinde otursaydın da sana hediyen gelir miydi, görseydin!" dedi. Sonra Rasulullah (sav) bize bir konuşma yaptı. Allah’a hamd edip, O’nu güzel sıfatlarla övdükten sonra "İmdi" diyerek şöyle devam etti: "Ben içinizden birisini, Allah’ın bana havale buyurduğu bir işe memur tayin ediyorum, o da bana gelip 'Şu sizin (zekât) malınızdır, bu da bana verilen hediyedir!' diyor! Bu adam babasının ve anasının evinde otursaydı da kendisine hediyesi gelir miydi, yoksa gelmez miydi, bir kere görseydi! Allah'a yemin ederim ki, sizden bir kimse haksız yere bir şey alırsa, muhakkak o aldığı malı boynuna yüklenerek Allah’a kavuşacaktır. Sakın ben sizden herhangi birinizi inlemesi olan bir deveyi veya böğürmesi olan bir sığırı, ya da melemesi olan bir koyunu boynunda taşıyarak Allah’a kavuştuğunu görüp tanımayayım!" Bundan sonra Rasulullah (sav) iki elini koltuk altının beyazlığı görünceye kadar kaldırarak "Allah’ım! Tebliğ ettim mi?" dedi. Ben bunu gözümle gördüm, kulağımla işittim.


Açıklama: Memurun hediye alması, ganimet malından aşırmak/ kamu malını zimmete geçirmek şeklinde kabul edilmektedir. (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, 10/233 [20474]) Diğer varyantlar: M004738; [M004738]; [M004739]; [B002597]; [B006636]; [B007174]; [B007197]; [DM001711]; [DM002535]; [D002946].

    Öneri Formu
27526 B006979 Buhari, Hıyel, 15

Bize Ali b. Adullah, ona Süfyan, ona ez-Zührî, ona Urve, Ebu Humeyd es-Sâidî’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) Esed oğulları’ndan İbnu'l-Utebiyye denilen bir adamı zekât toplamak üzere görevlendirdi. İbnu'l-Utebiyye (zekât malını toplayıp) geldiğinde 'Bu, sizindir, bu da bana hediye verilmiştir!' dedi. Bunun üzerine Rasul-i Ekrem (sav) minbere çıktı. –Süfyan, Hz. Peygamber minbere yükseldi ifadesini kullandı.- Sonra Allah'a hamd etti ve Onu övdü, bundan sonra şöyle devam etti: "(Görevlendirdiğimiz) memura ne oluyor ki, biz onu gönderiyoruz, sonunda gelip 'Şu, sizindir, şu da benimdir' diyor? Bu adam babasının ve anasının evinde otursaydı da kendisine hediye verilir miydi yoksa verilmez miydi bir görseydi! Canım (kudret) elinde bulunan Allah’a yemin ederim ki, bu kişi (haksız olarak) bir şey alırsa, kıyamet günü onu boynuna yüklenerek getirecektir. Aldığı mal bir deve ise inleyip bağırarak, sığır ise böğürerek, koyun ise meleyerek gelecektir." Sonra Rasûlullah (sav) ellerini, biz koltuk altlarının bozumtırak rengini görünceye kadar kaldırdı ve üç defa şöyle sordu: "(Yâ Rab!) Tebliğ ettim mi?" Sufyân 'Bu hadisi bize ez-Zührî anlattı' dedi. Ve Hişam da babasından Urve’nin şöyle anlattığını nakletti: 'Bunu kulaklarımla işittim, gözlerimle gördüm. Zeyd b. Sâbit’e de sorunuz. Çünkü o da benimle beraber bu konuşmayı işitmiştir.' ez-Zührî 'Kulaklarımla işittim' cümlesini nakletmemiştir. Buhârî; 'Huvâr', savt=ses demektir. 'el-Cuâru', tec’erûne=böğürüyorlar fiili ile aynı kökten olup, inek böğürmesi gibi böğürme manasındadır, demiştir.


Açıklama: Memurun hediye alması, ganimet malından aşırmak/ kamu malını zimmete geçirmek şeklinde kabul edilmektedir. (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, 10/233 [20474]) Diğer varyantlar: M004738; M004739; M004740; B002597; B006636; B006979; B007197;DM001711; DM002535; D002946.

    Öneri Formu
27980 B007174 Buhari, Ahkâm, 24

Bize Muhammed, Ona Abde, Ona Hişam b. Urve, Ona babası, Ebu Humeyd es-Sâidî’nin şöyle anlattığını rivayet etti. Hz. Peygamber, Süleym Oğullarının zekâtını toplamak üzere İbnü'l-Ütebiyye’yi zekât memuru olarak görevlendirdi. İbnü'l-Ütebiyye Hz. Peygamber’e gelip hesaba çekilince 'Bu sizin, bu da bana hediye olarak verilendir' dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz (sav) ona "Doğru sözlü biriysen söyle bakalım! Babanın ve annenin evinde otursaydın bunlar sana hediye olarak verilir miydi?" dedi. Rasul-i Ekrem daha sonra ayağa kalktı ve Allah’a hamd ve O’nu övdükten sonra "İmdi!" diyerek söze başlayıp, insanlara şöyle hitap etti: "Ben, Allah’ın bana tevdi ettiği bazı işleri yapması için sizlerden bazılarına görev veriyorum. Sonra sizden biri çıkıp geliyor ve 'Bu sizindir, bu da bana hediye olarak verilendir' diyor. O kişi doğru sözlü ise söylesin bakalım! Babasının ve annesinin evinde otursaydı, ona hediyesi getirilir miydi? Allah'a yemin ederim ki, hiçbiriniz zekât malından bir şey alamaz -Hişâm haksız yere ifadesini ilave etmiştir- Aksi takdirde o malı taşıyarak kıyamet günü Yüce Allah’a gelir. Sakın ben sizden herhangi birinizi inlemesi olan bir deveyi veya böğürmesi olan bir sığırı, ya da melemesi olan bir koyunu boynunda taşıyarak Allah’a kavuştuğunu görüp tanımayayım." Hz. Peygamber, sonra iki elini koltuk altının beyazlığı görülecek kadar kaldırdı ve "Dikkat edin! Tebliğ ettim mi?" dedi.


Açıklama: Zekât memeru olarak görevlendirilen kişinin ismi'nin ibnü'l-Ütbiyye ve Ezd kabilesinden olduğu; yine isminin İbnü'l-Lütbiyye olup Esd kabilesinden olduğu, ismninin İbnü'l-Lütebiyye olduğu şeklinde rivayetler bulunmaktadır.

    Öneri Formu
28525 B007197 Buhari, Ahkâm, 41

Bize İbnü's-Serh ve İbn Ebu Halef, onlara Süfyan, ona Zührî, ona Urve, Ebu Humeyd es-Sâ'îdî’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) Ezd kabilesinden İbnü'l-Lutbiyye adında bir adamı zekât memuru olarak tayin etmiş -ki İbnü's-Serh (bu zatın isminin) İbnü'l-Utbiyye olduğunu söylemiştir- Bir süre sonra (adam zekât toplama işini bitirip) geldi ve 'Şu (mallar) sizindir, şu (mallar da) bana hediye edildi' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) minbere çıkıp Allah’a hamd u sena ettikten sonra (şöyle) dedi: "Bu memura ne oluyor, adamı (göreve) gönderiyoruz geliyor ve bu sizin bu da bana hediye edildi diyor. Annesinin veya babasının evinde olsaydı da (bir) baksaydı, kendisine bir hediye verilir miydi, yoksa verilmez miydi? Sizden zekât mallarından (haksız yere) bir şey alan kıyamet gününde, o malı da (omuzunda) getirir. Eğer o mal deve ise onun inleyip bağırması, inekse böğürmesi, koyunsa acı bir melemesi vardır." Hz. Peygamber (sav) sonra ellerini kaldırdı. Hatta biz koltuklarının altının bozumtırak rengini gördük. Sonra; "Allah'ım tebliğ ettim mi? Allah'ım tebliğ ettim mi?" diye seslendi.


Açıklama: Devlet me'murunun görevi sebebi ile hediye alması hesaba sebep olacak bir husus olduğu rivayetten anlaşılandır. Devletin belirlediği miktarı devlet adına almalıdır. Bunun dışında hediyeler alması bu görev sebebi ile olursa caiz değildir. Bu bir açıdan görevini suistimale açık bir konu olması sebebiyle bu yolla alınan mal haramdır.Bunu yapan me'mur devlet malından çalmış olup haindir. Bkz. İbn Raslan el-Makdisî, Ahmed b. Hüseyn b. Ali,Şerhü Sünen-i Ebî Dâvûd, Thk. Halid er-Rabat işrafında bir Komisyon (Mısır: Dâru'l-fellahnlil bahsi'l-ilmi ve't-türâs, 1437/2016), 12/558. Diğer varyantlar: M004738; [M004739]; [M004740]; [B002597]; [B006636]; [B006979]; [B007174]; [B007197]; [DM001711]; [DM002535].

    Öneri Formu
17768 D002946 Ebu Davud, Harac, Fey' ve 'İmare, 10, 11

Bize Ebü’l-Yemân, ona Şuayb ona ez-Zührî, ona Urve, Ebu Humeyd es-Sâidî’nin şöyle anlattığını rivayet etti. Allah Rasulü (sav) bir adamı zekât toplama memuru olarak görevlendirmişti. Bu memur işini bitirdiği zaman Rasul-i Ekrem’e geldi ve 'Yâ Rasulallah! Şu sizindir, bu da bana hediye verilmiştir' dedi. Rasul-i Ekrem (sav) da ona "Sen babanın ve ananın evinde otursaydın da sana hediye verilir miydi yoksa verilmez miydi bir görseydin!" dedi. Akabinde bir akşam vakti namazdan sonra ayağa kalktı, şehâdet kelimelerini söyledi ve Allah’ı lâyık olduğu sıfatlarla övdü. Sonra "İmdi" deyip şu konuşmayı yaptı: "Bu memura ne oluyor ki? Biz onu bir işte görevlendiriyoruz, sonra bize gelip 'Şu, sizin verdiğiniz görevin hasılatı, bu da bana hediye verildi' diyor! O, babasının ve anasının evinde otursaydı da ona hediye verilir miydi, yoksa verilmez miydi bir görseydi! Muhammed’in canı, (kudret) elinde bulunan (Allah’a) yemin ederim ki, herhangi biriniz zekât malından hainlik yapıp haksız bir şey alırsa, muhakkak kıyamet gününde o çaldığı malı boynu üzerinde taşıyarak getirecektir. Aldığı şey bir deve ise inleyip bağırarak, sığır ise böğürerek, koyun ise yine meleyerek getirecektir. Ben tebliğ ettim!" Ebu Humeyd 'Bundan sonra Rasulullah (sav) elini, koltuk altının bozumtırak rengini göreceğimiz derecede yukarı kaldırdı' dedi. Yine Ebû Humeyd 'Bu konuşmayı benimle birlikte Zeyd b. Sabit de Hz. Peygamber’den işitmiştir, ona da sorunuz!' dedi.


Açıklama: Memurun hediye alması, ganimet malından aşırmak/ kamu malını zimmete geçirmek şeklinde kabul edilmektedir. (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, 10/233 [20474]) Diğer varyantlar: [M004738]; [M004739]; M004740; [B002597]; [B006979]; [B007174]; [B007197]; [DM001711]; [DM002535]; [D002946].

    Öneri Formu
24430 B006636 Buhari, Eymân ve'n-Nuzûr, 3