Sizden önce de bir toplum onları sormuş, sonra da bunları inkâr eder olmuştu.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
53729, KK5/102
Hadis:
قَدْ سَأَلَهَا قَوْمٌ مِّن قَبْلِكُمْ ثُمَّ أَصْبَحُوا بِهَا كَافِرِينَ
Tercemesi:
Sizden önce de bir toplum onları sormuş, sonra da bunları inkâr eder olmuştu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Mâide 5/102, /
Senetler:
()
Konular:
Adab, soru sorma adabı
KTB, ADAB
Açıklama: Ali b. Ebu Talib ile Said b. Ebu İmran arasında inkita' vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14768, T000814
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو سَعِيدٍ الأَشَجُّ حَدَّثَنَا مَنْصُورُ بْنُ وَرْدَانَ عَنْ عَلِىِّ بْنِ عَبْدِ الأَعْلَى عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى الْبَخْتَرِىِّ عَنْ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ قَالَ لَمَّا نَزَلَتْ ( وَلِلَّهِ عَلَى النَّاسِ حِجُّ الْبَيْتِ مَنِ اسْتَطَاعَ إِلَيْهِ سَبِيلاً ) قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ أَفِى كُلِّ عَامٍ فَسَكَتَ . فَقَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ أَفِى كُلِّ عَامٍ قَالَ « لاَ وَلَوْ قُلْتُ نَعَمْ لَوَجَبَتْ » . فَأَنْزَلَ اللَّهُ ( يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لاَ تَسْأَلُوا عَنْ أَشْيَاءَ إِنْ تُبْدَ لَكُمْ تَسُؤْكُمْ ) . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ وَأَبِى هُرَيْرَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ عَلِىٍّ حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ . وَاسْمُ أَبِى الْبَخْتَرِىِّ سَعِيدُ بْنُ أَبِى عِمْرَانَ وَهُوَ سَعِيدُ بْنُ فَيْرُوزَ .
Tercemesi:
Bize Saîd el-Eşec, ona Mansûr b. Verdân, ona Ali b. Abdüla'lâ, ona babası Abdüla'lâ, ona Ebu'l-Bahterî rivayet ettiğine göre Hz. Ali (ra) şöyle buyurdu: "İnsanlardan gücü yetenlere Kabe'yi haccetmeyi Allah için bir haktır" (Âl-i İmrân, 3/97) âyeti indiği zaman ashab-ı kirâm "Ey Allah'ın resulü! Her yıl mı haccedilecek?" diye sordular. Hz. Peygamber (sav) sesini çıkarmadı. Tekrar "Ey Allah'ın resulü! Her yıl mı haccetmek lazım?" diye sordular. Hz. Peygamber (sav) "Hayır. Ama eğer evet deseydim böyle gerekecekti" buyurdu. Cenab-ı Hak bu hadise üzerine "Ey iman edenler! Açıklandığı zaman hoşunuza gitmeyecek şeyler hakkında soru sormayın..." (Maide, 5/101) âyeti nazil oldu. Ebû İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, Hz. Ali'den rivayet edilen hasen-garîb bir hadistir. Bu konuda Ebû Hüreyre ve İbn Abbâs'tan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu'l-Bahterî'nin adı Said b. Ebû İmrân'dır, yani Said b. Feyruz'dur.
Açıklama:
Ali b. Ebu Talib ile Said b. Ebu İmran arasında inkita' vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 5, 3/178
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Bahterî Said b. Ebu İmran et-Taî (Said b. Feyruz)
3. Abdula'la b. Amir es-Sa'lebî (Abdula'la b. Amir)
4. Ebu Hasan Ali b. Abdula'la es-Sa'lebî (Ali b. Abdula'la b. Amir)
5. Ebu Muhammed Mansur b. Verdan el-Esedi (Mansur b. Verdan)
6. Ebu Said Abdullah b. Saîd el-Kindî (Abdullah b. Saîd b. Husayn b. Adî)
Konular:
Adab, soru sorma adabı
Hac, farziyyeti
KTB, ADAB
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7088, M006123
Hadis:
حَدَّثَنَا يُوسُفُ بْنُ حَمَّادٍ الْمَعْنِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى عَنْ سَعِيدٍ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ النَّاسَ سَأَلُوا نَبِىَّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حَتَّى أَحْفَوْهُ بِالْمَسْأَلَةِ فَخَرَجَ ذَاتَ يَوْمٍ فَصَعِدَ الْمِنْبَرَ فَقَالَ « سَلُونِى لاَ تَسْأَلُونِى عَنْ شَىْءٍ إِلاَّ بَيَّنْتُهُ لَكُمْ » . فَلَمَّا سَمِعَ ذَلِكَ الْقَوْمُ أَرَمُّوا وَرَهِبُوا أَنْ يَكُونَ بَيْنَ يَدَىْ أَمْرٍ قَدْ حَضَرَ . قَالَ أَنَسٌ فَجَعَلْتُ أَلْتَفِتُ يَمِينًا وَشِمَالاً فَإِذَا كُلُّ رَجُلٍ لاَفٌّ رَأْسَهُ فِى ثَوْبِهِ يَبْكِى فَأَنْشَأَ رَجُلٌ مِنَ الْمَسْجِدِ كَانَ يُلاَحَى فَيُدْعَى لِغَيْرِ أَبِيهِ فَقَالَ يَا نَبِىَّ اللَّهِ مَنْ أَبِى قَالَ « أَبُوكَ حُذَافَةُ » . ثُمَّ أَنْشَأَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ رضى الله عنه فَقَالَ رَضِينَا بِاللَّهِ رَبًّا وَبِالإِسْلاَمِ دِينًا وَبِمُحَمَّدٍ رَسُولاً عَائِذًا بِاللَّهِ مِنْ سُوءِ الْفِتَنِ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لَمْ أَرَ كَالْيَوْمِ قَطُّ فِى الْخَيْرِ وَالشَّرِّ إِنِّى صُوِّرَتْ لِىَ الْجَنَّةُ وَالنَّارُ فَرَأَيْتُهُمَا دُونَ هَذَا الْحَائِطِ » .
Tercemesi:
Bize Yusuf b. Hammâd el-Ma'nî, ona Abdüla'lâ, ona Saîd, ona Katâde, ona Enes b. Mâlik (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'e (sav) o kadar çok soru sormuşlardı ki sonuna kadar ısrarcı olmuşlardı. Bir gün minbere çıkıp "Bana istediğiniz kadar soru sorun. Her sorduğunuzun cevabını alacaksınız" buyurdu. İnsanlar bunu duyunca endişelenerek, ona bir şey olacağını düşünmeye başlamışlardı. Sağıma, soluma baktım. Herkes başını elbisesine geçirmiş ağlıyordu. Mescitte -hakkında konuşulan ve babasından başkasına nispet edilen- bir adam söze başladı ve "Ey Allah'ın resulü! Benim babam kim?" diye sordu. Hz. Peygamber "Baban Huzâfe'dir" buyurdu. Sonra Ömer b. Hattâb (ra) söze başladı ve "Rab olarak Allah'a; din olarak İslam'a, Peygamber olarak Muhammed'e razı olduk. Fitnelerin kötülüğünden Allah'a sığınırım." dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Hayır ve şerde bu gün gibi bir gün görmedim. Bana cennetle cehennem tasvir edildi de onları şu duvarın altında gördüm."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâil 6123, /988
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
4. Ebu Muhammed Abdula'lâ b. Abdula'lâ el-Kuraşi (Abdula'lâ b. Abdula'lâ b. Muhammed)
5. Yusuf b. Hammad el-Ma'ni (Yusuf b. Hammad)
Konular:
Adab, soru sorma adabı
KTB, ADAB
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15834, T002679
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « اتْرُكُونِى مَا تَرَكْتُكُمْ فَإِذَا حَدَّثْتُكُمْ فَخُذُوا عَنِّى فَإِنَّمَا هَلَكَ مَنْ كَانَ قَبْلَكُمْ بِكَثْرَةِ سُؤَالِهِمْ وَاخْتِلاَفِهِمْ عَلَى أَنْبِيَائِهِمْ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Hennâd, ona Ebû Muâviye, ona el-A'meş, ona Ebû Sâlih, ona Ebû Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizi kendi halinize bıraktığım sürece siz de beni bırakın. Size bir şey söylediğimde onu belleyin. Sizden önceki kavimler gereksiz yere çok soru sormaları ve peygamberlerinin söyledikleri konusunda ihtilafa düşmeleri sebebiyle helak olmuşlardır." Ebû İsa [et-Tirmizî] şöyle demiştir: Bu hasen-sahîh bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, İlim 17, 5/47
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
5. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
Konular:
Adab, soru sorma adabı
KTB, ADAB
KTB, İLİM
Sünnetullah, geçmiş ümmetlerin Helak sebepleri,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19976, N002093
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَعْمَرٍ حَدَّثَنَا أَبُو عَامِرٍ الْعَقَدِىُّ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ الْمُغِيرَةِ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسٍ قَالَ نُهِينَا فِى الْقُرْآنِ أَنْ نَسْأَلَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم عَنْ شَىْءٍ فَكَانَ يُعْجِبُنَا أَنْ يَجِىءَ الرَّجُلُ الْعَاقِلُ مِنْ أَهْلِ الْبَادِيَةِ فَيَسْأَلَهُ فَجَاءَ رَجُلٌ مِنْ أَهْلِ الْبَادِيَةِ فَقَالَ يَا مُحَمَّدُ أَتَانَا رَسُولُكَ فَأَخْبَرَنَا أَنَّكَ تَزْعُمُ أَنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ أَرْسَلَكَ قَالَ « صَدَقَ » . قَالَ فَمَنْ خَلَقَ السَّمَاءَ قَالَ « اللَّهُ » . قَالَ فَمَنْ خَلَقَ الأَرْضَ قَالَ « اللَّهُ » . قَالَ فَمَنْ نَصَبَ فِيهَا الْجِبَالَ قَالَ « اللَّهُ » . قَالَ فَمَنْ جَعَلَ فِيهَا الْمَنَافِعَ قَالَ « اللَّهُ » . قَالَ فَبِالَّذِى خَلَقَ السَّمَاءَ وَالأَرْضَ وَنَصَبَ فِيهَا الْجِبَالَ وَجَعَلَ فِيهَا الْمَنَافِعَ آللَّهُ أَرْسَلَكَ قَالَ « نَعَمْ » . قَالَ وَزَعَمَ رَسُولُكَ أَنَّ عَلَيْنَا خَمْسَ صَلَوَاتٍ فِى كُلِّ يَوْمٍ وَلَيْلَةٍ قَالَ « صَدَقَ » . قَالَ فَبِالَّذِى أَرْسَلَكَ آللَّهُ أَمَرَكَ بِهَذَا قَالَ « نَعَمْ » . قَالَ وَزَعَمَ رَسُولُكَ أَنَّ عَلَيْنَا زَكَاةَ أَمْوَالِنَا قَالَ « صَدَقَ » . قَالَ فَبِالَّذِى أَرْسَلَكَ آللَّهُ أَمَرَكَ بِهَذَا قَالَ « نَعَمْ » . قَالَ وَزَعَمَ رَسُولُكَ أَنَّ عَلَيْنَا صَوْمَ شَهْرِ رَمَضَانَ فِى كُلِّ سَنَةٍ . قَالَ « صَدَقَ » . قَالَ فَبِالَّذِى أَرْسَلَكَ آللَّهُ أَمَرَكَ بِهَذَا قَالَ « نَعَمْ » . قَالَ وَزَعَمَ رَسُولُكَ أَنَّ عَلَيْنَا الْحَجَّ مَنِ اسْتَطَاعَ إِلَيْهِ سَبِيلاً . قَالَ « صَدَقَ » . قَالَ فَبِالَّذِى أَرْسَلَكَ آللَّهُ أَمَرَكَ بِهَذَا قَالَ « نَعَمْ » . قَالَ فَوَالَّذِى بَعَثَكَ بِالْحَقِّ لاَ أَزِيدَنَّ عَلَيْهِنَّ شَيْئًا وَلاَ أَنْقُصُ . فَلَمَّا وَلَّى قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « لَئِنْ صَدَقَ لَيَدْخُلَنَّ الْجَنَّةَ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ma'mer, ona Ebû Âmir el-Akadî, ona Süleyman el-Mugîre, ona Sâbit, ona Enes (b. Mâlik) şöyle rivayet etmiştir: Kur'an'da Hz. Peygamber'e (sav) bazı şeyleri sormamız yasaklanmıştı. Bu sebeple (bu emirden haberi olmayan) çöl halkından zeki bir adamın gelip Hz. Peygamber'e (sav) bir şeyler sorması hoşumuza gidiyordu. Çöl halkından bir adam geldi ve "Ey Muhammed! Senin elçin bize geldi ve senin Allah'ın (azze ve celle) seni peygamber olarak gönderdiğini iddia ettiğini haber verdi" dedi. Hz. Peygamber "Doğru söylemiş" buyurdu. Bedevi "Gökyüzünü kim yarattı?" diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Allah" diye cevap verdi. "Yeryüzünü kim yarattı?" diye sordu. Hz. Peygamber "Allah" diye cevap verdi. "Yeryüzünde dağları kim dikti?" diye sordu. Hz. Peygamber "Allah" diye cevap verdi. "Yeryüzünde nimetleri kim var etti?" diye sordu. Hz. Peygamber "Allah" diye cevap verdi. Adam "Gökyüzünü, yeryüzünü yaratan, yeryüzünde dağları diken ve orada nimetleri yaratan Allah'a hakkı için söyle! Allah mı seni gönderdi?" diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Evet" diye cevap verdi. Adam "Elçin günde beş vakit namaz kılmamız gerektiğini söylüyor" dedi. Hz. Peygamber (sav) "Doğru söylemiş" buyurdu. Adam "Seni gönderen hakkı için söyle! Bunu sana Allah mı emretti?" diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Evet" diye cevap verdi. Adam "Gönderdiğin elçi mallarımızdan zekat vermemiz gerektiğini söylüyor" dedi. Hz. Peygamber "Doğru söylemiş" buyurdu. Adam "Seni gönderen hakkı için söyle! Bunu sana Allah mı emretti?" diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Evet" diye cevap verdi. Adam "Senin elçin her yıl Ramazan orucu tutmamız gerektiğini söylüyor" dedi. Hz. Peygamber (sav) "Doğru söylemiş" buyurdu. Adam "Seni gönderen hakkı için söyle! Bunu sana Allah mı emretti?" diye sorunca Hz. Peygamber "Evet" diye cevap verdi. Adam "Senin elçin gücü yeten kişilerin hac yapmaları gerektiğini söylüyor" dedi. Hz. Peygamber (sav) "Doğru söylemiş" buyurdu. Adam "Seni gönderen hakkı için söyle! bunu sana Allah mı emretti?" diye sorunca Hz. Peygamber (sav) "Evet" buyurdu. Ardından adam "Seni hak ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, bu saydıklarıma ne bir şey ilave ederim, ne onlardan bir şey eksiltirim." dedi. Adam oradan ayrılıp gittiğinde Hz. Peygamber (sav) "Eğer doğru söylüyorsa cennete girecektir" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Sıyâm 1, /2224
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
3. Ebu Said Süleyman b. Muğîra el-Kaysî (Süleyman b. Muğîra)
4. Ebu Âmir Abdülmelik b. Amr el-Kaysî (Abdülmelik b. Amr)
5. Muhammed b. Ma'mer el-Kaysî (Muhammed b. Ma'mer b. Rib'î)
Konular:
Adab, soru sorma adabı
Bilgi, öğrenmek için ehil olanlara sorulmalıdır
İbadet, farz ve nafile olarak
KTB, ADAB
Tebliğ, dine davet ve tebliğde metot
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7089, M006124
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَبِيبٍ الْحَارِثِىُّ حَدَّثَنَا خَالِدٌ يَعْنِى ابْنَ الْحَارِثِ ح وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى عَدِىٍّ كِلاَهُمَا عَنْ هِشَامٍ ح وَحَدَّثَنَا عَاصِمُ بْنُ النَّضْرِ التَّيْمِىُّ حَدَّثَنَا مُعْتَمِرٌ قَالَ سَمِعْتُ أَبِى قَالاَ جَمِيعًا حَدَّثَنَا قَتَادَةُ عَنْ أَنَسٍ بِهَذِهِ الْقِصَّةِ [أَنَّ النَّاسَ سَأَلُوا نَبِىَّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حَتَّى أَحْفَوْهُ بِالْمَسْأَلَةِ فَخَرَجَ ذَاتَ يَوْمٍ فَصَعِدَ الْمِنْبَرَ فَقَالَ « سَلُونِى لاَ تَسْأَلُونِى عَنْ شَىْءٍ إِلاَّ بَيَّنْتُهُ لَكُمْ » . فَلَمَّا سَمِعَ ذَلِكَ الْقَوْمُ أَرَمُّوا وَرَهِبُوا أَنْ يَكُونَ بَيْنَ يَدَىْ أَمْرٍ قَدْ حَضَرَ . قَالَ أَنَسٌ فَجَعَلْتُ أَلْتَفِتُ يَمِينًا وَشِمَالاً فَإِذَا كُلُّ رَجُلٍ لاَفٌّ رَأْسَهُ فِى ثَوْبِهِ يَبْكِى فَأَنْشَأَ رَجُلٌ مِنَ الْمَسْجِدِ كَانَ يُلاَحَى فَيُدْعَى لِغَيْرِ أَبِيهِ فَقَالَ يَا نَبِىَّ اللَّهِ مَنْ أَبِى قَالَ « أَبُوكَ حُذَافَةُ » . ثُمَّ أَنْشَأَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ رضى الله عنه فَقَالَ رَضِينَا بِاللَّهِ رَبًّا وَبِالإِسْلاَمِ دِينًا وَبِمُحَمَّدٍ رَسُولاً عَائِذًا بِاللَّهِ مِنْ سُوءِ الْفِتَنِ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لَمْ أَرَ كَالْيَوْمِ قَطُّ فِى الْخَيْرِ وَالشَّرِّ إِنِّى صُوِّرَتْ لِىَ الْجَنَّةُ وَالنَّارُ فَرَأَيْتُهُمَا دُونَ هَذَا الْحَائِطِ » ].
Tercemesi:
Bize Yahya b. Habîb el-Hârise, ona Hâlid (b. el-Hâris) (T) Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Ebû Adî, her ikisi Hişâm'dan (T) Bize Âsım b. en-Nadr et-Teymî, ona Mu'temir, ona babası, o ikisine Katâde, ona Enes (b. Mâlik) bu olayı anlatmıştır. [İnsanlar Hz. Peygamber'e (sav) ısrarla soru sormuşlardı. O da sonunda minbere çıkmış ve "Bana istediğiniz soruyu sorun. Hepsine cevap vereceğim" buyurmuştu. İnsanlar bunu duyunca Hz. Peygamber'e (sav) bir şey olmasından endişelenmişlerdi. Ben sağa sola baktım. Herkes üzüntüsünden kafasını elbisesine geçirmiş ağlıyordu. Mescitte babasının başkası olduğu söylenen bir adam kalkıp "Ey Allah'ın nebisi! Benim babam kim?" diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Senin baban Huzafe'dir" buyurdu. Sonra Ömer b. el-Hattâb kalkıp "Rab olarak Allah'a, din olarak İslam'a, peygamber olarak Muhammed Mustafa'ya rıza gösterdik. Fitnelerden Allah'a sığınırız" dedi. Hz. Peygamber (sav) "Hayır ve şerri bu günkü gibi hiç görmemiştim. Cennet ve cehennem bana gösterildi, onları şu duvarın önünde gördüm." buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâil 6124, /988
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
4. Ebu Amr Muhammed b. İbrahim es-Sülemî (Muhammed b. İbrahim b. Ebu Adî)
5. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Adab, soru sorma adabı
KTB, ADAB
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7090, M006125
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ بَرَّادٍ الأَشْعَرِىُّ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ الْهَمْدَانِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ بُرَيْدٍ عَنْ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ أَبِى مُوسَى قَالَ سُئِلَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَنْ أَشْيَاءَ كَرِهَهَا فَلَمَّا أُكْثِرَ عَلَيْهِ غَضِبَ ثُمَّ قَالَ لِلنَّاسِ « سَلُونِى عَمَّ شِئْتُمْ » . فَقَالَ رَجُلٌ مَنْ أَبِى قَالَ « أَبُوكَ حُذَافَةُ » . فَقَامَ آخَرُ فَقَالَ مَنْ أَبِى يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ « أَبُوكَ سَالِمٌ مَوْلَى شَيْبَةَ » . فَلَمَّا رَأَى عُمَرُ مَا فِى وَجْهِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنَ الْغَضَبِ قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا نَتُوبُ إِلَى اللَّهِ . وَفِى رِوَايَةِ أَبِى كُرَيْبٍ قَالَ مَنْ أَبِى يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ « أَبُوكَ سَالِمٌ مَوْلَى شَيْبَةَ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Berrâd, el-Eş'arî ve Muhammed b. el-Alâ el-Hemdânî, onlara Ebû Üsâme, ona Büreyd, ona Ebû Bürde, ona Ebû Musa şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'e (sav) hoşlanmadığı bazı sorular soruldu. Soruların ardı arkası gelmeyince Hz. Peygamber kızdı ve sonunda "Artık bana istediğinizi sorun" dedi. Bir adam kalkıp "Benim babam kimdir?" diye sordu. Hz. Peygamber "Senin baban Hüzâfe'dir" buyurdu. Başka biri kalktı ve "Ey Allah'ın resulü! Benim babam kimdir?" diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Senin babam Şeybe'nin azatlısı Sâlim'dir" buyurdu. Hz. Ömer (ra), Hz. Peygamber'in (sav) yüzünndeki öfkeyi görünce "Ey Allah'ın resulü! Allah'a tövbe ediyoruz." dedi. Ebû Küreyb rivayeti ise şöyledir: Adam "Ey Allah'ın resulü! Babam kim?" diye sordu. "Senin baban Şeybe'nin azatlısı Salim'dir" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâil 6125, /988
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bürde b. Ebu Musa el-Eş'arî (Amir b. Abdullah b. Kays b. Süleym)
3. Büreyd b. Abdullah el-Eşari (Büreyd b. Abdullah b. Ebu Bürde)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Adab, soru sorma adabı
KTB, ADAB
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7087, M006122
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ ح وَحَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الدَّارِمِىُّ أَخْبَرَنَا أَبُو الْيَمَانِ أَخْبَرَنَا شُعَيْبٌ كِلاَهُمَا عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَنَسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِهَذَا الْحَدِيثِ وَحَدِيثِ عُبَيْدِ اللَّهِ مَعَهُ غَيْرَ أَنَّ شُعَيْبًا قَالَ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ أَخْبَرَنِى عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ حَدَّثَنِى رَجُلٌ مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ أَنَّ أُمَّ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ حُذَافَةَ قَالَتْ بِمِثْلِ حَدِيثِ يُونُسَ [أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم خَرَجَ حِينَ زَاغَتِ الشَّمْسُ فَصَلَّى لَهُمْ صَلاَةَ الظُّهْرِ فَلَمَّا سَلَّمَ قَامَ عَلَى الْمِنْبَرِ فَذَكَرَ السَّاعَةَ وَذَكَرَ أَنَّ قَبْلَهَا أُمُورًا عِظَامًا ثُمَّ قَالَ « مَنْ أَحَبَّ أَنْ يَسْأَلَنِى عَنْ شَىْءٍ فَلْيَسْأَلْنِى عَنْهُ فَوَاللَّهِ لاَ تَسْأَلُونَنِى عَنْ شَىْءٍ إِلاَّ أَخْبَرْتُكُمْ بِهِ مَا دُمْتُ فِى مَقَامِى هَذَا » . قَالَ أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ فَأَكْثَرَ النَّاسُ الْبُكَاءَ حِينَ سَمِعُوا ذَلِكَ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَكْثَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ يَقُولَ « سَلُونِى » . فَقَامَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ حُذَافَةَ فَقَالَ مَنْ أَبِى يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ « أَبُوكَ حُذَافَةُ » . فَلَمَّا أَكْثَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ أَنْ يَقُولَ « سَلُونِى » . بَرَكَ عُمَرُ فَقَالَ رَضِينَا بِاللَّهِ رَبًّا وَبِالإِسْلاَمِ دِينًا وَبِمُحَمَّدٍ رَسُولاً - قَالَ - فَسَكَتَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حِينَ قَالَ عُمَرُ ذَلِكَ ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَوْلَى وَالَّذِى نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ لَقَدْ عُرِضَتْ عَلَىَّ الْجَنَّةُ وَالنَّارُ آنِفًا فِى عُرْضِ هَذَا الْحَائِطِ فَلَمْ أَرَ كَالْيَوْمِ فِى الْخَيْرِ وَالشَّرِّ » . قَالَ ابْنُ شِهَابٍ أَخْبَرَنِى عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ قَالَ قَالَتْ أُمُّ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ حُذَافَةَ لِعَبْدِ اللَّهِ بْنِ حُذَافَةَ مَا سَمِعْتُ بِابْنٍ قَطُّ أَعَقَّ مِنْكَ أَأَمِنْتَ أَنْ تَكُونَ أُمُّكَ قَدْ قَارَفَتْ بَعْضَ مَا تُقَارِفُ نِسَاءُ أَهْلِ الْجَاهِلِيَّةِ فَتَفْضَحَهَا عَلَى أَعْيُنِ النَّاسِ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ حُذَافَةَ وَاللَّهِ لَوْ أَلْحَقَنِى بِعَبْدٍ أَسْوَدَ لَلَحِقْتُهُ].
Tercemesi:
Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzak, ona Ma'mer (T) Bize Abdullah b. Abdurrahman ed-Dârimî, ona Ebu'l-Yemân, ona Şu'ayb, her ikisine Zührî Hz. Peygamber'den (sav) bu hadisi ve Ubeydullah'ın hadisini rivayet etmiştir: Şu'ayb: "Bana Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah, ona ilim ehlinden bir adam rivayet ettiğine göre Abdullah b. Hüzâfe'nin annesi Yunus'un hadisinin bir benzerini nakletmiştir. Rasulullah (sav) güneş zevale meyledince mescide çıkmış ve insanlara öğle namazını kıldırmıştı. Selam verince minbere çıktı ve kıyametten bahsetti. Bu konudan önce çok büyük meselelere değindi ve şöyle dedi: "Bana bir şey sormak isteyen sorsun. Burada durduğum sürece sorduğunuz her soruya cevap vereceğim." Enes b. Mâlik şöyle dedi: İnsanlar Rasulullah'tan (sav) bunu duyunca çok ağladılar. Hz. Peygamber (sav) de sürekli "bana sorun" diyordu. Abdullah b. Hüzâfe kalktı ve "Ey Allah'ın resulü! Benim babam kimdir?" diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Senin baban Hüzâfe'dir" buyurdu. Hz. Peygamber (sav) tekrar "Bana sorun" diyordu. Hz. Ömer kalktı ve "Rab olarak Allah'a, din olarak İslam'a, peygamber olarak Muhammed'e rıza gösterdik" dedi. Hz. Ömer böyle deyince Rasulullah (sav) sustu ve sonra şöyle buyurdu: "Muhammed'in nesfi elinde olan Allah'a yemin olsun ki, şuduvarın yanında bana cennet ve cehennem gösterilmiştir. Bu günkü gibi hayır ve şer hiç görmemiştim." İbn Şihâb'a, Ubeydulah b. Abdullah b. Utbe rivayet ettiğine göre Abdullah b. Huzafe'nin annesi oğlu Abdullah'a şöyle demişti: Anasına karşı senden daha hayırsız bir evlat hiç duymadım. Annenin cahiliye kadınlarının işlediği suçları işlediğini düşündün de mi onu insanların huzurunda rezil etmek istersin!" Abdullah b. Huzâfe "Eğer Hz. Peygamber benim babamın zenci bir köle olduğunu söyleseydi, bunu kabul eder ve o kişi babam sayardım" demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâil 6122, /988
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
3. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
4. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
5. Abd b. Humeyd el-Keşşi (Abdulhumeyd b. Humeyd b. Nasr)
Konular:
Adab, soru sorma adabı
Kıyamet, ahvali
KTB, ADAB
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22439, N002582
Hadis:
أَخْبَرَنِى زِيَادُ بْنُ أَيُّوبَ قَالَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ ابْنُ عُلَيَّةَ قَالَ أَخْبَرَنِى هِشَامٌ قَالَ حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ أَبِى كَثِيرٍ قَالَ حَدَّثَنِى هِلاَلٌ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ جَلَسَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى الْمِنْبَرِ وَجَلَسْنَا حَوْلَهُ فَقَالَ « إِنَّمَا أَخَافُ عَلَيْكُمْ مِنْ بَعْدِى مَا يُفْتَحُ لَكُمْ مِنْ زَهْرَةٍ » . وَذَكَرَ الدُّنْيَا وَزِينَتَهَا فَقَالَ رَجُلٌ أَوَيَأْتِى الْخَيْرُ بِالشَّرِّ فَسَكَتَ عَنْهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقِيلَ لَهُ مَا شَأْنُكَ تُكَلِّمُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَلاَ يُكَلِّمُكَ . قَالَ وَرَأَيْنَا أَنَّهُ يُنْزَلُ عَلَيْهِ فَأَفَاقَ يَمْسَحُ الرُّحَضَاءَ وَقَالَ « أُشَاهِدُ السَّائِلَ إِنَّهُ لاَ يَأْتِى الْخَيْرُ بِالشَّرِّ وَإِنَّ مِمَّا يُنْبِتُ الرَّبِيعُ يَقْتُلُ أَوْ يُلِمُّ إِلاَّ آكِلَةُ الْخَضِرِ فَإِنَّهَا أَكَلَتْ حَتَّى إِذَا امْتَدَّتْ خَاصِرَتَاهَا اسْتَقْبَلَتْ عَيْنَ الشَّمْسِ فَثَلَطَتْ ثُمَّ بَالَتْ ثُمَّ رَتَعَتْ وَإِنَّ هَذَا الْمَالَ خَضِرَةٌ حُلْوَةٌ وَنِعْمَ صَاحِبُ الْمُسْلِمِ هُوَ إِنْ أَعْطَى مِنْهُ الْيَتِيمَ وَالْمِسْكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ وَإِنَّ الَّذِى يَأْخُذُهُ بِغَيْرِ حَقِّهِ كَالَّذِى يَأْكُلُ وَلاَ يَشْبَعُ وَيَكُونُ عَلَيْهِ شَهِيدًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ » .
Tercemesi:
Bize Ziyad b. Eyyub, ona İsmail b. Uleyye, ona Hişam, ona Yahya b. Ebû Kesîr, ona Hilal, ona Atâ b. Yesâr rivayet ettiğine göre Ebû Saîd el-Hudrî (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) minbere biz de etrafına oturmuştuk. Dünya ve süslerinden bahsetti ve "Sizin hakkında sadece şundan endişeleniyorum: Benden sonra dünyanın nimetlerini göremeyebiliriz!" Bir adam "Hayır, şer getirir mi?" diye sordu. Rasulullah ona cevap vermedi. O adama "Rasulullah sana bir şey demediği halde sen onunla neden konuşuyorsun?" diye çıkıştılar. Adam sıkıntıdan dolayı kendinden geçti, kendine gelince terini sildi. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Biraz önce soru soran kişi! Hayır şer getirmez elbette. Ancak baharda yağmurla biten atlardan bazıları hayvanları öldürür, bazıları ise besler. Ancak ot yiyerek hayatını sürdürenler bunun dışındadır. Onlar semirinceye kadar yerler, güneşe dönüp güneşlenir, oynar, zıplar, işer ve tekrar otlarlar. İşte dünya malı böle yeşil ve tatlıdır. Müslüman zengin kendisine verilen servetten yetime, fakire, yolda kalmışlara infak ederse ne güzeldir! Hakkı olmadığı halde bir şeyi alan kişi ise yeyip yeyip doymayan gibidir. O aldıkları şeyler kıyamet günü onların aleyhinde şahitlik yapacaklardır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 81, /2255
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. İbn Ebu Meymune Hilal b. Ebu Meymune el-Kuraşî (Hilal b. Ali b. Üsame)
4. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
5. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
6. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
7. Ebu Haşim Ziyad b. Eyyüb et-Tusî (Ziyad b. Eyyüb b. Ziyad)
Konular:
Adab, soru sorma adabı
Ahirete İman, kıyamete hazırlanmak
Bilgi, öğrenmek için ehil olanlara sorulmalıdır
Dünya, dünyaya düşkünlük
Dünya, hayatının değeri ve değersizliği
Kıyamet, ahvali
KTB, ADAB
Mal, mal - mülk hırsı
Niyet, Sadaka, niyet ve samimiyet esastır
Sadaka, fazileti
Sahabe, sünneti sorarak öğrenmeleri
Zekat, farziyeti
Zekat, fazileti
Zekat, vermeyenin hali