Öneri Formu
Hadis Id, No:
32967, MU000023
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ أَنَّهُ كَانَ يَقُولُ إِنَّ الْمُصَلِّىَ لَيُصَلِّى الصَّلاَةَ وَمَا فَاتَهُ وَقْتُهَا وَلَمَا فَاتَهُ مِنْ وَقْتِهَا أَعْظَمُ أَوْ أَفْضَلُ مِنْ أَهْلِهِ وَمَالِهِ . قَالَ يَحْيَى قَالَ مَالِكٌ مَنْ أَدْرَكَ الْوَقْتَ وَهُوَ فِى سَفَرٍ فَأَخَّرَ الصَّلاَةَ سَاهِيًا أَوْ نَاسِيًا حَتَّى قَدِمَ عَلَى أَهْلِهِ أَنَّهُ إِنْ كَانَ قَدِمَ عَلَى أَهْلِهِ وَهُوَ فِى الْوَقْتِ فَلْيُصَلِّ صَلاَةَ الْمُقِيمِ وَإِنْ كَانَ قَدْ قَدِمَ وَقَدْ ذَهَبَ الْوَقْتُ فَلْيُصَلِّ صَلاَةَ الْمُسَافِرِ لأَنَّهُ إِنَّمَا يَقْضِى مِثْلَ الَّذِى كَانَ عَلَيْهِ قَالَ مَالِكٌ وَهَذَا الأَمْرُ هُوَ الَّذِى أَدْرَكْتُ عَلَيْهِ النَّاسَ وَأَهْلَ الْعِلْمِ بِبَلَدِنَا . وَقَالَ مَالِكٌ الشَّفَقُ الْحُمْرَةُ الَّتِى فِى الْمَغْرِبِ فَإِذَا ذَهَبَتِ الْحُمْرَةُ فَقَدْ وَجَبَتْ صَلاَةُ الْعِشَاءِ وَخَرَجْتَ مِنْ وَقْتِ الْمَغْرِبِ .
Tercemesi:
O bana, ona Malik’in rivayetine göre Yahya b. Said şöyle dermiş: Namaz kılan kişi vaktini geçirmeden namazı kılar, fakat namazının kısmen geçirdiği vakti dahi onun için aile halkından ve malından daha büyük ya da daha üstündür.
Yahya dedi ki: Malik dedi ki: Yolculukta iken namaz vakti giren bir kimse, namazı yanılarak yahut unutarak aile halkının yanına varıncaya kadar geciktirirse eğer aile halkının yanına geldiğinde henüz vakit çıkmamışsa, mukim gibi namaz kılsın. Eğer aile halkının yanına geldiğinde, vakit geçmiş ise, o takdirde yolcu namazı kılsın. Çünkü o, ancak üzerinde borç olanın aynısını kaza eder.
Malik dedi ki: Bu durum, benim, insanların ve bizim şehrimizde ilim ehlinin yaptıklarını gördüğüm uygulamadır.
Malik dedi ki: Şafak batı tarafındaki kırmızılıktır. Bu kırmızılık kaybolursa o zaman yatsı namazının vakti girer, akşam namazının vakti de çıkmış olur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Vukûtu's-salât 23, 1/5
Senetler:
()
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, kaza etmek
Namaz, seferde kılmak, cemaatle yetişmiş olmak vs
Namaz, vakti
Namaz, vakti geçtikten sonra kılmak
Namaz, vaktinde eda etmek, geciktirmemek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35223, MU000366
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى النَّضْرِ مَوْلَى عُمَرَ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ بُسْرِ بْنِ سَعِيدٍ أَنَّ زَيْدَ بْنَ خَالِدٍ الْجُهَنِىَّ أَرْسَلَهُ إِلَى أَبِى جُهَيْمٍ يَسْأَلُهُ مَاذَا سَمِعَ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى الْمَارِّ بَيْنَ يَدَىِ الْمُصَلِّى فَقَالَ أَبُو جُهَيْمٍ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَوْ يَعْلَمُ الْمَارُّ بَيْنَ يَدَىِ الْمُصَلِّى مَاذَا عَلَيْهِ لَكَانَ أَنْ يَقِفَ أَرْبَعِينَ خَيْرًا لَهُ مِنْ أَنْ يَمُرَّ بَيْنَ يَدَيْهِ. قَالَ أَبُو النَّضْرِ لاَ أَدْرِى أَقَالَ أَرْبَعِينَ يَوْمًا أَوْ شَهْرًا أَوْ سَنَةً .
Tercemesi:
O bana, ona Malik, ona Ömer b. Ubeydullah’ın azatlısı Ebu’n-Nadr, ona Busr b. Said’in rivayet ettiğine göre Zeyd b. Halid el-Cühenî, kendisini Ebu Cuheym’e Rasulullah’dan (sav) namaz kılanın önünden geçen kimse hakkında neler işittiğini sormak üzere gönderdi. Ebu Cuheym dedi ki: Rasulullah (sav): “Namaz kılanın önünden geçen bir kimse (bundan dolayı) vebalinin ne olduğunu bilse idi, onun için kırk –Ebu’n-Nadr dedi ki: Kırk gün mü, ay mı yoksa sene mi dediğini bilemiyorum- durması, onun için, namaz kılanın önünden geçmekten daha hayırlı olduğunu da bilirdi.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Kasru's-salât fi's-sefer 366, 1/52
Senetler:
()
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, kılanın önünden geçmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
40084, DM001396
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَاصِمٍ عَنْ عَبْدِ الْحَمِيدِ بْنِ جَعْفَرٍ حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرِو بْنِ عَطَاءٍ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا حُمَيْدٍ السَّاعِدِىَّ فِى عَشَرَةٍ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- أَحَدُهُمْ أَبُو قَتَادَةَ قَالَ : أَنَا أَعْلَمُكُمْ بِصَلاَةِ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم-. فَقَالُوا : لِمَ؟ فَمَا كُنْتَ أَكْثَرَنَا لَهُ تَبَعَةً وَلاَ أَقْدَمَنَا لَهُ صُحْبَةً. قَالَ : بَلَى. قَالُوا : فَاعْرِضْ. قَالَ : كَانَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- إِذَا قَامَ إِلَى الصَّلاَةِ رَفَعَ يَدَيْهِ حَتَّى يُحَاذِىَ بِهِمَا مَنْكِبَيْهِ ثُمَّ كَبَّرَ حَتَّى يَقَرَّ كُلُّ عَظْمٍ فِى مَوْضِعِهِ ، ثُمَّ يَقْرَأُ ثُمَّ يُكَبِّرُ وَيَرْفَعُ يَدَيْهِ حَتَّى يُحَاذِىَ بِهِمَا مَنْكِبَيْهِ ، ثُمَّ يَرْكَعُ وَيَضَعُ رَاحَتَيْهِ عَلَى رُكْبَتَيْهِ حَتَّى يَرْجِعَ كُلُّ عَظْمٍ إِلَى مَوْضِعِهِ ، وَلاَ يُصُوِّبُ رَأْسَهُ وَلاَ يُقْنِعُ ، ثُمَّ يَرْفَعُ رَأْسَهُ فَيَقُولُ :« سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ ». ثُمَّ يَرْفَعُ يَدَيْهِ حَتَّى يُحَاذِىَ بِهِمَا مَنْكِبَيْهِ يَظُنُّ أَبُو عَاصِمٍ أَنَّهُ قَالَ : حَتَّى يَرْجِعَ كُلُّ عَظْمٍ إِلَى مَوْضِعِهِ مُعْتَدِلاً ، ثُمَّ يَقُولُ :« اللَّهُ أَكْبَرُ ». ثُمَّ يَهْوِى إِلَى الأَرْضِ يُجَافِى يَدَيْهِ عَنْ جَنْبَيْهِ ثُمَّ يَسْجُدُ ، ثُمَّ يَرْفَعُ رَأْسَهُ فَيَثْنِى رِجْلَهُ الْيُسْرَى فَيَقْعُدُ عَلَيْهَا وَيَفْتَحُ أَصَابِعَ رِجْلَيْهِ إِذَا سَجَدَ ، ثُمَّ يَعُودُ فَيَسْجُدُ ثُمَّ يَرْفَعُ رَأْسَهُ فَيَقُولُ :« اللَّهُ أَكْبَرُ ». وَيَثْنِى رِجْلَهُ الْيُسْرَى فَيَقْعُدُ عَلَيْهَا مُعْتَدِلاً حَتَّى يَرْجِعَ كُلُّ عَظْمٍ إِلَى مَوْضِعِهِ مُعْتَدِلاً ، ثُمَّ يَقُومُ فَيَصْنَعُ فِى الرَّكْعَةِ الأُخْرَى مِثْلَ ذَلِكَ ، فَإِذَا قَامَ مِنَ السَّجْدَتَيْنِ كَبَّرَ وَرَفَعَ يَدَيْهِ حَتَّى يُحَاذِىَ بِهِمَا مَنْكِبَيْهِ كَمَا فَعَلَ عِنْدَ افْتِتَاحِ الصَّلاَةِ ، ثُمَّ يَصْنَعُ مِثْلَ ذَلِكَ فِى بَقِيَّةِ صَلاَتِهِ حَتَّى إِذَا كَانَتِ السَّجْدَةُ أَوِ الْقَعْدَةُ الَّتِى يَكُونُ فِيهَا التَّسْلِيمُ أَخَّرَ رِجْلَهُ الْيُسْرَى وَجَلَسَ مُتَوَرِّكاً عَلَى شِقِّهِ الأَيْسَرِ. قَالَ قَالُوا : صَدَقْتَ هَكَذَا كَانَتْ صَلاَةُ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم-.
Tercemesi:
Bize Ebu Âsım, ona Abdülhamid b. Cafer, ona Muhammed b. Amr b. Ata’nın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ebu Humeyd es-Sâidî’yi, Nebi’nin (sav) ashabından birileri Ebu Katâde olan on kişi arasında şöyle derken dinledim: Ben aranızda Rasulullah’ın (sav) namazını en iyi bileninizim. Onlar: Neden? Sen bizden daha çok ona tabi olan da değildin, sahabiliğin bizden önce de değildi, dediler. O: Doğru söylüyorsunuz, dedi. Onlar: O halde açıkla deyince, şöyle dedi: Rasulullah (sav) namaz için kalktığında, ellerini omuzlarının hizasına getirinceye kadar kaldırır, sonra tekbir alır, nihayet her bir kemiği yerli yerine oturup karar kıldıktan sonra kıraatini yapar, sonra tekbir alır ve omuzlarının hizasına getirinceye kadar ellerini kaldırırdı. Sonra rükû yapar, avuçlarının içini dizlerinin üzerine koyardı. Bu arada her bir kemik yerli yerine otururdu. Başını ne diker ne de aşağı eğerdi. Daha sonra başını kaldırarak: “Semiallahu limen hamideh: Allah kendisine hamd eden kulunu işitir” der, sonra omuzlarının hizasına getirinceye kadar ellerini kaldırırdı. Ebu Âsım onun şöyle dediğini de zannetmektedir: Nihayet doğrulmuş olduğu halde her bir kemik yerli yerine gelirdi, sonra: “Allahu Ekber” deyip, arkasından yere kapanırken de kollarını yanlarından uzak tutar sonra secde ederdi. Sonra başını kaldırır, sol ayağını bükerek üzerine oturur, secdeye vardığı zaman ayak parmaklarının arasını da açardı. Sonra tekrar secde eder, sonra “Allahu Ekber” diyerek başını kaldırır. Sol ayağını bükerek onun üzerinde doğrularak her bir kemiği yerli yerine gelinceye kadar doğrulur. Sonra ayağa kalkar, diğer rekâtta da bunun gibi yapar. İki secdeden (ikinci rekâttan) kalkınca da -tıpkı namaza başladığında (iftitah tekbirinde) yaptığı gibi- ellerini omuzlarının hizasına getirinceye kadar kaldırarak tekbir alır, sonra bunun aynısını namazının geri kalan kısmında yapar. Selamın verileceği secdeyi yapınca yahut oturunca sol ayağını geri bırakır ve sol yanı üzerine teverrük yaparak oturur. (Muhammed b. Amr b. Ata) dedi ki: Onu dinleyen Ashab: Doğru söyledin, Rasulullah’ın (sav) namazı böyle idi, dediler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Salât 92, 2/855
Senetler:
1. Ebu Humeyd Abdurrahman b. Sa'd es-Sâ'îdî (Münzir b. Sa'd b. Malik)
2. Ebu Abdullah Muhammed b. Amr el-Amiri (Muhammed b. Amr b. Ata b. Ayyaş b. Alkame)
3. Ebu Fadl Abdülhamid b. Cafer el-Ensârî (Abdülhamid b. Cafer b. Abdullah b. Hakem b. Rafi' b. Sinan)
4. Ebu Âsım Dahhâk b. Mahled en-Nebîl (Dahhâk b. Mahled)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, Hz. Peygamberin namaz kıldırışı
Namaz, kılınış şekli/nasıl kılınacağı
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ أَنَّهُ قَالَ عَرَّسَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَيْلَةً بِطَرِيقِ مَكَّةَ وَوَكَّلَ بِلاَلاً أَنْ يُوقِظَهُمْ لِلصَّلاَةِ فَرَقَدَ بِلاَلٌ وَرَقَدُوا حَتَّى اسْتَيْقَظُوا وَقَدْ طَلَعَتْ عَلَيْهِمُ الشَّمْسُ فَاسْتَيْقَظَ الْقَوْمُ وَقَدْ فَزِعُوا فَأَمَرَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ يَرْكَبُوا حَتَّى يَخْرُجُوا مِنْ ذَلِكَ الْوَادِى وَقَالَ إِنَّ هَذَا وَادٍ بِهِ شَيْطَانٌ فَرَكِبُوا حَتَّى خَرَجُوا مِنْ ذَلِكَ الْوَادِى ثُمَّ أَمَرَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ يَنْزِلُوا وَأَنْ يَتَوَضَّئُوا وَأَمَرَ بِلاَلاً أَنْ يُنَادِىَ بِالصَّلاَةِ أَوْ يُقِيمَ فَصَلَّى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِالنَّاسِ ثُمَّ انْصَرَفَ إِلَيْهِمْ وَقَدْ رَأَى مِنْ فَزَعِهِمْ فَقَالَ يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّ اللَّهَ قَبَضَ أَرْوَاحَنَا وَلَوْ شَاءَ لَرَدَّهَا إِلَيْنَا فِى حِينٍ غَيْرِ هَذَا فَإِذَا رَقَدَ أَحَدُكُمْ عَنِ الصَّلاَةِ أَوْ نَسِيَهَا ثُمَّ فَزِعَ إِلَيْهَا فَلْيُصَلِّهَا كَمَا كَانَ يُصَلِّيهَا فِى وَقْتِهَا . ثُمَّ الْتَفَتَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى أَبِى بَكْرٍ فَقَالَ إِنَّ الشَّيْطَانَ أَتَى بِلاَلاً وَهُوَ قَائِمٌ يُصَلِّى فَأَضْجَعَهُ فَلَمْ يَزَلْ يُهَدِّئُهُ كَمَا يُهَدَّأُ الصَّبِىُّ حَتَّى نَامَ ثُمَّ دَعَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِلاَلاً فَأَخْبَرَ بِلاَلٌ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِثْلَ الَّذِى أَخْبَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَبَا بَكْرٍ فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ أَشْهَدُ أَنَّكَ رَسُولُ اللَّهِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32973, MU000026
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ أَنَّهُ قَالَ عَرَّسَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَيْلَةً بِطَرِيقِ مَكَّةَ وَوَكَّلَ بِلاَلاً أَنْ يُوقِظَهُمْ لِلصَّلاَةِ فَرَقَدَ بِلاَلٌ وَرَقَدُوا حَتَّى اسْتَيْقَظُوا وَقَدْ طَلَعَتْ عَلَيْهِمُ الشَّمْسُ فَاسْتَيْقَظَ الْقَوْمُ وَقَدْ فَزِعُوا فَأَمَرَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ يَرْكَبُوا حَتَّى يَخْرُجُوا مِنْ ذَلِكَ الْوَادِى وَقَالَ إِنَّ هَذَا وَادٍ بِهِ شَيْطَانٌ فَرَكِبُوا حَتَّى خَرَجُوا مِنْ ذَلِكَ الْوَادِى ثُمَّ أَمَرَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ يَنْزِلُوا وَأَنْ يَتَوَضَّئُوا وَأَمَرَ بِلاَلاً أَنْ يُنَادِىَ بِالصَّلاَةِ أَوْ يُقِيمَ فَصَلَّى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِالنَّاسِ ثُمَّ انْصَرَفَ إِلَيْهِمْ وَقَدْ رَأَى مِنْ فَزَعِهِمْ فَقَالَ يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّ اللَّهَ قَبَضَ أَرْوَاحَنَا وَلَوْ شَاءَ لَرَدَّهَا إِلَيْنَا فِى حِينٍ غَيْرِ هَذَا فَإِذَا رَقَدَ أَحَدُكُمْ عَنِ الصَّلاَةِ أَوْ نَسِيَهَا ثُمَّ فَزِعَ إِلَيْهَا فَلْيُصَلِّهَا كَمَا كَانَ يُصَلِّيهَا فِى وَقْتِهَا . ثُمَّ الْتَفَتَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى أَبِى بَكْرٍ فَقَالَ إِنَّ الشَّيْطَانَ أَتَى بِلاَلاً وَهُوَ قَائِمٌ يُصَلِّى فَأَضْجَعَهُ فَلَمْ يَزَلْ يُهَدِّئُهُ كَمَا يُهَدَّأُ الصَّبِىُّ حَتَّى نَامَ ثُمَّ دَعَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِلاَلاً فَأَخْبَرَ بِلاَلٌ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِثْلَ الَّذِى أَخْبَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَبَا بَكْرٍ فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ أَشْهَدُ أَنَّكَ رَسُولُ اللَّهِ .
Tercemesi:
O bana, ona Malik, ona da Zeyd b. Eslem’in şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) bir gece Mekke yolunda konakladı. Namaz için kendilerini uyandırmak üzere de Bilâl’i görevlendirdi. Bilâl de uyudu, onlar da uyudular. Sonunda uyandıklarında üzerlerine güneş doğmuş bulunuyordu. Hepsi dehşete kapılmışçasına uyandı. Rasulullah (sav) onlara, o vadiden çıkıncaya kadar bineklerine binmelerini (ve yola koyulmalarını) emr etti ve: “Bu şeytan bulunan bir vadidir” dedi. Bineklerine o vadiden çıkıncaya kadar binip yol aldılar. Sonra Rasulullah (sav) onlara bineklerinden inmelerini, abdest almalarını emr etti. Bilâl’e de namaz için ezan okumasını yahut da kamet getirmesini emr etti. Rasulullah (sav) cemaate namaz kıldırdıktan sonra onların yanına gitti, dehşete kapılmış olduklarını gördüğü için şöyle buyurdu: “Ey insanlar, şüphesiz Allah ruhlarımızı kabz etti. Eğer dileseydi o ruhlarımızı bizlere bundan başka bir zamanda geri verebilirdi. Bu sebeple biriniz uyuyup da namaza uyanamaz yahut namazı unutur, sonra uyanıp hatırlarsa, vaktinde nasıl kılıyor ise onu öylece kılsın.” Sonra Rasulullah (sav) Ebu Bekir’e yönelerek: Şüphesiz Şeytan, Bilâl’e ayakta namaz kılmakta iken geldi, onun yatmasını sağladı. Küçük çocuğun sakinleştirilmesi gibi onu hep sakinleştirdi. Nihayet uyudu, sonra Rasulullah (sav) Bilâl’i çağırdı ve Bilâl Rasulullah’a (sav) Rasulullah’ın (sav) Ebu Bekir’e haber verdiğinin aynısını bildirdi. Ebu Bekir de: Şahitlik ederim ki şüphesiz sen Allah’ın Rasulü’sün, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Vukûtu's-salât 26, 1/5
Senetler:
()
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, kaza etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35225, MU000368
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ كَانَ يَكْرَهُ أَنْ يَمُرَّ بَيْنَ أَيْدِى النِّسَاءِ وَهُنَّ يُصَلِّينَ .
Tercemesi:
O bana, ona da Malik’in rivayet ettiğine göre kendisine Abdullah b. Ömer’in, namaz kılan kadınların önünden geçmeyi hoş görmediği haberi ulaşmıştır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Kasru's-salât fi's-sefer 368, 1/52
Senetler:
()
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, kılanın önünden geçmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35226, MU000369
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ كَانَ لاَ يَمُرُّ بَيْنَ يَدَىْ أَحَدٍ وَلاَ يَدَعُ أَحَدًا يَمُرُّ بَيْنَ يَدَيْهِ .
Tercemesi:
O bana, ona Malik, ona da Nafi‘in rivayet ettiğine göre Abdullah b. Ömer ne (namaz kılan) kimsenin önünden geçerdi, ne de (kendisi) namaz kılarken kimsenin önünden geçmesine müsaade ederdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Kasru's-salât fi's-sefer 369, 1/52
Senetler:
()
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, kılanın önünden geçmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35228, MU000371
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ أَنَّ سَعْدَ بْنَ أَبِى وَقَّاصٍ كَانَ يَمُرُّ بَيْنَ يَدَىْ بَعْضِ الصُّفُوفِ وَالصَّلاَةُ قَائِمَةٌ . قَالَ مَالِكٌ وَأَنَا أَرَى ذَلِكَ وَاسِعًا إِذَا أُقِيمَتِ الصَّلاَةُ وَبَعْدَ أَنْ يُحْرِمَ الإِمَامُ وَلَمْ يَجِدِ الْمَرْءُ مَدْخَلاً إِلَى الْمَسْجِدِ إِلاَّ بَيْنَ الصُّفُوفِ .
Tercemesi:
O bana, ona Malik’in rivayet ettiğine kendisine şu rivayet ulaşmış: Sa‘d b. Ebu Vakkas namaz kılınmakta iken saflardan birisinin önünden geçermiş.
Malik dedi ki: Ben, ancak namaz için kamet getirildikten sonra ve imam tekbir alıp, artık kişinin safların önünden geçmenin dışında, mescide girecek bir yer bulamaması halinde böyle bir genişlik olduğu görüşündeyim.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Kasru's-salât fi's-sefer 371, 1/52
Senetler:
()
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, kılanın önünden geçmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35229, MU000372
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ أَنَّ عَلِىَّ بْنَ أَبِى طَالِبٍ قَالَ لاَ يَقْطَعُ الصَّلاَةَ شَىْءٌ مِمَّا يَمُرُّ بَيْنَ يَدَىِ الْمُصَلِّى .
Tercemesi:
O bana, ona Malik’in rivayet ettiğine göre kendisine Ali b. Ebu Talib’in şöyle dediği rivayeti ulaşmıştır: Namaz kılanın önünden geçen hiçbir şey, namazı bozmaz.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Kasru's-salât fi's-sefer 372, 1/52
Senetler:
()
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, kılanın önünden geçmek
وَحَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ الْمَلاَئِكَةُ تُصَلِّى عَلَى أَحَدِكُمْ مَا دَامَ فِى مُصَلاَّهُ الَّذِى صَلَّى فِيهِ مَا لَمْ يُحْدِثِ اللَّهُمَّ اغْفِرْ لَهُ اللَّهُمَّ ارْحَمْهُ . قال مالكٌ ﻻ أرىَ قولَهُ ما لم يُحدِثْ إﻻّ الإحداثَ الذي يَنْقُضُ الوضؤَ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35242, MU000385
Hadis:
وَحَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ الْمَلاَئِكَةُ تُصَلِّى عَلَى أَحَدِكُمْ مَا دَامَ فِى مُصَلاَّهُ الَّذِى صَلَّى فِيهِ مَا لَمْ يُحْدِثِ اللَّهُمَّ اغْفِرْ لَهُ اللَّهُمَّ ارْحَمْهُ . قال مالكٌ ﻻ أرىَ قولَهُ ما لم يُحدِثْ إﻻّ الإحداثَ الذي يَنْقُضُ الوضؤَ.
Tercemesi:
Bize Yahya, ona Malik, ona Ebu’z-Zinâd, ona el-A‘rec, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: Biriniz namaz kıldığı yerde kaldığı sürece abdestini bozacak bir hali olmadıkça, melekler ona: Allah’ım, ona günahlarını bağışla, Allah’ım, ona merhamet ihsan eyle, diye dua ederler. Malik dedi ki: Benim görüşüme göre onun “mâ lem yuhdis: abdestini bozacak bir hali olmadıkça” buyruğundaki “hades” ancak abdesti bozmak anlamındaki hades’tir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Kasru's-salât fi's-sefer 385, 1/54
Senetler:
()
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, kılınan yerlere göre sevabın çoğalması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
40222, DM001457
Hadis:
أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الْمَجِيدِ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ أَبِى النَّضْرِ مَوْلَى عُمَرَ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ مَعْمَرٍ أَنَّ بُسْرَ بْنَ سَعِيدٍ أَخْبَرَهُ : أَنَّ زَيْدَ بْنَ خَالِدٍ الْجُهَنِىَّ أَرْسَلَهُ إِلَى أَبِى جُهَيْمٍ يَسْأَلُهُ مَاذَا سَمِعَ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- يَقُولُ فِى الْمَارِّ بَيْنَ يَدَىِ الْمُصَلِّى؟ فَقَالَ أَبُو جُهَيْمٍ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« لَوْ يَعْلَمُ الْمَارُّ بَيْنَ يَدَىِ الْمُصَلِّى مَاذَا عَلَيْهِ فِى ذَلِكَ لَكَانَ أَنْ يَقِفَ أَرْبَعِينَ خَيْراً لَهُ مِنْ أَنْ يَمُرَّ بَيْنَ يَدَيْهِ ». َالَ أَبُو النَّضْرِ : لاَ أَدْرِى أَرْبَعِينَ يَوْماً أَوْ شَهْراً أَوْ سَنَةً.
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Abdülmecid, ona Malik, ona Ömer b. Ubeydullah b. Ma‘mer’in azatlısı Ebu’n-Nadr, ona Busr b. Said’in haber verdiğine göre Zeyd b. Hâlid el-Cuhenî, kendisini Rasulullah’tan (sav) namaz kılanın önünden geçen kimse hakkında neler söylediğini işittiğini sormak üzere Ebu Cuheym’e gönderdi. Ebu Cuheym dedi ki: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Namaz kılanın önünden geçen bir kimse, bundan dolayı üzerine ne gibi bir vebal olduğunu bilseydi, kırk –Ebu’n-Nadr dedi ki: Kırk gün mü, ay mı yoksa sene mi dediğini bilmiyorum- durması, onun için namaz kılanın önünden geçmesinden daha hayırlı olduğunu da bilirdi.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Salât 130, 2/888
Senetler:
1. Ebu Cüheym Haris b. Samme el-Ensarî (Haris b. Sımme b. Amr b. Atîk b. Amr)
2. Büsr b. Saîd el-Hadramî (Büsr b. Saîd)
3. Ebu Nadr Salim b. Ebu Ümeyye el-Kuraşî (Salim b. Ebu Ümeyye)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Ali Ubeydullah b. Abdulmecid el-Hanefî (Ubeydullah b. Abdulmecid)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, kılanın önünden geçmek