Öneri Formu
Hadis Id, No:
10442, T000149
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبِى الزِّنَادِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ عَيَّاشِ بْنِ أَبِى رَبِيعَةَ عَنْ حَكِيمِ بْنِ حَكِيمٍ وَهُوَ ابْنُ عَبَّادِ بْنِ حُنَيْفٍ أَخْبَرَنِى نَافِعُ بْنُ جُبَيْرِ بْنِ مُطْعِمٍ قَالَ أَخْبَرَنِى ابْنُ عَبَّاسٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « أَمَّنِى جِبْرِيلُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ عِنْدَ الْبَيْتِ مَرَّتَيْنِ فَصَلَّى الظُّهْرَ فِى الأُولَى مِنْهُمَا حِينَ كَانَ الْفَىْءُ مِثْلَ الشِّرَاكِ ثُمَّ صَلَّى الْعَصْرَ حِينَ كَانَ كُلُّ شَىْءٍ مِثْلَ ظِلِّهِ ثُمَّ صَلَّى الْمَغْرِبَ حِينَ وَجَبَتِ الشَّمْسُ وَأَفْطَرَ الصَّائِمُ ثُمَّ صَلَّى الْعِشَاءَ حِينَ غَابَ الشَّفَقُ ثُمَّ صَلَّى الْفَجْرَ حِينَ بَرَقَ الْفَجْرُ وَحَرُمَ الطَّعَامُ عَلَى الصَّائِمِ . وَصَلَّى الْمَرَّةَ الثَّانِيَةَ الظُّهْرَ حِينَ كَانَ ظِلُّ كُلِّ شَىْءٍ مِثْلَهُ لِوَقْتِ الْعَصْرِ بِالأَمْسِ ثُمَّ صَلَّى الْعَصْرَ حِينَ كَانَ ظِلُّ كُلِّ شَىْءٍ مِثْلَيْهِ ثُمَّ صَلَّى الْمَغْرِبَ لِوَقْتِهِ الأَوَّلِ ثُمَّ صَلَّى الْعِشَاءَ الآخِرَةَ حِينَ ذَهَبَ ثُلُثُ اللَّيْلِ ثُمَّ صَلَّى الصُّبْحَ حِينَ أَسْفَرَتِ الأَرْضُ ثُمَّ الْتَفَتَ إِلَىَّ جِبْرِيلُ فَقَالَ يَا مُحَمَّدُ هَذَا وَقْتُ الأَنْبِيَاءِ مِنْ قَبْلِكَ . وَالْوَقْتُ فِيمَا بَيْنَ هَذَيْنِ الْوَقْتَيْنِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَبُرَيْدَةَ وَأَبِى مُوسَى وَأَبِى مَسْعُودٍ الأَنْصَارِىِّ وَأَبِى سَعِيدٍ وَجَابِرٍ وَعَمْرِو بْنِ حَزْمٍ وَالْبَرَاءِ وَأَنَسٍ .
Tercemesi:
Bize Hennâd b. Serî, ona Abdurrahman b. Ebu Zinâd, ona Abdurrahman b. Hâris b. Ayyâş b. Ebu Rabî'a, ona İbn Abbâd b. Huneyf Hakîm b. Hakîm, ona Nâfi' b. Cübeyr b. Mut'im, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Cebrâil (as) Kabe'nin yanında bana iki defa imam oldu. İlkinde, öğle namazını (zevalinden sonra güneşin) gölge(si) (sandaletin üzerindeki) bağcık gibi olduğunda kıldı. Sonra, ikindi namazını her şeyin (gölgesi) kendi gölgesi kadar olduğunda kıldı. Akabinde, akşam namazını güneş batıp oruçlunun iftar ettiği vakitte kıldı. Ardından, yatsı namazını şafak kaybolduğunda kıldı. Sonra, sabah namazını fecrin doğup oruçluya yemenin haram olduğu (vakitte) kıldı. İkincisinde ise, öğle namazını her şeyin gölgesi kendisi kadar olduğunda, yani dün ikindiyi kıldığı vakitte kıldı. Sonra, ikindi namazını her şeyin gölgesi iki misli olduğunda kıldı. Ardından, akşam namazını ilk vaktinde kıldı. Akabinde, yatsı namazını ise gecenin üçte biri bittiğinde kıldı. Sonra, sabah namazını da yeryüzü aydınlandığında kıldı. Ardından Cebrail bana yönelip ''ey Muhammed, bu, senden önceki peygamberlerin (namaz) vakit(leridir). (Namaz) vakit(leri), bu iki vakit arasındadır.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu konuda Ebu Hureyre, Büreyde, Ebu Musa, Ebu Mesud el-Ensârî, Ebu Said, Câbir, Amr b. Hazm, Berâ ve Enes'ten de hadis rivayet edilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 1, 1/278
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Muhammed Nafi' b. Cübeyr en-Nevfelî (Nafi' b. Cübeyr b. Mut'im b. Adî b. Nevfel)
3. Hakîm b. Hakîm el-Ensarî (Hakîm b. Hakîm)
4. Ebu Haris Abdurrahman b. Ayyaş el-Mahzumî (Abdurrahman b. Haris b. Abdullah b. Ayyaş b. Amr)
5. İbn Ebü'z-Zinad Abdurrahman b. Ebu Zinad el-Kuraşi (Abdurrahman b. Abdullah b. Zekvan)
6. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, Cebrail (a.s.)'ın Peygamber (a.s.)'a öğretmesi
Namaz, vakti
أَخْبَرَنِى أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ مُوسَى أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ أَخْبَرَنَا حُسَيْنُ بْنُ عَلِىِّ بْنِ حُسَيْنٍ أَخْبَرَنِى وَهْبُ بْنُ كَيْسَانَ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « أَمَّنِى جِبْرِيلُ » . فَذَكَرَ نَحْوَ حَدِيثِ ابْنِ عَبَّاسٍ بِمَعْنَاهُ . وَلَمْ يَذْكُرْ فِيهِ « لِوَقْتِ الْعَصْرِ بِالأَمْسِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ . وَحَدِيثُ ابْنِ عَبَّاسٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَالَ مُحَمَّدٌ أَصَحُّ شَىْءٍ فِى الْمَوَاقِيتِ حَدِيثُ جَابِرٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . قَالَ وَحَدِيثُ جَابِرٍ فِى الْمَوَاقِيتِ قَدْ رَوَاهُ عَطَاءُ بْنُ أَبِى رَبَاحٍ وَعَمْرُو بْنُ دِينَارٍ وَأَبُو الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَ حَدِيثِ وَهْبِ بْنِ كَيْسَانَ عَنْ جَابِرٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10443, T000150
Hadis:
أَخْبَرَنِى أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ مُوسَى أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ أَخْبَرَنَا حُسَيْنُ بْنُ عَلِىِّ بْنِ حُسَيْنٍ أَخْبَرَنِى وَهْبُ بْنُ كَيْسَانَ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « أَمَّنِى جِبْرِيلُ » . فَذَكَرَ نَحْوَ حَدِيثِ ابْنِ عَبَّاسٍ بِمَعْنَاهُ . وَلَمْ يَذْكُرْ فِيهِ « لِوَقْتِ الْعَصْرِ بِالأَمْسِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ . وَحَدِيثُ ابْنِ عَبَّاسٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَالَ مُحَمَّدٌ أَصَحُّ شَىْءٍ فِى الْمَوَاقِيتِ حَدِيثُ جَابِرٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . قَالَ وَحَدِيثُ جَابِرٍ فِى الْمَوَاقِيتِ قَدْ رَوَاهُ عَطَاءُ بْنُ أَبِى رَبَاحٍ وَعَمْرُو بْنُ دِينَارٍ وَأَبُو الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَ حَدِيثِ وَهْبِ بْنِ كَيْسَانَ عَنْ جَابِرٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Muhammed b. Musa, ona Abdullah b. Mübarek, ona Hüseyin b. Ali b. Hüseyin, ona Vehb b. Keysân, ona da Câbir b. Abdullah, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etti:
''Cebrail bana imam oldu.''. (Ardından râvi), İbn Abbas'tan rivayet edilen hadisin manasına benzer şekilde rivayet etti. Ne var ki, ''dün ikindiyi kıldığı vakitte kıldı'' kısmını zikretmedi.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih-garîb bir hadistir. İbn Abbas'tan rivayet edilen hadis ise hasen-sahihtir. Muhammed (b. İsmail el-Buhârî) şöyle demiştir: (Namaz) vakitleri konusunda en sahih şey Câbir'in Nebî (sav)'den rivayet ettiği hadistir.
Ebu İsa şöyle demiştir: (Namaz) vakitleri konusunda Câbir hadisini Atâ b. Ebu Rabâh, Amr b. Dînâr ve Ebu Zübeyr, Câbir b. Abdullah'tan, o da Nebî (sav)'den Vehb b. Keysân'ın, Câbir'den, onun da Nebî (sav)'den rivayet ettiği hadis gibi rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 1, 1/281
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Nuaym Vehb b. Keysan el-Kuraşi (Vehb b. Keysan b. Ebu Muğis)
3. Ebu Abdullah Hüseyin b. Ali el-Haşimi (Hüseyin b. Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
5. Ebu Abbas Ahmed b. Muhammed el-Mervezî (Ahmed b. Muhammed b. Musa)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, Cebrail (a.s.)'ın Peygamber (a.s.)'a öğretmesi
Namaz, vakti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10449, T000156
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ الْحُلْوَانِىُّ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ أَخْبَرَنِى أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ « أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم صَلَّى الظُّهْرَ حِينَ زَالَتِ الشَّمْسُ» . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ صَحِيحٌ . وَهُوَ أَحْسَنُ حَدِيثٍ فِى هَذَا الْبَابِ . وَفِى الْبَابِ عَنْ جَابِرٍ .
Tercemesi:
Bize Hasan b. Ali el-Hulvânî, ona Abdürrezzâk, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav), öğle namazını güneş (batıya) meylettiğinde kıldı.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, sahih bir hadistir. Bu konudaki en güzel (ahsen) hadis de budur. Bu konuda Câbir'den de hadis rivayet edilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 4, 1/294
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
3. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
4. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
5. Hasan b. Ali el-Hüzeli (Hasan b. Ali b. Muhammed)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, vakti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10444, T000151
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ فُضَيْلٍ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ لِلصَّلاَةِ أَوَّلاً وَآخِرًا وَإِنَّ أَوَّلَ وَقْتِ صَلاَةِ الظُّهْرِ حِينَ تَزُولُ الشَّمْسُ وَآخِرَ وَقْتِهَا حِينَ يَدْخُلُ وَقْتُ الْعَصْرِ وَإِنَّ أَوَّلَ وَقْتِ صَلاَةِ الْعَصْرِ حِينَ يَدْخُلُ وَقْتُهَا وَإِنَّ آخِرَ وَقْتِهَا حِينَ تَصْفَرُّ الشَّمْسُ وَإِنَّ أَوَّلَ وَقْتِ الْمَغْرِبِ حِينَ تَغْرُبُ الشَّمْسُ وَإِنَّ آخِرَ وَقْتِهَا حِينَ يَغِيبُ الأُفُقُ وَإِنَّ أَوَّلَ وَقْتِ الْعِشَاءِ الآخِرَةِ حِينَ يَغِيبُ الأُفُقُ وَإِنَّ آخِرَ وَقْتِهَا حِينَ يَنْتَصِفُ اللَّيْلُ وَإِنَّ أَوَّلَ وَقْتِ الْفَجْرِ حِينَ يَطْلُعُ الْفَجْرُ وَإِنَّ آخِرَ وَقْتِهَا حِينَ تَطْلُعُ الشَّمْسُ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو . قَالَ أَبُو عِيسَى وَسَمِعْتُ مُحَمَّدًا يَقُولُ حَدِيثُ الأَعْمَشِ عَنْ مُجَاهِدٍ فِى الْمَوَاقِيتِ أَصَحُّ مِنْ حَدِيثِ مُحَمَّدِ بْنِ فُضَيْلٍ عَنِ الأَعْمَشِ وَحَدِيثُ مُحَمَّدِ بْنِ فُضَيْلٍ خَطَأٌ أَخْطَأَ فِيهِ مُحَمَّدُ بْنُ فُضَيْلٍ . حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ الْفَزَارِىِّ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ مُجَاهِدٍ قَالَ كَانَ يُقَالُ إِنَّ لِلصَّلاَةِ أَوَّلاً وَآخِرًا فَذَكَرَ نَحْوَ حَدِيثِ مُحَمَّدِ بْنِ فُضَيْلٍ عَنِ الأَعْمَشِ نَحْوَهُ بِمَعْنَاهُ .
Tercemesi:
Bize Hennâd, ona Muhammed b. Fudayl, ona el-A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Namazın ilk ve son (olmak üzere iki vakti) vardır. Öğle namazının ilk vakti, güneşin batıya kaydığı; son vakti ise ikindi namazının girdiği vakittir. İkindi namazının ilk vakti, vaktinin girdiği; son vakti ise güneşin sarardığı vakittir. Akşam namazının ilk vakti, güneş(in) battığı; son vakti ise ufuk (çizgisinin) kaybolduğu vakittir. Yatsı namazının ilk vakti, ufuk (çizgisinin) kaybolduğu vakit; son vakti ise gece yarısıdır. Sabah namazının ilk vakti fecrin doğduğu; son vakti ise güneşin doğduğu vakittir.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu konuda Abdullah b. Amr'dan da hadis rivayet edilmiştir.
Ebu İsa şöyle demiştir: Muhammed (b. İsmail el-Buhârî'yi) ''(Namaz) vakitleri konusunda el-A'meş'in Mücahid'den rivayet ettiği hadis, Muhammed b. Fuday'ın el-A'meş'ten rivayet ettiği hadisten daha sahihtir. Muhammed b. Fudayl'ın rivayet ettiği hadis hatalı olup hata eden de Muhammed b. Fudayl'dır'' derken işittim.
Bize Hennâd, ona Ebu Üsame, ona Ebu İshak el-Fezârî, ona el-A'meş, ona da Mücahid şöyle rivayet etmiştir:
Namazın ilk ve son (olmak üzere iki vakti olduğu) söylenirdi. (Ardından), Muhammed b. Fudayl'ın el-A'meş'ten rivayet ettiği hadisin manasına benzer bir hadisi zikretmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 1, 1/283
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Fudayl ed-Dabbî (Muhammed b. Fudayl b. Ğazvan b. Cerîr)
5. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, Beş Vakit Namaz, namaz vakitleri
Namaz, vakti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10445, T000152
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ وَالْحَسَنُ بْنُ الصَّبَّاحِ الْبَزَّارُ وَأَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ مُوسَى الْمَعْنَى وَاحِدٌ قَالُوا حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ يُوسُفَ الأَزْرَقُ عَنْ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ عَنْ عَلْقَمَةَ بْنِ مَرْثَدٍ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ بُرَيْدَةَ عَنْ أَبِيهِ «قَالَ أَتَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم رَجُلٌ فَسَأَلَهُ عَنْ مَوَاقِيتِ الصَّلاَةِ فَقَالَ « أَقِمْ مَعَنَا إِنْ شَاءَ اللَّهُ » فَأَمَرَ بِلاَلاً فَأَقَامَ حِينَ طَلَعَ الْفَجْرُ ثُمَّ أَمَرَهُ فَأَقَامَ حِينَ زَالَتِ الشَّمْسُ فَصَلَّى الظُّهْرَ ثُمَّ أَمَرَهُ فَأَقَامَ فَصَلَّى الْعَصْرَ وَالشَّمْسُ بَيْضَاءُ مُرْتَفِعَةٌ ثُمَّ أَمَرَهُ بِالْمَغْرِبِ حِينَ وَقَعَ حَاجِبُ الشَّمْسِ ثُمَّ أَمَرَهُ بِالْعِشَاءِ فَأَقَامَ حِينَ غَابَ الشَّفَقُ ثُمَّ أَمَرَهُ مِنَ الْغَدِ فَنَوَّرَ بِالْفَجْرِ ثُمَّ أَمَرَهُ بِالظُّهْرِ فَأَبْرَدَ وَأَنْعَمَ أَنْ يُبْرِدَ ثُمَّ أَمَرَهُ بِالْعَصْرِ فَأَقَامَ وَالشَّمْسُ آخِرَ وَقْتِهَا فَوْقَ مَا كَانَتْ ثُمَّ أَمَرَهُ فَأَخَّرَ الْمَغْرِبَ إِلَى قُبَيْلِ أَنْ يَغِيبَ الشَّفَقُ ثُمَّ أَمَرَهُ بِالْعِشَاءِ فَأَقَامَ حِينَ ذَهَبَ ثُلُثُ اللَّيْلِ ثُمَّ قَالَ : أَيْنَ السَّائِلُ عَنْ مَوَاقِيتِ الصَّلاَةِ . فَقَالَ الرَّجُلُ أَنَا . فَقَالَ : مَوَاقِيتُ الصَّلاَةِ كَمَا بَيْنَ هَذَيْنِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ صَحِيحٌ . قَالَ وَقَدْ رَوَاهُ شُعْبَةُ عَنْ عَلْقَمَةَ بْنِ مَرْثَدٍ أَيْضًا .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Menî', Hasan b. Sabbâh el-Bezzâr ve Ahmed b. Muhammed b. Musa, -mana aynı olmak üzere- onlara İshâk b. Yusuf el-Ezrak, ona Süfyân es-Sevrî, ona Alkame b. Mersed, ona Süleyman b. Büreyde, ona da babası (Büreyde b. Husayb) şöyle rivayet etmiştir:
Bir adam Hz. Peygamber (sav)'in (huzuruna) geldi ve ona namaz vakitlerinden sordu. O, ''bizimle kal, inşaallah'' buyurdu. Bilal'e emretti, o da fecir doğduğunda (sabah ezanını) okudu. Akabinde ona emretti, güneş (batıya) meylettiğinde (öğle ezanını) okudu, Hz. Peygamber (sav) de öğleyi kıldı. Ardından (Bilal'e) emretti, o da (ikindi ezanını) okudu, güneş tepede ışıklarını saçar halde iken Rasulullah (sav) da ikindiyi kıldı. Sonra (Bilal'e) güneş battığında akşam (ezanını okumasını) emretti. Ardından (Bilal'e) yatsı (ezanını okumasını) emretti. Şafak kaybolduğunda da kalkıp (namaz kıldı). Sonra ertesi gün sabah namazını aydınlığa bıraktı. Ardından (Bilal'e) öğle (ezanını okumasını) emretti. (Ancak bu kez) serinliğe bıraktı. (Öyle ki vakti) epeyice geciktirdi. Akabinde (Bilal'e) ikindi (ezanını okumasını) emretti de güneş tepedeki son demlerini yaşarken kalkıp (namazı kıldı). Sonra (Bilal'e) emretti. Akşam namazını da şafağın kaybolmasına ramak kala kıldı. Ardından (Bilal'e) yatsı (ezanını okumasını) emretti. Gecenin üçte biri geçtiğinde de (yatsıyı) kıldı. Sonra, ''namaz vakitlerinden soran nerede'' buyurdu. Adam, ''benim'' dedi. O da ''namaz vakitleri bu iki vakit arasındadır'' buyurdu.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-garîb-sahih bir hadistir. Ebu İsa şöyle demiştir: Bu hadisi aynı şekilde Şu'be, Alkame b. Mersed'den rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 1, 1/286
Senetler:
1. Ebu Abdullah Büreyde b. Husayb el-Eslemî (Amir b. Husayb b. Abdullah b. Haris b. A'rec)
2. Süleyman b. Büreyde el-Eslemî (Süleyman b. Büreyde b. Husayb)
3. Alkame b. Mersed el-Hadramî (Alkame b. Mersed)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Muhammed İshak b. Yusuf el-Ezrak (İshak b. Yusuf b. Mirdas)
6. Ahmed b. Meni' el-Begavî (Ahmed b. Meni' b. Abdurrahman)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, Beş Vakit Namaz, namaz vakitleri
Namaz, vakti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10446, T000153
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ عَنْ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ قَالَ وَحَدَّثَنَا الأَنْصَارِىُّ حَدَّثَنَا مَعْنٌ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ عَمْرَةَ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ « إِنْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَيُصَلِّى الصُّبْحَ فَيَنْصَرِفُ النِّسَاءُ قَالَ الأَنْصَارِىُّ فَيَمُرُّ النِّسَاءُ مُتَلَفِّفَاتٍ بِمُرُوطِهِنَّ مَا يُعْرَفْنَ مِنَ الْغَلَسِ » . وَقَالَ قُتَيْبَةُ مُتَلَفِّعَاتٍ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ عُمَرَ وَأَنَسٍ وَقَيْلَةَ بِنْتِ مَخْرَمَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ عَائِشَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدْ رَوَاهُ الزُّهْرِىُّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ نَحْوَهُ . وَهُوَ الَّذِى اخْتَارَهُ غَيْرُ وَاحِدٍ مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِنْهُمْ أَبُو بَكْرٍ وَعُمَرُ وَمَنْ بَعْدَهُمْ مِنَ التَّابِعِينَ. وَبِهِ يَقُولُ الشَّافِعِىُّ وَأَحْمَدُ وَإِسْحَاقُ يَسْتَحِبُّونَ التَّغْلِيسَ بِصَلاَةِ الْفَجْرِ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Malik b. Enes; (T) Bize el-Ensârî, ona Ma'n, ona Mâlik, ona Yahya b. Said, ona Amra, ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav), sabah namazını kılardı da kadınlar örtülerine bürünmüş vaziyette geçer giderlerdi ve karanlıktan dolayı onları kimse tanımazdı.
(Hadisin râvilerinden) Kuteybe, ''مُتَلَفِّفَاتٍ'' kelimesi yerine ''مُتَلَفِّعَاتٍ'' kelimesini zikretmiştir.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu konuda İbn Ömer, Enes ve Kayle bt. Mahrame'den de hadis rivayet edilmiştir.
Ebu İsa şöyle demiştir: Aişe'nin hadisi hasen-sahih bir hadistir. Bu hadisin benzerini Zührî, Urve'den, o da Aişe'den rivayet etmiştir: (Sabah namazını ğaleste, yani karanlık vakitte kılmayı) Nebî (sav)'nin ashabından ilim ehli pek çok kimse benimsemiştir. Ebu Bekir, Ömer ve onlardan sonra gelen tâbiîn (neslinden) alimler bunlardandır. Şâfiî, Ahmed ve İshak (gibi isimler de) bu görüşte olup sabah namazını karanlık vakitte kılmayı müstehab saymışlardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 2, 1/287
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Amre bt. Abdurrahman el-Ensâriyye (Amre bt. Abdurrahman b. Sa'd b. Zürâre)
3. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, vakti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10447, T000154
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا عَبْدَةُ - هُوَ ابْنُ سُلَيْمَانَ - عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ عَنْ عَاصِمِ بْنِ عُمَرَ بْنِ قَتَادَةَ عَنْ مَحْمُودِ بْنِ لَبِيدٍ عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « أَسْفِرُوا بِالْفَجْرِ فَإِنَّهُ أَعْظَمُ لِلأَجْرِ » . قَالَ وَقَدْ رَوَى شُعْبَةُ وَالثَّوْرِىُّ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ . قَالَ وَرَوَاهُ مُحَمَّدُ بْنُ عَجْلاَنَ أَيْضًا عَنْ عَاصِمِ بْنِ عُمَرَ بْنِ قَتَادَةَ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى بَرْزَةَ الأَسْلَمِىِّ وَجَابِرٍ وَبِلاَلٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدْ رَأَى غَيْرُ وَاحِدٍ مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَالتَّابِعِينَ الإِسْفَارَ بِصَلاَةِ الْفَجْرِ . وَبِهِ يَقُولُ سُفْيَانُ الثَّوْرِىُّ . وَقَالَ الشَّافِعِىُّ وَأَحْمَدُ وَإِسْحَاقُ مَعْنَى الإِسْفَارِ أَنْ يَضِحَ الْفَجْرُ فَلاَ يُشَكَّ فِيهِ وَلَمْ يَرَوْا أَنَّ مَعْنَى الإِسْفَارِ تَأْخِيرُ الصَّلاَةِ .
Tercemesi:
Bize Hennâd, ona Abde b. Süleyman, ona Muhammed b. İshak, ona Âsım b. Ömer b. Katâde, ona Mahmûd b. Lebîd, ona da Râfi' b. Hadîc, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Sabah namazını isfarda (aydınlık vakitte) kılın, zira o sevap bakımından daha büyüktür.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu hadisi Şu'be ve es-Sevrî, Muhammed b. İshâk'tan rivayet etmişlerdir. Hadisi aynı şekilde Muhammed b. Aclân da, Âsım b. Ömer b. Katâde'den rivayet etmiştir. Bu konuda Ebu Berze el-Eslemî, Câbir ve Bilal'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Râfi' b. Hadîc'in hadisi hasen-sahih bir hadistir. Nebî (sav)'nin ashabından ilim ehli pek çok kimse ve tâbiîn (neslinden alimler) sabah namazını aydınlık vakitte (isfâr) kılmayı benimsemişlerdir. Süfyan es-Sevrî de bu görüştedir. Şâfiî, Ahmed ve İshâk'a göre isfârın (sabah namazını aydınlık vakitte kılmanın) anlamı, fecrin doğması olup onda şüphe edilmemesidir. Bu isimler, isfârı, namazın geciktirilmesi olarak anlamamışlardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 3, 1/289
Senetler:
1. Ebu Abdullah Râfi' b. Hadîc el-Ensârî (Râfi' b. Hadîc b. Râfi' b. Adî b. Yezid b. Ceşm)
2. Ebu Nuaym Mahmud b. Lebid el-Eşheli (Mahmud b. Lebid b. Ukbe b. Rafi b. İmruülkays)
3. Asım b. Ömer el-Ensari (Asım b. Ömer b. Katade b. Numan b. Zeyd)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Ebu Muhammed Abde b. Süleyman el-Kufî (Abdurrahman b. Süleyman b. Hacib b. Zürare)
6. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, hazar ve seferde
Namaz, seferde namazları kısaltmak
Namaz, vakti
حَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ سُفْيَانَ عَنْ حَكِيمِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنِ الأَسْوَدِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ« مَا رَأَيْتُ أَحَدًا كَانَ أَشَدَّ تَعْجِيلاً لِلظُّهْرِ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَلاَ مِنْ أَبِى بَكْرٍ وَلاَ مِنْ عُمَرَ» . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ وَخَبَّابٍ وَأَبِى بَرْزَةَ وَابْنِ مَسْعُودٍ وَزَيْدِ بْنِ ثَابِتٍ وَأَنَسٍ وَجَابِرِ بْنِ سَمُرَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ عَائِشَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ . وَهُوَ الَّذِى اخْتَارَهُ أَهْلُ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَمَنْ بَعْدَهُمْ . قَالَ عَلِىُّ بْنُ الْمَدِينِىِّ قَالَ يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ وَقَدْ تَكَلَّمَ شُعْبَةُ فِى حَكِيمِ بْنِ جُبَيْرٍ مِنْ أَجْلِ حَدِيثِهِ الَّذِى رَوَى عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم « مَنْ سَأَلَ النَّاسَ وَلَهُ مَا يُغْنِيهِ » . قَالَ يَحْيَى وَرَوَى لَهُ سُفْيَانُ وَزَائِدَةُ وَلَمْ يَرَ يَحْيَى بِحَدِيثِهِ بَأْسًا . قَالَ مُحَمَّدٌ وَقَدْ رُوِىَ عَنْ حَكِيمِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ عَائِشَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى تَعْجِيلِ الظُّهْرِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10448, T000155
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ سُفْيَانَ عَنْ حَكِيمِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنِ الأَسْوَدِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ« مَا رَأَيْتُ أَحَدًا كَانَ أَشَدَّ تَعْجِيلاً لِلظُّهْرِ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَلاَ مِنْ أَبِى بَكْرٍ وَلاَ مِنْ عُمَرَ» . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ وَخَبَّابٍ وَأَبِى بَرْزَةَ وَابْنِ مَسْعُودٍ وَزَيْدِ بْنِ ثَابِتٍ وَأَنَسٍ وَجَابِرِ بْنِ سَمُرَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ عَائِشَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ . وَهُوَ الَّذِى اخْتَارَهُ أَهْلُ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَمَنْ بَعْدَهُمْ . قَالَ عَلِىُّ بْنُ الْمَدِينِىِّ قَالَ يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ وَقَدْ تَكَلَّمَ شُعْبَةُ فِى حَكِيمِ بْنِ جُبَيْرٍ مِنْ أَجْلِ حَدِيثِهِ الَّذِى رَوَى عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم « مَنْ سَأَلَ النَّاسَ وَلَهُ مَا يُغْنِيهِ » . قَالَ يَحْيَى وَرَوَى لَهُ سُفْيَانُ وَزَائِدَةُ وَلَمْ يَرَ يَحْيَى بِحَدِيثِهِ بَأْسًا . قَالَ مُحَمَّدٌ وَقَدْ رُوِىَ عَنْ حَكِيمِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ عَائِشَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى تَعْجِيلِ الظُّهْرِ .
Tercemesi:
Bize Hennâd b. Serî, ona Vekî', ona Süfyân, ona Hakîm b. Cübeyr, ona İbrahim, ona Esved, ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav), Ebu Bekir ve Ömer (dışında) öğle namazını ilk vaktinde kılmada titiz davranan (başka) bir kimse görmedim.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu konuda Câbir b. Abdullah, Habbâb, Ebu Berze, İbn Mesud, Zeyd b. Sâbit, Enes ve Câbir b. Semura'dan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Aişe'nin hadisi hasen bir hadistir. Nebî (sav)'nin ashabından ilim ehli kimseler ve onlardan sonrakiler (öğle namazını ilk vaktinde kılmayı) benimsemişlerdir. Ali b. el-Medînî'nin bildirdiğine göre Yahya b. Said (el-Kattân), Şu'be (b. Haccâc)'ın Hakîm b. Cübeyr'i İbn Mesud vasıtasıyla Hz. Peygamber (sav)'den rivayet ettiği ''ihtiyacı olmadığı halde insanlardan isteyen'' hadisinden dolayı tenkit ettiğini ifade etmiştir. Yahya'nın kaydettiğine göre Hakîm'den Süfyân ve Zâide rivayette bulunmuştur. (Ayrıca) Yahya, onun hadisinde bir beis görmezdi. Muhammed'in dediğine göre öğle namazının ilk vaktinde kılınmasına dair Hakîm b. Cübeyr'den, ona Said b. Cübeyr'den, ona Aişe'den, ona da Nebî (sav)'den rivayette bulunulmuştur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 4, 1/292
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Amr Esved b. Yezid en-Nehaî (Esved b. Yezid b. Kays b. Abdullah b. Malik)
3. Ebu İmran İbrahim en-Nehaî (İbrahim b. Yezid b. Kays b. Esved b. Amr)
4. Hakîm b. Cübeyr el-Esedî (Hakîm b. Cübeyr)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
7. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, vakti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10450, T000157
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ وَأَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِذَا اشْتَدَّ الْحَرُّ فَأَبْرِدُوا عَنِ الصَّلاَةِ فَإِنَّ شِدَّةَ الْحَرِّ مِنْ فَيْحِ جَهَنَّمَ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ وَأَبِى ذَرٍّ وَابْنِ عُمَرَ وَالْمُغِيرَةِ وَالْقَاسِمِ بْنِ صَفْوَانَ عَنْ أَبِيهِ وَأَبِى مُوسَى وَابْنِ عَبَّاسٍ وَأَنَسٍ . قَالَ وَرُوِىَ عَنْ عُمَرَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى هَذَا وَلاَ يَصِحُّ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى هُرَيْرَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدِ اخْتَارَ قَوْمٌ مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ تَأْخِيرَ صَلاَةِ الظُّهْرِ فِى شِدَّةِ الْحَرِّ. وَهُوَ قَوْلُ ابْنِ الْمُبَارَكِ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ . قَالَ الشَّافِعِىُّ إِنَّمَا الإِبْرَادُ بِصَلاَةِ الظُّهْرِ إِذَا كَانَ مَسْجِدًا يَنْتَابُ أَهْلُهُ مِنَ الْبُعْدِ فَأَمَّا الْمُصَلِّى وَحْدَهُ وَالَّذِى يُصَلِّى فِى مَسْجِدِ قَوْمِهِ فَالَّذِى أُحِبُّ لَهُ أَنْ لاَ يُؤَخِّرَ الصَّلاَةَ فِى شِدَّةِ الْحَرِّ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَمَعْنَى مَنْ ذَهَبَ إِلَى تَأْخِيرِ الظُّهْرِ فِى شِدَّةِ الْحَرِّ هُوَ أَوْلَى وَأَشْبَهُ بِالاِتِّبَاعِ. وَأَمَّا مَا ذَهَبَ إِلَيْهِ الشَّافِعِىُّ أَنَّ الرُّخْصَةَ لِمَنْ يَنْتَابُ مِنَ الْبُعْدِ وَالْمَشَقَّةِ عَلَى النَّاسِ فَإِنَّ فِى حَدِيثِ أَبِى ذَرٍّ مَا يَدُلُّ عَلَى خِلاَفِ مَا قَالَ الشَّافِعِىُّ . قَالَ أَبُو ذَرٍّ : كُنَّا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرٍ فَأَذَّنَ بِلاَلٌ بِصَلاَةِ الظُّهْرِ فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « يَا بِلاَلُ أَبْرِدْ ثُمَّ أَبْرِدْ » . فَلَوْ كَانَ الأَمْرُ عَلَى مَا ذَهَبَ إِلَيْهِ الشَّافِعِىُّ لَمْ يَكُنْ لِلإِبْرَادِ فِى ذَلِكَ الْوَقْتِ مَعْنًى لاِجْتِمَاعِهِمْ فِى السَّفَرِ وَكَانُوا لاَ يَحْتَاجُونَ أَنْ يَنْتَابُوا مِنَ الْبُعْدِ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Şihâb, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Seleme, onlara da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Sıcak şiddetlendiğinde (öğle) namazını serinliğe bırakın. Çünkü sıcaklığın şiddeti cehennemin kaynamasındandır.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu konuda Ebu Said'den, Ebu Zer'den, İbn Ömer'den, Muğîre'den, Kâsım b. Safvân vasıtasıyla babasından, Ebu Musa'dan, İbn Abbas'tan ve Enes'ten de hadis rivayet edilmiştir. Bu konuda Ömer vasıtasıyla Hz. Peygamber (sav)'den hadis rivayet edildiyse de sahih değildir. Ebu İsa şöyle demiştir: Ebu Hureyre hadisi, hasen-sahih bir hadistir. İlim ehlinden bir kısım, sıcağın şiddetli (olduğu zamanlar)da öğle namazını geciktirmeyi tercih etmişlerdir. Bu görüş, İbn Mübârek, Ahmed ve İshâk'ın da görüşüdür. Şâfiî ise şöyle demiştir: Öğle namazını serinliğe bırakmak, sadece, insanların uzak yerden geldiği mescid için söz konusudur. Tek başına namaz kılan ya da topluluğunun mescidinde namaz kılana gelince, benim tercihime göre, sıcağın şiddetinden dolayı namazın geciktirilmemesi daha uygundur. Ebu İsa şöyle demiştir: Sıcağın şiddetinden dolayı öğle namazını geciktirmeyi benimseyenlerin görüşü tabi olmaya daha uygun ve daha doğrudur. Şâfiî'nin benimsediği görüşe (yani), uzaktan (mescide) gelen ve insanlara meşakkatli gelmesi meselesine gelince, Ebu Zer hadisinde Şâfiî'nin görüşünün aksini gösteren bir delil vardır. (Nitekim) Ebu Zer şöyle rivayet etmiştir: Bir seferde Hz. Peygamber (sav) ile beraberdik. Bilal, öğle namazı için ezan okudu. Nebî (sav) ise, ''ey Bilal, serinliğine bırak, epeyice serinliğe bırak'' buyurdu. Eğer durum Şâfiî'nin ifade ettiği gibi olsaydı, seferde beraber olduklarından dolayı o vakitte namazı serinliğe bırakmanın bir manası olmazdı. Zira onlar, uzaktan gelecek kimseleri beklemiyorlardı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 5, 1/295
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, vakti
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ الطَّيَالِسِىُّ قَالَ أَنْبَأَنَا شُعْبَةُ عَنْ مُهَاجِرٍ أَبِى الْحَسَنِ عَنْ زَيْدِ بْنِ وَهْبٍ عَنْ أَبِى ذَرٍّ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ فِى سَفَرٍ وَمَعَهُ بِلاَلٌ فَأَرَادَ بِلاَلٌ أَنْ يُقِيمَ فَقَالَ « أَبْرِدْ » . ثُمَّ أَرَادَ أَنْ يُقِيمَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَبْرِدْ فِى الظُّهْرِ » . قَالَ حَتَّى رَأَيْنَا فَىْءَ التُّلُولِ ثُمَّ أَقَامَ فَصَلَّى فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ شِدَّةَ الْحَرِّ مِنْ فَيْحِ جَهَنَّمَ فَأَبْرِدُوا عَنِ الصَّلاَةِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10451, T000158
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ الطَّيَالِسِىُّ قَالَ أَنْبَأَنَا شُعْبَةُ عَنْ مُهَاجِرٍ أَبِى الْحَسَنِ عَنْ زَيْدِ بْنِ وَهْبٍ عَنْ أَبِى ذَرٍّ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ فِى سَفَرٍ وَمَعَهُ بِلاَلٌ فَأَرَادَ بِلاَلٌ أَنْ يُقِيمَ فَقَالَ « أَبْرِدْ » . ثُمَّ أَرَادَ أَنْ يُقِيمَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَبْرِدْ فِى الظُّهْرِ » . قَالَ حَتَّى رَأَيْنَا فَىْءَ التُّلُولِ ثُمَّ أَقَامَ فَصَلَّى فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ شِدَّةَ الْحَرِّ مِنْ فَيْحِ جَهَنَّمَ فَأَبْرِدُوا عَنِ الصَّلاَةِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Mahmud b. Gaylân, ona Ebu Dâvud et-Tayâlisî, ona Şu'be, ona Ebu Hasan Muhâcir, ona Zeyd b. Vehb, ona da Ebu Zer şöyle rivayet etmiştir:
Beraberinde Bilal de olduğu halde Rasulullah (sav) bir seferdeydi. Bilal ezan okumak istedi. Nebî (sav) ise ''serinliğe bırak'' dedi. Ardından (tekrar) ezan okumak istedi. Rasulullah (sav) da, ''öğle namazını serinliğe bırak'' buyurdu. (Ebu Zer), ''nereydese tepelerin gölgesini gördük'' dedi. Akabinde Nebî (sav) kalktı ve (öğle namazını) kıldı. Rasulullah (sav), ''sıcağın şiddeti cehennemin kaynamasındandır. (Öğle) namazını serinliğe bırakın'' buyurdu.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 5, 1/297
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Süleyman Zeyd b. Vehb el-Cühenî (Zeyd b. Vehb)
3. Ebu Hasan Muhacir et-Teymi (Muhacir)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebû Dâvûd et-Tayâlîsî (Süleyman b. Davud b. Cârûd)
6. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, İkindi Namazı, ikindi namazının vakti
Namaz, vakti