8052 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Züheyr b. Harb, İbn Nümeyr ve Ebu Said el-Eşec -bu raviler yakın lafızlarla rivayet etmişlerdir-, onlara İbn Fudayl, ona el-A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah (b. Mesud) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) namaz kılarken ona selam verirdik o da bizim selamımızı alırdı. Necâşî'nin yanından döndükten sonra namaz kılarken ona selam verdik ama selamımızı almadı. Ey Allah'ın Rasulü! Önceden namaz kılarken sana selam verdiğimizde selamımızı alırdın dedik. "Namazın içinde (yeterli birçok) meşguliyet vardır" buyurdu.
Açıklama: kelimesinin nekra gelmesi orada Kuran okumak, dua etmek gibi çeşitli meşguliyetlerin olduğunu anlatmak içindir (Azîmâbâdî, Avnu'l-ma'bûd, III, 135)
Bize İbn Nümeyr, ona İshak b. Mansur es-Selûlî, ona Hüreym b. Süfyan, ona el-A'meş bu isnatla söz konusu hadisin benzerini rivayet etmiştir.
Açıklama: Hadisin tamamı için bk. M001201.
Bize Ebû Bekir b. Ebû Şeybe, Züheyr b. Harb, İbn Nümeyr ve Ebû Said el-Eşec -Bu raviler yakın lafızlarla rivayet etmişlerdir-, onlara İbn Fudayl, ona A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah (b. Mesûd) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) namaz kılarken ona selam verirdik o da bizim selamımızı alırdı. Necâşî'nin yanından döndükten sonra namaz kılarken ona selam verdik ama selamımızı almadı. "Ey Allah'ın resulü! Önceden namaz kılarken sana selam verdiğimizde selamımızı alırdın" dedik. "Namazın içinde (yeterli birçok) meşguliyet vardır" buyurdu.
Açıklama: kelimesinin nekra gelmesi orada Kuran okumak, dua etmek gibi çeşitli meşguliyetlerin olduğunu anlatmak içindir (Azîmâbâdî, Avnu'l-ma'bûd, III, 135)
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Fadl b. Dükeyn, ona Ebu Umeys, ona Ali b. Akmer, ona da Ebu'l-Ahvas, Abdullah'ın (b. Mesud) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Yarın Allah'a Müslüman olarak kavuşmak isteyen kimse, namazlarını ezanın okunduğu yerde (mescitte) kılmaya devam etsin. Şüphesiz ki Allah (cc), Peygamberinize (sav) hidayet sünnetleri (sünen-i hüda) vermiştir. Bunlar da (bu namazlar da) hidayet sünnetlerdendir. Eğer cemaati terk edip namazı evinde kılan bu adamların yaptığı gibi, siz de namazlarınızı evlerinizde kılarsanız, Peygamberinizin (sav) sünnetini terk etmiş olursunuz. Peygamberinizin (sav) sünnetini terk ederseniz de doğru yoldan şaşarsınız. Bir kimse abdest alır, abdestinin güzel olmasına özen gösterirse ve sonra da namaz kılmak niyetiyle bu mescitlerden birine giderse, Allah (cc) onun attığı her bir adım için bir iyilik sevabı yazar, onun derecesini bir seviye yükseltir ve ondan bir günahı siler. Ben öyle günlerimize şahit oldum ki, sadece nifakı açıkça bilinen bir münafık cemaate katılmazdı. İnsanlar iki kişi arasında (zorlanarak) yürümeye çalışarak bile olsa mescide getirilip nihayet saftaki yerini alırdı.
Bize Osman b. Ebu Şeybe ve İshak, onlara Osman, ona Cerîr, ona Mansûr, ona Ebu Vâil, ona da Abdullah şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'ın (sav) yanında sabaha kadar uyuyan (ve böylece sabah namazını kaçıran) bir kimseden bahsedildi. Bunun üzerine Rasulullah (sav), "O kişi şeytanın kulaklarına -ya da kulağına- işediği bir adamdır" buyurdu.
Açıklama: Söz konusu rivayette temsilî bir anlatımla sabah namazına kalkamayacak kadar aşırı uykuya dalan kişi için kinayede bulunulmuştur. Rasulullah’ın (sav) sabah namazının kılınmamasına neden olan durumun kötülüğüne vurguda bulunmak üzere İslam inancında kötülüğün sembolü olan şeytana ve onun davranışına dikkat çekmesi, önem arz etmektedir.
Bize Osman b. Ebu Şeybe ve İshak, onlara Osman, ona Cerîr, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona da Abdullah şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'ın (sav) yanında sabaha kadar uyuyan (ve böylece sabah namazını kaçıran) bir adamdan söz edildi. O (Rasulullah) (sav), şöyle buyurdu: “O kişi şeytanın kulaklarına -ya da kulağına- bevlettiği bir adamdır.”
Açıklama: Söz konusu rivayette temsilî bir anlatımla sabah namazına kalkamayacak kadar aşırı uykuya dalan kişi için kinayede bulunulmuştur. Rasulullah’ın (sav) sabah namazının kılınmamasına neden olan durumun kötülüğüne vurguda bulunmak üzere İslam inancında kötülüğün sembolü olan şeytana ve onun davranışına dikkat çekmesi, önem arz etmektedir.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muhammed b. Bişr el-Abdî, ona Zekeriya b. Ebu Zâide, ona Abdülmelik b. Umeyr, ona da Ebu Ahvas, Abdullah'ın (b. Mes'ud) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ben aramızda ancak nifakı açıkça bilinen bir münafığın yahut bir hastanın cemaatten geri kaldığını (cemaate katılmadığını) görmüşümdür. Eğer bir kişi hasta ise mutlaka iki kişi arasında arasında yürüyerek bile olsa namaza gelirdi. -Abdullah b. Mes'ud sözünü şöyle sürdürdü- Şüphesiz Rasulullah (sav) bize hidayet sünnetlerini (sünen-i hüdâ) öğretti. (Namaz için) ezan okunan bir mescitte namaz kılmak da hiç şüphesiz hidayet sünnetlerindendir.
Bize Züheyr b. Harb, Osman b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim, onlara Cerir, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona da Abdullah'ın söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Bir kimsenin şu, şu ayeti unuttum demesi ne kötüdür. Aksine (kendisi unutmadı), ona unutturulmuştur. Bu sebeple siz Kur'an'ı hatırlamak için müzakere yapın. Çünkü onun kişinin zihninden kaybolması, develerin yularlarından boşanıp kaçmalarından daha hızlıdır."
Bize Züheyr b. Harb, Osman b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim, onlara Cerir, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona da Abdullah'ın söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Bir kimsenin şu, şu ayeti unuttum demesi ne kötüdür. Aksine (kendisi unutmadı), ona unutturulmuştur. Bu sebeple siz Kur'an'ı hatırlamak için müzakere yapın. Çünkü onun kişinin zihninden kaybolması, develerin yularlarından boşanıp kaçmalarından daha hızlıdır."
Bize Züheyr b. Harb, Osman b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim, onlara Cerir, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona da Abdullah'ın söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Bir kimsenin şu, şu ayeti unuttum demesi ne kötüdür. Aksine (kendisi unutmadı), ona unutturulmuştur. Bu sebeple siz Kur'an'ı hatırlamak için müzakere yapın. Çünkü onun kişinin zihninden kaybolması, develerin yularlarından boşanıp kaçmalarından daha hızlıdır."