8052 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Seleme Yahya b. Halef, ona Abdüla’lâ, ona Muhammed b. İshak, ona Muhammed b. Ebu Ümâme b. Sehl b. Huneyf, ona babası Ebu Ümâme, ona da Abdurrahman b. Ka’b b. Malik şöyle rivayet etmiştir: "Babam (Ka’b) gözlerini kaybedince, ona kılavuzluk ederdim. Onu cuma namazına ne zaman götürsem, ezanı işitince, Ebu Ümâme Esad bin Zürâre için istiğfar ve duâ ederdi. Ben ondan bu duayı bir vakit dinledim durdum. Sonra içimden kendi kendime 'Vallahi benim bu bekleyişim bir acizliktir. Onun her cuma ezanını işittiğinde Ebu Ümâme için istiğfar ettiğini ve ona rahmet dilediğini duyuyor ve bu duayı kim için ediyorsun diye sormuyorum' dedim. Yine bir gün onu cuma namazına götürürken ezanı işitince, her zaman yaptığı gibi istiğfara başladı. Bunun üzerine ben "Babacığım! Cuma ezanını ne zaman işitsen Esad bin Zürâre için duâ ediyorsun. Bunun sebebi nedir?' diye sorunca, 'Yavrucuğum! Rasulullah (sav) Mekke’den Medine'ye hicret etmeden önce, (Ensar’dan) Benî Beyâda’ya ait arazideki bir düzlükteki Nakîu’l-Hadamât denilen mıntıkada bize ilk cuma namazını kıldıran o idi' dedi. Peki o gün kaç kişiydiniz?' diye sorduğumda, 'Kırk kişi' diye cevap verdi."
Bize İbn Nümeyr, ona babası ve Ebu Muaviye; (T) Bize Yahya b. Yahya –lafız ona aittir- ona Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona da Şakîk, ona da Abdullah şöyle söylemiştir: Bu mushafları –bazen de Kur'an'ı demiştir- iyi belleyin. Şüphesiz ki o, onu ezberlemiş olanların zihninden develerin yularlarından kurtulmalarından daha hızlı uzaklaşır. Ayrıca onun söylediğine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Herhangi biriniz şu şu ayeti unuttum demesin, aksine o kendisine unutturulmuştur."
Bize Muhammed b. Hâtim, ona Muhammed b. Bekir, ona İbn Cüreyc, ona Abde b. Ebu Lübabe, ona Şakîk b. Seleme, ona da İbn Mesud'un söylediğine göre Rasulullah (sav) buyurmuştur: "Kişinin şu, şu sureyi yahut şu, şu ayeti unuttum demesi ne kötüdür. Aksine o kendisine utturulmuştur."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine Hafs, ona el-A'meş, ona İbrahim, ona Ubeyde, ona da Abdullah şöyle demiştir: Rasulullah (sav) "bana Kur'an oku" buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü! Kur'an sana indirilmişken sana Kur'an mı okuyayım?” dedim. "ben onu başkasından da dinlemeyi arzu ediyorum" buyurdu. Bununüzerine Nisâ suresini okudum ve "her ümmetten birer şahit getirip bunlara karşı da seni şahit getireceğimiz zaman halleri nice olur" (Nisa 4/41) ayetine gelince başımı kaldırdığımda, –ya da yanımdaki bir adamın beni dürtmesi üzerine başımı kaldırınca- Rasulullah'ın (sav) gözyaşlarının aktığını gördüm.
Bize Seleme b. Şebîb, ona Zeyd b. Hubâb, ona Ebu'l-Alâ Kamil, ona Habib b. Ebu Sâbit, ona da Said b. Cübeyr, İbn Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Nebî (sav), iki secde arasında 'Allah'ım! Beni bağışla, bana merhamet et, işimi ıslah et, bana hidayet ver ve beni rızıklandır' diye dua ederdi."
Bize Züheyr b. Harb, Osman b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim, onlara Cerir, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona da Abdullah'ın söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Bir kimsenin şu, şu ayeti unuttum demesi ne kötüdür. Aksine (kendisi unutmadı), ona unutturulmuştur. Bu sebeple siz Kur'an'ı hatırlamak için müzakere yapın. Çünkü onun kişinin zihninden kaybolması, develerin yularlarından boşanıp kaçmalarından daha hızlıdır."
Bize Züheyr b. Harb, Osman b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim, onlara Cerir, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona da Abdullah'ın söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Bir kimsenin şu, şu ayeti unuttum demesi ne kötüdür. Aksine (kendisi unutmadı), ona unutturulmuştur. Bu sebeple siz Kur'an'ı hatırlamak için müzakere yapın. Çünkü onun kişinin zihninden kaybolması, develerin yularlarından boşanıp kaçmalarından daha hızlıdır."
Bize İbn Nümeyr, ona babası ve Ebu Muaviye; (T) Bize Yahya b. Yahya –lafız ona aittir- ona Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona da Şakîk, ona da Abdullah şöyle söylemiştir: Bu mushafları –bazen de Kur'an'ı demiştir- iyi belleyin. Şüphesiz ki o, onu ezberlemiş olanların zihninden develerin yularlarından kurtulmalarından daha hızlı uzaklaşır. Ayrıca onun söylediğine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Herhangi biriniz şu şu ayeti unuttum demesin, aksine o kendisine unutturulmuştur."
Bize İbn Nümeyr, ona babası ve Ebu Muaviye; (T) Bize Yahya b. Yahya –lafız ona aittir- ona Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona da Şakîk, ona da Abdullah şöyle söylemiştir: Bu mushafları –bazen de Kur'an'ı demiştir- iyi belleyin. Şüphesiz ki o, onu ezberlemiş olanların zihninden develerin yularlarından kurtulmalarından daha hızlı uzaklaşır. Ayrıca onun söylediğine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Herhangi biriniz şu şu ayeti unuttum demesin, aksine o kendisine unutturulmuştur."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine Hafs, ona el-A'meş, ona İbrahim, ona Ubeyde, ona da Abdullah şöyle demiştir: Rasulullah (sav) "bana Kur'an oku" buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü! Kur'an sana indirilmişken sana Kur'an mı okuyayım?” dedim. "ben onu başkasından da dinlemeyi arzu ediyorum" buyurdu. Bununüzerine Nisâ suresini okudum ve "her ümmetten birer şahit getirip bunlara karşı da seni şahit getireceğimiz zaman halleri nice olur" (Nisa 4/41) ayetine gelince başımı kaldırdığımda, –ya da yanımdaki bir adamın beni dürtmesi üzerine başımı kaldırınca- Rasulullah'ın (sav) gözyaşlarının aktığını gördüm.