7996 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Seleme Yahya b. Halef ve Humeyd b. Mes'ade, onlara Bişr b. Mufaddal, ona Yunus b. Ubeyd, ona Muhammed b. Sirin, ona Ebu'l-Mühelleb, ona da İmrân b. Husayn, Resulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Kardeşiniz Necaşi vefat etti, haydi kalkın ve onun için cenaze namazı kılın." (İmrân) dedi ki: 'Bunun üzerine biz de kalktık, cenaze için saf tuttuğumuz gibi saf tuttuk ve cenaze namazında olduğu gibi onun için namaz kıldık.' (Tirmizî dedi ki) Bu konuda Ebu Hüreyre, Câbir b. Abdullah, Ebu Saîd, Huzeyfe b. Esîd ve Cerir b. Abdullah’tan nakledilen rivayetler vardır. Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: Bu hadis, bu kanaldan hasen, sahih ve garib bir hadistir. Ayrıca bu hadis, Ebu Kilâbe’nin amcası Ebu'l-Mühelleb aracılığıyla da İmrân bin Husayn’dan rivayet edilmiştir. Ebu’l Mühelleb’in adı, Abdurrahman b. Amr’dır, Muaviye b. Amr olduğu da söylenir.
Açıklama: Bu hadis, Peygamber Efendimiz'in (sav) Necâşî için gıyâbî cenaze namazı kıldırdığına işaret ettiği gibi aynı zamanda cenaze başka bir yerde de olsa da gıyâbî cenaze namazının meşruiyetine delil olarak kabul edilir. Necâşî, Resulullah'ı (sav) görmeden Ona iman ettiği ve ilk muhacirleri ülkesinde himaye edip onlara güzel muamelede bulunduğu için İslam tarihi boyunca hayırla yâd edilmiştir.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye ve Veki, onlara A‘meş rivayet etmiştir; (T) Bize Ali b. Muhammed, ona Veki, ona A‘meş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Aişe şöyle demiştir: Rasulullah (sav) vefatı ile neticelenen hastalığına yakalandığında –Ebu Muaviye “ağırlaştığında” demiştir- Bilal gelerek ona namaz vaktini haber verdi. Rasulullah (sav) "Ebu Bekir’e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın" buyurdu. Biz “ey Allah’ın Rasulü, Ebu Bekir çok yufka yürekli biridir, senin makamında durduğunda ağlar ve (namaz kıldıracak) gücü bulamaz. Bu sebeple Ömer’e emretsen de cemaate namazı o kıldırsa” dedik. Hz. Peygamber (sav) "Ebu Bekir’e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın, siz gerçekten Yusuf’un etrafındaki kadınlar gibisiniz" buyurdu. Âişe der ki: Biz de Ebu Bekir’e haber gönderdik, cemaate namaz kıldırmaya başladı. Derken Rasulullah (sav) bir parça rahatladığını hissedince ayakları yerde sürünerek iki kişi arasında namaza çıktı. Ebu Bekir onun geldiğini fark edince geri çekilmek istediyse de Nebi (sav), onun, yerinde kalmasını işaret etti. Nihayet dayandığı o iki adam gelip onu Ebu Bekir’in yanına oturttular. Böylelikle Ebu Bekir Nebi’ye (sav) uydu, cemaat de Ebu Bekir’e uydu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye ve Veki, onlara A‘meş rivayet etmiştir; (T) Bize Ali b. Muhammed, ona Veki, ona A‘meş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Aişe şöyle demiştir: Rasulullah (sav) vefatı ile neticelenen hastalığına yakalandığında –Ebu Muaviye “ağırlaştığında” demiştir- Bilal gelerek ona namaz vaktini haber verdi. Rasulullah (sav) "Ebu Bekir’e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın" buyurdu. Biz “ey Allah’ın Rasulü, Ebu Bekir çok yufka yürekli biridir, senin makamında durduğunda ağlar ve (namaz kıldıracak) gücü bulamaz. Bu sebeple Ömer’e emretsen de cemaate namazı o kıldırsa” dedik. Hz. Peygamber (sav) "Ebu Bekir’e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın, siz gerçekten Yusuf’un etrafındaki kadınlar gibisiniz" buyurdu. Âişe der ki: Biz de Ebu Bekir’e haber gönderdik, cemaate namaz kıldırmaya başladı. Derken Rasulullah (sav) bir parça rahatladığını hissedince ayakları yerde sürünerek iki kişi arasında namaza çıktı. Ebu Bekir onun geldiğini fark edince geri çekilmek istediyse de Nebi (sav), onun, yerinde kalmasını işaret etti. Nihayet dayandığı o iki adam gelip onu Ebu Bekir’in yanına oturttular. Böylelikle Ebu Bekir Nebi’ye (sav) uydu, cemaat de Ebu Bekir’e uydu.
Bize Muhammed b. Rafi ve Abd b. Humeyd –lafız İbn Rafi'ye aittir-, onlara Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona Hamza b. Abdullah b. Ömer, ona da Aişe şöyle demiştir: Rasulullah (sav) benim odama girdiğinde "Ebu Bekir'e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ben “ey Allah'ın Rasulü, Ebu Bekir pek yufka yürekli birisidir. O Kur'an okuyacak olursa gözyaşlarını tutamaz, keşke Ebu Bekir'den başkasına emretsen” dedim. Âişe der ki: Vallahi, bu söylememin sebebi, insanların Rasulullah'ın (sav) yerine geçecek ilk kimseyi uğursuz saymalarından tedirgin oluşumdu. Âişe der ki: Ben iki ya da üç defa, ona bunu tekrar ettim, bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "insanlara namazı Ebu Bekir kıldırsın. Şüphe yok ki sizler Yusuf'un (as) etrafındaki kadınlar gibisiniz" buyurdu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muaviye ve Veki; (T) Bize Yahya b. Yahya -lafız ona ait olmak üzere-, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Âişe şöyle demiştir: Rasulullah'ın (sav) hastalığı ağırlaşınca ona namaz vaktini bildirmek üzere geldim, bana "Ebu Bekir'e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ben “ey Allah'ın Rasulü, hiç şüphesiz Ebu Bekir çok yufka yürekli birisidir. Senin makamında durduğunda (üzüntüden) sesini insanlara işittiremez. Ömer'e emretsen nasıl olur?” dedim. Allah Rasulü "Ebu Bekir'e söyleyin, insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Aişe der ki: Ben bu sefer, Hz. Peygamber'e “Ebu Bekir yumuşak kalpli birisidir, Senin durduğun yere duracak olursa (üzüntüsünden) insanlara sesini işittiremez. (Namaz kıldırmasını) Ömer'e emretsen” demesini Hafsa'ya söyledim. Hafsa da bunları Hz. Peygamber'e (sav) söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "şüphesiz sizler Yusuf’un (as) etrafındaki kadınlar gibisiniz. Ebu Bekir'e söyleyin, insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ebu Bekir'e cemaate namaz kıldırmasını söylediler. Ebu Bekir namaza başlayınca Rasulullah (sav), kendisinde bir rahatlama hissedip iki adam arasında, (onlardan destek alarak) ayağa kalktı. Ayakları yerde sürünüyordu. Âişe der ki: Hz. Peygamber Mescide girince Ebu Bekir onun girişini fark edip geri çekilmek istediyse de Rasulullah (sav), ona yerinde kalmasını işaret etti ve gelip Ebu Bekir'in sol tarafına oturdu. Âişe der ki: Rasulullah (sav) oturduğu halde insanlara namaz kıldırıyor, Ebu Bekir ayakta Nebi'ye (sav) uyuyor, cemaat de Ebu Bekir'in namazına uyuyordu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Huseyin b. Ali, ona Zâide, ona Abdülmelik b. Umeyr, ona Ebu Bürde, ona da Ebu Musa şöyle demiştir: Rasulullah (sav) hastalandı ve hastalığığı ağırlaştı. Bunun üzerine "Ebu Bekir'e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe “Ey Allah'ın Rasulü, şüphesiz Ebu Bekir yufka yürekli bir adamdır. Senin makamında durduğunda (üzüntüden) insanlara namaz kıldıramaz” dedi. Allah Rasulü (sav) "Ebu Bekir'e söyle, insanlara namaz kıldırsın. Şüphesiz siz Yusuf'un (as) etrafındaki kadınlar gibisiniz" buyurdu.
Bize Muhammed b. Rafi ve Abd b. Humeyd –lafız İbn Rafi'ye aittir-, onlara Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona Hamza b. Abdullah b. Ömer, ona da Aişe şöyle demiştir: Rasulullah (sav) benim odama girdiğinde "Ebu Bekir'e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ben “ey Allah'ın Rasulü, Ebu Bekir pek yufka yürekli birisidir. O Kur'an okuyacak olursa gözyaşlarını tutamaz, keşke Ebu Bekir'den başkasına emretsen” dedim. Âişe der ki: Vallahi, bu söylememin sebebi, insanların Rasulullah'ın (sav) yerine geçecek ilk kimseyi uğursuz saymalarından tedirgin oluşumdu. Âişe der ki: Ben iki ya da üç defa, ona bunu tekrar ettim, bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "insanlara namazı Ebu Bekir kıldırsın. Şüphe yok ki sizler Yusuf'un (as) etrafındaki kadınlar gibisiniz" buyurdu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muaviye ve Veki; (T) Bize Yahya b. Yahya -lafız ona ait olmak üzere-, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Âişe şöyle demiştir: Rasulullah'ın (sav) hastalığı ağırlaşınca ona namaz vaktini bildirmek üzere geldim, bana "Ebu Bekir'e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ben “ey Allah'ın Rasulü, hiç şüphesiz Ebu Bekir çok yufka yürekli birisidir. Senin makamında durduğunda (üzüntüden) sesini insanlara işittiremez. Ömer'e emretsen nasıl olur?” dedim. Allah Rasulü "Ebu Bekir'e söyleyin, insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Aişe der ki: Ben bu sefer, Hz. Peygamber'e “Ebu Bekir yumuşak kalpli birisidir, Senin durduğun yere duracak olursa (üzüntüsünden) insanlara sesini işittiremez. (Namaz kıldırmasını) Ömer'e emretsen” demesini Hafsa'ya söyledim. Hafsa da bunları Hz. Peygamber'e (sav) söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "şüphesiz sizler Yusuf’un (as) etrafındaki kadınlar gibisiniz. Ebu Bekir'e söyleyin, insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ebu Bekir'e cemaate namaz kıldırmasını söylediler. Ebu Bekir namaza başlayınca Rasulullah (sav), kendisinde bir rahatlama hissedip iki adam arasında, (onlardan destek alarak) ayağa kalktı. Ayakları yerde sürünüyordu. Âişe der ki: Hz. Peygamber Mescide girince Ebu Bekir onun girişini fark edip geri çekilmek istediyse de Rasulullah (sav), ona yerinde kalmasını işaret etti ve gelip Ebu Bekir'in sol tarafına oturdu. Âişe der ki: Rasulullah (sav) oturduğu halde insanlara namaz kıldırıyor, Ebu Bekir ayakta Nebi'ye (sav) uyuyor, cemaat de Ebu Bekir'in namazına uyuyordu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muaviye ve Veki; (T) Bize Yahya b. Yahya -lafız ona ait olmak üzere-, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Âişe şöyle demiştir: Rasulullah'ın (sav) hastalığı ağırlaşınca ona namaz vaktini bildirmek üzere geldim, bana "Ebu Bekir'e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ben “ey Allah'ın Rasulü, hiç şüphesiz Ebu Bekir çok yufka yürekli birisidir. Senin makamında durduğunda (üzüntüden) sesini insanlara işittiremez. Ömer'e emretsen nasıl olur?” dedim. Allah Rasulü "Ebu Bekir'e söyleyin, insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Aişe der ki: Ben bu sefer, Hz. Peygamber'e “Ebu Bekir yumuşak kalpli birisidir, Senin durduğun yere duracak olursa (üzüntüsünden) insanlara sesini işittiremez. (Namaz kıldırmasını) Ömer'e emretsen” demesini Hafsa'ya söyledim. Hafsa da bunları Hz. Peygamber'e (sav) söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "şüphesiz sizler Yusuf’un (as) etrafındaki kadınlar gibisiniz. Ebu Bekir'e söyleyin, insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ebu Bekir'e cemaate namaz kıldırmasını söylediler. Ebu Bekir namaza başlayınca Rasulullah (sav), kendisinde bir rahatlama hissedip iki adam arasında, (onlardan destek alarak) ayağa kalktı. Ayakları yerde sürünüyordu. Âişe der ki: Hz. Peygamber Mescide girince Ebu Bekir onun girişini fark edip geri çekilmek istediyse de Rasulullah (sav), ona yerinde kalmasını işaret etti ve gelip Ebu Bekir'in sol tarafına oturdu. Âişe der ki: Rasulullah (sav) oturduğu halde insanlara namaz kıldırıyor, Ebu Bekir ayakta Nebi'ye (sav) uyuyor, cemaat de Ebu Bekir'in namazına uyuyordu.
Açıklama: İsnadı kaviyydir.