8052 Kayıt Bulundu.
Bize Temim b. Muntasır, ona İshak b. Yusuf, ona Şerik, ona Ebu İshak, ona Ebu Ahves ona da Abdullah (b. Mesud) şöyle rivayet etmiştir: Bizler, namazda oturduğumuzda ne diyeceğimi bilmiyorduk. Rasulullah (sav) de (bu durumu) biliyordu. (Ravi, önceki hadisin) benzerini (nahve) zikredip ona Şerik, ona Cami b. Şeddad, ona Ebu Vail ona da Abdullah'ın şöyle dediğini nakletti: Hz. Peygamber (sav), bizlere teşehhüdü öğrettiği gibi öğretmediği (bir takım) dualar öğretirdi. (Mesela), "Allah'ım! Kalplerimizi birbirimize ısındır. Aramızı düzelt. Bizleri kurtuluş yollarına sevk et. Bizleri karanlıklardan kurtarıp aydınlığa (ulaştır). Açık ve gizli olmak üzere kötülükleri bizden uzaklaştır. Kulaklarımızı, gözlerimizi, kalplerimizi, eşlerimizi, soyumuzu bizim için mübarek kıl. Bizleri bağışla. Şüphesiz sen, tövbeleri çokça bağışlayıp rahmet edensin. Bizleri nimetlerine şükredip onlara hamd edenlerden, onlardan razı olanlardan kıl. Bize nimetlerini tamamla" (duası, bu dualardandır).
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan; (T) Bize Ahmed b. Yunus, ona Zâide; (T) Bize Müsedded, ona Ebu Ahvas; (T) Bize Muhammed b. Ubeyd el-Muhârimî ve Ziyâd b. Eyyüb, onlara Ömer b. Ubeyd et-Tenâfisî; (T) Bize Temim b. Muntasır, ona İshak b. Yusuf, ona Şerîk; (T) Bize Ahmed b. Menî', ona Hüseyin b. Muhammed, ona İsrail, hepsine Ebu İshâk, ona Ebu Ahvas, ona da Abdullah (b. Mesud)- (hocam) İsrail ise, ona Ebu Ahvas ve Esved, onlara Abdullah (b. Mesud) şeklinde aktarımda bulunmuştur- şöyle rivayet etmiştir: Nebi (sav), yanağının beyaz (lığ)ı görünene dek sağına ve soluna selam verir; (selamında) "es-Selamu aleyküm ve rahmetullâh, es-Selamu aleyküm ve rahmetullah," (derdi). [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu, Süfyân'ın hadisinin lafzıdır. İsrail'in hadisin(de selam sözcüklerini) açıkla (n)mamıştır.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Züheyr, Ebu İshak ve Yahya b. Adem'den, onlar İsrail'den, ona Ebu İshak, ona Abdurrahman b. Esved, ona babası ve Alkame'den, onlar da Abdullah'tan rivayet etmiştir.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Şu'be, Ebu İshak hadisinin merfu olmasını kabul etmezdi (kâne yünkir).]
Bize Temim b. Muntasır, ona İshak b. Yusuf, ona Şerik, ona Ebu İshak, ona Ebu Ahves ona da Abdullah (b. Mesud) şöyle rivayet etmiştir: Bizler, namazda oturduğumuzda ne diyeceğimi bilmiyorduk. Rasulullah (sav) de (bu durumu) biliyordu. (Ravi, önceki hadisin) benzerini (nahve) zikredip ona Şerik, ona Cami b. Şeddad, ona Ebu Vail ona da Abdullah'ın şöyle dediğini nakletti: Hz. Peygamber (sav), bizlere teşehhüdü öğrettiği gibi öğretmediği (bir takım) dualar öğretirdi. (Mesela), "Allah'ım! Kalplerimizi birbirimize ısındır. Aramızı düzelt. Bizleri kurtuluş yollarına sevk et. Bizleri karanlıklardan kurtarıp aydınlığa (ulaştır). Açık ve gizli olmak üzere kötülükleri bizden uzaklaştır. Kulaklarımızı, gözlerimizi, kalplerimizi, eşlerimizi, soyumuzu bizim için mübarek kıl. Bizleri bağışla. Şüphesiz sen, tövbeleri çokça bağışlayıp rahmet edensin. Bizleri nimetlerine şükredip onlara hamd edenlerden, onlardan razı olanlardan kıl. Bize nimetlerini tamamla" (duası, bu dualardandır).
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan; (T) Bize Ahmed b. Yunus, ona Zâide; (T) Bize Müsedded, ona Ebu Ahvas; (T) Bize Muhammed b. Ubeyd el-Muhârimî ve Ziyâd b. Eyyüb, onlara Ömer b. Ubeyd et-Tenâfisî; (T) Bize Temim b. Muntasır, ona İshak b. Yusuf, ona Şerîk; (T) Bize Ahmed b. Menî', ona Hüseyin b. Muhammed, ona İsrail, hepsine Ebu İshâk, ona Ebu Ahvas, ona da Abdullah (b. Mesud)- (hocam) İsrail ise, ona Ebu Ahvas ve Esved, onlara Abdullah (b. Mesud) şeklinde aktarımda bulunmuştur- şöyle rivayet etmiştir: Nebi (sav), yanağının beyaz (lığ)ı görünene dek sağına ve soluna selam verir; (selamında) "es-Selamu aleyküm ve rahmetullâh, es-Selamu aleyküm ve rahmetullah," (derdi). [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu, Süfyân'ın hadisinin lafzıdır. İsrail'in hadisinde selam sözcükleri açıkla nmamıştır.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Züheyr, Ebu İshak ve Yahya b. Adem'den, onlar İsrail'den, ona Ebu İshak, ona Abdurrahman b. Esved, ona babası ve Alkame'den, onlar da Abdullah'tan rivayet etmiştir.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Şu'be, Ebu İshak hadisinin merfu olmasını kabul etmezdi (kâne yünkir).]
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan; (T) Bize Ahmed b. Yunus, ona Zâide; (T) Bize Müsedded, ona Ebu Ahvas; (T) Bize Muhammed b. Ubeyd el-Muhârimî ve Ziyâd b. Eyyüb, onlara Ömer b. Ubeyd et-Tenâfisî; (T) Bize Temim b. Muntasır, ona İshak b. Yusuf, ona Şerîk; (T) Bize Ahmed b. Menî', ona Hüseyin b. Muhammed, ona İsrail, hepsine Ebu İshâk, ona Ebu Ahvas, ona da Abdullah (b. Mesud)- (hocam) İsrail ise, ona Ebu Ahvas ve Esved, onlara Abdullah (b. Mesud) şeklinde aktarımda bulunmuştur- şöyle rivayet etmiştir: Nebi (sav), yanağının beyaz (lığ)ı görünene dek sağına ve soluna selam verir; (selamında) "es-Selamu aleyküm ve rahmetullâh, es-Selamu aleyküm ve rahmetullah," (derdi). [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu, Süfyân'ın hadisinin lafzıdır. İsrail'in hadisin(de selam sözcüklerini) açıkla (n)mamıştır.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Züheyr, Ebu İshak ve Yahya b. Adem'den, onlar İsrail'den, ona Ebu İshak, ona Abdurrahman b. Esved, ona babası ve Alkame'den, onlar da Abdullah'tan rivayet etmiştir.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Şu'be, Ebu İshak hadisinin merfu olmasını kabul etmezdi (kâne yünkir).]
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan; (T) Bize Ahmed b. Yunus, ona Zâide; (T) Bize Müsedded, ona Ebu Ahvas; (T) Bize Muhammed b. Ubeyd el-Muhârimî ve Ziyâd b. Eyyüb, onlara Ömer b. Ubeyd et-Tenâfisî; (T) Bize Temim b. Muntasır, ona İshak b. Yusuf, ona Şerîk; (T) Bize Ahmed b. Menî', ona Hüseyin b. Muhammed, ona İsrail, hepsine Ebu İshâk, ona Ebu Ahvas, ona da Abdullah (b. Mesud)- (hocam) İsrail ise, ona Ebu Ahvas ve Esved, onlara Abdullah (b. Mesud) şeklinde aktarımda bulunmuştur- şöyle rivayet etmiştir: Nebi (sav), yanağının beyaz (lığ)ı görünene dek sağına ve soluna selam verir; (selamında) "es-Selamu aleyküm ve rahmetullâh, es-Selamu aleyküm ve rahmetullah," (derdi). [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu, Süfyân'ın hadisinin lafzıdır. İsrail'in hadisin(de selam sözcüklerini) açıkla (n)mamıştır.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Züheyr, Ebu İshak ve Yahya b. Adem'den, onlar İsrail'den, ona Ebu İshak, ona Abdurrahman b. Esved, ona babası ve Alkame'den, onlar da Abdullah'tan rivayet etmiştir.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Şu'be, Ebu İshak hadisinin merfu olmasını kabul etmezdi (kâne yünkir).]
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan; (T) Bize Ahmed b. Yunus, ona Zâide; (T) Bize Müsedded, ona Ebu Ahvas; (T) Bize Muhammed b. Ubeyd el-Muhârimî ve Ziyâd b. Eyyüb, onlara Ömer b. Ubeyd et-Tenâfisî; (T) Bize Temim b. Muntasır, ona İshak b. Yusuf, ona Şerîk; (T) Bize Ahmed b. Menî', ona Hüseyin b. Muhammed, ona İsrail, hepsine Ebu İshâk, ona Ebu Ahvas, ona da Abdullah (b. Mesud)- (hocam) İsrail ise, ona Ebu Ahvas ve Esved, onlara Abdullah (b. Mesud) şeklinde aktarımda bulunmuştur- şöyle rivayet etmiştir: Nebi (sav), yanağının beyaz (lığ)ı görünene dek sağına ve soluna selam verir; (selamında) "es-Selamu aleyküm ve rahmetullâh, es-Selamu aleyküm ve rahmetullah," (derdi). [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu, Süfyân'ın hadisinin lafzıdır. İsrail'in hadisin(de selam sözcüklerini) açıkla (n)mamıştır.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Züheyr, Ebu İshak ve Yahya b. Adem'den, onlar İsrail'den, ona Ebu İshak, ona Abdurrahman b. Esved, ona babası ve Alkame'den, onlar da Abdullah'tan rivayet etmiştir.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Şu'be, Ebu İshak hadisinin merfu olmasını kabul etmezdi (kâne yünkir).]
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan; (T) Bize Ahmed b. Yunus, ona Zâide; (T) Bize Müsedded, ona Ebu Ahvas; (T) Bize Muhammed b. Ubeyd el-Muhârimî ve Ziyâd b. Eyyüb, onlara Ömer b. Ubeyd et-Tenâfisî; (T) Bize Temim b. Muntasır, ona İshak b. Yusuf, ona Şerîk; (T) Bize Ahmed b. Menî', ona Hüseyin b. Muhammed, ona İsrail, hepsine Ebu İshâk, ona Ebu Ahvas, ona da Abdullah (b. Mesud)- (hocam) İsrail ise, ona Ebu Ahvas ve Esved, onlara Abdullah (b. Mesud) şeklinde aktarımda bulunmuştur- şöyle rivayet etmiştir: "Nebi (sav), yanağının beyazlığı görünene dek sağına ve soluna selam verir; selamında 'es-Selamu aleyküm ve rahmetullâh, es-Selamu aleyküm ve rahmetullah' derdi." [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu, Süfyân'ın hadisinin lafzıdır. İsrail'in hadisin(de selam sözcüklerini) açıkla (n)mamıştır.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Züheyr, Ebu İshak ve Yahya b. Adem'den, onlar İsrail'den, ona Ebu İshak, ona Abdurrahman b. Esved, ona babası ve Alkame'den, onlar da Abdullah'tan rivayet etmiştir.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Şu'be, Ebu İshak hadisinin merfu olmasını kabul etmezdi (kâne yünkir).]
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan; (T) Bize Ahmed b. Yunus, ona Zâide; (T) Bize Müsedded, ona Ebu Ahvas; (T) Bize Muhammed b. Ubeyd el-Muhârimî ve Ziyâd b. Eyyüb, onlara Ömer b. Ubeyd et-Tenâfisî; (T) Bize Temim b. Muntasır, ona İshak b. Yusuf, ona Şerîk; (T) Bize Ahmed b. Menî', ona Hüseyin b. Muhammed, ona İsrail, hepsine Ebu İshâk, ona Ebu Ahvas, ona da Abdullah (b. Mesud)- (hocam) İsrail ise, ona Ebu Ahvas ve Esved, onlara Abdullah (b. Mesud) şeklinde aktarımda bulunmuştur- şöyle rivayet etmiştir: "Nebi (sav), yanağının beyazlığı görünene dek sağına ve soluna selam verir; selamında 'es-Selamu aleyküm ve rahmetullâh, es-Selamu aleyküm ve rahmetullah' derdi." [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu, Süfyân'ın hadisinin lafzıdır. İsrail'in hadisin(de selam sözcüklerini) açıkla (n)mamıştır.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Züheyr, Ebu İshak ve Yahya b. Adem'den, onlar İsrail'den, ona Ebu İshak, ona Abdurrahman b. Esved, ona babası ve Alkame'den, onlar da Abdullah'tan rivayet etmiştir.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Şu'be, Ebu İshak hadisinin merfu olmasını kabul etmezdi (kâne yünkir).]
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan; (T) Bize Ahmed b. Yunus, ona Zâide; (T) Bize Müsedded, ona Ebu Ahvas; (T) Bize Muhammed b. Ubeyd el-Muhârimî ve Ziyâd b. Eyyüb, onlara Ömer b. Ubeyd et-Tenâfisî; (T) Bize Temim b. Muntasır, ona İshak b. Yusuf, ona Şerîk; (T) Bize Ahmed b. Menî', ona Hüseyin b. Muhammed, ona İsrail, hepsine Ebu İshâk, ona Ebu Ahvas, ona da Abdullah (b. Mesud)- (hocam) İsrail ise, ona Ebu Ahvas ve Esved, onlara Abdullah (b. Mesud) şeklinde aktarımda bulunmuştur- şöyle rivayet etmiştir: "Nebi (sav), yanağının beyazlığı görünene dek sağına ve soluna selam verir; selamında 'es-Selamu aleyküm ve rahmetullâh, es-Selamu aleyküm ve rahmetullah' derdi." [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu, Süfyân'ın hadisinin lafzıdır. İsrail'in hadisin(de selam sözcüklerini) açıkla (n)mamıştır.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Züheyr, Ebu İshak ve Yahya b. Adem'den, onlar İsrail'den, ona Ebu İshak, ona Abdurrahman b. Esved, ona babası ve Alkame'den, onlar da Abdullah'tan rivayet etmiştir.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Şu'be, Ebu İshak hadisinin merfu olmasını kabul etmezdi (kâne yünkir).]