8052 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Numan, ona Hammâd, ona Eyyub, ona Muhammed, ona da Ebu Hüreyre (ra) şöyle söylemiştir: "Namazda eli bele (böğre) koymak yasaklandı." Bu rivayeti Hişâm ve Ebu Hilal İbn Sirin'den, o Ebu Hüreyre'den o da Hz. Peygamber'den (sav) nakletmiştir.
Açıklama: Anlaşılabildiği kadarıyla rivayet muallaktır; Buhari ile Hişam b. Hassan arasında inkita vardır.
Bize Ebu Numan, ona Hammâd, ona Eyyub, ona Muhammed, ona da Ebu Hüreyre (ra) şöyle söylemiştir: "Namazda eli bele (böğre) koymak yasaklandı." Bu rivayeti Hişâm ve Ebu Hilal İbn Sirin'den, o Ebu Hüreyre'den o da Hz. Peygamber'den (sav) nakletmiştir.
Açıklama: Anlaşılabildiği kadarıyla rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Süleym arasında inkita vardır.
Bize Ebu Numan, ona Hammâd, ona Eyyub, ona Muhammed, ona da Ebu Hüreyre (ra) şöyle söylemiştir: "Namazda eli bele (böğre) koymak yasaklandı." Bu rivayeti Hişâm ve Ebu Hilal İbn Sirin'den, o Ebu Hüreyre'den o da Hz. Peygamber'den (sav) nakletmiştir.
Bana Mâlik, ona Yahya b. Said, ona Muhammed b. İbrahim b. Hâris et-Teymî, ona Ebu Hâtim et-Temmâr, ona da el-Beyâdî (Ferve b. Amr) şöyle rivayet etmiştir: "Sahabeden bazıları yüksek sesle okuyarak namaz kılarken, Rasulullah (sav) yanlarına geldi ve şöyle buyurdu: 'Namaz kılan kimse Rabbine gizli gizli yalvarmaktadır. O yüzden kişi yaptığı niyazına dikkat etsin. Kur'an'ı yüksek sesle okuyarak birbirinizin huzurunu bozmayın'."
Bize Bündâr Muhammed b. Beşşâr, ona Yahya b. Said ve Abdurrahamn b. Mehdî, onlara Süfyân, ona Seleme b. Küheyl, ona Hucr b. Kays, ona da Vâil b. Hucr şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'ın 'ğayri'l-mağdûbi 'aleyhim velâ'd-dâllîn' ayetini okuyup amin dediğini ve (amin derken) sesini uzattığını işittim." [Bu konuda Ali ve Ebu Hureyre'den de hadis nakledilmiştir. Ebu İsa şöyle der ki: Vâil b. Hucr hadisi, hasen bir hadistir. Nebî'nin (sav) ashabından, tâbiînden ve onlardan sonra gelen pek çok kimse bu görüşte olup onlar, erkeğin amin derken sesini yükselteceğini ve kısmayacağını benimsemişlerdir. Şâfiî, Ahmed ve İshak da bu görüştedir. Bu hadisi Şu'be, Seleme b. Küheyl'den, o Ebu 'Anbes Hucr'dan, o Alkame b. Vâil'den, o da babasından rivayet ederek Nebî'nin (sav) "ğayri'l-mağdûbi 'aleyhim velâ'd-dâllîn" ayetini okuduğunu, amin dediğini, (derken de) sesini kıstığını nakletmiştir.] [Ebu İsa şöyle der ki: Muhammed'i şöyle derken işittim: Bu konuda Süfyân hadisi, Şu'be hadisinden daha sahihtir. (Çünkü) Şu'be, bu hadisin (bazı) yerlerinde yanılmış ve “Ebu 'Anbes Hucr” demiştir. Oysa doğrusu Hucr b. Anbes olup Ebu Seken diye künyelenir. Yine Şu'be rivayetin senedine 'Alkame b. Vâil'i eklemiştir ki, o senette Alkame b. Vâil yoktur. O, Hucr b. Kays'ın Vâil b. Hucr'dan rivayetidir. Yine Şu'be “sesini kıstı” da demiştir, ama doğrusu, “sesini uzattı” olmalıdır.] [Ebu İsa şöyle dert ki: Ebu Zür'a'ya bu hadis hakkında sordum, “bu konuda Süyân hadisi, Şu'be hadisinden daha sahihtir” cevabını verdi ve “Alâ b. Sâlih el-Esedî, Seleme b. Küheyl'den, Süfyân'ın rivayetine benzer şekilde nakilde bulunmuştur” dedi.]
Açıklama: Bu tarik muallaktır; musannif ile Şube arasında inkita vardır.
Bize Hüseyin, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Hafs b. Ubeydullah b. Enes, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle söylemiştir: "Hz. Peygamber (sav) yolculukta akşam ile yatsı namazlarını bir arada (cem ederek) kılardı." Hz. Peygamber'in (sav) iki namazı cem ederek (birleştirerek) kıldığı hususunda Hüseyin'e Ali b. Mübarek ve Harb, onlara Yahya, ona Hafs, ona da Enes tarikiyle mütâbaat etmişlerdir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Harb b. Şeddad arasında inkita vardır.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan b. Uyeyne el-Hilâ, ona Muhammed b. Şihab ez-Zührî, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre (ra), Nebi'nin şöyle buyurduğunu rivayet etti: "İmam, âmin dediğinde siz de âmin deyin çünkü melekler de âmin derler. Kimin âmin demesi meleklerin âmin demesine denk gelirse, Allah o kimsenin geçmiş günahlarını affeder."
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Sümey, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "İmam 'ğayri'l-mağdûbi 'aleyhim velâ'd-dâllîn' deyince siz de 'Âmin' deyiniz. Kimin (Âmin) demesi, meleklerin deyişine denk gelirse geçmiş günahları bağışlanır."
Bana Yahya, ona Malik, ona İbn Şihâb, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman, onlara da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İmam âmin dediği zaman siz de âmin deyiniz. Çünkü kimin âmin demesi meleklerin âmin demesine denk düşerse, geçmiş günahları bağışlanır." [İbn Şihab dedi ki: Rasulullah (sav) da (namaz kıldırırken) âmin derdi.]
Bize Amr b. Hammad, ona Kaza‘a b. Süveyd, ona Humeyd, ona da A‘rec şöyle demiştir: "Kur’ân’ı okuduktan sonra dua eden bir kimsenin duasına dört bin melek 'Âmin' der."