8052 Kayıt Bulundu.
Bize Abdülhamid b. Beyan el-Vasitî, ona Halid b. Abdullah, ona Süheyl, ona Süleyman b. Abdülmelik'in azatlısı Ebu Ubeyd el-Mezhici, ona Ata b. Yezid el-Leysî, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Her kim her namazın sonunda otuz üç defa “Subhanallah”, otuz üç defa “Elhamdülillah”, otuz üç defa “Allahu Ekber” derse bunlar doksan dokuz eder, yüze tamamlamak da “Lâ ilahe illallah vahdehû lâ şerike leh, lehu’l-mulku ve lehu’l-hamdu ve huve alâ külli şeyin kadir” derse günahları denizin köpüğü gibi dahi olsa bağışlanır."
Bize Asım b. Nadr et-Teymî, ona el-Mu'temir, ona Ubeydullah(T) Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona İbn Aclân, onlara Sumey, ona Ebu Salih, ona Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre (Bu rivayet Kuteybe'ye aittir) fakir muhacirler Rasulullah'a (sav) gelerek 'Malları çok olan kimseler yüksek dereceleri ve kalıcı nimetleri kazınıp gittiler' dediler. Allah Rasulü "Bu Nasıl oldu?" buyurdu. Fakir muhacirler 'Onlar bizim gibi namaz kılıyor, bizim gibi oruç tutuyorlar. Diğer taraftan bizler sadaka veremediğimiz halde onlar sadaka verebiliyorlar, köle azat edemediğimiz halde köle azat edebiliyorlar' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Sizden öncekilerin (derecelerine) erişebileceğiniz hatta sizden sonra gelenleri geçebileceğiniz, sizin yaptığınızı yapanların dışında hiç hiç kimsenin sizin kazandığınız gibi sevap kazanamayacağı bir şeyi size öğreteyim mi?" buyurdu. Onlar 'Elbette, ey Allah'ın Rasulü dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber: "Her bir namazdan sonra otuz üçer defa Subhanallah, Allahu Ekber ve Elhamdülilllah deyiniz" buyurdu. Ebu Salih rivayetinde dedi ki: Sonra fakir muhacirlerin Rasulullah'a (sav) gelerek 'Varlıklı kardeşlerimiz bizim yaptığımızı işittiler, onlar da yaptıklarımızın aynısını yaptılar' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "İşte bu Allah'ın lütfudur, onu dilediği kimseye verir." Bu hadisi Kuteybe'den başkaları Leys'ten, o İbn Aclân'dan, o da Sümeyy'den şu ziyadeyle nakletmektedir: Ben yakınlarımdan birine bu hadisi zikrettim. O da bana 'Sen yanıldın' dedi. 'O ancak otuz üç defa sübhanallah, otuz üç defa elhamdülillah, otuz üç defa da Allahu ekber. dersin' dedi. Bunun üzerine ben Ebu Salih'e döndüm, ona bunu söyleyince o elimden tutarak: 'Allahu ekber, sübhanallah ve'l-hamdülillah, Allahu ekber subhanallah ve'l-hamdulillah, diye hepsini otuz üçer defa tamamlayıncaya kadar söylersin' dedi. İbn Aclân dedi ki; Ben bu hadisi Recâ b. Hayve'ye rivayet ettim. O da bana aynısını, kendisine Ebu Salih'in, ona Ebu Hüreyre'nin, Rasulullah'dan (sav) naklettiğini söyledi.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Amr en-Nakıd, ve Züheyr b. Harb, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona ez-Zührî, ona Said, ona da Ebu Hureyre Nebi'den (sav) rivayet etti; (T) Bize Muhammed b. Cafer b. Ziyad, ona İbrahim –yani b. Sa'd-, ona ez-Zührî, ona Said, ve Ebu Seleme, onlara da Ebu Hureyre Nebi'den (sav) rivayet etti; (T) Bize –lafız kendisine ait olmak üzere-, Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona Ebu Hureyre'nin rivayetine göre Rasulullah'ı (sav) şöyle buyurmuştur: "Namaz için kamet getirildiği vakit koşarak namaza gelmeyin, namaza yürüyerek gelin ve sükûnetinizi korumaya devam edin. Arkasından namazın yetiştiğiniz kadarını kılın, yetişemediğinizi sonradan tamamlayın."
Bize Yahya b. Eyyub, Kuteybe b. Said ve İbn Hucr, onlara İsmail b. Cafer rivayet etmiştir –İbn Eyyub: Bize İsmail tahdis etti demiştir-, ona el-Alâ, ona babası, ona Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Namaz için kamet getirildiği zaman safa koşarak gelmeyin, sükunetle gelin; yetiştiğiniz kadarını cemaatle kılın, yetişemediğiniz kısmını tamamlayın. Çünkü sizden bir kimse namaza gitmek maksadıyla yola çıkarsa o, namazda demektir."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Amr en-Nakıd, ve Züheyr b. Harb, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona ez-Zührî, ona Said, ona da Ebu Hureyre Nebi'den (sav) rivayet etti; (T) Bize Muhammed b. Cafer b. Ziyad, ona İbrahim –yani b. Sa'd-, ona ez-Zührî, ona Said, ve Ebu Seleme, onlara da Ebu Hureyre Nebi'den (sav) rivayet etti; (T) Bize –lafız kendisine ait olmak üzere-, Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona Ebu Hureyre'nin rivayetine göre Rasulullah'ı (sav) şöyle buyurmuştur: "Namaz için kamet getirildiği vakit koşarak namaza gelmeyin, namaza yürüyerek gelin ve sükûnetinizi korumaya devam edin. Arkasından namazın yetiştiğiniz kadarını kılın, yetişemediğinizi sonradan tamamlayın."
Bize Yahya b. Eyyub, Kuteybe b. Said ve İbn Hucr, onlara İsmail b. Cafer rivayet etmiştir –İbn Eyyub: Bize İsmail tahdis etti demiştir-, ona el-Alâ, ona babası, ona Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Namaz için kamet getirildiği zaman safa koşarak gelmeyin, sükunetle gelin; yetiştiğiniz kadarını cemaatle kılın, yetişemediğiniz kısmını tamamlayın. Çünkü sizden bir kimse namaza gitmek maksadıyla yola çıkarsa o, namazda demektir."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Amr en-Nakıd, ve Züheyr b. Harb, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona ez-Zührî, ona Said, ona da Ebu Hureyre Nebi'den (sav) rivayet etti; (T) Bize Muhammed b. Cafer b. Ziyad, ona İbrahim –yani b. Sa'd-, ona ez-Zührî, ona Said, ve Ebu Seleme, onlara da Ebu Hureyre Nebi'den (sav) rivayet etti; (T) Bize –lafız kendisine ait olmak üzere-, Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona Ebu Hureyre'nin rivayetine göre Rasulullah'ı (sav) şöyle buyurmuştur: "Namaz için kamet getirildiği vakit koşarak namaza gelmeyin, namaza yürüyerek gelin ve sükûnetinizi korumaya devam edin. Arkasından namazın yetiştiğiniz kadarını kılın, yetişemediğinizi sonradan tamamlayın."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Amr en-Nakıd, ve Züheyr b. Harb, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona ez-Zührî, ona Said, ona da Ebu Hureyre Nebi'den (sav) rivayet etti; (T) Bize Muhammed b. Cafer b. Ziyad, ona İbrahim –yani b. Sa'd-, ona ez-Zührî, ona Said, ve Ebu Seleme, onlara da Ebu Hureyre Nebi'den (sav) rivayet etti; (T) Bize –lafız kendisine ait olmak üzere-, Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona Ebu Hureyre'nin rivayetine göre Rasulullah'ı (sav) şöyle buyurmuştur: "Namaz için kamet getirildiği vakit koşarak namaza gelmeyin, namaza yürüyerek gelin ve sükûnetinizi korumaya devam edin. Arkasından namazın yetiştiğiniz kadarını kılın, yetişemediğinizi sonradan tamamlayın."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Amr en-Nakıd, ve Züheyr b. Harb, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona ez-Zührî, ona Said, ona da Ebu Hureyre Nebi'den (sav) rivayet etti; (T) Bize Muhammed b. Cafer b. Ziyad, ona İbrahim –yani b. Sa'd-, ona ez-Zührî, ona Said, ve Ebu Seleme, onlara da Ebu Hureyre Nebi'den (sav) rivayet etti; (T) Bize –lafız kendisine ait olmak üzere-, Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona Ebu Hureyre'nin rivayetine göre Rasulullah'ı (sav) şöyle buyurmuştur: "Namaz için kamet getirildiği vakit koşarak namaza gelmeyin, namaza yürüyerek gelin ve sükûnetinizi korumaya devam edin. Arkasından namazın yetiştiğiniz kadarını kılın, yetişemediğinizi sonradan tamamlayın."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Amr en-Nakıd, ve Züheyr b. Harb, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona ez-Zührî, ona Said, ona da Ebu Hureyre Nebi'den (sav) rivayet etti; (T) Bize Muhammed b. Cafer b. Ziyad, ona İbrahim –yani b. Sa'd-, ona ez-Zührî, ona Said, ve Ebu Seleme, onlara da Ebu Hureyre Nebi'den (sav) rivayet etti; (T) Bize –lafız kendisine ait olmak üzere-, Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona Ebu Hureyre'nin rivayetine göre Rasulullah'ı (sav) şöyle buyurmuştur: "Namaz için kamet getirildiği vakit koşarak namaza gelmeyin, namaza yürüyerek gelin ve sükûnetinizi korumaya devam edin. Arkasından namazın yetiştiğiniz kadarını kılın, yetişemediğinizi sonradan tamamlayın."