7996 Kayıt Bulundu.
Bize Müsedded, ona Yezid b. Zürey, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Urve, ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Namaz (önceleri) ikişer rekât olarak farz kılındı. Sonra Nebi (sav) hicret edince dört rekât olarak farz kılındı ve sefer namazı da ilk hali üzere bırakıldı. [Bu hadisi Abdürrezzak, Ma‘mer b. Raşid’den rivâyet ederek, ona (Yezid b. Zuray‘a) mütâbaat etmiştir.]
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdürrezzak arasında inkıta vardır.
Bize Kuteybe, ona Malik, ona Salih b. Keysan, ona Urve, Hz. Âişe şöyle demiştir: Namaz başlangıçta, ikişer rekât olarak farz kılındı. Yolculuk namazı olduğu gibi bırakıldı. Hazar (ikamet halinde kılınan namaza) da ilave yapıldı.
Bize Ali b. Hucr, ona Şerik, ona Zübeyd, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Ömer şöyle demiştir: Cuma namazı iki rekâttır, ramazan bayramı namazı iki rekâttır, kurban bayramı namazı iki rekâttır, yolculuk namazı da Muhammed’in (sav) dili üzere kısaltmak söz konusu olmaksızın tam olarak iki rekâttır. [Ebu Abdurrahman (Nesaî) der ki: Abdurrahman b. Ebu Leyla, Ömer’den hadis dinlememiştir.]
Bize İsmail b. Musa, ona Şerîk, ona Câbir, ona Âmir, ona da İbn Abbas ve İbn Ömer şöyle demiştir: Rasulullah (sav) sefer namazını iki rekât olarak meşru kılmıştır. Bu iki rekât kısaltma olmayıp tamdır. Yolculuk halinde vitir kılmak da sünnettir.
Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Şihâb, ona da Abdullah b. Ebu Bekir b. Abdurrahman şöyle rivayet etmiştir: Umeyye b. Abdullah b. Hâlid, Abdullah b. Ömer’e “Biz hazardaki namazın da, korku halindeki namazın da Kur'an'da söz konusu edildiğini gördüğümüz halde, yolculuk namazının Kur'an'da söz konusu edildiğini görmüyoruz” dedi. Bunun üzerine İbn Ömer ona şöyle dedi: Kardeşimin oğlu, aziz ve celil Allah bize Muhammed’i (sav) gönderdiğinde biz hiçbir şey bilmiyorduk, biz ancak Muhammed’in (sav) yaptığını gördüğümüzün aynısını yaparız.
Bize Muhammed b. Vehb, ona Muhammed b. Seleme, ona Ebu Abdürrahim, ona Zeyd, ona Eyyub b. Âiz, ona Bukeyr b. Ahnes, ona Mücahid Ebu Haccâc, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: Nebi’nizin (sav) dili üzere hazarda (ikamet halinde) namaz dörder rekât, yolculukta namaz ikişer rekât, korku halinde namaz birer rekât olarak farz kılındı.
Bana Yahya, ona Malik, ona İbn Şihâb şöyle rivayet etmiştir: Hâlid b. Esîd ailesinden bir adam, Abdullah b. Ömer’e “Ey Ebu Abdurrahman, biz korku namazını ve ikamet halindeki namazı Kur'an'da gördüğümüz halde yolculuk namazını göremiyoruz” dedi. İbn Ömer de şu cevabı verdi: Kardeşimin oğlu, şüphesiz biz hiçbir şey bilmez haldeyken aziz ve celil Allah bize Muhammed’i (sav) gönderdi, bu sebeple biz ancak ondan gördüğümüzü yaparız.
Bana Malik, ona Salih b. Keysân, ona Urve b. Zübeyir, ona da Hz. Peygamber'in zevcesi Âişe şöyle demiştir: Namaz (önceleri) ikamet halinde de yolculuk halinde de ikişer rekât olarak farz kılındı. Sonra yolculuk (sefer) namazı olduğu gibi bırakıldı ama ikamet namazın rekâtlarına ilave yapıldı.
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyir, ona da Âişe şöyle demiştir: Namaz başlangıçta iki rekât olarak farz kılındı. Yolculuk namazı olduğu gibi bırakıldı. İkamet halindeki namaz (dört rekâta) tamamlandı. (Zührî) der ki: Bunun üzerine ben (Urve'ye) “o halde neden Âişe, yolculuk halinde iken de namazı tam kılıyordu?” diye sordum. (Urve de) “Hz. Âişe bu konuda Osman'ın yaptığı gibi tevil yapmıştı” cevabını verdi.
Bize İsmail b. Musa, ona Şerîk, ona Câbir, ona Âmir, ona da İbn Abbas ve İbn Ömer şöyle demiştir: Rasulullah (sav) sefer namazını iki rekât olarak meşru kılmıştır. Bu iki rekât kısaltma olmayıp tamdır. Yolculuk halinde vitir kılmak da sünnettir.