7996 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Sinan, ona Süleym b.Hayyân, ona Said b. Mînâ, ona da Cabir (ra) şöyle rivayet etmiştir: Nebi (sav), Necaşi Ashama için (gıyabi) cenaze namazı kıldırdı ve namazda dört defa tekbir aldı. [Yezid b. Harun ve Abdüssamed'in Suleym’den rivayetlerinde de “Ashama” ifadesi geçmiştir. Abdüssamed, (Selim'den rivayetinde) Muhammed b. Sinan'a mütabaatta bulunmuştur.]
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdussamed b. Abdülvaris arasında inkita vardır.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Süfyan, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Namaz ilk olarak iki rekât farz kılındı. Sefer namazı olduğu gibi bırakıldı. Fakat ikamet halindeki namaz (dört rekâta) tamamlandı. [Zührî der ki: Ben Urve’ye “Peki, neden Aişe namazı (seferde) tam olarak kılıyor” deyince, bana “Hz. Âişe de Osman’ın tevil ettiği gibi tevilde bulunmuştur” dedi.]
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Şerik, ona Zübeyd, ona Abdurrahman b. Ebu Leylâ, ona da Ömer şöyle demiştir: Muhammed’in (sav) dili ile sabit olduğu üzere yolculuk namazı, Cuma namazı ve Bayram namazı, herhangi bir kısaltma söz konusu olmaksızın, tam olarak iki rekâttır.
Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr, ona Muhammed b. Bişr, ona Yezid b. Ziyad b. Ebu Ca‘d, ona Zübeyd, ona Abdurrahman b. Ebu Leylâ, ona Ka‘b b. Ucre, ona da Ömer şöyle demiştir: Muhammed’in (sav) dili ile, sefer namazı, Cuma namazı, Ramazan bayramı ve kurban bayramı namazı, her hangi bir kısaltma söz konusu olmaksızın tam olarak iki rekâttır.
Bize İshak b. İbrahim, ona Süfyan, ona Zührî, ona Urve, ona da Âişe şöyle demiştir: Namaz önceleri ikişer rekât olarak farz kılındı. Yolculukta namaz olduğu gibi kaldı, hazarda (ikamet halinde) kılınan namaz ise (dörde) tamamlandı.
Bize Muhammed b. Haşim el-Ba‘lebekkî, ona da Velid şöyle demiştir: Ebu Amr el-Evzâî, Zührî’ye, Rasulullah’ın Medine’ye hicret etmeden önce Mekke’deki namazına dair soru sordu. (Zührî) der ki: Bana Urve, ona da Âişe şöyle demiştir: Aziz ve Celil Allah namazı Rasulullah’a (sav) başlangıçta, ikişer rekât olarak farz kıldı, sonra namaz hazarda (ikamet halinde) dörde tamamlandı, yolculuk (sefer) namazı ise ilk farz kılındığı hal üzere kaldı.
Bize Ebu Bekir b. Hallâd, ona Veki, ona Üsâme b. Zeyd şöyle demiştir: Ben Tavus’a yolculuk halindeyken namazın sünnetleri hakkında sordum, -o sırada Hasan b. Müslim b. Yenâk da yanında oturuyordu-, şöyle dedi: Bana Tavus, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: Rasulullah (sav) Hazar (ikamet halinde) ve sefer namazını farz kılmıştır. Biz hem hazarda (ikamet halinde) hem de seferde iken namazın öncesinde de sonrasında sünnet kılardık.
Açıklama: Elbani bu hadisn hasen sahih olduğunu ifade etmiştir
Bize Yahya b. Yahya, ona Malik, ona Salih b. Keysan, ona Urve b. ez-Zübeyr, ona da Nebi'nin (sav) zevcesi Aişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Namaz hem hazarda (ikamet halinde) hem de seferde ikişer rekât olarak farz kılındı. Sonra seferdeki namaz olduğu gibi bırakıldı, ikamet halindeki namaza ilave yapıldı.
Bize Ali b. Haşrem, ona İbn Uyeyne, ona ez-Zührî, ona Urve, ona Aişe şöyle rivayet etmiştir: Namaz ilk olarak ikişer rekât olarak farz kılındı. Sefer namazı olduğu gibi bırakılırken ikamet namazı (dörde) tamamlandı. [ez-Zührî der ki: Ben Urve'ye “Peki Âişe neden seferde tam kılıyor?” dedim, bana “Aişe de Osman'ın tevili gibi tevilde bulunmuştur” dedi.]
Bize Muhammed b. Rumh, ona Leys b. Sa‘d, ona İbn Şihâb, ona Abdullah b. Ebu Bekir b. Abdurrahman şöyle rivayet etmiştir: Umeyye b. Abdullah b. Halid, Abdullah b. Ömer’e “biz ikamet halindeki namazı ve korku namazını Kur'an'da bulduğumuz halde yolculuk namazını bulamıyoruz” dedi. Bunun üzerine Abdullah ona şöyle cevap verdi: Şüphesiz Allah Muhammed’i (sav) bizlere hiçbir şey bilmiyorken gönderdi. Biz ancak Muhammed’in (sav) ne yaptığını gördüysek, öyle yaparız.