Giriş

Bize Âdem, ona İbn Ebu Zi‘b, ona Said el-Makburî, ona babası (Ebu Said Keysan), ona da Ebu Hureyre'nin (r.anhüma) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Allah’a ve âhiret gününe iman eden bir kadının, bir gün ve bir gecelik bir mesafeye, beraberinde bir mahremi bulunmaksızın yolculuk yapması helal değildir." [Yahya b. Ebu Kesir, Suheyl ve Malik, bu hadisin, el-Makburî’den, onun da Ebu Hureyre’den (r.a) rivayetinde, ona (İbn Ebu Zi‘b’e) mütâbaat etmişlerdir.]


    Öneri Formu
7813 B001088 Buhari, Taksiru's-Salat, 4

Bize Amr b. Sevvad, ona Abdullah b. Vehb, ona Amr b. Haris ve el-Leys b. Sa'd, o ikisine Cafer b. Rabia bu isnad ile hadisi rivayet etmiştir. Hadisin Amr b. Haris yoluyla gelen rivayetinde şöyle denilmektedir: "Rasulullah (sav) secde yaptığı vakit, secdesi sırasında koltuk altlarının parlaklığı görülünceye kadar kollarını ayırırdı." Leys’in rivayetinde ise şöyle denilmektedir: "Rasulullah (sav) secde ettiği zaman kollarını, koltuklarından öyle açardı ki ben koltuk atlarının beyazlığını görürdüm."


    Öneri Formu
4093 M001106 Müslim, Salât, 236

"Nerede olursam olayım, O beni mübarek kıldı; yaşadığım sürece bana namazı ve zekâtı emretti."


    Öneri Formu
55370 KK19/31 Meryem, 19, 31

Bize Ahmed b. Amr b. Serh el-Mısrî, ona Abdullah b. Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Urve b. Zübeyir, ona da, Âişe şöyle demiştir: Rasulullah (sav) hayatta iken güneş tutuldu. Rasulullah (sav) mescide çıktı, kıyamda durup, tekbir aldı, insanlar da onun arkasında saf tuttu. Rasulullah (sav) uzunca Kur’ân okuduktan sonra tekbir getirdi ve uzunca bir rükû yaptıktan sonra başını kaldırdı ve “Semiallahu limen hamideh, Rabbenâ ve leke’l-hamd” dedi. Sonra yine kıyama geçti uzunca bir Kur’ân okudu, ancak bu ilk kıraatten daha kısa idi, sonra tekbir alarak rükûa varıp uzunca bir rükû yaptı, şu kadar var ki bu birinci rükûdan daha kısa idi. Sonra “Semiallahu limen hamideh, Rabbenâ ve leke’l-hamd” dedi. Daha sonra öbür rekâtta da aynısını yaptı. Böylelikle tam olarak dört rükû, dört secde yapmış oldu. Hz. Peygamber (sav) namazını bitirmeden önce de güneş tutulması geçti. Sonra ayağa kalkarak insanlara hutbe irad etti. Yüce Allah’a layık olduğu vech ile övgülerde bulunduktan sonra şöyle buyurdu: "Muhakkak Güneş ve Ay Allah’ın ayetlerinden iki ayettir. Herhangi birisinin ölmesi ya da hayat bulması sebebiyle tutulmazlar. Onların tutulduklarını görecek olursanız derhal namaza sığınınız."


    Öneri Formu
13727 İM001263 İbn Mâce, İkâmetu's-Salavât, 152

Bana Yahya, ona Malik, ona Hişam b. Urve, ona babası, ona da Hz. Peygamber'in (sav) eşi Âişe şöyle demiştir: Rasulullah (sav) döneminde güneş tutuldu. Rasulullah (sav) insanlara namaz kıldırdı. Namaza durunca, uzunca kıyam yaptıktan sonra rükûa vardı. Rükûu da oldukça uzattı sonra kalktı. Bu kalkışından sonraki kıyamı da uzun sürdü ama birinci kıyamdan daha kısa idi, sonra rükûa vardı ve uzunca rükûda kalmakla birlikte birinci rükûdan daha kısa sürdü, sonra rükûdan kalkıp secdeye vardı, sonra da son rekâtta da aynısını yaptıktan sonra namazı bitirdi. Güneşin tutulması da açılmış idi. İnsanlara bir hutbe vererek Allah’a hamd ve senâda bulunduktan sonra şöyle buyurdu: "Şüphesiz güneş ve ay Allah’ın ayetlerinden iki ayettir. Herhangi bir kimsenin ölümü için de, hayatı için de tutulmazlar. Bu hali gördüğünüz takdirde Allah’a dua edin, tekbir getirin, çokça sadaka verin." Sonra Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Ey Muhammed ümmeti! Vallahi! Allah’tan daha kıskanç (gayret sahibi) kimse yoktur ve O erkek veya kadın hiç bir kulunun zina etmesine razı olmaz. Ey Muhammed ümmeti, vallahi bildiklerimi bilseydiniz az güler, çok ağlardınız."


    Öneri Formu
35306 MU000448 Muvatta, Salâtu'l-Küsuf, 1

Bize Ebu Yakub Yusuf el-Buveytî, ona Muhammed b. İdris eş-Şafii, ona Malik b. Enes, ona Zeyd b. Eslem, ona da Atâ b. Yesâr’ın rivayet ettiğine göre İbn Abbas şöyle demiştir: Güneş tutuldu, bunun üzerine Rasulullah (sav) namaz kıldı. İbn Abbas onun (sav) namazının her bir rekâtta iki rükû olmak üzere iki rekât olduğunu söyledi. Sonra onlara bir hutbe verip şöyle buyurdu: "Şüphesiz güneş ve ay, Allah’ın âyetlerinden iki âyettir. Hiçbir kimsenin ölümü ve hayatı dolayısıyla tutulmazlar. Sizler bu hali görecek olursanız Allah’ı zikretmeye koşunuz."


    Öneri Formu
41414 DM001569 Darimi, Salat, 187

Bana Malik, ona Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. Yesar, ona da Abdullah b. Abbas şöyle demiştir: "Güneş tutuldu. Rasulullah (sav) da beraberinde insanlarla birlikte namaz kıldı. Bakara suresi okunacak kadar uzunca bir süre kıyamda durduktan sonra uzunca bir rükû yaptı, sonra rükudan kalktı ve uzunca ayakta durdu. Ama bu önceki kıyamından daha kısa idi. Sonra uzunca bir rükû yaptı, bu da ilk rükûdan daha kısa sürdü, sonra secdeye vardı, sonra ayağa kalkarak uzun bir kıyam yaptı. Bu kıyamı ilk kıyamından daha kısa sürdü, sonra uzun bir sure rükûda kaldı, bu da birinci rükûdan daha kısa sürdü. Sonra rükûdan kalktı uzunca ayakta durdu, bu da ilk kıyamından daha kısa sürdü. Sonra uzun bir rükû yaptı, bu da ilk rükûdan daha kısa sürdü. Sonra secde yaptı sonra da namazını bitirdiğinde güneş de açılmış idi. Sonra 'şüphesiz güneş ve ay Allah’ın ayetlerinden iki ayettir. Bir kimsenin ölümü ve hayatı sebebiyle tutulmazlar. Bu hali görecek olursanız hemen Allah’ı zikrediniz' buyurdu. Ashab 'ey Allah’ın Rasulü, durduğun bu yerinde bir şey almak ister gibi elini uzattığını, sonra da hemen geri çektiğini gördük' dediler. Hz. Peygamber (sav) 'ben cenneti gördüm, cennetten bir salkıma elimi uzattım, eğer onu almış olsaydım dünya devam ettikçe ondan yiyecektiniz. Cehennemi de gördüm. Ben asla bugünkü kadar korkunç bir manzara daha görmedim. Cehennem ehlinin çoğunluğunun kadınlar olduğunu da gördüm' buyurdu. Ashab 'neden, ey Allah’ın Rasulü' diye sordular. Hz. Peygamber (sav) 'kâfirlikleri (nankörlükleri) sebebiyle' buyurdu. Kendisine 'Allah’ı inkâr ederek mi kâfir oluyorlar' denilince, Hz. Peygamber (sav) şu cevabı verdi: (Hayır) onlar kocalarına karşı nankörlük ediyorlar, kendilerine karşı yapılan iyiliklere nankörlük ediyorlar. Onlardan birisine ömür boyu iyilikte bulunsan, sonra da senden bir kötülük görse, 'senden hayır namına bir şey görmedim ki' der."


    Öneri Formu
35307 MU000449 Muvatta, Salâtu'l-Küsuf, 1

Bize Amr b. Sevvad, ona Abdullah b. Vehb, ona Amr b. Haris ve el-Leys b. Sa'd, o ikisine Cafer b. Rabia bu isnad ile hadisi rivayet etmiştir. Hadisin Amr b. Haris yoluyla gelen rivayetinde şöyle denilmektedir: "Rasulullah (sav) secde yaptığı vakit, secdesi sırasında koltuk altlarının parlaklığı görülünceye kadar kollarını ayırırdı." Leys’in rivayetinde ise şöyle denilmektedir: "Rasulullah (sav) secde ettiği zaman kollarını, koltuklarından öyle açardı ki ben koltuk atlarının beyazlığını görürdüm."


    Öneri Formu
281608 M001106-2 Müslim, Salât, 236

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Amr en-Nâkıd ve Züheyr b. Harb, onlara İbn Uyeyne, -Züheyr dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne-, ona ez-Zührî, ona Salim, ona da babasının rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu: "Yalnız iki şeyde kıskançlık (imrenme) olur. Allah'ın kendisine Kur'an'ı verip (öğrenmeyi nasip edip) de gece ve gündüzün her vaktinde onun gereklerini yerine getiren bir kimse ile Allah'ın kendisine verdiği malı gece ve gündüzün her vaktinde infak eden bir kimse."


    Öneri Formu
287540 M001894-3 Müslim, Salât'ül Müsâfirîn ve Kasruhâ, 266


    Öneri Formu
71951 MA005679 Musannef-i Abdurrezzak, III, 292