210 Kayıt Bulundu.
Bize Hakem b. Musa, ona İbn Ayyaş, ona Asım b. Reca b. Hayve, ona Davud b. Cemil, ona Kesir b. Kays 'bir kişi Medine'den yola çıktı' diyerek hadisi aynı manada rivayet etmiştir
Açıklama: Hadisin tam metni için HM022058 numaralı rivayete bakınız. Hadis mütabileriyle birlikte hasen li ğayrihidir.
Bize Adem, ona Şu'be, ona İbn Esbehânî, ona Ebu Salih Zekvân, ona da Ebu Said el-Hudrî şöyle rivayet etmiştir: "Hanım sahâbîler, Peygamber Efendimiz’e (sav) 'Erkekler seninle o kadar çok vakit geçiriyor ki, bize sıra gelmiyor. Bize de kendinizden özel bir gün ayırsanız' dediler. O da onlara, kendileriyle buluşacağı bir gün belirledi. Onlara vaazda bulunup (bazı şeyleri) emretti. Onlara 'Sizden bir hanımın üç çocuğu kendinden önce ölürse, bu üç çocuk, ahirette onunla ateş arasında bir perde olur' buyurdu. Bir kadın 'peki ya iki çocuk olursa' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'iki çocuk da' buyurdu."
Bize İbrahim b. Musa er-Râzî, ona İsa, ona el-Evzaî, ona Abdullah b. Sa'd, ona es-Sunâbihî, ona da Muaviye şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), mugalatayı, yani insanların aklını karıştıran karmaşık soruları yasakladı."
Bana Ubeydullah b. Ömer, el-Kavârîrî, Ebu Kamil ve Muhammed b. Abdülmelik el-Ümevî, onlara Ebu Avane, ona Abdülmelik b. Umeyr, ona Münzir b. Cerir, ona babası Hz. Peygamber'den rivayet etmiştir. (T) Bize Muhammed b. Müsenna, ona Muhammed b. Cafer, (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Üsame, (T) Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası, onlara Şube, ona Avn b. Ebu Cuhayfe, ona Münzir b. Cerir, ona babası Hz. Peygamber'den bu hadisi nakletmiştir.
Açıklama: Hadisin bütünü için M006800 numaralı hadise bakınız.
Bana Ubeydullah b. Ömer, el-Kavârîrî, Ebu Kamil ve Muhammed b. Abdülmelik el-Ümevî, onlara Ebu Avane, ona Abdülmelik b. Umeyr, ona Münzir b. Cerir, ona babası Hz. Peygamber'den rivayet etmiştir. (T) Bize Muhammed b. Müsenna, ona Muhammed b. Cafer, (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Üsame, (T) Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası, onlara Şube, ona Avn b. Ebu Cuhayfe, ona Münzir b. Cerir, ona babası Hz. Peygamber'den bu hadisi nakletmiştir.
Açıklama: Hadisin bütünü için M006800 numaralı hadise bakınız.
Bize İsmail, ona Malik, ona Abdullah b. Dînâr, ona da Abdullah b. Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), 'Ağaçlar içinde yaprağı hiç düşmeyen bir ağaç vardır ki müminin kimsenin hâline benzer. Söyleyin bakalım, bu ağaç hangisidir?' buyurdu. İnsanlar çöldeki ağaçları düşünmeye başladılar. Benim aklıma ise onun hurma ağacı olduğu geliverdi, ama söz alıp konuşmaktan çekindim. Meclistekiler, 'Ey Allah'ın Rasulü! Onu bize sen söyle' dediler. Nebî (sav), 'O, hurma ağacıdır' buyurdu. Sonraları babama cevabın benim aklıma geldiğini söyledim de bana 'cevabı söylemiş olman, şunların ve şunların benim olmasından bana daha hoş gelirdi' dedi."
Bize Ahmed b. Menî, ona Yezid b. Harun, ona el-Mesûdî, ona Abdülmelik b. Umeyr, ona İbn Cerîr b. Abdullah, ona da babası (Cerîr b. Abdullah), Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim güzel bir yol (sünnet) başlatır ve ardından başkaları da o yolda yürürse, ona hem yaptığı iyiliğin sevabı verilir, hem de kendisinden sonra o yolda gidenlerin sevapları kadar bir ecir yazılır. Üstelik onların sevaplarından da hiçbir şey eksiltilmez. Ama kim kötü bir yol (sünnet) başlatır ve ardından başkaları da o kötülüğe uyarak giderse, ona hem yaptığı kötülüğün günahı yüklenir, hem de kendisinden sonra onu izleyenlerin günahı kadar vebal yazılır. Üstelik onların günahlarından da hiçbir şey eksiltilmez." [Bu konuda Huzeyfe'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Bu tarik dışında da, buna benzer şekilde, Cerîr b. Abdullah'ın Hz. Peygamber (sav)'den rivayeti olarak nakledilmiştir. Bu hadis Münzir b. Cerîr b. Abdullah'dan, ona babasından, ona da Hz. Peygamber (sav)'den rivayet edilmiştir. Aynı şekilde (hadis), Ubeydullah b. Cerîr'den, ona babasından, ona da Hz. Peygamber (sav)'den rivayet edilmiştir.]
Bize Ahmed b. Muhammed b. Sabit el-Mervezî, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona İbn Ebu Nemle el-Ensari, ona da babası (Ömer b. Muaz) şöyle rivayet etmiştir: "Kendisi, Rasulullah'ın (sav) yanında otururken Yahudi bir adam da yanındaydı. O sırada yanlarından bir cenaze geçti. Yahudi 'Ey Muhammed! Bu cenaze konuşabilir mi?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) 'Allah daha iyi bilir' dedi. Yahudi de 'konuşabilir' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Ehli kitabın dediklerini ne onaylayın ne de yalanlayın. Sadece 'Biz Allah'a ve peygamberlerine inandık' deyin. Eğer (dedikleri) batıl ise onaylamamış, hak ise de yalanlamamış olursunuz' buyurdu."
Bize Ahmed b. Yunus, ona İbn Ebu Zinad, ona babası (Abdullah b. Zekvan), ona Hârice b. Zeyd b. Sabit, ona da Zeyd b. Sabit şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bana 'And olsun ki ben, yazışma konusunda Yahudilere güvenmiyorum' diyerek bana İbranice öğrenmemi emretti. Ben de on beş gün içinde gayet iyi bir şekilde İbranice öğrendim. Artık Hz. Peygamber (sav) İbranice bir şey yazdırmak istediğinde onu ben yazıyor, okutmak istediğinde onu ben okuyordum."
Bize Ahmed b. Yunus, ona Ebu Şihâb, ona Hazzâ, ona Ebu Mütevekkil en-Nâcî, ona da Ebu Said el-Hudrî şöyle rivayet etti: "Bizler, teşehhüd (duası) ve Kur'ân (ayetleri) dışında (başka bir şey) yazmıyorduk."