48 Kayıt Bulundu.
Bize Amr b. Muhammed, ona Hüşeym, ona Avâm, ona İbrahim b. Abdurrahman, ona da Abdullah b. Ebu Evfâ (ra) şöyle demiştir: Bir adam malına satmak üzere pazara çıkartmış, sonra da, malına ödemediği bir bedeli ödedim diye yemin ederek Müslüman bir adamı ikna etmeye çalışmıştı. Bunun üzerine "Şüphesiz, Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur." (Âl-i Îmrân: 77) ayeti indi.
Bize İshak, ona Yezîd b. Harun, ona Avâm, ona Ebu İsmail İbrahim es-seksekî, ona da Abdullah b. Ebu Evfâ (ra) şöyle demiştir: Bir adam malına satmak üzere pazara çıkartmış, sonra da, malına teklif edilmemiş bir fiyatı teklif edildi diyerek Allah adına yemin etmişti. Bunun üzerine "Şüphesiz, Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur." (Âl-i Îmrân: 77) ayeti indi. Abdullah ibn Ebî Evfâ der ki: Malın fiyatını yükseltmek üzere yemin ederek insanları aldatan kimse, faiz yiyen konumundadır, haindir.
Elinizdekini (Tevrat'ın aslını) tasdik edici olarak indirdiğime (Kur'an'a) iman edin. Sakın onu inkâr edenlerin ilki olmayın! Âyetlerimi az bir karşılık ile satmayın, yalnız benden (benim azabımdan) korkun.
Bize Abdan, ona Ebu Hamza, ona A'meş, ona Şakîk, ona da Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) "Her kim bir başkasının malını elde etmek için yalan yemin ederse, Allah'ın gazabına uğramış olduğu halde Allah'a kavuşur" buyurdu. Ardından Allah Teala "Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir bedelle satanlara gelince, işte onların ahirette hiç nasipleri yoktur. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için elem veren bir azap vardır." (Âl-i İmrân, 77) ayetini indirdi. (Abdullah b. Ömer bunu anlattığı) sırada Eş'as b. Kays geldi ve "Ebu Abdurrahman, size ne anlatıyor? Bu ayet benim hakkımda indirildi" diyerek şöyle anlattı: Amcaoğlumun arazisinde bana ait bir kuyu vardı. Rasulullah (sav) bana "(kuyunun sana ait olduğuna dair) şahitlerini var mı?" buyurdu. Ben de "şahitlerim yok", dedim. Rasulullah (sav), "Öyle ise yemin etmesini iste" buyurdu. Ben "Ey Allah'ın Rasulü, o yalan yere yemin eder" dedim. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Her kim birinin malını elde etmek için yalan yere yemin ederse..." sözünü hatırlattı. Allah da Peygamberinin sözünü tasdik ederek, bu ayeti indirdi.
Bize Abdan, ona Ebu Hamza, ona A'meş, ona Şakîk, ona da Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) "Her kim bir başkasının malını elde etmek için yalan yemin ederse, Allah'ın gazabına uğramış olduğu halde Allah'a kavuşur" buyurdu. Ardından Allah Teala "Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir bedelle satanlara gelince, işte onların ahirette hiç nasipleri yoktur. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için elem veren bir azap vardır." (Âl-i İmrân, 77) ayetini indirdi. (Abdullah b. Ömer bunu anlattığı) sırada Eş'as b. Kays geldi ve "Ebu Abdurrahman, size ne anlatıyor? Bu ayet benim hakkımda indirildi" diyerek şöyle anlattı: Amcaoğlumun arazisinde bana ait bir kuyu vardı. Rasulullah (sav) bana "(kuyunun sana ait olduğuna dair) şahitlerini var mı?" buyurdu. Ben de "şahitlerim yok", dedim. Rasulullah (sav), "Öyle ise yemin etmesini iste" buyurdu. Ben "Ey Allah'ın Rasulü, o yalan yere yemin eder" dedim. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Her kim birinin malını elde etmek için yalan yere yemin ederse..." sözünü hatırlattı. Allah da Peygamberinin sözünü tasdik ederek, bu ayeti indirdi.
Elleriyle (bir) Kitap yazıp sonra onu az bir bedel karşılığında satmak için "Bu Allah katındandır" diyenlere yazıklar olsun! Elleriyle yazdıklarından ötürü vay haline onların! Ve kazandıklarından ötürü vay haline onların!
Bize Musa b. İsmail, ona Abdulvahid b. Ziyâd, ona A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Üç kimse vardır ki Allah kıyamet gününde onların yüzüne bakmaz, onları temize çıkarmaz ve onlar için elem verici bir azâb vardır: (Birincisi) yol üstünde ihtiyacından fazla suyu olup onu yoldan geçenlerden esirgeyen kimsedir. (İkincisi) devlet başkanına yalnız dünyalık menfaat için biat etmiş olan kimsedir. Devlet başkanı ona dünyalık verirse hoşlanır, vermezse öfkelenir. (Üçüncüsü) satılık malını ikindiden sonra (pazara) çıkarıp 'kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a yemin ederim ki, ben bu mala şu kadar para verdim' der, satın alan kimse de onu tasdik eder." Bundan sonra Rasulullah (sav) şu ayeti okudu: "Allah'a verdikleri söz ve yeminlerini bedel az bir bedele satınlar var ya işte onlar için ahirette hiçbir nasip yoktur. Allah kıyamet günü onlarla konuşmaz, onların yüzüne bakmaz, onları temize çıkarmaz. Onlar için pek acıtıcı bir azap vardır" (Âl-i İmrân, 72)
Allah'ın âyetlerine karşılık az bir değeri (dünya malını ve nefsânî istekleri) satın aldılar da (insanları) O'nun yolundan alıkoydular. Gerçekten onların yapmakta oldukları şeyler ne kötüdür!
Bize Muhammed, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Şakîk, ona Abdullah'ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Müslüman bir kimsenin malını elinden almak için yalan yere yemin ederse, kıyamet günü Allah'ın öfkesine uğramış bir halde Allah'ın huzuruna varır. Râvî der ki: Eş'as şöyle demiştir: Vallahi bu hadis benim hakkımdadır. Benimle Yahudi bir adam arasında bir arazi vardı. O bu araziyi inkâr etti. Ben de onu Hz. Peygamber'e getirdim. Rasulullah (sav) bana: "Senin bir delilin var mı?" buyurdu. Ben de “Hayır yok” dedim. Bu sefer Rasulullah Yahudi'ye "Yemin et" buyurdu. Ben “Ey Allah'ın Rasulü, o takdirde bu adam yemin eder ve benim malımı alıp götürür” dedim. Bunun üzerine Yüce Allah şu ayeti indirdi: "Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır." (Âlu İmrân, 77)
Bize Muhammed, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Şakîk, ona Abdullah'ın (ra) rivayet ettiğine Rasulullah (sav) göre şöyle buyurmuştur: "Her kim Müslüman bir kimsenin malını elinden almak için yalan yere yemin ederse, kıyamet günü Allah'ın öfkesine uğramış bir halde Allah'ın huzuruna varır. Râvî der ki: Eş'as şöyle demiştir: Vallahi bu hadis benim hakkımdadır. Benimle Yahudi bir adam arasında bir arazi vardı. O bu araziyi inkâr etti. Ben de onu Hz. Peygamber'e getirdim. Rasulullah (sav) bana: "Senin bir delilin var mı?" buyurdu. Ben de “Hayır yok” dedim. Bu sefer Rasulullah Yahudi'ye "Yemin et" buyurdu. Ben “Ey Allah'ın Rasulü, o takdirde bu adam yemin eder ve benim malımı alıp götürür” dedim. Bunun üzerine Yüce Allah şu ayeti indirdi: "Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır." (Âlu İmrân, 77)