438 Kayıt Bulundu.
Bize Müsedded (b. Müserhed), ona Yahya (b. Said el-Kattân), ona Ubeydullah (b. Ömer), ona da Nafi (Mevla İbn Ömer), Abdullah b. Ömer'in (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Aşure günü, cahiliye ehlinin oruçlu geçirdiği bir gündü. halkı oruç tutarlardı. Ramazan orucunun farziyetini bildiren ayet nazil olduğunda, Hz. Peygamber (sav), 'İsteyen aşure orucunu tutsun, isteyen de tutmasın' buyurdu."
Bize Abdullah b. Muhammed, ona İbn Uyeyne, ona (İbn Şihab) ez-Zührî, ona da Urve (b. Zübeyr), Âişe'nin (r.anhâ) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Ramazan orucu farz kılınmadan önce, aşure günü oruç tutulurdu. Ramazan orucunun farziyetini bildiren ayet nazil olduğunda, Hz. Peygamber (sav) 'Dileyen aşure orucunu tutsun, dileyen tutmasın' buyurdu."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder (Muhammed b. Cafer), ona Şu'be (b. Haccâc), ona Ebu Bişr (Cafer b. İyâs), ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) Medine'ye geldiğinde, Yahudiler aşure gününde oruç tutuyordu. Onlar 'Bu, Musa'nın (as) Firavun'a galip geldiği gündür' deyince, Nebî (sav) ashabına 'Sizler Musa'nın (as) (hakkını gözetmeye) onlardan daha layıksınızdır. Onun için siz de oruç tutun' buyurdu."
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Eyyûb es-Sahtîyanî, ona İbn Saîd b. Cübeyr, ona babası (Saîd b. Cübeyr), ona da İbn Abbâs (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: "Nebî (sav) Medine'ye geldiğinde, Medinelilerin aşure günü oruç tuttuğunu gördü. (Peygamber bunu sorunca) onlar 'Bu, büyük bir gündür. Bu, Allah'ın Musa'yı kurtardığı ve Firavun hanedanını denizde boğduğu gündür. Musa da Allah'a şükretmek için bu gün oruç tutmuştur' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Ben, Musa'ya Yahudiler'den daha yakınım' buyurdu ve hem kendisi oruç tuttu hem de (ashâbına) tutulmasını emretti."
Bize İshak (b. Râhûye), ona Ravh (b. Ubâde), ona Zekeriyya b. İshak, ona Amr b. Dinar, ona da Ata (b. Ebu Rebâh) şöyle rivayet etmiştir: "İbn Abbas'ı (ra) (Oruç tutmakta zorlananlar, bir yoksu doyuracak kadar fidye verirler) (Bakara, 2/184) ayetini okurken işittim. İbn Abbas ayet hakkında şöyle dedi: 'Bu ayet nesh edilmemiştir. Ayetin muhatapları, oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlı erkek ve yaşlı kadındır. Ancak oruç tutamadıkları her bir gün için bir fakiri doyururlar'."
Açıklama: وَعَلَى الَّذِينَ يُطِيقُونَهُ فِدْيَةٌ طَعَامُ مِسْكِينٍ ayetindeki يُطِيقُونَهُ ifadesinin يُطَوَّقُونه şeklindeki kıraatı haber verilerek İbn Abbas'ın ayeti nasıl yorumladığı aktarılmıştır.
Bize Muhammed b. Beşşâr ve Muhammed b. Velîd, onlara Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Abdurrahman b. Isbahânî, ona da Abdullah b. Ma'kıl şöyle rivayet etmiştir: "(Kûfe) Mescidi'nde Ka'b b. Ucre'nin yanına oturdum ve ona (Oruç, sadaka veya kurban kesmek suretiyle fidye vermek gerekir) ayetini sordum. Ka'b 'Bu âyet benim hakkımda indirildi. (Ben umre için ihrama girmişken) başımdan bir sıkıntı yaşadım. Bitler başımdan yüzüme dökülür vaziyette, Rasulullah'ın (sav) yanına götürüldüm. Resûl-i Ekrem (sav) bana 'Sıkıntının bu derecede olduğunu sanmıyordum. (Kurban etmek için) bir koyun bulabilir misin?' diye sordu. Ben 'Hayır' deyince, şu âyet indi: (Oruç, sadaka veya kurban kesmek suretiyle fidye vermek gerekir.) Ka'b 'Ayetteki oruç, üç gündür. Sadaka, her birine yarım sa' (bir avuç) olmak üzere altı fakire yiyecek vermektir. Kurban da bir koyundur' dedi."
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Yahya (b. Said el-Kattân), ona Hişam (b. Urve), ona da babası (Urve b. Zübeyr), Âişe'nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Aşure günü, cahiliye döneminde Kureyş'in oruç tuttuğu bir gündü. Hz. Peygamber (sav) de (hicretten önce) aşure orucunu tutardı. Medine'ye geldiğinde de bu orucu tuttu ve (ashâbına da) tutulmasını emretti. Ramazan (ayında oruç tutma emri) inince, ramazan orucu farz oldu, aşure orucu ise terk edildi. Artık aşure orucunu dileyen tuttu, dileyen de tutmadı."
Bize Ayyâş b. Velîd, ona Abdüla'lâ, ona Ubeydullah, ona Nâfi, ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: "İbn Ömer (Bir fakiri doyuracak kadar fidye verilir...) (Bakara, 2/184) ayetini okudu ve hükmünün neshedildiğini söyledi."
Bize Kuteybe, ona Bekir b. Mudar, ona Amr b. Hâris, ona Bükeyr b. Abdullah, ona Seleme b. Ekvâ'ın azatlısı olan Yezîd, ona da Seleme şöyle rivayet etmiştir: "(Oruç tutmaya güç yetiremeyen kimseler, bir yoksulu doyuracak fidye verirler) (Bakara, 2/184) ayeti nazil olduğunda, oruç tutmayıp fidye vermek isteyenler, sonraki ayet inip de bir öncekinin hükmünü ortadan kaldırıncaya kadar, böyle yaptılar." [(Buhârî), Bükeyr'in (hocası) Yezîd'den önce vefat ettiğini belirtmiştir.]
Bize Yakub b. İbrahim, ona Ravh, ona Şu'be, ona Ebu Bişr, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Medine'ye geldiğinde, Yahudiler aşure orucu tutuyordu. Rasulullah (sav) onlara neden oruç tuttuklarını sorduğunda, Yahudiler 'Bu, Musa'nın (as) Firavun'a galip geldiği gündür' dediler. Bu cevap üzerine Peygamber (sav) 'Biz Musa'ya (as) Yahudiler'den daha yakınız. Onun için bu gün siz de oruç tutun' buyurdu."