1100 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Adem, ona Şu'be, ona Sad b. Ubeyde, ona Ebu Abdurrahman es-Sülemî, ona da Ali (ra) şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) bir cenazeye katılmıştı. Eline bir şey aldı ve onunla yere bir şeyler çizmeye başladı ve şöyle buyurdu: "İstisnasız hepinizin cehennem ya da cennetteki mekanı (takdir edilmiş) yazılmıştır." Sahabiler, 'Ey Allah'ın Rasulü! Öyleyse bizler amel etmeyi bırakıp da bu yazgımıza dayanıp güvenemez miyiz?' dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Sizler amel etmeye devam edin. Çünkü herkes ne için yaratılmış ise o iş kendisine kolaylaştırılmıştır: Saadet ehlinden olan kimseye saadet ehlinin ameli kolaylaştırılır. Bedbahtlardan olan kimseye geline, ona da bedbahtların işleri kolaylaştırılır." Rasulullah (sav) bundan sonra da şu ayetleri okudu: 'Sonra da kim (elinde bulunandan) verir, Allah'a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse, biz onu en kolay olana iletiriz'(Leyl suresi, 92/ 5-7).
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: فَكُلٌّ مُيَسَّرٌ لِمَا خُلِقَ لَهُ
Bize Abdân, ona Ebu Hamza, ona A'meş, ona Sa'd b. Ubeyde, ona Ebu Abdurrahman es-Sülemî, ona da Hz. Ali (ra) şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber'le (sav) birlikte oturuyorduk. Elinde bir çomak (çubuk) vardı ve onunla yere bir şeyler çiziyordu. Sonra şöyle buyurdu: "Hepinizin cehennem ya da cennetteki mekanı (takdir edilmiş) yazılmıştır." Bunun üzerine o toplulukta bulunan bir adam dedi ki: 'Ya Rasulallah! Öyle ise buna dayanıp, güvenemez miyiz? Yani (bizim amel etmemize ne gerek var)' Hz. Peygamber (sav) şöyle cevap verdi: "Sizler amel edip çalışın. Çünkü herkes (niçin yaratıldıysa), o kendisine kolaylaştırılmıştır." Hz. Peygamber (sav) bundan sonra şu ayetleri okudu: 'Kim (elinde bulunandan) verir, Allah'a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse, biz onu en kolay olana iletiriz' (Leyl/92, 5-7).
Bize Yahya, ona Abdurrezzak, ona da Hemmâm, ona da Ebu Hureyre Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: Biriniz 'Allah'ım dilersen beni affet!' 'Allah'ım dilersen bana rahmet et!' 'Allah'ım dilersen beni rızıklandır!' demesin. Duasında ısrarcı olsun. Çünkü Allah dilediğini yapar, onu zorlayacak hiçbir şey yoktur."
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Amr, ona Tâvus, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Âdem (as) ile Musa (as) aralarında tartıştılar. Musa, Âdem'e “ey Âdem, sen, bizim babamızsın. Sen bizi hüsrana uğrattın ve Cennet'ten çıkardın!” dedi. Âdem de ona “ey Musa, Allah, kendisiyle konuşma şerefiyle seni seçti ve senin için eliyle (Tevrat'ı) yazdı. Böyleyken Beni yaratmadan kırk yıl önce takdir ettiği bir hükmünden dolayı mı beni kınıyorsun?” dedi. Böylece Âdem, Musa'ya tartışmada üstün gelmiş oldu, Âdem, Musa'ya tartışmada üstün gelmiş oldu." Ravi der ki: Rasulullah (sav), bu son cümleyi üç kez söyledi. Süfyan der ki: Bize Ebu Zinâd, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre (ra), Hz. Peygamber'den (sav) bu hadisin benzerini rivayet etmiştir.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Amr, ona Tâvus, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Âdem (as) ile Musa (as) aralarında tartıştılar. Musa, Âdem'e “ey Âdem, sen, bizim babamızsın. Sen bizi hüsrana uğrattın ve Cennet'ten çıkardın!” dedi. Âdem de ona “ey Musa, Allah, kendisiyle konuşma şerefiyle seni seçti ve senin için eliyle (Tevrat'ı) yazdı. Böyleyken Beni yaratmadan kırk yıl önce takdir ettiği bir hükmünden dolayı mı beni kınıyorsun?” dedi. Böylece Âdem, Musa'ya tartışmada üstün gelmiş oldu, Âdem, Musa'ya tartışmada üstün gelmiş oldu." Ravi der ki: Rasulullah (sav), bu son cümleyi üç kez söyledi. Süfyan der ki: Bize Ebu Zinâd, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre (ra), Hz. Peygamber'den (sav) bu hadisin benzerini rivayet etmiştir.
Bize Hibbân b. Musa, ona Abdullah, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona Said b. Müseyyeb'in rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre şöyle dedi: Rasûlullah ile beraber Hayber gazvesine katıldık. Rasûlullah beraberinde bulunup müslüman olduğunu iddia eden biri için: "Bu, cehennem ehlindendir" buyurdu. Savaş zamanı gelince, bu adam çok güzel bir şekilde savaştı ve birçok yerinden yaralandı. Daha sonra yaraları arttı ve onu hareket edemez halde getirdi. Akabinde bir sahabi geldi ve: Yâ Rasûlallah! Senin cehennem ehlinden olduğunu söylediğin o adam hakkında düşüncen nedir? O kişi Allah yolunda çok güzel bir şekilde savaştı ve çok yara aldı! dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber: "Dikkat et! O cehennem ehlindendir" buyurdu. Bu söz üzerine bazı müslümanlar tereddüde düşer gibi oldular. Durum böyleyken, o adamın yaralarının şiddeti arttı. Adam elini ok kuburuna uzattı ve oradan bir ok çıkararak onunla intihar etti. Bunu gören müslümânlardan biri hemen Rasülullah'ın yanına gidip "Yâ Rasûlallah! Allah Sen'in sözünü doğru çıkardı, o adam intihar edip kendini öldürmüş!" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Bilâl! Kalk ilân et: Cennete mü'min olandan başkası girmeyecek ve muhakkak ki Allah (isterse) bu İslâmı günahkar kişi ile bile destekleyebilir."
Açıklama: Hz. Peygamber tarafından cehennemlik olduğu bildirilen şahıs, özel nedenlerle savaş meydanına çıkmış münafıklardan biri idi. Savaş meydanında gösterdiği mücadele de kahramanlığını gösterme çabası olarak görülmektedir. Cihad gibi özel ve ağır bir imtihanda gösterdiği yararlılık nedeniyle Müslümanlar, cehennemlik olduğu beyanı karşısında şaşkınlık yaşamışlardır. Yaralandıktan sonra sabretmeden intihar ederek kendi ölümüne neden olması, Hz. Peygamber'in şahıs hakkındaki sözüyle birleştirildiğinde kesin münafık olduğuna hükmedildiği için 'Allah senin sözünü doğruladı' ifadeleriyle ashabın ikrarı ortaya çıkmıştır. Hz. Peygamber, Bilal'e ilan ettirerek insanların kalbinde oluşan tereddüdü tamamen ortadan kaldırmıştır. Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: وَإِنَّ اللَّهَ لَيُؤَيِّدُ هَذَا الدِّينَ بِالرَّجُلِ الْفَاجِرِ
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona, İbn Şihâb, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona Ebu Hüreyre'nin naklettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Adem (as) ile Musa (as) aralarında tartıştılar. Musa, Adem'e “sen neslini cennetten çıkaran Adem’sin” dedi. Hz. Adem de ona “sen, Allah’ın risaletle ve kelamıyla seçkin kıldığı Musa’sın. Sonra da kalkmış sen ve ben yaratılmadan önce takdir edilmiş bir şeyden dolayı beni kınıyorsun” dedi. Netice itibariyle Adem, Musa'ya galip geldi."
Bize Yahya, ona Vekî, ona A'meş, ona Sa'd b. Ubeyde, ona Ebu Abdurrahman, ona Hz. Ali şöyle söylemiştir: Biz Rasulullahla (sav) oturuyorken şöyle buyurdu: "Hepinizin cehennem ya da cennetteki mekanı (takdir edilmiş) yazılmıştır." Biz dedik ki, Ya Rasulallah! Öyle ise buna dayanıp, güvenemez miyiz? yani (bizim amel etmemize ne gerek var). Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Sizler amel edip çalışın. Çünkü herkes (niçin yaratıldıysa), o kendisine kolaylaştırılmıştır." Hz. Peygamber (sav) bundan sonra şu ayetleri okudu: 'Kim (elinde bulunandan) verir, Allah'a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse, biz onu en kolay olana iletiriz. Ama kim de cimrilik eder, müstağni olur ve güzel karşılığı yalanlarsa biz onu zora sokarız." (Leyl/92, 5-10).