424 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Nuaym, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Amr b. Dînâr, ona Said b. Ebu Huveyris ona da Abdullah b. Abbas rivayet etmiştir.
Açıklama: DM002120 nolu hadis kast edilmektedir.
Bize Şeybân b. Ferrûh ve Ebu Kamil el-Cahderî, onlara Ebu Avâne, ona Ebu Bişr, ona Yusuf b. Mâhek, ona da Abdullah b. Amr (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Çıktığımız bir yolculukta Hz. Peygamber (sav) bizden geride kalmıştı. Bize yetiştiğinde ikindi namazı vakti girmişti. O esnada biz [abdest alırken] ayaklarımızı mesh ediyorduk. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'ateş değecek topukların vay haline' buyurdu."
Açıklama: Burada Hz. Peygamber'in (sav) 'ateş değecek topukların vah haline' ifadesinden kasıt abdest alırken ayakların iyi yıkanmamasıdır.
Bize Harmele b. Yahya, ona Abdullah b. Vehb, ona Nafi b. Yezid, ona da Hayve b. Şurayh, Ebu Said el-Hımyerî'nin şöyle dediğini rivayet etti: Muaz bin Cebel, Rasulullah'ın (sav) ashabının işitmediği hadislerden bahseder ve sahabilerin işitmiş oldukları hadislerden söz etmezdi. Onun rivayet ettiği hadisler bir ara Abdullah bin Amr'a ulaşınca "Vallahi, Rasulullah (sav)’den bu hadisleri ben işitmedim. Def-i hacet konusunda Muaz neredeyse sizi zahmete sokacak.” dedi. Bu söz, Muaz’a ulaştı.Daha sonra Muaz O’na rastladı ve “Ey Abdullah b. Amr! Resulullah'ın (sav) hadisini yalanlamak münafıklıktır. Hadisin sorumluluğu onu nakleden kişiye aittir. Şüphesiz ben Resûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim”: Lanete sebep olan üç şeyden: Su yollarına ve kaynaklarına, gölgelikte ve yol üstünde abdest bozmaktan sakının.”
Bize Züheyr b. Harb ve Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ, -hadisin lafzı Ebu Küreyb'e aittir- onlara İsmail b. Uleyye, ona Ravh b. Kasım, ona Ata b. Ebu Meymune ona da Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) def-i hacet için uzaklaşır. Ben de kendisine su getirirdim. O bununla taharetlenirdi (temizlenirdi).
Açıklama: Elbani bu hadisin hasen sahih olduğunu ifade etmiştir.
Açıklama: عَرَاقِيبِ kelimesinin çoğulu عرقوب şeklinde gelmektedir. Burada ayağın gerisindeki ökçenin üstündeki sinir kısmı anlamındadır. (Müslim, Tahâre, 29)
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Asım b. Münzir, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Ömer, ona da babası Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu söyledi: "Su iki kulleye ulaştığında necis olmaz." [Ebu Davud, şöyle dedi: 'Hammad b. Zeyd, bu hadisi Asım'dan mevkuf olarak rivayet etmiştir.']
Açıklama: Sıvı ölçü birimi olarak kullanılan kulle, 95 kg. tekabül etmektedir. Günlük yaşamda büyük su küpüne karşılık kullanılmaktadır. İki kulle ise, 190 kg tekabül etmektedir.
Bize Muhammed b. Müsenna ve İbn Beşşâr, onlara Muhammed b. Ca'fer, ona Şu'be (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Hüseyin b. Ali, ona Zaide rivayet etmiştir. Ebû Bekir (b. Ebû Şeyde), Veki''in İsraîl'den rivayet ettiğini söylemiştir. Bunların hepsi bu hadisin benzerini, Peygamber'den (sav) bu isnadla Simâk b. Harb'ten rivayet etmişlerdir.
Açıklama: Senedi verilen hadisin metni bir önceki M000535-2, M000535-3 hadislerde geçmektedir.