451 Kayıt Bulundu.
Bize Hennâd ve Süleyman b. Davud el-Atekî, onlara Şerik, ona Ebu Fezara, ona Ebu Zeyd, ona Abdullah b. Mesud şöyle dedi: Rasulullah (sav) cinlerin Hz. Peygamber'e geldikleri gece İbn Mesud'a: "Mataranda ne var?" diye sormuş, o da nebiz var deyince Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Hurma temiz, suyu temizleyicidir." [Ebu Davud şöyle dedi: 'Süleyman b. Davud, ona Ebu Zeyd veya Zeyd'den diyerek bu hadisi rivayet etmiştir. Şerik de aynı tereddüde düşmüştür. Hennâd ise rivayetinde cin gecesi'nde ifadesini zikretmemiştir.]
Açıklama: Tirmizi'nin rivayetinde söz konusu sudan Hz. Peygamber'in abdest aldığı belirtilmiştir.
Bize Hennâd ve Süleyman b. Davud el-Atekî, onlara Şerik, ona Ebu Fezara, ona Ebu Zeyd, ona Abdullah b. Mesud şöyle dedi: Rasulullah (sav) cinlerin Hz. Peygamber'e geldikleri gece İbn Mesud'a: "Mataranda ne var?" diye sormuş, o da nebiz var deyince Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Hurma temiz, suyu temizleyicidir." [Ebu Davud şöyle dedi: 'Süleyman b. Davud, ona Ebu Zeyd veya Zeyd'den diyerek bu hadisi rivayet etmiştir. Şerik de aynı tereddüde düşmüştür. Hennâd ise rivayetinde cin gecesi'nde ifadesini zikretmemiştir.]
Açıklama: Tirmizi'nin rivayetinde söz konusu sudan Hz. Peygamber'in abdest aldığı belirtilmiştir.
Bize Hennâd b. Serî ve İbrahim b. Ebu Muaviye, onlara Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzım); (T) Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Şerik (b. Abdullah), Cerir (b. Abdulhamid) ve (Abdullah) b. İdris, onlara el-A'meş (Süleyman b. Mihrân), ona Şakik (b. Seleme), ona da Abdullah b. Mesud şöyle rivayet etti: "Biz pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık. (Secdede) Saçın ve elbisenin yere değmesine de mâni olmazdık." [Ebû Davud şöyle demiştir: İbrahim b. Ebu Muaviye, bu hadisi A'meş, ona Şakik', ona Mesrûk'tan an'ane ya da tahdis sîğası ile; Hennâd ise, Şakîk'ten an'ane ya da tahdis sîğası ile Abdullah b. Mesud'dan rivayet etmişlerdir.]
Açıklama: Hadiste geçen "pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık" ifadesi ile, bir necasete basmanın abdesti bozmayacağı ifade edilmek istenmiştir. Yoksa necasete değen ayakkabı ve elbisenin mutlaka temizlenmesi gerekir. (Azimabâdî, Avnu'l-ma'bûd, Beyrut, 1415,1,242).
Bize Hennâd b. Serî ve İbrahim b. Ebu Muaviye, onlara Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzım); (T) Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Şerik (b. Abdullah), Cerir (b. Abdulhamid) ve (Abdullah) b. İdris, onlara el-A'meş (Süleyman b. Mihrân), ona Şakik (b. Seleme), ona da Abdullah b. Mesud şöyle rivayet etti: "Biz pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık. (Secdede) Saçın ve elbisenin yere değmesine de mâni olmazdık." [Ebû Davud şöyle demiştir: İbrahim b. Ebu Muaviye, bu hadisi A'meş, ona Şakik', ona Mesrûk'tan an'ane ya da tahdis sîğası ile; Hennâd ise, Şakîk'ten an'ane ya da tahdis sîğası ile Abdullah b. Mesud'dan rivayet etmişlerdir.]
Açıklama: Hadiste geçen "pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık" ifadesi ile, bir necasete basmanın abdesti bozmayacağı ifade edilmek istenmiştir. Yoksa necasete değen ayakkabı ve elbisenin mutlaka temizlenmesi gerekir. (Azimabâdî, Avnu'l-ma'bûd, Beyrut, 1415,1,242).
Bize Hennâd b. Serî ve İbrahim b. Ebu Muaviye, onlara Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzım); (T) Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Şerik (b. Abdullah), Cerir (b. Abdulhamid) ve (Abdullah) b. İdris, onlara el-A'meş (Süleyman b. Mihrân), ona Şakik (b. Seleme), ona da Abdullah b. Mesud şöyle rivayet etti: "Biz pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık. (Secdede) Saçın ve elbisenin yere değmesine de mâni olmazdık." [Ebû Davud şöyle demiştir: İbrahim b. Ebu Muaviye, bu hadisi A'meş, ona Şakik', ona Mesrûk'tan an'ane ya da tahdis sîğası ile; Hennâd ise, Şakîk'ten an'ane ya da tahdis sîğası ile Abdullah b. Mesud'dan rivayet etmişlerdir.]
Açıklama: Hadiste geçen "pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık" ifadesi ile, bir necasete basmanın abdesti bozmayacağı ifade edilmek istenmiştir. Yoksa necasete değen ayakkabı ve elbisenin mutlaka temizlenmesi gerekir. (Azimabâdî, Avnu'l-ma'bûd, Beyrut, 1415,1,242).
Bize Hennâd b. Serî ve İbrahim b. Ebu Muaviye, onlara Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzım); (T) Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Şerik (b. Abdullah), Cerir (b. Abdulhamid) ve (Abdullah) b. İdris, onlara el-A'meş (Süleyman b. Mihrân), ona Şakik (b. Seleme), ona da Abdullah b. Mesud şöyle rivayet etti: "Biz pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık. (Secdede) Saçın ve elbisenin yere değmesine de mâni olmazdık." [Ebû Davud şöyle demiştir: İbrahim b. Ebu Muaviye, bu hadisi A'meş, ona Şakik', ona Mesrûk'tan an'ane ya da tahdis sîğası ile; Hennâd ise, Şakîk'ten an'ane ya da tahdis sîğası ile Abdullah b. Mesud'dan rivayet etmişlerdir.]
Açıklama: Hadiste geçen "pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık" ifadesi ile, bir necasete basmanın abdesti bozmayacağı ifade edilmek istenmiştir. Yoksa necasete değen ayakkabı ve elbisenin mutlaka temizlenmesi gerekir. (Azimabâdî, Avnu'l-ma'bûd, Beyrut, 1415,1,242).
Bu hadisi bana Süveyd b. Said, ona Ali -b. Müshir-, ona da A'meş bu isnatla rivayet etti. Bilal: 'Bu hadiste 'Rasulullah'ı gördüm' ifadesi vardır' demiştir."
Bize Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ ve İshak b. İbrahim, onlara Veki', -Ebu Küreyb hocasıyla rivayet ilişkisini ifade etmek için 'haddesena Vekî' (Bize hocamız Vekî' rivayet etti) lafzını kullanmıştır-, ona Mis'ar, ona da Cami b. Şeddad Ebu Sahra, Humran b. Ebân'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Hz. Osman'a abdest suyunu koyardım. Üzerine biraz su dökmeden bir gün bile geçmezdi. Hz. Osman (bir gün) şöyle dedi: Şu namazımızı -(Ravilerden biri olan Mis'ar: 'bunun İkindi olduğunu düşünüyorum' demiştir- bitirince Rasulullah (sav) konuştu ve 'size bir şeyi söylesem mi söylemesem mi bilemiyorum" buyurdu. Biz de 'Ey Allah'ın Elçisi, eğer hayırlı bir şeyse haber ver; değilse Allah (cc) ve Rasulü (sav) daha iyi bilir dedik. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Bir Müslüman temizlenir, Allah'ın kendisine farz kıldığı temizliği (abdesti) tamamlar, sonra beş vakit namazını kılarsa, aralarındakilere (işlenen günahlara) kefaret olur."
Bana Muhammed b. Abdullah b. Bezî', ona Yezid -b. Zürey'-, ona Humeyd et-Tavîl, ona Bekir b. Abdullah el-Müzenî, ona da Urve b. Mugire b. Şube, babasının (Mugîre b. Şu'be) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) bir yolculuğu sırasında kafileden geri kaldı. Ben de onunla kalmıştım. Tuvalet ihtiyacını giderdikten sonra bana 'Yanında su var mı?' diye sordu. Ona su dolu bir kap getirdim. (O suyla) Ellerini ve yüzünü yıkadı. Sonra kollarını sıvamaya çalıştı ama elbisesinin yenleri dar geldiği için bunu başaramadı ve kollarını cübbenin altından çıkardı. Cübbeyi omuzlarına attı ve kollarını yıkadı. Perçemini (başının ön tarafını), sarığının üzerini ve mestlerinin üzerini mesh etti. Sonra bineğine bindi. Ben de bindim ve kafileye yetiştik. (Vardığımızda) Namaza durmuşlardı. Onlara Abdurrahman b. Avf imamlık yapıyordu. Birinci rekâtı tamamlamışlardı. Abdurrahman b. Avf Hz. Peygamber'in (sav) geldiğini hissedince geriye doğru çekilmeye yeltendi. Hz. Peygamber (sav) namazı kıldırmaya devam etmesi için ona işaret edince namaz kıldırmaya devam etti. (İmam olan Abdurrahman) selam verince Hz. Peygamber (sav) (kaçırdığımız rekâtı kılmak için) kalktı. Ben de onunla kalktım ve kaçırdığımız rekâtı kıldık.
Bize Ebu Tahir Ahmed b. Amr b. Abdullah b. Amr b. Serh ve Harmele b. Yahya et-Tücîbî, onlara İbn Vehb, onlara Yunus, ona İbn Şihab, ona Ata b. Yezid el-Leysî, ona da Hz. Osman'ın azatlısı Humran şöyle rivayet etmiştir: Osman b. Affân (ra) abdest almak için su istedi ve (bu suyla) abdest aldı. (Abdest alırken) Önce ellerini üç defa yıkadı. Sonra ağzını çalkaladı, burnuna su çekip temizledi. Sonra üç defa yüzünü yıkadı. Ardından sağ kolunu dirseğine kadar üç defa yıkadı. Sol kolunu da aynı şekilde yıkadı. Daha sonra başını mesh etti. Peşinden sağ ayağını topuklarıyla birlikte üç defa; sonra da sol ayağını aynı şekilde yıkadı. (Abdesti tamamladıktan) Sonra, 'Rasulullah'ı (sav) işte böyle, benim aldığım gibi, abdest alırken gördüm' dedi ve Rasulullah'ın şöyle buyurduğunu söyledi: "Her kim benim şimdi aldığım gibi abdest alır ve gönlünden bir şeyler geçirmeden (huşu içinde) iki rekat namaz kılarsa geçmiş günahları bağışlanır." [İbn Şihab: 'Alimlerimiz bu abdestin, bir kimsenin namaz için alabileceği en mükemmel abdest olduğunu söylerdi' demiştir.]