424 Kayıt Bulundu.
Bana Harun b. Said el-Eylî, ona İbn Vehb, ona Amr b. Haris, ona da Said b. Ebu Hilal, Nuaym b. Abdullah'ın şöyle anlattığını rivayet etmiştir: Nuaym b. Abdullah, Ebu Hureyre'yi (ra) abdest alırken görmüştü. (Abdest alırken) Yüzünü ve omuzlarına varıncaya kadar kollarını yıkadı. Sonra ayaklarını baldırlarına ulaşıncaya kadar yıkadı. Ardından Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittim: "Ümmetim kıyamet günü abdestin eseri olarak yüzleri ve ayakları apaydınlık halde (mahşer yerine) geleceklerdir. Her kim bu parlaklığı artırmak isterse bunu yapsın."
Açıklama: Gurr: Atın alnındaki beyazlığa denir. Türkçe'de 'sakar' kelimesiyle ifade edilir. Muhaccel: Atın ayaklarındaki beyazlıktır. Türkçe'de 'sekir' denir.
Bize Kuteybe b. Saîd, Amr en-Nakıd ve Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, onlara İbn Uyeyne, -Kuteybe hocasıyla rivayet ilişkisini ifade etmek için 'haddesena Süfyan (bize Süfyan rivayet etti)' lafzını kullanmıştır-, ona Ebu Zinad, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Biriniz taşla taharetlendiği zaman kullandığın taşın sayısını tek yapsın. Abdest alırken burnuna su alsın sonra sümkürsün."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Veki', ona Süfyan; (T) Bize İbn Müsenna ve İbn Beşşâr, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şube, o ikisine de (Süfyan ve Şu'be'ye) Mansur hadisi bu isnatla rivayet etmiştir. Şube'nin hadisinde 'abdesti güzelce alın' ifadesi yoktur. Onun hadisinde 'Ebu Yahya el-A'rec'den' kaydı vardır.
Bana Seleme b. Şebîb, ona el-Hasen b. Muhammed b. A'yen, ona Ma'kil, ona Ebu Zübeyr, ona da Cabir, Ömer b. el-Hattab'ın şöyle anlattığını rivayet etmiştir: Bir adam abdest alırken ayağında yıkanmamış tırnak kadar bir yer bırakmıştı. Hz. Peygamber (sav) onu gördü ve "Dön ve abdestini güzelce al" buyurmuşdu. Bunun üzerine adam döndü ve (tekrar) abdest aldı. Sonra namaz kıldı.
Bize Süveyd b. Said, ona Malik b. Enes; (T) Bize Ebu Tahir -hadis Ebu Tahir'in lafızlarıyla nakledilmiştir- ona Abdullah b. Vehb, ona Malik b. Enes, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası (Ebû Salih es-Semmân), ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Müslüman -yahut mümin- bir kul abdest alıp yüzünü yıkadığı zaman, gözleriyle bakarak işlediği bütün günahlar su ile -veya en son su damlası ile- yüzünden akıp gider. Ellerini yıkadığı zaman, ellerini kullanarak işlediği bütün günahlar suyla -veya en son su damlası ile- ellerinden akıp gider. Ayaklarını yıkadığı zaman ayaklarıyla yürüyerek işlediği bütün günahlar suyla beraber -yahut en son su damlası ile- ayaklarından akıp gider. Nihayet o kul günahlardan arınmış olarak çıkar."
Bize Süveyd b. Said ve İbn Ebu Ömer, onlara Mervan el-Fezârî -İbn Ebu Ömer hocasıyla rivayet ilişkisini ifade etmek için 'haddesena Mervan (Bize Mervan rivayet etti) lafzını kullanmıştır-, ona Ebu Malik el-Eşca'i Sa'd b. Tarık, ona Ebu Hazim, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah(sav) "Benim havuzum Eyle ile Aden arasındaki mesafeden daha uzundur. Kardan daha beyaz, ballı sütten daha tatlıdır. Havuzumdaki kâselerin sayısı yıldızlardan daha çoktur. Ben (diğer) insanları oradan, bir kimsenin kendi su havuzundan başkalarının develerini kovduğu gibi kovacağım." buyurdu. Bunun üzerine orada bulunanlar; 'Ey Allah'ın Elçisi, O gün bizi tanıyacak mısınız? diye sordular. Hz. Peygamber (sav) "Elbette. Sizin (o gün) başka hiçbir ümmette bulunmayan bir simanız olacak. O gün aldığınız abdestlerin bir eseri olarak yüzleriniz ve ayaklarınız apaydınlık halde benim yanıma geleceksiniz." karşılığını verdi.
Bize Kuteybe b. Said, ona Halef -b. Halife-, ona Ebu Malik el-Eşca'i, ona da Ebu Hazim şöyle rivayet etmiştir: Bir gün Ebu Hureyre'nin arkasındaydım. Namaz için abdest alıyordu. Kolunu koltuk altına kadar yıkıyordu. Ona: 'Ey Ebu Hureyre, Bu abdest de ne? diye sordum. O da bana: 'Ey Ferruhoğulları, Siz burada mıydınız? Eğer burada olduğunuzu bilseydim böyle abdest almazdım. Ben dostumu (sav), "Müminin süsü abdestin ulaştığı yere kadar olacaktır." buyururken işittim' dedi.
Bize Yahya b. Yahya et-Temîmî, İshak b. İbrahim ve Ebu Küreyb, onlara Ebu Muaviye; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye ve Veki' -rivayet Yahya'nın lafızlarıyla nakledilmiştir- onlara A'meş, ona İbrahim, ona da Hemmam şöyle rivayet etmiştir. Cerir (b. Abdullah) küçük abdestini yaptı sonra abdest aldı ve (bu esnada) mestleri üzerine mesh etti. Cerir'e, 'Sen böyle mi yapıyorsun? diye soruldu. O da, 'Evet, Hz. Peygamber'in (sav) küçük abdestini yaptığını, ardından abdest aldığını ve (bu esnada) mestleri üzerine mesh ettiğini gördüm' cevabını verdi. [A'meş şöyle demiştir: İbrahim en-Nehaî: Cerir, Maide süresinin (abdest ayetinin) nüzulünden sonra Müslüman olduğu için, naklettiği (mestler üzerine mesh hakkındaki) bu hadisin hoşlarına gittiğini söylemiştir.]
Bize İshak b. İbrahim ve Ali b. Haşrem, o ikisine İsa b. Yunus; (T) Bize Muhammed b. Ebu Ömer, ona Süfyan; (T) Bize Mincâb b. el-Haris et-Temîmî, ona İbn Müshir, onların hepsine el-A'meş bu isnatla, Ebu Muaviye'nin hadisine mana olarak benzer şekilde rivayet etmiştir. Ancak İsa ve Süfyan'ın rivayetinde (farklı olarak): 'Abdullah'ın (b. Mesud) arkadaşları bu hadisi beğeniyorlardı. Çünkü Cerir, Maide suresinin (abdest ayetinin) indirilmesinden sonra İslam'a girmişti' ibaresi vardır.
Bize Süveyd b. Said ve İbn Ebu Ömer, onlara Mervan el-Fezârî -İbn Ebu Ömer hocasıyla rivayet ilişkisini ifade etmek için 'haddesena Mervan (Bize Mervan rivayet etti) lafzını kullanmıştır-, ona Ebu Malik el-Eşca'i Sa'd b. Tarık, ona Ebu Hazim, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah(sav) "Benim havuzum Eyle ile Aden arasındaki mesafeden daha uzundur. Kardan daha beyaz, ballı sütten daha tatlıdır. Havuzumdaki kâselerin sayısı yıldızlardan daha çoktur. Ben (diğer) insanları oradan, bir kimsenin kendi su havuzundan başkalarının develerini kovduğu gibi kovacağım." buyurdu. Bunun üzerine orada bulunanlar; 'Ey Allah'ın Elçisi, O gün bizi tanıyacak mısınız? diye sordular. Hz. Peygamber (sav) "Elbette. Sizin (o gün) başka hiçbir ümmette bulunmayan bir simanız olacak. O gün aldığınız abdestlerin bir eseri olarak yüzleriniz ve ayaklarınız apaydınlık halde benim yanıma geleceksiniz." karşılığını verdi.