Giriş

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Halid el-Ahmer, ona İbn Aclân, ona babası, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Sakın biriniz durgun suya küçük abdest bozmasın."


Açıklama: Elbani bu hadisin hasen sahih olduğunu ifade etmiştir.

    Öneri Formu
9242 İM000344 İbn Mâce, Tahâret, 25

Bize Yakub b. İbrahim, ona İsmail, ona Yahya b. Atîk, ona Muhammed b. Sîrîn, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Hiçbiriniz durgun suya idrar yapıp da sonra da o suyla yıkanmasın." [Ebu Abdurrahman (Nesâî)i Yakub'un bu hadisi ancak para karşılığı naklettiğini söylemiştir.]


    Öneri Formu
18257 N000058 Nesai, Taharet, 46

Bize Muhammed b. Abdullah b. Yezid el-Mukrî, ona Süfyan, ona Ebu Zinâd, ona Musa b. Ebu Osman, ona babası, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Biriniz durgun suya idrarını yapıp da sonra ondan gusletmesin."


    Öneri Formu
20306 N000222 Nesai, Taharet, 140

Bize Muhammed b. Hâtim, ona Hibbân, ona Abdullah, ona Ma'mer, ona Hemmâm b. Münebbih, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Hiçbiriniz durgun suya idrarını yapıp sonra da oradan gusül veya abdest almasın."


    Öneri Formu
21532 N000397 Nesai, Gusül ve Teyemmüm, 1

Bize Muhammed b. Abdullah b. Yezid, ona Süfyan, ona Ebu Zinâd, ona Musa b. Ebu Osman, ona babası, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) durgun suya idrar yapıp sonra da oradan gusledilmesini yasakladı."


    Öneri Formu
21535 N000399 Nesai, Gusül ve Teyemmüm, 1

Bize Yezid b. Halid b. Yezid b. Abdullah b. Mevheb er-Remlî el-Hemdânî; (T) Bize Abdülaziz b. Yahya el-Harrânî, onlara Muhammed b. Seleme; (T) Bize Musa b. İsmail, ona Hammad -bu hadisin lafzı Muhammed b. Seleme'ye aittir-, ona Muhammed b. İshak, ona Muhammed b. İbrahim, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, -Ebu Davud şöyle dedi: Yezid ve Abdülaziz rivayetlerinde Ebu Seleme b. Abdurrahman ve Ebu Ümame b. Sehl demişlerdir-, ona Ebu Said el-Hudrî ve Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini nakletmişlerdir: "Kim cuma günü gusleder, en güzel elbisesini giyer, varsa koku sürünür, sonra da cumaya gelip insanların omuzlarına basmadan gelir ve Allah'ın kendisine takdir ettiğini (tahiyyetü'l-mescit namazı) kılarsa, imam hutbe okuduğu andan namazını bitirinceye kadar susarsa, bu yaptıkları, bu cuma ile geçmiş cuma arasındaki günahları için kefaret olur." [Ebu Seleme, Ebu Hureyre'nin iki cuma arasındakilere ifadesine ilave olarak üç gün ziyadesiyle ifadesini de eklediğini belirtmiştir. Yine Ebu Hureyre'nin, çünkü haseneler on misli iledir dediğini nakletmiştir.] [Ebû Davud şöyle dedi: Muhammed b. Ebu Seleme'nin hadisi daha tamdır. Hammad, Ebu Hureyre'nin sözünü (ilavelerini) zikretmemiştir.]


    Öneri Formu
3558 D000343 Ebu Davud, Taharet, 127

Bize Ahmed b. İbrahim, ona Muhammed b. Kesir -yani es-San'ânî-, ona Evzaî, ona İbn Aclân, ona Said b. Ebu Said, ona babası, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den bir önceki hadisin manasında bir hadis rivayet etti ve şöyle dedi: "Bir kimse mestleri ile pisliğe basarsa onların temizlenmesi toprak ile olur."


    Öneri Formu
4614 D000386 Ebu Davud, Taharet, 137

Bize Ebu Recâ Kuteybe (b. Said es-Sakafî) ona Malik b. Enes, ona Muhammed b. Umara, ona da Muhammed b. İbrahim, Abdurahman b. Avf’ın ümmüveledinin (kendisinden çocuk doğuran cariyesinin) şöyle anlattığını rivayet etmiştir: Ümmü Seleme’ye: 'Ben uzun etek giyinen bir kadınım ve pis yerlerde yürüyorum (bunun hükmü nedir)?' diye sordum. Bana : 'Rasulullah'ın (sav) "Pis yerden sonra (üzerinde yürüdüğün) temiz yerler, o eteği temizler" buyurdu.' cevabını verdi. [Tirmizî şöyle demiştir: Bu konuda Abdullah b. Mes’ûd’dan da rivayet vardır. O şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) ile birlikte olurduk. Pis yerlere basmaktan dolayı ayaklarımızı yıkamazdık." Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Birden fazla (birçok) âlimin görüşü bu şekildedir. Onlar: 'Bir kimse pis bir yere bastığında ayağını yıkaması gerekmez. Ancak (bastığı yerdeki) pislik yaş olursa bulaşan kısım yıkanır.' demişlerdir. Tirmizî şöyle demiştir: Abdullah b. Mübarek bu hadisi, Malik b. Enes, ona Muhammed b. Umara, ona Muhammed b. İbrahim, ona Abdurrahman b. Avf’ın oğlu Hud'un ümmü veledi, ona da Ümmü Seleme'nin rivayetiyle nakletmiştir. Ancak burada bir yanılgı vardır. Zira Abdurrahman b. Avf’ın Hud adında oğlu yoktur. Bu rivayet, Abdurrahmaan b Avf’ın oğlu İbrahim'in ümmüveledi vasıtasıyla Ümmü Seleme'den rivayet edilmiştir. Sahih olan da budur.]


    Öneri Formu
10436 T000143 Tirmizi, Tahare, 109


    Öneri Formu
270568 D000385-3 Ebu Davud, Taharet, 137